Bakan Tekin: Öğretmenlerimizin fedakarlığını hiçbir ideolojik hesaba feda etmeyeceğiz

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı'nda yaptığı konuşmada, "Bu ülkenin çocuklarının emeğini, öğretmenlerimizin fedakarlığını, ailelerinin duasını hiçbir ideolojik hesabın önünde feda etmeyeceğiz" dedi. Bakan Tekin, eğitim üzerinden yeniden "vesayet hattı kurulamayacağını" belirtti.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 24 Kasım 2025 16:33, Son Güncelleme : 24 Kasım 2025 16:47
Bakan Tekin: Öğretmenlerimizin fedakarlığını hiçbir ideolojik hesaba feda etmeyeceğiz

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı"nda konuştu.

Konuşmasına tüm öğretmenlerin gününü kutlayarak başlayan Tekin, görevleri başında şehit olan öğretmenleri rahmet ve minnetle yad etti.

Düzenlenen program vesilesiyle atama süreci tamamlanıp öğretmen olarak mesleğe başlayacakları tebrik eden Tekin, vazifelerinin hayırlı olmasını diledi.

Eğitimin insanın dünyalık imkanlarını artıran bir vasıtanın çok ötesinde varoluşunu anlamlandırdığı, iyi ile kötüyü, hak ile batılı, adalet ile zulmü ayırt etmeyi öğrendiği uzun bir yolculuk olduğunu belirten Tekin, "Arzumuz, bu aziz vatan okullarından, yeryüzünde yanlışın karşısında doğruda, çirkinin karşısında güzelde, zulmün karşısında adalette sebat eden, kökleriyle bağı kuvvetli, ufku insanlığın ortak iyisine dönük bir neslin yetişmesini sağlamaktır." ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin, bu çerçevede öğretmenin, öğrenme kudretine sahip çocuğun dünyasına açılan ilk kapı olduğuna işaret ederek, öğretmenlerin, çocuğun hangi söze kulak vereceğini, hangi değeri gönlünün merkezine alacağını, haksızlık karşısında nasıl bir duruş arayacağını çoğu zaman fark ettirmeden şekillendirdiğini dile getirdi.

Öğretmenlik mesleğini, hakikate yönelişi ayakta tutan, nesillere istikamet kazandıran ve insana emanet edilmiş ağır bir sorumluluğu omuzlarda taşıma gayreti olarak gördüklerini aktaran Tekin, Türkiye'nin her köşesinde bu yükün farkında olan, mesleğini emanet şuuruyla sürdüren yüz binlerce öğretmenin bulunduğunu vurguladı.

- "Vesayet hattı kuramayacaklarını görüyorlar"

Bakan Tekin, 3 Kasım 2002'den bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğindeki siyasal çizgiyle, eğitimin "ideolojik kıskaçtan", "yasakçı anlayıştan" ve "millete tepeden bakan vesayetçi dilden" kurtarıldığını söyledi.

Bu doğrultuda ülkenin çocuklarının ve öğretmenlerinin önünü açan büyük bir dönüşüme öncülük edildiğini dile getiren Tekin, şunları kaydetti:

"Bugün burada, başı örtülü olduğu için öğretmenliğe kabul edilmeyen kadınların, katsayı adaletsizliğiyle hayalleri çalınan gençlerin, inancıyla, kimliğiyle okul kapısında hizaya sokulmak istenen evlatlarımızın hikayesi eğer geride kalmışsa, bu sizin ortaya koyduğunuz siyasi ve ahlaki direnişin, kararlı yürüyüşünüzün neticesidir. Eski Türkiye'nin ideolojik bariyerleri birer birer ortadan kaldırılırken, eğitim ortamlarımız da insani, fiziki ve teknolojik altyapısıyla geçmişle kıyaslanamayacak bir seviyeye taşındı.

Elbette bu tablodan rahatsız olanlar var. İmam hatiplerin kapısına kilit vuramadıkları için rahatsızlık duyanlar var. Katsayı adaletsizliğinin tarihe gömülmüş olmasından rahatsız olanlar var. Başörtülü bir öğretmenin kürsüye başı dik çıkmasından rahatsız olanlar var. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile hikmetle, beceriyle, erdemle, öz güveni mesuliyetle birleştiren bir çerçeve kurduğumuz için rahatsız olanlar var. Mavi Vatan, Gök Vatan, yerli ve milli teknoloji şuurunu müfredatımıza yerleştirip çocuklarımızın ufkunu insanlığın ortak geleceğiyle buluşturduğumuz için rahatsız olanlar var. Ailenin sözünü güçlendirdiğimiz, velinin tercih hakkını esas aldığımız, kız çocuklarının okullaşmasını artırdığımız, dezavantajlı evlatlarımızı merkeze aldığımız için rahatsız olanlar var. Milletin inancıyla, iradesiyle, duasıyla açılmış bu yolda, eğitim üzerinden yeniden bir vesayet hattı kuramayacaklarını görüyorlar ve bundan rahatsız oluyorlar. Biz ise kararlıyız, bu ülkenin çocuklarının emeğini, öğretmenlerimizin fedakarlığını, ailelerinin duasını hiçbir ideolojik hesabın önünde feda etmeyeceğiz."

Tekin, bu anlayışla bir yandan fiziki kapasiteyi güçlendirip eğitim sistemini demokratik ve adaletli bir perspektife kavuştururken, diğer yandan öğretmenlik mesleğinin hukuki, kurumsal ve ahlaki zeminini tahkim etmeye gayret ettiklerinin altını çizdi.

- "Emeği değersizleştirmeye dönük anlayışın karşısında duruyoruz"

Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin kolektif ve milli maarif bilinciyle kendi eğitim sistemini yeniden inşa etme iradesinin adı olduğunu söyledi.

Modelin ezbere dayalı, sınav merkezli klasik kalıpların ötesine geçerek, öğrencilerin ilgi, yetenek ve potansiyellerini esas alan bir perspektif sunduğunu aktaran Tekin, ayrıca modelin öğrencilere hem evrensel yeterlilikler kazandırıldığını hem de onları kendi kültürüne, tarihine ve medeniyetine sıkı sıkıya bağlı kıldığını dile getirdi.

Türkiye Yüzyılı idealinin en kritik halkasının öğretmenlerin dirayeti, inancı ve fedakarlığı olduğuna dikkati çeken Tekin, şunları kaydetti:

"Biliyoruz ki savunma sanayisindeki atılımların, diplomasi sahasındaki başarıların, bilim ve teknoloji alanındaki hamlelerin arkasında önce bir öğretmenin emeği var. O öğretmen, mühendisi de yetiştirendir, diplomatı da yetiştirendir, hakimi, savcıyı, hekimi, sanatkarı, girişimciyi de yetiştirendir. Bu yüzden biz eğitim politikamızı şekillendirirken, her başlığa şu gözle bakıyoruz, 'Öğretmenimizi güçlendiriyor mu, öğretmenimizin omzundaki yükü paylaşabiliyor mu, öğretmenimizin itibarını, sözünün ağırlığını büyütüyor mu?'. Eğer cevabı 'evet' ise bu adımı kararlılıkla destekliyor, öğretmemizin emeğini değersizleştirmeye dönük her anlayışın karşısında duruyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber