İDDK, Telekom personelinin açtığı 40+40 davasını sonuçlandırdı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Telekomda görev yapmakta iken diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakli yapılan personelin ark tazminatına ilişkin 2010 yılında açılan davada kararını verdi.

Haber Giriş : 19 Ağustos 2022 00:05, Son Güncelleme : 19 Ağustos 2022 00:08
İDDK, Telekom personelinin açtığı 40+40 davasını sonuçlandırdı

Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemelerin dikkate alınmasın ilişkin işlemi hukuk uygun bularak davayı reddeden ilk derece mahkemesi kararını bozdu.

İlk derece mahkemesi kararı Danıştay 12. Dairesince bozulmuştu.

Mahkemece, "04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği hususu dikkate alındığında, yargı kararının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığa konu yargı kararında, davacının 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği ve bu nedenle 15/01/2010 tarihinde meydana gelen artıştan da yararlanması gerektiğinin belirtildiği, bu nedenle davacıya 5473 sayılı Kanun ile öngörülen ve 5793 sayılı Kanun ile güncellenen ek ödeme tutarı ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır." denilmişti.

İlk derece mahkemesi ise kararında ısrar etmişti.

İDDK ise ilk derece mahkemesinin kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararı bozmuştur.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/33

Karar No: 2022/276

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

VEKİLİ: Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) : .Valiliği-.

VEKİLİ: Av. .

İSTEMİN KONUSU : ..İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

.A.Ş.'de çalışmakta iken, 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilerek davalı idareye atanan davacının, 4046 sayılı Kanun'un 22. ve 406 sayılı Kanun'un Ek 29. maddesi gereğince önceki ve yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında 5473 sayılı Kanun uyarınca .tarihli .sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemelerin göz önüne alınması istemiyle 28/12/2010 tarihinde yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı dava sonucunda .İdare Mahkemesince verilen .tarih ve E:., K:.sayılı kararla; dava konusu işlemin iptaline ve davacının yoksun kaldığı parasal hakların başvurunun yapıldığı 28/12/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi üzerine davacı tarafından, eksik ödeme yapıldığından bahisle, hatalı ödemenin düzeltilmesi ve eksik ödenen tutarın yargı kararında belirtilen tarih itibarıyla yasal faiziyle birlikte ödenmesi ile devam eden aylarda ek ödemenin güncel tutarı göz önünde bulundurularak ödeme yapılmaya devam edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

.İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararıyla;

Özelleştirme kapsamındaki diğer kurumların personelinden farklı olarak .A.Ş. personelinin 22. maddeye esas ücretlerinin belirlenmesi için iş sözleşmelerinin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihi ve bu tarihe kadar kamu görevlilerinin ücretlerine yapılan artışlara gönderme yapılarak .personeline özgü bir yöntem oluşturmayı amaçladığı, 5473 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle 375 sayılı KHK'ya eklenen Ek 3. maddesinin dördüncü fıkrasının "ilgili mevzuatı uyarınca fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel bakımından dava konusu ek ödemenin ilgililerin önceki kadro veya pozisyonlarının ücretinin artırılması sonucunu doğurmayacağı" yolundaki kuralının olayda uygulanma olanağı bulunmadığı,

Dördüncü fıkranın söz konusu hükmünün, ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Devlet Personel Başkanlığına bildirilmiş olan personelin eski görevlerinin parasal haklarının net tutarlarının yeniden belirlenmesi yolundaki talepleri önlemeye yönelik olarak getirildiği, ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bildirilen personelin eski kurumlarındaki parasal haklarının belirlenmesinde dava konusu ek ödemenin bir kısmının göz önüne alınmasına engel oluşturmadığı,

Dosyanın incelenmesinden, davacının .A.Ş. bünyesinde çalışmakta iken bu kuruluşun özelleştirilmeye tabi tutulması nedeniyle 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilerek 19/04/2010 tarihinde davalı idarede göreve başladığı, 28/12/2010 tarihli dilekçe ile Yüksek Planlama Kurulu kararıyla 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihlerinden itibaren öngörülen maaş zam farklarının maaş nakil ilmühaberine eklenmediği, bu miktarın maaşına eklenerek ödenmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, bu başvurunun reddi üzerine davacı tarafından, ".tarih ve .sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararlarıyla kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarından çalışan kapsam dışı ve sözleşmeli personele 01/01/2006 tarihinde verilen zam ve farklarının (01/01/2006-30/06/2006 arasında 40-TL, 01/07/2006 tarihinden itibaren 80-TL) ödenmesi istemiyle davalı idareye yaptığı 28/02/2010 tarihli başvurunun reddi yolundaki işlemin iptali ile başvuru tarihinden itibaren doğan maaş farklarının davalı idare ödenmesine karar verilmesi" istemiyle .İdare Mahkemesinin E:.sayısında dava açtığı, anılan Mahkemenin .tarih ve E:., K:.sayılı kararıyla, "Buna göre, 5473 sayılı Yasa ile getirilen ek ödemenin davacının sözleşmesinin feshedildiği 2010 yılının 15 Ocak tarihinden önce, 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi karşısında bu ödemenin "iş sözleşmesinin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihine kadar kamu görevlilerinin parasal haklarına yapılan artışlar" kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına nakle tabi personel olarak bildirilen davacının 01/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 40-TL ve 01/07/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 40-TL zamma müstehak olduğu açık olduğundan davacının isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır. Diğer taraftan, hukuka aykırı bulunan işlem nedeniyle davacının yoksun bırakıldığı parasal kayıplarının da istemi doğrultusunda başvuru tarihinden itibaren tazmini gerekmektedir." gerekçesiyle "dava konusu işlemin iptaline, davacının parasal kayıplarının dava dilekçesindeki istemi doğrultusunda 28/12/2010 günlü başvuru tarihinden itibaren davacıya ödenmesine" karar verildiği, davalı idarece verilen savunmada, bu karar uyarınca 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına nakle tabi personel olarak bildirilen davacının 01/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 40,00-TL ve 01/07/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 80,00-TL zamma müstahak olduğu, 5473 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen Ek-3 maddesinin 1. fıkrasında belirtilen ek ödeme tutarı olarak, Yasa'nın yürürlük tarihindeki son katsayı (0,051448) ile ek ödeme göstergesinin (2660) çarpımı sonucunda bulunan 136,85-TL üzerinden mahkeme kararı doğrultusunda davacıya parasal kayıplarının ödendiği ve maaşına ödeme miktarının yansıtıldığının belirtildiği, davacı tarafından verilen 20/03/2012 tarihli dilekçe ile .idare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararının eksik ve yanlış uygulandığından aradaki parasal farkın hesaplanarak ödenmesi ve eksik ödemenin güncel olarak bundan sonraki maaş ödemelerine yansıtılması istediği, bu isteğin Bakanlığın görüşü doğrultusunda davaya konu edilen .tarih ve .sayılı işlemi ile reddi üzerine bakılan bakılan davanın açıldığı,

Olayda, .A.Ş. bünyesinde çalışmakta iken bu kuruluşun özelleştirilmeye tabi tutulması nedeniyle davalı idareye atanan davacının, .tarih ve .sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararlarıyla kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarından çalışan kapsam dışı ve sözleşmeli personele 01/01/2006 tarihinde verilen zam ve farklarının (01/01/2006-30/06/2006 arasında 40-TL, 01/07/2006 tarihinden itibaren 80-TL) ödenmesi işlemiyle davalı idareye yaptığı 28/12/2010 tarihli başvurunun reddi yolundaki işlemin iptali ile başvuru tarihinden itibaren doğan maaş farklarının davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın, .İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararıyla, "dava konusu işlemin iptaline, davacının parasal kayıplarının dava dilekçesindeki istemi doğrultusunda 28/12/2010 günlü başvuru tarihinden itibaren davacıya ödenmesine" karar verildiği ve yargı kararı gereği bu tutarların davacıya ödendiğinin görüldüğü,

Bu itibarla, .İdare Mahkemesinn .tarih ve E:., K:.sayılı kararının istemle bağlı kalınarak 01/01/2006 tarihinde geçerli olmak üzere 40-TL ve 01/07/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 80-TL zamma ilişkin olarak verildiği, idarenin iptal gerekçesini dikkate alarak karar gereğini yerine getirmesi karşısında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle ödeme isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 17/01/2019 tarih ve E:2018/3867, K:2019/270 sayılı kararıyla;

İdarenin yargı kararlarını aynen ve gecikmeksizin uygulamak zorunda olduğu, idarenin yargı kararlarında yer verilen gerekçeler doğrultusunda hareket etme zorunluluğunun da, hukuk devleti ilkesinin en önemli unsuru olduğu,

4046 sayılı Kanun'un 22. maddesinin 5. fıkrası incelendiğinde, özelleştirme nedeniyle nakledilen sözleşmeli personel ile İş Kanunu'na tabi personele, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihi itibarıyla almakta oldukları (sözleşme ücreti, ücret (fazla mesai ücreti hariç), ikramiye, bankacılık tazminatı, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri adlarla yapılan ödemeler) ödemelerin toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır), nakledildiği kurum ve kuruluşta yapılan ödemelerden (kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak yapılan aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları (ek tazminat ve bankacılık tazminatı dahil), makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, sözleşme ücreti, ücret, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi, döner sermaye payı ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (fazla mesai ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) fazla olması halinde herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar tazminat olarak ödeneceğinin açık olduğu,

Davacının, 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği hususu dikkate alındığında, yargı kararının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığa konu yargı kararında, davacının 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği ve bu nedenle 15/01/2010 tarihinde meydana gelen artıştan da yararlanması gerektiğinin belirtildiği, bu nedenle davacıya 5473 sayılı Kanun ile öngörülen ve 5793 sayılı Kanun ile güncellenen ek ödeme tutarı ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle .İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:

.İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararıyla; davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, sözleşmesinin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihi dikkate alınmak suretiyle belirtilen artışlara ilişkin yapılacak uygulama doğrultusunda yararlandırılması gerekirken, yerel mahkemenin aksi yönde hüküm tesis etmesinin hukuka aykırı olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, .İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile İzmir 3. İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı. A.Ş. bünyesinde görev yapmakta iken özelleştirme kapsamında 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilmiştir.

Bu kapsamda 19/04/2010 tarihinde İzmir Valiliğinde göreve başlamıştır.

28/12/2010 tarihli dilekçe ile Yüksek Planlama Kurulu kararıyla 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihlerinden itibaren öngörülen maaş zam farklarının maaş nakil ilmühaberine eklenmediği, bu miktarın maaşına eklenerek ödenmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunmuştur.

Bu başvurunun reddi üzerine davacı tarafından, anılan işlemin iptali ile başvuru tarihinden itibaren doğan maaş farklarının davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, .idare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline, davacının parasal kayıplarının dava dilekçesindeki istemi doğrultusunda 28/12/2010 günlü başvuru tarihinden itibaren davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Anılan karar üzerine davalı idare tarafından, davacıya 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemeler, 40,00-TL+80,00-TL olarak davacının maaşına yansıtılarak ödenmiştir.

Bu kez davacı tarafından verilen 20/03/2012 tarihli dilekçe ile .idare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararının eksik ve yanlış uygulandığından aradaki parasal farkın hesaplanarak ödenmesi ve eksik ödemenin güncel olarak bundan sonraki maaş ödemelerine yansıtılması istenmiş, bu isteğin Bakanlığın görüşü doğrultusunda davaya konu edilen .tarih ve .sayılı işlem ile reddi üzerine temyizen bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu; bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 1. fıkrasında ise, Anayasa'nın yukarıda yer verilen hükmüne koşut olarak; Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu; bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği kuralına yer verilmiştir.

4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 22. maddesinin beşinci fıkrasında, "Bu madde hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen sözleşmeli personel ile iş kanunlarına tabi personele, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihi itibarıyla almakta oldukları sözleşme ücreti, ücret (fazla mesai ücreti hariç), ikramiye, bankacılık tazminatı, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır); nakledildiği kurum veya kuruluştaki kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak yapılan aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları (ek tazminat ve bankacılık tazminatı dahil), makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, sözleşme ücreti, ücret, ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi, döner sermaye payı ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (fazla mesai ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir." kuralı düzenlenmiştir.

406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 29. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, "Birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanunun 22. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak, Yönetim Kurulunca 15/04/2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar dikkate alınır." kuralı yer almıştır.

5473 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Ek 3. maddenin birinci fıkrasında, "... 1/1/2006 - 30/6/2006 tarihleri arasında 950 gösterge rakamının, 1/7/2006 tarihinden itibaren ise 1850 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay ek ödeme yapılır." hükmüne,

Yedinci fıkrasında ise, "Kadro karşılığı sözleşmeli personel hariç olmak üzere, çeşitli statülerde istihdam edilen sözleşmeli personele birinci fıkrada belirlenen tutarı aşmamak üzere ve bu madde hükümleri çerçevesinde, statüleri ve kurumları dikkate alınarak ödeme yapıp yapmamaya, sözleşme ücreti ile ilişkilendirilmeksizin yapılacak ek ödeme tutarını belirlemeye, ücretleri Yüksek Planlama Kurulu tarafından belirlenenler için bu Kurul, diğerleri için Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ek ödeme tutarı damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz." hükmüne;

Yüksek Planlama Kurulunun 08/05/2006 tarih ve 2006/T-17 sayılı kararının 9. maddesinde ise, "27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesi çerçevesinde, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (II) sayılı cetvele dahil pozisyonlarda çalışan sözleşmeli personele (Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü personeli hariç), her ay 1/1/2006-30/6/2006 tarihlerinde 40-TL, 1/7/2006 tarihinden itibaren de 80-TL ek ödeme yapılmasına, bu ek ödemenin damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmamasına, ek ödemenin ücret ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemelerin hesabında dikkate alınmamasına" hükmüne yer verilmiştir.

06/08/2008 tarih ve 26959 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5793 sayılı Kanun'un 46. maddesinin 4. fıkrasıyla, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 3. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "...1/1/2006-30/6/2006 tarihleri arasında 950 gösterge rakamının, 1/7/2006 tarihinden itibaren ise 1850 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda her ay ek ödeme yapılır." ibaresi, "... en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) % 200 ünü geçmemek üzere her ay ek ödeme yapılabilir. Ek ödemenin oranı ile esas ve usulleri; görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, personelin sınıfı, rütbesi, kadro veya görev unvanı, derecesi, atanma usulü ile emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personele mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. Emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla, mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil alınmakta olunan toplam ödeme tutarları esas alınarak, emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personel için farklı oranlar belirlenebilir veya hiçbir belirleme yapılmayabilir." şeklinde değiştirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Uyuşmazlıkta ısrara ilişkin husus, .A.Ş.'de görev yapmakta iken 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilip özelleştirme uygulamaları kapsamında 19/04/2010 tarihinde davalı idarede göreve başlayan davacının, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 22. maddesinde belirtilen ek ödemenin güncel tutarından yararlandırılıp yararlandırılmayacağına ilişkindir.

Bakılan uyuşmazlıkta .A.Ş.'de görev yapan davacının özelleştirme uygulamaları kapsamında 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği, 19/04/2010 tarihinde davalı idarede göreve başlatıldığı, davacı tarafından 28/12/2010 tarihli dilekçe ile Yüksek Planlama Kurulu kararıyla 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihlerinden itibaren öngörülen maaş zam farklarının maaş nakil ilmühaberine eklenmediği, bu miktarın maaşına eklenerek ödenmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, bu başvurunun reddi üzerine davacı tarafından, anılan işlemin iptali ile başvuru tarihinden itibaren doğan maaş farklarının davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle .İdare Mahkemesine açtığı davada, anılan Mahkemenin .tarih ve E:., K:.sayılı kararıyla, "Buna göre, 5473 sayılı Yasa ile getirilen ek ödemenin davacının sözleşmesinin feshedildiği 2010 yılının 15 Ocak tarihinden önce, 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi karşısında bu ödemenin "iş sözleşmesinin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihine kadar kamu görevlilerinin parasal haklarına yapılan artışlar" kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, 04/01/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına nakle tabi personel olarak bildirilen davacının 01/01/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 40-TL ve 01/07/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 80-TL zamma müstehak olduğu açık olduğundan davacının isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır. Diğer taraftan, hukuka aykırı bulunan işlem nedeniyle davacının yoksun bırakıldığı parasal kayıplarının da istemi doğrultusunda başvuru tarihinden itibaren tazmini gerekmektedir." gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının parasal kayıplarının dava dilekçesindeki istemi doğrultusunda 28/12/2010 günlü başvuru tarihinden itibaren davacıya ödenmesine karar verildiği, anılan karar üzerine davalı idare tarafından, davacıya 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek ödemelerin, 40,00-TL+80,00-TL olarak davacının maaşına yansıtılarak ödendiği, bu kez davacı tarafından verilen 20/03/2012 tarihli dilekçe ile .idare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararının eksik ve yanlış uygulandığından aradaki parasal farkın hesaplanarak ödenmesi ve eksik ödemenin güncel olarak bundan sonraki maaş ödemelerine yansıtılmasının istenildiği, bu isteğin Bakanlığın görüşü doğrultusunda davaya konu edilen .tarih ve .sayılı işlem ile reddi üzerine temyizen bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi uyarınca idarece, yargı kararının aynen ve gecikmeksizin uygulanması gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır.

Yukarıda gerekçesine yer verilen .İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararında, 5473 sayılı Kanun ile getirilen ek ödemenin davacının sözleşmesinin feshedildiği 2010 yılının 15 Ocak tarihinden önce, 01/01/2006 ve 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi karşısında bu ödemenin "iş sözleşmesinin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihine kadar kamu görevlilerinin parasal haklarına yapılan artışlar" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, buradan hareketle davacının sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar kamu görevlilerine 5473 sayılı Kanun ile getirilen ek ödemede, 5793 sayılı Kanun'un 46. maddesinin 4. fıkrasıyla güncelleme yapıldığı ve bu Kanun hükmünün 06/08/2008 tarih ve 26959 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği (davacının sözleşmesinin feshedildiği tarihten önce), dolayısıyla .İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararının belirtilen güncel tutarı da kapsadığı anlaşıldığından davacının, yargı kararının eksik uygulandığı yolundaki 20/03/2012 tarihli talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin .İdare Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın .İdare Mahkemesine gönderilmesine,

4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber