İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Üniversitelerde denetim sorunu büyüyor!

Yükseköğretim Denetleme Kurulunun görevini etkin bir şekilde yerine getirmemesinden dolayı yükseköğretim kurumlarında keyfi işlemler giderek artıyor!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 30 Temmuz 2020 14:08, Son Güncelleme : 29 Temmuz 2020 08:05
Üniversitelerde denetim sorunu büyüyor!

Denetleme; "Bir görevin yolunda yürütülüp yürütülmediğini anlamak için yapılan araştırma, denetim, bakı, teftiş, murakabe, kontrol" olarak tanımlanmaktadır (TDK Türkçe Sözlük).

Kurum ve kuruluşların yürütmüş olduğu hizmetlerin başta mevzuata uygun olup olmadığı, hizmetler yürütülür iken kamu kaynağının etkili ve dikkatli kullanılıp kullanılmadığı, üretilen hizmetlerin kurum ve kuruluşun hedefleri ile uyumlu olup olmadığının kontrolünün sağlanabilmesi ve aynı türden kurumların işlemlerinde belirli bir standarda kavuşabilmesi için Denetleme görevi büyük bir önem arzetmektedir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 8 inci maddesi ile kuruluş ve işleyiş şekli belirlenen Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun aynı Kanunun 9 uncu maddesinde görev tanımı şu şekilde ifade edilmiştir:

a) Yükseköğretim kurumlarında, eğitim - öğretim ve diğer faaliyetlerin bu Kanunda belirtilen amaca ve ana ilkelere uygunluğunu Yükseköğretim Kurulunca hazırlanacak esaslara göre ve onun adına denetlemek,

b) Yükseköğretim Kurulu Başkanı tarafından bu Kanunun 53 üncü maddesine göre istenen soruşturmaları yapmak,

c) Yükseköğretim Kurulu tarafından bu Kanuna göre verilecek diğer görevleri yapmaktır.

Görüleceği üzere Kanun Yükseköğretim Denetleme Kurulu için 2 temel görev tanımı yapmıştır;

- Denetleme yapmak

- Soruşturma yapmak

Ancak ne gariptir ki Kurulun son yıllarda sadece inceleme ve soruşturma yapmaktan başka bir görev yürütmediği Üniversitelerce malum bir durumdur. Kanunun kendisini vazifelendirdiği görevin bir kısmını yapıp bir kısmını yapmayarak Kurulun kendisinin de denetlenecek duruma geldiği görülmektedir.

Diğer taraftan başta akademik personel ilanları olmak üzere, ilan usulü ile alımı yapılan diğer istihdam şekillerinde yaşanan sıkıntılar, kayırmacı ve şahsa özel alımlar, Rektörün takdir yetkisinde bulunan atama işlemini gerek kendisi gerekse de çıkar gruplarına hizmet edecek şekilde kullanması, Üniversitenin gerek fiziki gerekse de mali kaynaklarının çarçur edilmesi denetim mekanizmasının hiç işletilmediğinin somut bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bununla birlikte, Denetleme Kurulu Üyeleri yürütmekte oldukları soruşturma işlemlerini kendileri değil emirlerine verilen ve kadroları diğer kurumlarda olan müfettiş ve uzman unvanlı personel marifetiyle yürütmektedir. Belirli süreler ile Denetleme Kurulunda görevlendirilen ve Yükseköğretim mevzuatı ve uygulamalarına vukufiyeti zayıf olan bu kişilerin yol göstermesi ile yapılmış soruşturma işlemlerinin de ne kadar sıhhatli ve yol gösterici olacağı tartışmalıdır. Bu yöntemin yerine, yükseköğretim kurumlarında en az 10 yıl görev almış Şube Müdürü ve dengi kadrolarda görev yapan idari personelin kurulun hizmetlerinde görev alması sağlanırsa, alanda deneyimi olan kişilerin katkılarıyla denetim hizmetlerinin de niteliğinin artması sağlanabilir.

Sonuç olarak Üniversitelerdeki usulsüz uygulamaların, kamu kaynağının yanlış ve etkisiz kullanımından kaynaklanan zararın, aynı hizmetin her üniversitede farklı şekillerde sunulmasının önüne geçebilmek için Yükseköğretim Kurulunun Kanunla kendisine verilen Denetleme görevini de etkin bir şekilde kullanılabilmesi, Kurul Üyelerine yardımcı olmak üzere görevlendirilen personelin Yükseköğretim mevzuatına hakim kişilerden seçilmesi elzemdir. Ayrıca, Kurulda görevlendirilen üyelerin herhangi bir makamdan gelmemesi ve üyelik görevinin sona ermesinden sonra da herhangi bir makam beklentisinin olmaması denetim işinin daha kaliteli bir şekilde yerine getirilmesine katkı sağlayacaktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber