Bakan Tekin: Zorunlu eğitim süresine ilişkin çalışma rafa kalkmadı
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mardin'de Memurlar.net Genel Yayın Yönetmeni Edip Üzen'in de aralarında bulunduğu gazetecilere açıklama yaptı. Bakan Tekin, okula kayıt sistemi, öğretmen atamaları, ara tatil, rehabilitasyon merkezleri, yerli zeka testi ve okul öncesi eğitim gibi pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Mardin'de Memurlar.net Genel Yayın Yönetmeni Edip Üzen'in de aralarında bulunduğu gazetecilere açıklama yaptı. Bakan Tekin, okula kayıt sistemi, öğretmen atamaları, ara tatil, rehabilitasyon merkezleri, yerli zeka testi ve okul öncesi eğitim gibi pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Zorunlu eğitim süresine ilişkin tartışmalar
Şimdi burada bir realite var. 12 yıllık eğitim içerisinde, bundan 15 yıl önce bilgiye erişim şimdiki ile aynı değil. Şimdi çok daha rahat ve hızlı, bilgiye erişiyorlar, öğreniyorlar. Ya televizyondan bir çizgi filmden ya bir belgeselden ya sosyal medyadan ya internetten ya yapay zekadan öğreniyor. Hazır bulunuşlukları yüksek. Bu açıdan 20 yıl öncenin öğretim süreleri ile bugün aynı değil. Bunu bir kenara koymak lazım.
Diğer bir konuda bizde 12 yılık zorunlu eğitimi bitirme yaşı 18/19 civarı. Bir yıl üniversiteye gitmediğini farz edelim. Gençlerin büyük kısmı artık bir daha sınava giriyor. Bu bir yıl bekledim, oldu 20. Bir lisans programına gitti, oldu 24. Bitirdi, işe girdi, ortalama 26 yaş. Bunları düşündüğünüzde, bu gizli işsizlik filan gibi şeyleri de ele aldığınızda, bunu bir tartışmak, konuşmak lazım. Bunu sadece biz tartışmıyoruz. Dünyada da bu yaşı aşağı çekmemiz lazım diyorlar ve bu zorunlu eğitim süresini yoğun şekilde tartışıyorlar. Bizim de buna bir dikkat kesilmemiz gerekiyor.
Şimdi mesela niye İngiltere'de ya da başka bir yerde on altı yaşında çocuk Harvard'a, Oxford'a gidiyor da bizim çocuğumuz niye üniversiteye gitmesin? Yani bu hakkı verebilmeliyiz. Benim kastettiğim şey, çocuk daha erken sürede kendisine tanımlanan eğitimi alıyorsa alabilsin.
ZORUNLU EĞİTİM SÜRESİNE İLİŞKİN ÇALIŞMA RAFA KALKMADI
Zorunlu eğitim süresine ilişkin iyileştirmeler veya düzenlemelerle ilgili süreç rafa kalkmadı ama bu yönde atılacak her adım eğitim-öğretim sistemini çok yakından etkileyeceği için artıları ve eksilerini çok detaylı şekilde analiz etmek, hazırlıklar yapmak, bazı tedbirleri almak gerekiyor. Tedbir almadan, hazırlık yapmadan herhangi bir değişikliğe gitmeyiz.
Biz hiçbir model açıklamadık ama kamuoyunda konuşulan 4+4+3+1 veya 4+4+2+2. Peki, iki yıl zorunlu olursa akademik eğitime devam edecek öğrenciyi nasıl belirleyeceksiniz? Bu sefer mesleki eğitim altyapısının ya da diğer lise türleri altyapısının aşağıdan hazır olması lazım. Biz bütün bu hazırlıkları yapmak zorundayız. Beraberinde, öğretmenlerin norm durumu, kız çocuklarının okullaşması gibi başka meseleler de var.
Birkaç yıl sonra bu hazırlıklar bittiğinde, konu paydaşlarla tartışılır, istişare edilir sonra karar verilebilir. Bunların hepsini konuşurken "bugün karar alıyoruz, yarın uygulanacak" gibi bir durum yok. Ama şu an bu konu aceleye getirilecek bir konu değil.
Tekrar söyleyeyim burada mesele zorunlu eğitimin süresinden ziyade zorunlu eğitimi tamamlama yaşı asıl oradan bakmak lazım. Yoksa biz süre konusunda, tartışalım, kamuoyunu dinleyelim derken sanki verdiğimiz bilgileri ya da çocuğa kazandırdığımız becerileri azaltalım ya da süreyi azaltalım demiyoruz.
OKULA KAYIT SİSTEMİ
Geçen yıl şube ve öğretmen seçimine ilişkin bir düzenleme yaparak bunları merkezden belirledik. Örneğin, bir mahallede, sokakta iki tane okul var. Okullardan birisinde ilkokulda, üç veya beş tane birinci sınıf şubesi var. Burada 5 öğretmen var, birisinin adı çevresinden veya başka bir nedenle duyuluyor. Herkes geliyor çocuğunu o öğretmene yazdırmaya çalışıyor, tartışmalar oluyordu. Geriye kalan dört öğretmen refüze ediliyor, onurları kırılıyor. Biz, şimdi geçen yıl, okulun adres bölgesinde yaşayan çocukları otomatik olarak kaydettik, öğrencileri şubelere dağıtırken de 18-20 tane parametre geliştirdik. Öğrencilerden, hangisinin A hangisinin B şubesine ya da C şubesine kayıt olacağına artık bilgisayar karar veriyor. Hiç kimse karışmıyor. Kayıt bitiyor. Okullar açılmadan kayıt sınıf listesi açıklanıyor.
Bu değişikten öğretmenlerimiz inanılmaz mutlu. Şimdi bunun ikinci adımını yapacağız.
Burada da bu sokakta iki tane okul var diyelim. Biri, bir şekilde reklamını yapıyor, diğeri yapamıyor. Bundan dolayı, o okula kimse gitmek istemiyor. Şimdi biz okulları, yatırım planına koyarken, İçişleri Bakanlığı'ndan aldığımız adresleri, nüfus kayıt sistemindeki verilere göre; mesela o mahallede ne kadar öğrenci var, ne kadar yeni başlayacak öğrenci var, bunu hesap ederek yatırım yapıyoruz. Örneğin, bu sene 100 öğrenci başlayacak, 50'si bir okula, 50'si diğerine. Şimdi ben bir plan yaptım ama bu okullardan biri biraz öne çıkınca ve daha fazla tercih edilmeye başlanınca, bazı veliler birinin evinde çocuğunu, misafir gösteriyor ve o okula kayıt yaptırıyorlar. Bu sefer ne oluyor? Okulların birinde derslik başına öğrenci sayım 15'e düşüyor, diğerinde 40'a çıkıyor. Bu doğru değil. Şimdi bununla ilgili Bakanlığımız ile İçişleri Bakanlığı ortak bir yazılım geliştiriyor. O yazılımında da bazı parametreler olacak. Yani, bir okula adrese dayalı olarak kayıt yaptırma hakkı olan veliler, çocuğunu o okula kayıt yaptırabilecek. O okula adres dışı fazladan öğrenci kaydı yaptırılmasını merkezi olarak engelleyeceğiz. Böylece okul müdürlerimizin bu tür taleplere ilişkin üstlerindeki baskıyı da kaldırmış olacağız.
LGS'DE DEĞİŞİKLİK YOK
Şu an gündemimizde kademeler arası geçişle ilgili bir değişiklik yok.
10 bin öğretmen alımı ve branş dağılımı
Norm güncelleme takvimimiz Kasım ayı. 24 Kasım'da yaptığımız 15 bin atamasından sonra norm güncellemeleri yapılacak. Aralık ayı içerisinde 10 bin öğretmen atamasına ilişkin ihtiyaç duyduğumuz alanlar baz alınarak branş dağılımını açıklarız.
Yeni norm güncellemesi yapmadık ama son atamamızda en çok atama yapılan; 5 branş sınıf öğretmenliği, özel eğitim, din kültürü ve ahlak bilgisi, okul öncesi ve İngilizce.
EK ATAMA HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL
Ek atama, mevzuat açısından mümkün değil. 2024 yılında yapılan KPSS ile 2025 yılında atama yapılmasının hukuken mümkün olmadığını belirten Tekin, talebin karşılanamayacağını söyledi.
MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİNDE SON DURUM
Akademide şu anda 7 ilde merkezlerimiz hazır. Kamuya ek külfet oluşturmadan mevcut binalar kullanılıyor. Merkezlerin çoğu konaklamalı, Ankara ve İstanbul'dakiler ise konaklamasız olacak. Bu iller için alternatif modeller değerlendirilecek.
ÖZEL OKULLARA ANİ DENETİMLER
Bakanlığın verdiği ücretsiz ders kitaplarının özel okullarda okutulması ve velilere ek külfet oluşturulmaması konusunda, Teftiş Kurulu Başkanlığımız özel okullarda ani denetimler yapıyor. Bakanlık kitapları veriyor çünkü. Niye vatandaşın çocuğundan bunun için ek ücret alınsın. Buna izin vermeyiz. dedi.
BİLSEM VE YERLİ ZEKA TESTİ
Çok fazla BİLSEM olduğunu belirten Tekin, yapının yeniden düzenlendiğini ve sayıların azaltıldığını ifade etti. TÜBİTAK ile birlikte geliştirilen yerli zeka testinin revize edilerek yurtdışına ihraç edilmesinin planlandığını söyledi.
Ara tatil için değerlendirme süreci devam ediyor
Velilerin ve öğretmenlerin ara tatilden memnun olmadığını belirten Tekin, iki yıldır analiz yapıldığını, bu yılki değerlendirmenin ardından karar verileceğini bildirdi.
ALAN SINAVLARI GENİŞLİYOR
ÖSYM ile sürekli irtibat halindeyiz. ÖSYM'nin teknik kapasitesi itibariyle yapabileceği, her alanda biz yapmak istiyoruz. ÖSYM, bu yıl 1-2 branşta daha yapabiliriz dedi. Çalışıyorlar
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE HEDEF: TÜM BÖLGELERE YAYGINLAŞTIRMA
Okul öncesi eğitimi yaygınlaştıracağız dedik ve yaygınlaştırıyoruz. Şu anda her yerde altyapımızı oluşturuyoruz. Her yatırım programımızda okul öncesiyle ilgili yatırımlar koyuyoruz. Okul öncesinin zorunlu olması, bunun altyapısı oluşturulmadan yapılabilecek birşey değil. Ama biz şu anda epeyce kontenjan oluşturduk.
AÇIK UÇLU SORULAR İÇİN YAZILIM VE EKİP OLUŞTURUYORUZ
Test sınavlarında, ilerleyen dönemlerde açık uçlu soruların yöneltilmesine ilişkin çalışmalarımız sürüyor. Aslında pilot olarak uyguluyoruz şu anda. Açık uçlu sınavları değerlendirebilecek bir öğretmen ekibi de oluşturuyoruz. TÜBİTAK'la ortak bir yazılımla beraber çalışıyoruz. Bu çalışmalar uzun vadede bizim işimize yarayacak.
DEZAVANTAJLI BÖLGELERDE FIRSAT EŞİTLİĞİ ÇALIŞMALARI
Tüm dünyada eğitimde en sık karşılaşılan sorunların başında eğitime erişim ve fırsat eşitliği geliyor. Bakanlık olarak biz de dezavantajlı bölgeler başta olmak üzere tüm bölgelerde eğitimde erişim ve kaliteyi artırmak için çok sayıda çalışma yürütüyoruz. Taşımalı eğitim, pansiyonlar, burslar, okul yemekleri; ücretsiz ders kitabı ve yardımcı materyaller hazırlanması, Geçici Köy Ana Sınıfı, Taşıma Merkezinde Ana Sınıfı, Evde Okul Öncesi Eğitim, mevsimlik tarım işçileri ile göçer/yarı göçer ailelerin çocuklarına yönelik saha sınıfları ve Mobil Ana Sınıfı gibi faaliyetlerle, çocuğun doğduğu yer, aile geliri ve yaşam koşulları ne olursa olsun nitelikli ve güvenli eğitime adil erişimi sağlamaya çalışıyoruz.
Twiter X: edipuzen