Fransa'da 300 tohum firması varken Türkiye'de neden 1000 tane var?

Milli yabancı tohumların! Hakimiyeti ne zaman son bulacak? "İsrail tohumu" spekülasyonu kime ne kazandırıyor? Millileşmiş yabancı tohumlar hangileridir? Yerli tohum geliştiren ve kullanana gereken destek veriliyor mu? "İsrail tohumu" spekülasyonunu kimler çok seviyor? Sayıda bin firma iken, kıymette kaç firma var? Yerli tohum için oluşan fırsat yine mi tepilecek?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 18 Haziran 2020 13:21, Son Güncelleme : 18 Haziran 2020 13:24
Fransa'da 300 tohum firması varken Türkiye'de neden 1000 tane var?

İnsanlık olarak yaşadığımız süreçte karşılaştığımız salgın hastalık, tarım ve tarımın hammaddesi olan tohumu millilik ve yerlilik yönüyle gündemimize almamızı tekrar zorunlu kılmıştır.

Bu süreçte ülkemizin tarım ve tohumculuğu kritik fırsatlardan biriyle daha denenmektedir.

Bugüne kadar olduğu gibi bugünde bir çok türde yerli ve milli tohum çeşitlerimizin üretimde yabancı menşeli tohumları geçememesi, endişelenmemiz gereken bir durumdur. Fırsatı kaçıracağımızın işaretidir.

Milli ve yerli tohum gerçeğinde, her ne kadar uygulama ile söylemde dengeyi yakalayamamış olsak da bu konuda endişelenmemiz, tartışmalara, farklı görüşler ve önerilere açık olmamız sorunları çözmemiz açısından gereklidir.

Ülkemizin tohumculuk sektörü otuz yıldır, zihniyetine sığındığı tek merkezli anlayışı yenileyememiştir. Bu uzun süreçte tohumculuk sektöründe ağırlıklı olarak hakim olan anlayış, zaman zaman devleti de çeşitli yöntemlerle bypass etmiştir/etmektedir. Bu nedenle de izlediği strateji kritik süreçlerde ortaya çıkan fırsatları değerlendirmekten ve tohumculuğun önündeki engelleri kaldırmaktan uzaktır.

Millileşmiş yabancı tohumlar!

Uzun yıllardır önümüzde duran en büyük engel; artık çiftçinin kanıksadığı, yerli konumuna gelmiş yabancı tohum çeşitlerinin liderliğinin bir türlü aşılamıyor olmasıdır. Bunun sorumluluğu ülkemiz tohumculuk sektörünün öne çıkan aktörlerindedir.

Patates, şeker pancarı, çim bitkileri, bazı yağ bitkileri, sebze gibi birçok kritik alandaki bitkilerde yerli ve milli çeşitler %20'leri bile geçememiştir. Hatta en kapsamlı ve yoğun çalışmaların yürütüldüğü buğday bitkisinin üretiminde bile %50'den fazla yabancı menşeli tohumluk hakimdir. Bu alanda hakimiyeti elinde tutan Bezostaja ve Experya artık bir nevi milli olmuş yabancı çeşitlerdendir!

Her yıl yenilenen "Milli tohum çeşit listesi" hala yabancı tohum çeşitlerinin hakimiyetinden kurtulamamaktadır. Bu sebeple de bu liste "Millilik" kavramıyla çelişmeye devam etmektedir.

Öyleyse gelin bu yabancı menşeili tohumları yasaklayalım!

Yasaklayamayız!

O zaman sınırlandıralım!

Sınırlandıramayız!

O zaman "Millilik" kavramını yıpratmayalım!

Yerli tohum çeşidi geliştiren ve kullanana ciddi destek verilmelidir!

Bir tarafta ıslah projelerine milyonlarca lira para ödeyip, kendi tohum çeşitlerimizi tozlu raflara terk edip ıslahçıların ve Enstitülerin CV'lerini şişirirken, diğer tarafta üretimde ve ticarette yabancı menşeli çeşitleri kullanmanın kendi yerli çeşitlerimizin gelişmesinin önünü kestiğini hala göremiyor muyuz? Yerli çeşit kullanmaya ve kaliteli yerli çeşit ıslah etmeye ciddi destek verilmelidir.

Tohumculuk sektöründe, söylem olarak güçlü vurgularla dile getirilen "milli ve yerli tohumculuk" kavramı uygulamada gereken karşılığı bulamamaktadır. Çünkü tohumculuk sektörünün yapılanması buna müsaade etmemektedir. Öyle ki, mevzuatta bile milli ve yerli kavramı kendi tanımına uygun yerleştirilememiştir. "Milli Tohum Çeşit Listesinin" altında yüzlerce yabancı çeşidin olması ne kadar milli bir durumdur? Tohumculuktaki (yanlış) yapılanma, kavramların anlam ve işlevine uymamakta, kavramları kendine uydurmaktadır.

"İsrail tohumu" spekülasyonunu kimler çok seviyor?

İsrail'den tohum gelmesi hikayesi

Aslında ciddi manada işi bilen hiç kimse tohumda İsrail'e mahkumuz demiyor. Öyleyse nereden çıkıyor bu konu? Ve neden sürekli ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor? Birileri reklamın kötüsü olmaz diye malum ülkenin lehine bir gündem mi oluşturmaya çalışıyor? Yoksa gerçekten bu konuda bir sorun varda o mu çözülmeye çalışılıyor?

Mesele doğru tahlil edildiğinde görülecektir ki; öncelikle, tarımsal imkanları ve fiziki sınırları belli olan küçük bir ülkeden iddia edildiği kadar tohumun gelmesi şeklindeki yorumlara yoğunlaşıldığı için konuya doğru yaklaşılmıyor. Ancak bu yorum, hem "İsrail'den tohum geliyor" savını öne sürenlerin hem de buna karşı savunma geliştirenlerin işine geliyor.

İsrail'den büyük miktarda tohum geliyor savını ileri sürenler; yönetimsel eleştirilerini güçlendirmek için bu konuyu kullanıyorlar. İsrail'den tohum gelmediğini ya da çok az geldiğini marifetmiş gibi (çünkü normal olan zaten gelmemesidir) savunanlar ise o ülkenin fiziki şartlarının büyük çaplı tohum ihracatına müsait olmadığını bildiklerinden, tohumculuk alanında kendi yapamadıklarını örtbas etmek için bu konuyu gündem etmektedirler.

Oysa bu konuda doğru bakışı yakalamak için; dünya tarım ve tohum sektöründe baş aktör olan firmaların menşelerinin hangi ülke veya ülkelere dayandığını tespitten yola çıkmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Olaya böyle bakılırsa dünya tohum sektöründe rol alan firmalar içerisinde İsrail menşeli firmaların yüzdesi hiçte azımsanacak durumda değildir. Zira fiziki olarak Hollanda da faaliyet gösteren bir tarım firmasının menşei İsrail olabilmektedir. Dolayısıyla parçayı değil bütünü görmek, onu da doğru görmek elzemdir. Bize bunu doğru göstermeyenler, laf kalabalığıyla doğruyu görmemizi engelleyenler iyi niyetli değillerdir.

Sayıda bin firma, kıymette bir firma!

Kurallarını kendilerinin koyduğu, adalete değil sömürüye dayalı, kapsayıcı, kuşatıcı değil koparıcı bir strateji izleyen dünya tohum sektörü, her ülkede en küçük birimlere bölünebilecek sektörler icat eden stratejiler izlemekte ve izletmektedir. Niteliği hep kendileri belirlemekte, niceliği serbest bırakmaktadır. Belki de bu yüzden ülkemizdeki tohumcu firma sayısı 1000'e dayanmıştır.

Dünya tohumculuğunda bizden çok daha etkili olan birçok ülkede, örneğin Fransa'da 300 civarında tohumculuk firması varken bizde neden 1000 tanedir? Üstelik dünyada söz sahibi olan firmamız olmadığı halde! Sayısal çoğunluk iyi bir şeyse neden aynı durum tohumculuğu gelişmiş ülkelerde de yoktur? Niteliksel olarak patinaja düşürülen yerli ve milli tohumculuğumuz, niceliksel olarak habire çoğalmaktadır. Bu durum bile tek başına bu işte bir tuhaflık olduğunu göstermiyor mu?

Sonuç olarak; tohumculuk yapılanmamız ve stratejimiz bu şartlarda millileşmeyi ve yerlileşmeyi sağlamaktan uzaktır

Bu gerçeği kabul ederek yola çıkmalıyız. Bu gerçeğimizin birinci sebebi tohumculuk sektörünün dünya çapındaki baş aktörleri değildir. Birinci sebebi; Türkiye tohumculuğuna yön verdiğini düşünen, tohumculuk konusunda uzatılan her mikrofona aynı ezberlerle konuşan, eleştiriye, farklı görüşe ve farklı yapılanmaya tahammül edemeyen, alternatifleri görmeyen, sırtını kendi etkisiyle çıkardığı mevzuata ve sektörün dünya çapındaki firmalarına dayayarak hareket eden bizden kimselerdir. Bu gidiş milli ve yerli tohumculuk adına yanlış bir gidiştir! Bu yanlışın ilk düğmesi mevzuat, ikinci düğmesi dünya tohum sektörünün etken tutumuna, edilgen duruş gösteren yerli tohumcular ve resmi yetkililerin etkisizliğidir. İlk düğmeler nasıl düğmelenirse gerisi öyle gelir.

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber