Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün görüş yazısı, hamile memurları mağdur eder!

Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Hukuk İşlerinin verdiği görüş yazısı memurları mağdur eder!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 01 Mayıs 2020 13:50, Son Güncelleme : 01 Mayıs 2020 13:51
Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün görüş yazısı, hamile memurları mağdur eder!

Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığının 2020/4 sayılı Genelgesi kapsamında kamuda hamile çalışanlar idari izinli sayılıyor. 657 sayılı Kanunun 104. maddesine göre hamile memurlar doktor raporuyla beklenen doğum tarihinden 3 hafta öncesine kadar çalışıp, çalıştıkları 5 haftalık süreyi doğum sonrası 8 haftalık analık iznine ekliyor, böylece doğum sonrası izin 13 hafta olarak kullanabiliyor.

Ankara İl Sağlık Müdürlüğü bu konuya ilişkin yakın tarihli bir görüş vermiş olup, özetle doğum öncesi analık izninin 5 haftalık kısmının doğum sonrasına aktarılması için memurun bu beş haftalık sürede çalışmasının zorunlu olduğunu, içinde bulunduğumuz dönemde hamile memurların idari izinli olması sebebiyle çalışma şartının gerçekleşmediğini, dolayısıyla doğum öncesi beş haftalık sürenin çalışılmadığı için doğum sonrasına eklenemeyeceğini ifade etmiştir. İl Müdürlüğünün bu görüşünün Sağlık Bakanlığının genel uygulaması olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak Kanunla verilmiş bir hakkın kullanımının engellenebilmesi için ortada çok sağlam argümanların olması gerekir. Konuya ilişkin en kapsamlı düzenleme mülga Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanan Tebliğle düzenlenmiştir.

13 Nisan 2016 tarihli ve 29683 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6 Seri No.lu Kamu Personeli Genel Tebliğinin analık iznine ilişkin bölümünde; "d) Beklenen doğum tarihinden önceki üç haftaya kadar Kurumunda çalışabileceği tabip raporuyla onaylanan memurun bu süre içinde kanuni izinlerini (hastalık izni, mazeret izni, yıllık izin vb.) kullanması mümkündür. Ancak, bu kanuni izin süreleri doğum sonrası analık izni süresine ilave edilmeyecektir." denilmektedir.

Tebliğ hükmünde doğum sonrasına aktarılmak istenen beş haftalık sürede kullanılan kanuni izin sürelerinin doğum sonrasına aktarılamayacağı ifade edilmektedir. Burada temel vurgu kanuni izin kavramında yatmaktadır. Salgın hastalık sürecinde kullanılan idari izinlere ilişkin pek çok yazımızda vurguladığımız üzere idari iznin kanunda bir karşılığı yok. Yani idari izin kanuni bir izin değil. Geçmişte Başbakanlık, günümüzde ise Cumhurbaşkanlığı makamı belirli durumlarda kamu görevlilerini kısmen veya tamamen idari izinli saymıştır. İçinde bulunduğumuz süreçte kullanılan idari iznin geçmiştekilerden farkı sürenin uzunluğu ve ne zaman biteceğinin halen belli olmaması. Bu durum ise salgının ölümcül etkisinden risk düzeyi yüksek kesimleri koruma isteğiyle yakından ilgili.

İdari iznin kanuni izinlerden farkı ise, kanuni izinde bir şekilde personelin isteği sözkonusu. Personel yıllık izin kullanmak istiyor, rapor getirip hastalık izni kullanmak istiyor veya belirli mazeretlere binaen mazeret izni kullanıyor. İsterse bu izinleri kullanmayabilir, mazeretini bildirmez, raporu ibraz etmez, yıllık izin talebinde bulunmaz ve gelip çalışabilir. Ama içinde bulunduğumuz süreçte kullanılan idari izinde hamile memurun böyle bir şansı yok. Çalışmak istiyorum deyip işe gidemez.

Diğer taraftan İl Müdürlüğünce yapılan uygulamanın, 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde yer alan, "... idari izinli sayılanlar bu sürede istihdamlarına esas görevlerini fiilen yerine getirmiş sayılırlar. ... idari izinli sayılanların mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük hakları saklıdır." ifadelerine de aykırı olduğunu düşünüyoruz.

Sonuç olarak, beklenen doğum tarihinden üç hafta öncesine kadar çalışmak için tabip raporu getiren personele idari izin kullanıyorsun, bu sebeple çalışmıyorsun, bu sebeple de beş haftalık süreyi doğum sonrasına ekleyemeyiz demenin hukuki ve insani olmadığını düşünmekteyiz. Söz konusu görüşün emsal oluşturmaması için yeniden değerlendirilmesini gerekli görüyoruz.

İŞTE O GÖRÜŞ YAZISI:

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber