İDDK, eşine şiddet uygulayan polise verilen disiplin cezasını hukuka uygun buldu

Danıştay İdari Dava Dairleri Kurulu, Asayiş Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, "hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak" fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesi uyarınca 6 ay kısa süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına, ancak geçmiş hizmetleri olumlu olduğundan aynı Tüzüğün 15. maddesi uygulanmak suretiyle bir alt ceza olan 4 günlük aylık kesimi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı açılan davayı karara bağladı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 14 Kasım 2025 00:10, Son Güncelleme : 31 Ekim 2025 07:42
İDDK, eşine şiddet uygulayan polise verilen disiplin cezasını hukuka uygun buldu

Eşine şiddet uyguladığı gerekçesi ile hizmet dışında resmi sıfatının gerektiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak suçunu işlediğine kanaat getirerek cezayı hukuka uygun buldu.

İlk derece mahkemesi işlemi hukuka uygun bulmuş ama Danıştay Dairesi kararı bozmuştur. İlk derece mahkemesi kararında ısrar etmiştir.

İDDK: Polislik mesleğinin özelliğinden yola çıktı

Personel rejimi, güçlü ve etkili kural ve şartlara tabi bir alan olup kamu görevlilerinin hak ve özgürlüklerine, bu statüde olmayanlara uygulanamayacak sınırlamalar öngörülmesi gerekli olabileceği gibi, idarenin, gösterdiği faaliyetin niteliği bağlamında bu konuda takdir yetkisi de bulunmaktadır. Fakat idare, bu gereklilikle ilgili ve yeterli gerekçeyi ortaya koyabilmelidir.

Ülkede güvenliğin ve asayişin temini ve korunmasında üstlendiği vazife göz önünde bulundurulduğunda kamu hizmetinin faal şekilde icrasının ve mesleki disiplinin sağlanması maksadıyla emniyet hizmetleri sınıfı personelinin bu statüde olmayan diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmaları bir zorunluluktur. Dolayısıyla bu statüdeki personelin nitelikleri ve yükümlülükleri konusunda idarenin daha geniş bir takdir yetkisi mevcuttur. Emniyet mensuplarının hizmet dışında gerçekleştirecekleri fiillerin de resmi sıfatlarının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu bozabileceğinin kabul edilmesi beklenebilir. Hizmet dışında gerçekleştirilen her fiilin değil, mesleğin saygınlığına tesir edebilecek vasıftaki fiillerin mesuliyet doğuracağında kuşku yoktur.
İdarece, davacının eşine kötü muamelede bulunduğu iddiasının tüm delilleri ile değerlendirilerek sübuta erdiği ve hizmet dışında gerçekleştirilen bu fiilin polislik mesleğinin saygınlığını zedeleyecek nitelikte bulunduğu kabul edilmiş olup konunun adli makamlara yansıdığına vurgu yapılarak disiplin soruşturmasına konu fiilin, mensubu olduğu mesleğin itibarını olumsuz yönde etkileyen bir unsur olarak belirdiğinin değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, yukarıda aktarılan haliyle yaşanan aile içi tartışmanın somut olayda kamuya yansıdığı, bu hususun aile mahremiyeti ve özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında mütalaa edilemeyeceği; dosyadaki tespitler dikkate alındığında, aile bütünlüğü ve itibarına etki eden bu fiilinin, emniyet teşkilatını sivil hayatta da temsil eden davacının hizmet dışındaki resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacağı sonucuna ulaşılmıştır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2024/2580
Karar No: 2025/983

İSTEMİN KONUSU:
... İdare Mahkemesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
.İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, "hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak" fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesi uyarınca 6 ay kısa süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına, ancak geçmiş hizmetleri olumlu olduğundan aynı Tüzüğün 15. maddesi uygulanmak suretiyle bir alt ceza olan 4 günlük aylık kesimi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin... tarih ve ...sayılı .Valiliği İl Disiplin Kurulu işleminin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin... tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla;
Olayda, yapılan soruşturmada ifadesi alınan ve aile ile komşu olan A.O.D.'nin, evlendikten 4-5 ay sonra arkadaşlarının sıkıntılarının başladığını, ...'e maddi ve manevi olarak yardım ettiklerini, darp ve tehdit olayını ...'in anlatmasıyla öğrendiklerini beyan ettiği, silahla tehdit ve darp olayına bizzat tanık olmadığı, disiplin soruşturma raporunda da davacının, işlediği iddia edilen "kasten yaralama-tehdit" olayıyla ilgili somut bir delil bulunmadığının belirtildiği, ancak İl Disiplin Kurulunca olayın adli makamlara yansıdığının anlaşıldığından bahisle davacının hizmet dışında resmi sıfatının gerektiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak suçunu işlediği gerekçesiyle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, meydana gelen olayın davacının görevi ile ilgili bir olay olmadığı gibi davacının polislik mesleğini öne çıkararak bir davranışta bulunmadığı, olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve davacı polis memurunun hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak nitelikte çevreye yansıdığını gösteren somut bir bilginin mevcut olmadığı, dolayısıyla davacı hakkında öngörülen disiplin cezasının uygulanmasına esas olan eylemin Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay İkinci Dairesinin 15/02/2024 tarih ve E:2021/7038, K:2024/908 sayılı kararıyla;
Ceza muhakemesi hukuku ve disiplin hukukunun farklı kural ve ilkelere tabi disiplinler olduğu; disiplin hukukunun, kurumun iç düzenini korumayı amaçlayan ve bunun için kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine yönelik olarak uygulanacak yaptırımları ve bu yaptırımların uygulanmasındaki usul ve esasları düzenleyen bir hukuk alanı olduğu; bazı hallerde kamu görevlisinin fiilinin, ceza hukuku kapsamında suç tanımına uymasının yanı sıra disiplin hukuku yönünden de sorumluluk gerektiren bir mahiyet taşıyabildiği; bu çerçevede, fiilin sübutuyla ilgili olarak ceza mahkemesinin ulaştığı kanaatin dikkate alınması ve bunu sorgulayacak ifadelerin kararlarda kullanılmaması gerektiği; uyuşmazlıkta, davacıya disiplin cezası verilmesine neden olan olayın 19/04/2014 tarihinde tartışma sonrasında davacının eşi B.M.'nin Kazımpaşa Polis Merkezi Amirliğine şikayeti üzerine başladığı, şikayet üzerine B.M.'nin sağlık raporu aldığı ve davacı hakkında kasten yaralama fiilini işleme iddiası ile ilgili olarak ceza soruşturması başlatıldığı, anılan soruşturma üzerine açılan ceza davasında... Asliye Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla davacı hakkında basit yaralama suçundan 112 tam gün karşılığı 2.260-TL adli para cezası ile cezalandırılarak hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği; bunun yanında, adli ve idari soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenen polis memuru A.O.D.'nin, davacının eşi B.M.'nin kendilerinden sık sık yardım istediğine ve sürekli tartıştıklarına dair beyanları da dikkate alındığında isnad edilen fiilin sübuta erdiği; bu durumda, ... Asliye Ceza Mahkemesinin kararında yer verilen tespitler, davacının eşinin aldığı sağlık raporu, disiplin soruşturması ve Kazımpaşa Polis Merkezi Amirliğinde verilen ifadeler ile dosyada yer alan diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının eşini darp ettiğinin sabit olduğu, davacının sübuta eren bu fiili ile hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarstığı anlaşıldığından, bir alt ceza uygulanmak suretiyle 4 günlük aylık kesimi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı; bu itibarla dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla davanın yetki yönünden reddine karar verilerek dosyanın gönderildiği ... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
7068 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin 1. fıkrası hükmüne yer verilerek, dava konusu uyuşmazlığın bu Kanun uyarınca incelenip çözümlenmesi gerektiği; davacının üzerine atılı olan ve Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesinde düzenlenerek altı ay süreli durdurma cezası öngörülen ancak dava konusu olayda, Tüzüğün 15. maddesinde yer alan "bir alt ceza verilmesi"ne ilişkin hüküm uyarınca dört günlük maaş kesim cezası olarak uygulanan "hizmet dışında resmi sıfatın gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak" fiilinin, 7068 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendinin 6. alt bendinde yine altı ay süreli durdurma cezasını gerektiren fiiller arasında sayıldığı ve 7068 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrasında, Tüzüğün 15. maddesinde olduğu gibi bir derece hafif cezanın uygulanabileceği yolunda düzenleme yapıldığı; disiplin cezalarının, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş, yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali halinde uygulanan, yasal olarak düzenlenmiş idari yaptırımlar olduğu; kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumluluklarının kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırıldığı, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmalarının ilgili kanunlarda öngörüldüğü; disiplin yaptırımlarının, bir kamu veya özel teşkilat düzenini devam ettirmek, onun verimli, süratli ve yararlı bir biçimde çalışmasını sağlamak, onur ve saygınlığını korumak amacıyla tesis edildiği; özellikle kamu görevi yürüten bireyler açısından disiplin cezalarının amacının, kamu görevlisini görevine bağlamak, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini ve bu suretle kurumların huzurunu temin etmek olduğu; özel hayatın ise, bireylerin kendi bireyselliklerini geliştirebilecekleri ve diğer kişilerle en mahrem ilişkilere girebilecekleri bir alan olduğu; bu mahremiyet alanının, Devletin müdahale edemeyeceği veya meşru amaçlarla asgari düzeyde müdahale edebileceği özel bir alanı kapsadığı; Anayasa'nın "Özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. maddesinin, "Kişinin Hak ve Ödevleri" kısmında düzenlendiği; doktrinde "negatif statü hakları" adı verilen bu hakların, kişinin devlet tarafından aşılamayacak ve dokunulamayacak özel alanının sınırlarını çizen hak ve hürriyetler olduğunun belirtildiği; bu hakka dokunulamamasının yanında, bu hakka ilişkin Devlete yüklenen pozitif görevin, koruma yükümlülüğü olduğu; yani Devletin, bu hakka hem zarar vermemekle yükümlü hem de gelen tehlikeye karşı -kendisinden gelse dahi- hakkı korumak zorunda olduğu; özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğine ilişkin bir kamu görevlisi tarafından yapılan başvuruda, Anayasa Mahkemesince verilen Bireysel Başvuru No:2014/16701 sayılı kararda, sonuç olarak başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine karar verildiği; kararda yer verilen mevzuat hükümleri ve atıf yapılan yargı kararı dikkate alındığında, davacıya isnat edilen fiilin kamu görevlisinin yaptığı iş ile ilgisinin ortaya konulması ve davacının bu fiili nasıl ve ne şekilde gerçekleştirerek resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunduğunun saptanması ve bu halin kamu görevine etkisinin açıkça ortaya konulması gerektiği sonucuna varıldığı; olayda, davacıya ait ikamette resmi nikahlı eşi ile şiddetli tartışma yaşadığının sabit olduğu; davacının eşi ile arasında geçen olayın, davacının kamu görevlisi olmasından tümüyle bağımsız bir nitelik taşıdığı ve özel yaşam alanında vuku bulduğu da dikkate alındığında, mahremiyet kapsamındaki özel yaşamına ilişkin fiillerinin bir disiplin suçu olarak değerlendirilip davacıya disiplin cezası verilmesinin, Anayasa'nın 20. maddesi uyarınca korunan özel hayatın ihlali sonucunu doğuracağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği; öte yandan, Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlandığı, yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle, davacının yoksun kaldığı parasal hakların davalı idarece davacıya verilmesi gerektiği gerekçesi eklenmek suretiyle dava konusu işlemin iptali ve davacının mahrum kalmış olduğu parasal haklarının kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya iadesi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, davacının, tahkikat dosyasındaki ve dava dilekçesindeki kendi beyanında eşinin suratına vurarak darp ettiğini kabul ettiği; ayrıca darp olayının doktor raporu ile de sabit olduğu; eşinin, davacının, tanığın beyanları, doktor raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının üzerine atılı disiplin suçunu işlediğinin açık ve net ortada bulunduğu; ...Asliye Ceza Mahkemesinin... tarih ve... sayılı kararı ile davacı hakkında, eşine yönelik sübut bulan "kasten yaralama" suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; emniyet teşkilatında görevli personelin gerek bu görevlere atanmaları gerekse yerine getirdikleri hizmetin niteliği itibarıyla diğer devlet memurlarından ayrıldıkları, bu özelliğine göre meslek mensuplarının görevde belli bir disiplin anlayışını, görev dışında ya da özel hayatında ise asgari bir disiplin anlayışını ve mesleki özeni taşımalarının esas olduğu, ayrıca polisin "halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin eder" şeklindeki tanımı dikkate alındığında, davacının eşi ile yaşamış olduğu bu olayın emniyet teşkilatı ve ayrıca aile bütünlüğünün ve saygınlığının korunması adına üzücü bir durum olduğu, vatandaş nezdinde duyulmasında teşkilatın güven duygusunu sarsacağının İl Disiplin Kurulunca değerlendirildiği ve bahse konu ceza ile cezalandırılmasına karar verildiği; tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ... ÜN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacının . İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde, 19/04/2014 tarihinde, o esnada evli bulunduğu eşi, evde tartışma yaşadıklarından ve eşinin kendisini darp ettiğinden bahisle davacı hakkında polis merkezi amirliğine şikayette bulunmuştur.
Davacının eşi, aynı tarihte . Devlet Hastanesinden, yaşadığını iddia ettiği darp olayı ile olarak durum bildirir geçici adli bildirim raporu almıştır.
Davacı hakkında konuyla ilgili olarak disiplin soruşturması başlatılmış ve dava konusu işlem tesis edilmiştir. Disiplin kurulu kararında, davacının, eşinin ve komşuları olan tanığın ifadelerine yer verilmiş, davacının eşi ile tartışmalarının darp boyutuna ulaştığı, konunun adli makamlara yansıdığı ve bu durumun polislik mesleğinin saygınlığını zedelediği hususları belirtilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
Davacı, bu olayla ilgili olarak ...Asliye Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile kasten basit yaralama suçunu işlediği gerekçesiyle adli para cezası ile cezalandırılmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karar kesinleşmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesinde, "hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak", 6 ay kısa süreli durdurma cezası gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır. Tüzüğün 15. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise kararın verildiği güne kadar geçmiş hizmetleri olumlu olan ve sicilleri iyi olan memurlara bir derece aşağı olan cezanın uygulanabileceği kurala bağlanmıştır.
7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un geçici 1. maddesinin ilk fıkrasında "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur." hükmü; 3. fıkrasında ise "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından verilmiş ve infaz edilmiş disiplin cezalarına bağlı olarak yapılmış idari işlemler aynen muhafaza olunur." hükmü yer almakta olup Kanun'un 8/4-b-6 maddesinde, "Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak", altı ay kısa süreli durdurma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmış; 7. maddesinin 2. fıkrasında ise "Kurumda geçmiş hizmetleri sırasında çalışmaları olumlu bulunan ve iyi veya çok iyi derecede değerlendirme puanı alan personel için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta ısrar hususu, aile içerisinde gerçekleşen olayın davacının hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak nitelikte çevreye yansıdığını gösteren somut bir bilginin mevcut olmadığı, eşi ile arasında geçen olayın davacının kamu görevlisi olmasından tümüyle bağımsız nitelik taşıdığı ve özel yaşam alanında vuku bulduğu dikkate alındığında disiplin cezası verilmesinin özel hayatın gizliliğini ihlali sonucunu doğuracağı noktasındadır.
Yukarıda "Maddi Olay" bölümünde ayrıntıları aktarıldığı üzere, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına neden olan olayın 19/04/2014 tarihindeki tartışma sonrasında davacının o tarihteki eşinin polis merkezi amirliğine şikayeti üzerine başladığı; davacının eşinin sağlık raporu aldığı; davacı hakkında kasten yaralama fiilini işlediği iddiası ile ilgili olarak ceza soruşturması başlatıldığı, akabinde davacının kasten basit yaralama suçunu işlediği gerekçesiyle adli para cezası ile cezalandırılarak hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği; bunun yanında, adli ve idari soruşturmalar kapsamında tanık olarak dinlenen ve davacı ile eşinin komşusu olan polis memurunun, davacının eşinin kendilerinden bir kaç kez yardım istediğine ve sürekli tartıştıklarına dair beyanları bulunduğu görülmektedir.
Personel rejimi, güçlü ve etkili kural ve şartlara tabi bir alan olup kamu görevlilerinin hak ve özgürlüklerine, bu statüde olmayanlara uygulanamayacak sınırlamalar öngörülmesi gerekli olabileceği gibi, idarenin, gösterdiği faaliyetin niteliği bağlamında bu konuda takdir yetkisi de bulunmaktadır. Fakat idare, bu gereklilikle ilgili ve yeterli gerekçeyi ortaya koyabilmelidir.
Ülkede güvenliğin ve asayişin temini ve korunmasında üstlendiği vazife göz önünde bulundurulduğunda kamu hizmetinin faal şekilde icrasının ve mesleki disiplinin sağlanması maksadıyla emniyet hizmetleri sınıfı personelinin bu statüde olmayan diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmaları bir zorunluluktur. Dolayısıyla bu statüdeki personelin nitelikleri ve yükümlülükleri konusunda idarenin daha geniş bir takdir yetkisi mevcuttur. Emniyet mensuplarının hizmet dışında gerçekleştirecekleri fiillerin de resmi sıfatlarının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu bozabileceğinin kabul edilmesi beklenebilir. Hizmet dışında gerçekleştirilen her fiilin değil, mesleğin saygınlığına tesir edebilecek vasıftaki fiillerin mesuliyet doğuracağında kuşku yoktur.
İdarece, davacının eşine kötü muamelede bulunduğu iddiasının tüm delilleri ile değerlendirilerek sübuta erdiği ve hizmet dışında gerçekleştirilen bu fiilin polislik mesleğinin saygınlığını zedeleyecek nitelikte bulunduğu kabul edilmiş olup konunun adli makamlara yansıdığına vurgu yapılarak disiplin soruşturmasına konu fiilin, mensubu olduğu mesleğin itibarını olumsuz yönde etkileyen bir unsur olarak belirdiğinin değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, yukarıda aktarılan haliyle yaşanan aile içi tartışmanın somut olayda kamuya yansıdığı, bu hususun aile mahremiyeti ve özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında mütalaa edilemeyeceği; dosyadaki tespitler dikkate alındığında, aile bütünlüğü ve itibarına etki eden bu fiilinin, emniyet teşkilatını sivil hayatta da temsil eden davacının hizmet dışındaki resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali ve davacının mahrum kalmış olduğu parasal haklarının kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya iadesi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ve davacının mahrum kalmış olduğu parasal haklarının kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya iadesine ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/05/2025 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

X- ... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın ısrar hususu yönünden onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber