Ön lisans mezunu olmasına rağmen orta öğretim düzeyine başvurduğundan atama işlemi yapılamayan davacıya ret
Danıştay 12. Dairesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alımı Duyurusu kapsamında başvurusu kabul edilen ancak ön lisans mezunu olmasına rağmen orta öğretim düzeyine başvurduğundan atama işlemi yapılamayan davacının açtığı davayı, iptali istenilen ilan hükmü ile kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilişkisi kurulamadığı gerekçesi ile reddetti.
Davacı, duyuruda yer alan "...başvuru şartlarını taşımayanların yerine, mezkur Yönetmelik hükümlerine istinaden yedek listeden başarı sırasına göre atama yapılacaktır." şeklindeki düzenlemenin iptali istemiyle dava açmıştı.
Davacı: Fazla eğitimli olduğum için cezalandırıldım
Fazla eğitimli olduğum için atamasının yapılmayarak cezalandırıldığı, dava konusu duyuru hükmüyle hukuki istikrar ilkesinin ihlal edildiği ve Anayasa'nın 10. maddesinde ifade edilen eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiği, önlisans mezunu olmasının ortaöğretim mezunlarından daha farklı muamele görmesine neden olduğu dolayısıyla dava konusu Duyuru hükmünün hukuka aykırı olduğu ileri sürmüştür.
Danıştay: İptali istenilen düzenleme davacının kişisel hak ve menfaatlerine
doğrudan bir etkisi yoktur
Uyuşmazlıkta, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alımı Duyurusunda yer alan "...başvuru şartlarını taşımayanların yerine, mezkur Yönetmelik hükümlerine istinaden yedek listeden başarı sırasına göre atama yapılacaktır." şeklindeki düzenlemenin, davacının atanma isteminin kabul edilmemesine ilişkin işleme dayanak olmadığı ve bu niteliği itibarıyla, anılan düzenlemenin davacının kişisel hak ve menfaatlerine doğrudan bir etkisinin olmadığı, bu dava sonucunda verilecek kararın davacının atanmasına veya atanamamasına etkisinin olmayacağı, diğer bir ifade ile iptali talep edilen "Duyuru" maddesinin davacı tarafından dava konusu edilmesinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacı ile dava konusu "Duyuru" hükümleri arasında yukarıda tanımlanan ve açıklanan şekli ile kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilişkisi kurulamadığından, davacının, dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2022/24
Karar No: 2025/2084
DAVANIN KONUSU:
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alımı Duyurusu kapsamında başvurusu
kabul edilen ancak ön lisans mezunu olmasına rağmen orta öğretim düzeyine başvurduğundan
atama işlemi yapılamayan davacı tarafından, duyuruda yer alan "...başvuru
şartlarını taşımayanların yerine, mezkur Yönetmelik hükümlerine istinaden yedek
listeden başarı sırasına göre atama yapılacaktır." şeklindeki düzenlemenin
iptali istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI:
Fazla eğitimli olduğum için atamasının yapılmayarak cezalandırıldığı, dava konusu
duyuru hükmüyle hukuki istikrar ilkesinin ihlal edildiği ve Anayasa'nın 10.
maddesinde ifade edilen eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiği, önlisans mezunu
olmasının ortaöğretim mezunlarından daha farklı muamele görmesine neden olduğu
dolayısıyla dava konusu Duyuru hükmünün hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI:
Davacının, önlisans mezunu olmasına rağmen, ortaöğretim mezunu olma ön şartıyla
açılan kadroya müracaat ederek hatalı beyanda bulunduğu, haksız hareket ettiği,
asil kazanan listesi belirlendikten sonra belgelerin incelenmesinin hukuka aykırı
olduğu ileri sürülmekteyse de; atama işlemi yapılmadan önce atama şartlarının
taşınıp taşınmadığının belgelerin incelenmesiyle mümkün olduğu, atama işlemi
yapılmadan önce evrakların incelenmesinin ve şartları taşımayanların elenmesinin
kaçınılmaz olduğu, iptali istenilen hüküm gereğince il komisyonlarından yedek
isimler istenilerek atamaların yapıldığı, davacının şartları taşımadığı anlaşıldığından
atanmamasına ilişkin işlemde ve dava konusu edilen duyuruda hukuka aykırılık
bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Her ne kadar iptali istenilen Duyuru maddesinin yasal dayanağı olan Kamu Kurum
ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin
21. maddesi ilga edilmiş olsa da; anılan Duyuru maddesinin, davacının atanamamasına
dayanak olmadığı, dolayısıyla davacının anılan Duyuru maddesinin iptalini istenmesinde
hukuki yararı bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ:
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alımı Duyurusu kapsamında çocuk
bakıcısı/çocuk bakım elemanı işçi kadrosu için yaptığı başvuru üzerine girdiği
sınavda başarılı olan ancak ilanda başvurduğu görev için aranan öğrenim düzeyi
ortaöğretim olarak belirlenmiş olması kendisinin de önlisans mezunu olduğundan
bahisle ataması yapılmayan davacı tarafından, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
Sürekli İşçi Alımı Duyurusunda yer alan "...başvuru şartlarını taşımayanların
yerine, mezkur Yönetmelik hükümlerine istinaden yedek listeden başarı sırasına
göre atama yapılacaktır." şeklindeki düzenlemenin iptaline karar verilmesi
istenilmektedir.
Anayasa'nın 124'üncü maddesindeki hükümle, Başbakanlığa, bakanlıklara ve kamu
tüzel kişilerine, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin
uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelik
çıkarabilme yetkisi verilmiştir.
Ancak, idarenin bunların dışında, kararname, karar, tebliğ, sirküler, genelge,
ilke kararı esaslar, yönerge, "talimat, statü, genel emir, ilan, duyuru, plan,
tarife gibi değişik isimlerle genel, soyut ve objektif hukuk kuralları oluşturduğu
görülmektedir. İdarenin düzenleme yetkisi sonucu ortaya çıkan bu tür adsız düzenleyici
işlemlerinin Anayasa ve kanunlara, bunların yanında Anayasa'da idarenin düzenleyici
işlemleri arasında sayılan tüzük ve yönetmeliklere aykırı olmaması gerektiği
de açıktır.
29/6/2009 tarih ve 2009/15188 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kamu kurum ve
kuruluşlarına, iş kanunları hükümlerine göre çalıştırılmak üzere, sürekli veya
geçici işçi alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla 09/08/2009
tarihli ve 27314 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Kamu
Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmeliğin "Yedek listeden işçi alımı" başlıklı 21. maddesinde,
"Sınavda başarılı olup da işe başlamayanlar ile deneme süresi içinde işten
ayrılanların yerine, yedek listenin ilk sırasındaki kişiden başlanmak suretiyle
yerleştirme yapılır." kuralına yer verilmiştir.
Davaya konu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alım Duyurusunda,
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı taşra teşkilatı il müdürlükleri
ve sosyal hizmet kuruluşlarında çalıştırılmak üzere 4857 sayılı İş Kanunu esasları
kapsamı ile 09/08/2009 tarihli ve 27314 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu
Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelik hükümleri çerçevesinde Sürekli işçi kadrosunda çalıştırılmak üzere
belirsiz süreli sürekli işçi alınacağı duyurulmuş, bu duyurunun "Göreve
Başlama İşlemleri" başlıklı kısmının son paragrafında, "Ataması yapıldığı
halde göreve başlamayanların, deneme süresi içinde işten ayrılanların, belirtilen
süre içerisinde belge teslim etmeyenlerin/feragat edenlerin veya başvuru şartlarını
taşımadığı tespit edilenlerin yerine, mezkür Yönetmelik hükümlerine istinaden
yedek listeden başarı sırasına göre atama yapılacaktır." şeklinde açıklama
yapılmıştır.
Bu durumda davalı idarece yapılan Sürekli İşçi Alımı Duyurusunun iptali istenilen
kısmındaki düzenlemenin çocuk bakımı için ihtiyaç duyulan personel açığının
bir an önce kapatılarak bu hizmetlerin aksamasını engellemek amacıyla yapıldığı,
bunun hizmet gereklerine uygun olduğu ve atıf yapılan Yönetmeliğin 21. maddesindeki
kuralla çelişmediği açık olduğundan iptali istenilen düzenlemede hizmet gereklerine
ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca
dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinde; iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep,
konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri
ihlal edilenler tarafından açılan davalar olduğu belirtildikten sonra, ilk inceleme
konularının belirlendiği 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, dava
dilekçesinin ehliyet yönünden de inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendinde ise, dava dilekçesinde ehliyet yönünden kanuna aykırılık görülmesi
halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal
davasının görülebilmesinin ön koşullardan biri olan "dava açma ehliyeti",
her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının, idari faaliyetler
ile idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin
buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile
dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisinin varlığını
ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında
öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlali, kişisel, meşru ve
güncel bir menfaat olması ölçütleri kapsamında yargı mercilerince değerlendirilecektir.
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmek, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğurur.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alımı Duyurusunda bahsi geçen ... ili Çocuk Bakıcısı/Çocuk Elemanı unvanına ilişkin 13 kişilik sürekli işçi kadrosuna atanmak için ... tarihinde başvuruda bulunduğu, ilanda öğrenim düzeyinin ortaöğretim olarak belirlendiği, ancak kendisinin önlisans mezunu olduğundan bahisle atamasının yapılamadığına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin tesis edilmesi üzerine, duyuruda yer verilen "başvuru şartlarını taşımayanların yerine, mezkur yönetmelik hükmüne istinaden yedek listeden başarı sırasına göre atama yapılacaktır." ibaresinin iptali istemiyle dava açtığı, dosyayı görüşen Dairemizin 08/06/2021 tarih ve E:2021/3904, K:2021/3699 sayılı kararıyla davacının atanmamasına ilişkin işlemin dayanağının, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alımı Duyurusunda yer alan "...başvuru şartlarını taşımayanların yerine, mezkur Yönetmelik hükümlerine istinaden yedek listeden başarı sırasına göre atama yapılacaktır." şeklindeki düzenleme olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle dilekçe ret kararı verildiği ve davacının yenilediği dilekçeyle yalnızca "Duyuru" maddesinin iptali isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sürekli İşçi Alımı Duyurusunda yer alan "...başvuru şartlarını taşımayanların yerine, mezkur Yönetmelik hükümlerine istinaden yedek listeden başarı sırasına göre atama yapılacaktır." şeklindeki düzenlemenin, davacının atanma isteminin kabul edilmemesine ilişkin işleme dayanak olmadığı ve bu niteliği itibarıyla, anılan düzenlemenin davacının kişisel hak ve menfaatlerine doğrudan bir etkisinin olmadığı, bu dava sonucunda verilecek kararın davacının atanmasına veya atanamamasına etkisinin olmayacağı, diğer bir ifade ile iptali talep edilen "Duyuru" maddesinin davacı tarafından dava konusu edilmesinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacı ile dava konusu "Duyuru" hükümleri arasında yukarıda tanımlanan ve açıklanan şekli ile kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilişkisi kurulamadığından, davacının, dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi uyarınca davanın EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin davacı üzerinde
bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca
takdir edilen ...-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya idareye verilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava
Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/04/2025 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.