Eğitim Bir Sen'den memurlar.net'teki habere ilişkin açıklama

17.04.2008

ZARURİ BİR AÇIKLAMA

Sitenizde yayınlanan Maksut Balmuk imzalı bir yazıda sendikalardaki hareketlilikten bahisle 2002 yılından itibaren kaydedilen üye artış ve düşüşleri verilerek yorumlar yapılmakta, hususen sendikamızla ilgili ?Eğitim-Bir-Sen sendikasında yaşanan 5 katlık artışın gerekçesi olarak ise hükümet yanlı sendika olması yönündeki iddiaları ve bu yönde yaşanan kadrolaşma iddialarını tesciller niteliktedir.? şeklinde anlatım bozukluğu da barındıran bir cümleyle yargıda bulunulmaktadır.

Sendikal konulara eğilimi olan herkesin malumudur ki ülkemizde sendikal faaliyetler, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normlarının kabul edilmesini dayanak olarak alan öncüler tarafından yasal bir zemini olmadan başlatılmış ve 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun TBMM'de kabul edildiği 25.06.2001 tarihine kadar da kimin kaç üyesinin bulunduğunu tesbit edecek bir gereklilik ve biçim aranmamıştır.

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun ?Toplu Görüşme?de (2001 yılının siyasal konjonktürüne uygun davranarak ?Grevsiz ve Toplu Sözleşmesiz Sendika Yasası'na ram olan ?Toplu Görüşme'ci sendikaları veballeriyle baş başa bırakıyoruz) iş kolunda en çok üyeye sahip olan sendikanın çalışanları ?Yetkili Sendika? unvanıyla temsil etmesini vazetmesi neticesi sayıya yönelik ilk tespitler 2002 yazında yapılmış ve mezkûr yazıda belirtilen rakamlar elde edilmiştir. (Eğitim Sen: 149.383, Türk Eğitim-Sen: 125.863, Eğitim-Bir-Sen: 18.028)

Eğitim Sendikalarının WEB Siteleri Neden Hareketli? 15 Nisan 2007

Şimdi ortada duran tabloyu bir de biz yorumlayalım:

1- 25.06.2001 tarihinden Haziran 2002 tarihine kadarki kısa zaman dilimi içerisinde Eğitim Sen 149.383 ve Türk Eğitim-Sen 125.863 üyeyi hangi marifetle kaydetmişlerdir? Acaba Haziran 2001-Haziran 2002 tarihleri arasında ülkeyi hangi siyasal troyka yönetiyordu? Hangi iş kolunda yetkiyi hangi konfederasyona bağlı sendika almıştı ve o işkollarını içine alan bakanlıklarda hangi partiye mensup bakanlar işbaşındaydı?

2- Yazıda 2007 yılı rakamlarına da yer verilerek oransal karşılaştırma yapılmaktadır. (Türk Eğitim-Sen, 2007'de 149.791'e çıkmıştır.% 19 arttı. Eğitim Sen, 2007'de 119.909'a düşmüştür. % 21 düştü. Eğitim-Bir-Sen, 2007'de 95.949'a çıkmıştır. % 533 arttı.) Eğitim-Bir-Sen, bir yılda yüzbinlere ulaşan sayıda üye kaydetmemiş, 5 yılda Türkiye'nin her bir köşesindeki teşkilat mensuplarının üstün çabalarıyla, imha tehdidiyle değil, gönüllere hitap ederek büyümüştür. Eğitim-Bir-Sen'in büyümesini diğer sendikaların büyümesiyle karıştırmamak ve emeğe saygı göstermek gerekir. Kaldı ki 2001'den önce Eğitim-Bir-Sen üyesi onbinlerce eğitim çalışanı üyelikler resmiyete çevrilince bürokratik oligarşinin baskılarından ve fırtınaya karşı yürümekten endişe ederek kenarda durmayı yeğlemiş, üyeliğini resmiyete çevirmek için demokratik teneffüs ortamının sağlanacağı günleri beklemiştir.

3- 2002 yılından itibaren Türkiye'de herkese yaşama imkânı tanıyan bir yönetim işbaşına gelmiş ve Eğitim-Bir-Sen de herkes kadar nefes alma imkânına kavuşmuştur. Bu, Türkiye'nin demokratikleşmesi mücadelesinin yansımasıdır. Eğitim-Bir-Sen'in ortaya koyduğu demokratik duruş ve tarihsel derinlik üzerine bina ettiği sendikal vizyonun eğitim çalışanları nazarında karşılık bulmaması imkânsızdır. Bu gün eğitim çalışanlarının en az yarısının Eğitim-Bir-Sen'e üye olması beklenirken vaktiyle siyasal ve sendikal hısımlıkla mevzi tutmuş kimi eğitim yöneticilerinin demokratik yaşama kültüründen nasiplenmemiş kendi töresel baskıcı yaklaşımlarıyla vicdanlara neşter atan davranışları yüzünden bu beklenti henüz tecelli etmemektedir.

4- Eğitim-Bir-Sen demokratik ortamda neşv ü nema bulan bir örgüttür. Demokratik standartlar yükseldikçe Eğitim-Bir-Sen'in büyümesi daha da hızlanarak 300 binlik doğal potansiyel üye kaydedilecek, sivil görünümlü militarist-baskıcı örgütler sivil alanda ufalarak kaybolacaktır.

5- Sendikal vizyonunu Eğitim-Bir-Sen'i tanımlamak, Eğitim-Bir-Sen üzerine dedikodu üreterek alanda çamur sendikacılığı yapmak üzerine kurgulayan ve tüm enerjisini buna sarf eden sendikaların Eğitim-Bir-Sen'in üretimlerine bakarak hizmet sendikacılığı nasıl yapılırmış görmeleri ve örnek almaları beklenir.

6- Bazı kalın kafalara şunu bir kez daha ifade etmek isteriz ki, Eğitim-Bir-Sen atama sendikası değildir. Elbette Eğitim-Bir-Sen üyeleri de diğer sendikaların üyeleri gibi yönetici olarak atanmaktadır. Bu, sendikamızın açtığı kurslara devam eden üyelerimizin alın terinin tabii bir sonucudur. Geçmişte kendi yaptıklarını hatırlayıp ?ah keşke bugün imkânımız olsa neler yapardık? vahlanmalarıyla çıkarsamada bulunanlar sendikacılığa yalanı, desiseyi, zorbalığı bulaştıranlar büyük bir yanılgı içerisindedirler, kendi yalanlarına kendileri inanmaktadırlar. Öğretmen odalarında sempozyumlarımız, panellerimiz, konferanslarımız, araştırmalarımız, yarışmalarımız konuşulurken Eğitim-Bir-Sen'e kıyafet biçerek giydirmeye koşuşturanlar aslında alandan ne kadar kopmuş olduklarını da ortaya koymaktadırlar.

7- Karanlıktan beslenenler, karanlıkta beslenenler, aydınlıkta sersemleyenler insanlara sürekli karanlıktan bahsederek karanlığa davet ederler. Gözleri karanlığa alışmış sinema yer göstericisinin karanlıkta insanlara yer göstermesi gibi yer göstermeye kalkışırlar ama nihayetinde karanlıkta yer göstermektedirler. Türkiye'nin aydınlık geleceğini inşa eden eğitim çalışanlarının kendilerine karanlıkta yer göstermeyi teklif eden şakşakçılara iltifat etmeyeceğini biliyor, bu güvençle aydınlık yarınlara yürümeye devam ediyoruz.

Ne demişti Ziya Paşa:

Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar

Rencîde olur dîde-i huffâş ziyadan

(Yarasanın gözlerinin ışıktan rahatsız olduğu gibi, eksik olanlar da olgun kişileri çekemezler.)

EĞİTİM-BİR-SEN

GENEL MERKEZİ