Casusluk da yeni yargı paketinde
MİT'in, İsrail istihbarat servisi Mossad'a yönelik operasyonları ile gündem olan casusluk faaliyetlerine yeni düzenleme geliyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi'ne yeni tip casusluk suçlarının caydırıcı şekilde soruşturulup kovuşturulabilmesi için bazı maddeler konulacağını açıkladı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) İsrail gizli servisi Mossad'a dönük operasyonları ile gündeme gelen casusluk faaliyetlerine ilişkin yeni düzenleme sinyali verdi. Yeni Şafak Gazetesi Ankara Bürosu'nu ziyaret eden Bakan Tunç, 9'uncu Yargı Paketi'nde yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye'deki casusluk faaliyetlerinin önlenmesine yönelik kapsamlı ve önleyici yeni yasal düzenlemelerin yer aldığını açıkladı.
KULLANILAN TEKNİKLER DEĞİŞTİ
Soğuk savaş şartlarındaki düzenlemelerin yeni teknoloji karşısında yetersiz
kaldığı ve güncelleme ihtiyacı olduğu belirtiliyordu. Yargı paketine yeni tip
casusluk suçları için bazı maddeler konulacağını açıklayan Tunç, "TCK'daki casusluk
suçu teknik olarak 'bilgi ve belge' üzerinden işlenebilen bir suç tipidir. Ancak
geldiğimiz noktada çok daha farklı tekniklerle casusluk kavramı içinde kalabilecek
suçlar işlenebilmektedir. Hatta bazı ülkeler veya organizasyonlar bu yeni tekniklerle
başka ülkelerde operasyon yapabilmekteler. Ülkemizin böyle operasyonlara maruz
kalmaması ve yeni tip casusluk suçlarının caydırıcı bir şekilde soruşturulup
kovuşturulabilmesi için hazırlanmış bir taslağımız var. İstihbarat birimlerimizin
ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzenlemelerdir" dedi.
Tunç, 9'uncu Yargı Paketi'nde casusluk faaliyetlerinin önlenmesinin yanı sıra Ceza İnfaz Sistemi ve mükerrer suçlarla ilgili düzenlemeler, hakaret suçunun sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinin uzlaştırma kapsamından çıkartılarak ön ödeme kapsamına alınması, terör örgütlerinin finansmanına yönelik TMSF'nin kayyum atama yetkisinin uzatılması ve noterliğe ilişkin düzenlemeler gibi kapsamlı birçok değişiklik öngörüldüğü bilgisini verdi.
CEZASIZLIK ALGISI ORTADAN KALKACAK
Düzenlemenin cezasızlık algısını da ortadan kaldıracağını ifade eden Tunç, şöyle
konuştu: "Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları doğrultusunda yapılan düzenlemeler,
yine hak arama hürriyetinin daha etkin şekilde kullanılabilmesine imkan tanıyan
düzenlemeler ve ülkemizde cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya, yapanın yanına
kar kalmamasına yönelik bazı yasal düzenlemeler yeni yargı paketinde yer alacak."
SOYKIRIM DAVASINDA AKTİF ROL ALACAĞIZ
Türkiye'nin, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda
(UAD) açtığı davada aktif rol almak istediğini ifade eden Tunç, şunları kaydetti:
"Filistin'de, dünyanın gözü önünde büyük dram yaşanıyor. İsrail, insanlık ve savaş suçu işliyor, sistematik soykırım yapıyor. İsrail'in, Uluslararası Adalet Divanı'nın verdiği tedbir ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin kabul ettiği Gazze'de acil ateşkes kararına uymaması şiddetten yana olduğunu gösteriyor. İsrailli yetkililerin hukuk önünde hesap verip cezalandırılmaları için Türkiye olarak Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı davaya müdahil olacağız. Beyanda bulunduk. Müdahillik dilekçesi verilecek, evraklar mahkemeye gönderilecek. Tabii UAD'ın ateşkes noktasında tedbir kararı var. Bu kararın bir an önce uygulanması lazım. Tedbir kararının Güvenlik Konseyi'nin gündemine getirilmesi lazım. Bu konuda müdahil olarak Türkiye, davada da aktif bir rol almak istiyor. Bu süreçte dilekçelerin, dosyaların oluşturulmasıyla ilgili Dışişleri ve Adalet Bakanlığı birlikte çalışacak. UCM Başsavcısı'nın Filistin'deki insanlık dışı saldırıların son bulması için harekete geçmesi gerekiyor. Harekete geçilmemesi Gazze'deki vahşeti artırıyor."
Yabancı düşmanlığı kötü imaj
Bakan Tunç, bazı çevrelerin Türkiye'de kaşıdığı ırkçılık hakkında şu değerlendirmelerde
bulundu: "Türkiye'de ikamet eden veya Türkiye'ye gelen insanlara yönelik kötü
muamele olmamasını isteriz. Ülkemizin imajı bakımından da bu çok önemli. Türkiye'de
eğitim gören 350 bin dolayında yabancı öğrenci var. Bu öğrenciler Türkiye'de
okuyunca hem kendi yükseköğrenimlerini tamamlıyorlar hem de Türkçe öğreniyorlar.
Gittikleri ülkede Türkiye dostu oluyorlar. Dolayısıyla yabancı öğrencilere yönelik
kara propagandaya müsaade etmemek lazım. Bu Türk Ceza Kanunu'nda halkı kin ve
düşmanlığa tahrik suçunu oluşturuyor. Yabancı düşmanlığı körükleyen birtakım
açıklamalar, sosyal medyadaki paylaşımlarla alakalı bizim daha önce de yaptığımız
soruşturmalar oldu. Bu konuda sosyal medyada kimliği tespit edilenlerden tutuklananlar
da olmuştu."
85 bin kira uyuşmazlığı arabulucuda çözüldü
Ev sahibi ile kiracılar arasındaki anlaşmazlık davaları gündemdeki yerini koruyor.
Tunç, söz konusu davalarla ilgili son durumu anlattı: "Alternatif çözüm yolları
yargı sistemimizin önemli bir parçası. Hukuk uyuşmazlıklarının mahkemeye taşınmadan,
karşılıklı anlayış ve uzlaşma ile çözülmesi önem taşıyor. Gerek uluslararası
tecrübeler gerekse ülkemiz tecrübesi dikkate alındığında, arabuluculuğun toplumsal
uzlaşı kültürünün yaygınlaştırılmasında önemli bir yöntem olduğu açıkça görülüyor.
1 Eylül 2023'ten itibaren kira davalarında arabuluculuk uygulaması başlattık.
Böylece kiracı ile kiralayan, adliyeye gitmeden dostane, barışçıl şekilde anlaşmaya
varabiliyor. Kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 165 bin 345'i buldu.
Bu başvurulardan 85 bin 505'i anlaşma ile sonuçlandı. Yine hukuk sistemimize
arabuluculuk kapsamında ortaklığın giderilmesi davalarında 44 bin 398, kat mülkiyeti
hususunda 8 bin 802, komşuluk hukukunda 3 bin 663 ve tarım sözleşmesi hususunda
da 521 dosya çözümle sonuçlandı."
1693 firari FETÖ'cünün iadesi istendi
Firari FETÖ'cülerin Türkiye'ye iadesi bekleniyor. Terör örgütleriyle mücadele
konusundaki kararlılıktan hiçbir zaman taviz verilmeyeceğini vurgulayan Bakan
Tunç, FETÖ ile mücadele hakkında şu bilgileri verdi: "289 fiili darbe dosyasında
karar verilirken, bu kapsamda 4 bin 891 kişi mahkum olmuş, 2 bin 870 kişi hakkında
beraat kararı verildi. Yine darbe davalarında 195 dosya Yargıtay'ca onanmış,
diğer dosyaların temyiz süreci devam ediyor. 32 bin 697 dosya soruşturma aşamasında
olup, 17 bin 986 dosya hakkında ise mahkemelerde yargılama süreci devam ediyor.
FETÖ soruşturmaları kapsamında 115 ülkeye 1560 kişi hakkında toplam 1693 adet
iade talebi iletildi. Bu kapsamda suçlu iadesi başta olmak üzere tüm uluslararası
adli iş birliği kanallarını kullanıyoruz."
Darbe anayasasıyla devam edilemez
Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, yeni anayasa çalışmalarıyla
ilgili şöyle konuştu: "Yeni anayasa görüşmelerinde öncelik, usul hakkındaki
görüşmelerdir. 'Usul esasa mukaddemdir', Mecelle'nin birinci kuralı budur. Dolayısıyla
Meclis Başkanımızın başlattığı bu çalışma çok önemli. Aslında her parti Türkiye'nin
demokratik bir anayasaya kavuşmasından yana. 'Darbe anayasasından kurtulmayalım'
diyen kimse yok. Dolayısıyla Türkiye'nin, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına başlarken
darbeciler tarafından yazılmış bir anayasayla yoluna devam etmesi doğru değil.
Yıllarca yeni anayasa tartışıldı. Kısmi değişiklikler gerçekleşti. 2010 ve 2017
değişiklikleri esaslı değişikliklerdi. Onlar önemliydi ve o değişiklikler sayesinde
de bu ülkede vesayetçi anlayışı ortadan kaldırmaya yönelik çok önemli reformlar
hayata geçirildi. Hak arama yollarını genişlettik. Kamu Denetçiliği Kurumu,
Bilgi Edinme Kurulu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve
Eşitlik Kurumu gibi kurumlar oluşturuldu. Kadın hakları ve çocuk hakları noktasında
yapılan düzenlemeler gibi temel hak ve özgürlükleri genişleten ve bu özgürlükleri
kurumsal olarak da koruyan yapısal dönüşümleri sağladık. En önemli düzenlemeler
de yargıyla ilgiliydi. Yargı alanında Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun, Anayasa
Mahkemesi'nin yapısını daha demokratik hale getirdik. Yüksek Askeri Şura, Milli
Güvenlik Kurulu sivilleşti. DGM'ler kalktı, askeri yargı kalktı. Yargı birliği
sağlandı. 'Darbeciler yargılanamaz' diye bir hüküm vardı, bunu kaldırdık. 'Sıkıyönetim
gerektiğinde ilan edilebilir' diye bir hüküm vardı, kaldırdık."
82 MODEL ARAÇTA PARÇALAR DEĞİŞTİ AMA!
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle de aslında yine vesayetçi ruhu ortadan
kaldırmaya dönük önemli reformlar yaptık. Yeni anayasa yaparken de bunların
korunması lazım. Aslında bunları yaparken mevcut 82 model bir arabanın üzerinde
parçaları değiştirdik. Çok sayıdaki değişiklik maddeler arasındaki yeknesaklığı
bozdu. Bazı kurumlar arasında birtakım anlaşmazlıklara neden olundu. Dolayısıyla
hem bu uyumsuzlukları ortadan kaldıracak hem de vesayetçi anlayışı tamamen ortadan
kaldıracak yeni, demokratik, sivillerin yaptığı, milletin serbest iradesiyle
seçilmiş bir meclisin yaptığı anayasa olması lazım. Cumhuriyetimizin ikinci
yüzyılında darbe anayasasıyla değil milli iradenin temsilcisi olan TBMM'nin
iradesiyle demokratik, sivil, katılımcı bir anlayışla hazırlanan anayasayı ülkemize
kazandırmamız lazım."
Yargıtay seçim usulü değişebilir
Yargıtay Başkanı, salt çoğunluk sağlanamadığı için 30 turda seçilemedi. Adalet
Bakanı Tunç, bu tıkanmanın seçim usulünde yapılacak değişiklikle çözülebileceğini
söyledi: "Yargıtay'da başkanlık seçiminde üye tamsayısının salt çoğunluğunun
yani 175 oyun alınması gerekiyor. Şu ana kadar yapılan oylamalarda salt çoğunluk
sağlanamadı. Yargıtay seçimiyle ilgili usule göre başkan seçilebilmek için salt
çoğunluk gerektiği ve 3 adayın da birbirine yakın oylar aldığı için oylamalara
devam edilecek. Bu çerçevede Yargıtay'ın seçim sürecinde yıpratılmaması gerekiyor.
Seçim usulü ile ilgili olarak da bu tür tıkanmaların önüne geçebilmek için yeni
Anayasa yapılırken usulde bir değişiklik yapılabilir. Muhtemel tıkanmalar da
bu değişiklikle aşılabilir."
Oğuzhan Ürüşan