AYM, HSK Seçimi İptal Talebinde Görevsizlik Kararı Verdi
Anayasa Mahkemesi (AYM), TBMM'nin 21 Mayıs 2025 tarihli Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliklerine ilişkin kararının iptali istemiyle açılan davada görevsizlik kararı verdi. Karar, oy çokluğuyla alındı.
Anayasa Mahkemesi, 22 Temmuz 2025 tarihli kararıyla, HSK üyeliklerine ilişkin TBMM kararının iptal talebini oy çokluğuyla reddetti. Karar, Başkan Kadir Özkaya'nın başkanlığında alınırken; dört üye karşı çıktı, dört üye farklı gerekçelerle katıldı.
Başvuruyu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın, Mahir Polat ve beraberindeki 33 milletvekili yaptı.
CHP'nin Hukuki Gerekçeleri: "Seçim Anayasa'ya Aykırı Usulle Yapıldı"
Ana muhalefet partisi, başvurusunda HSK üyelik seçiminde Anayasa'nın 159. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürdü. Dava dilekçesinde öne çıkan iddialar şöyleydi:
- Anayasa'nın 159. maddesi uyarınca, HSK üyelerinin TBMM tarafından yapılacak seçiminde nitelikli çoğunluk (üçte iki) aranması gerekirken, Karma Komisyonda ve Genel Kurulda bu çoğunluğa ulaşılamadığı halde seçim tamamlanmıştır.
- Anayasa'da öngörülen kura yöntemine başvurulmayarak "çoğunlukla seçim" usulü uygulanmış, bu da açık bir Anayasa ihlali oluşturmuştur.
- Karma Komisyonun oluşumu, siyasi partilerin güçleri oranında temsilini sağlamadığı için Anayasa'nın 95. maddesindeki temsil ilkesine aykırıdır.
- Avukat kontenjanından seçilen bir üyenin, halen bir kurumda yönetici pozisyonunda görev yapması nedeniyle "avukatlık mesleğini fiilen icra etme şartını" taşımadığı, dolayısıyla seçimin hukuken geçersiz olduğu iddia edilmiştir.
Başvuruda ayrıca, "TBMM'nin Anayasa'ya aykırı biçimde yaptığı bir işlemin, Meclis kararı niteliğinde olsa dahi, fiilen İçtüzük kuralı yaratması" nedeniyle AYM'nin bu işlemi denetleme yetkisi bulunduğu savunuldu.
AYM Çoğunluğu: "HSK Seçimi Meclisin Çalışma Usulüne Dair Değil"
AYM çoğunluğu, TBMM'nin HSK üyelerini seçmesinin, Meclisin "çalışma usul ve
esaslarına" dair bir işlem olmadığına karar verdi.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
"TBMM'ye Anayasa'nın 159. maddesi kapsamında verilmiş Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinden bir kısmının seçimi görevinin yerine getirilmesine ilişkin karar, Meclisin çalışma usul ve esaslarına yönelik herhangi bir düzenleme içermemektedir. Bu nedenle anayasallık denetimi Mahkememizin görev alanı dışında kalmaktadır."
Bu gerekçeyle, iptal ve yürütmenin durdurulması talepleri "görevsizlik" nedeniyle reddedildi.
Karara Farklı Gerekçeyle Katılan Üyeler
* Engin Yıldırım:
Yıldırım, çoğunluğun görevsizlik kararına katıldığını, ancak gerekçesinin farklı olduğunu belirtti.
Ona göre, Anayasa'nın 148. maddesi, AYM'nin denetim yetkisini yalnızca kanunlar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve TBMM İçtüzüğü ile sınırlar:
"TBMM kararları, içeriği ne olursa olsun, 'İçtüzük değişikliği veya ihdası' şeklinde yapılmadığı sürece anayasallık denetimine tabi tutulamaz. Bu nedenle HSK seçimine ilişkin karar, denetim kapsamı dışındadır."
* Recai Akyel:
Akyel, 2023'teki benzer karara (E.2023/113, K.2023/127) atıf yaparak, AYM'nin denetim yetkisini genişletici şekilde yorumlamasının Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu:
"Anayasa koyucu, TBMM kararlarından yalnızca milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması ve üyeliğin düşmesine ilişkin kararların AYM denetimine tabi olacağını açıkça belirtmiştir. Bunun dışındaki Meclis kararlarını incelemek, Mahkemenin Anayasa'da öngörülmeyen bir yetki kullanması anlamına gelir."
* Yusuf Şevki Hakyemez ve Yıldız Seferinoğlu:
Bu üyeler de, AYM'nin sadece İçtüzük adı altında yapılan düzenlemeleri denetleyebileceğini, aksi halde "anayasal sınırların aşılmış olacağını" vurguladı.
Hakyemez, "TBMM kararlarına İçtüzük niteliği atfetmek suretiyle esas incelemesi yapmak, AYM'ye verilmemiş bir yetkiyi kullanmak olur" görüşünü paylaştı.
Karşı Oy Kullanan Üyeler
Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan ve Basri Bağcı:
Her iki üye de, AYM'nin davayı esastan incelemesi gerektiğini savundu. Gökcan'ın karşı oyunda şu ifadeler yer aldı:
"Anayasa'nın açık hükümlerine rağmen kuralın ihlal edildiği iddiası bulunan bir durumda, bu eylemin Meclisin çalışma usulüne dair yeni bir hukuki durum yarattığı açıktır. Bu nedenle esastan inceleme yapılması gerekir."
Bağcı da, "Eylemli içtüzük değişikliği teorisinin, kuralın yalnızca adının değil, fiili etkisinin esas alınmasını gerektirdiğini" belirterek, AYM'nin yetkisinin bulunduğunu savundu.
Selahaddin Menteş ve Kenan Yaşar:
Her iki üye de, çoğunluğun kararının önceki içtihatlarla çeliştiğini vurguladı.
Menteş'in karşı oyunda, 2023 tarihli AYM kararına atıfla şu görüş yer aldı:
"TBMM'nin çalışma usullerini fiilen etkileyen işlemler, adı 'içtüzük' olmasa da denetime tabidir. HSK seçiminde izlenen usul, Anayasa'da öngörülen kuralları değiştirmiştir; bu nedenle esas yönünden incelenmeliydi."