Belediyelere 'Kent Uzlaşısı' iddiası davası: 7 sanık tahliye edildi
PKK/KCK terör örgütünün "kent uzlaşısı" formülü kapsamında belediyelere örgüt mensuplarını yerleştirdiği iddiasıyla yargılanan 10 sanıklı davada ara karar çıktı. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel ve Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür'ün de bulunduğu 7 tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi.
Terör örgütü PKK/KCK'nın yönetiminde belediyelere örgüt mensuplarının yerleştirildiği iddiasıyla Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da aralarında bulunduğu 9'u tutuklu 10 sanığın yargılandığı davada, 7 tutuklu sanığın tahliyesine karar verildi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklar Livan Gür, Cemalettin Yüksel, Turabi Şen, Hasan Özdemir, Bülent Kayğun, Elif Gül, Güzin Alpaslan, Sinan Gökçe ve Nesimi Aday ile avukatları hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanıklar üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür, Üsküdar Belediye Meclis Üyesi Bülent Kayğun, Fatih Belediye Meclis Üyesi Güzin Alpaslan, Tuzla Belediye Meclis Üyesi Hasan Özdemir, Adalar Belediye Meclis Üyesi Nesimi Aday ve Şişli Belediye Meclis Üyesi Sinan Gökçe'nin tahliyesine karar verdi.
Diğer tutuklu sanıklar Turabi Şen ve Elif Gül'ün bu hallerinin devamına karar veren heyet, duruşmayı 18 Şubat 2026'ya erteledi.
Sanıklardan Beyoğlu Belediyesi Başkan Danışmanı İkbal Polat'ın ise bir önceki duruşmada tahliyesine karar verilmişti.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) mensubu olduğu tespit edilen sanıkların, 31 Mart 2024'teki yerel seçimler sonrasında bulundukları ilçe belediyelerinde görev yapmaya başladıkları ifade ediliyor.
Sanıkların "kent uzlaşısı" formülü kapsamında faaliyet gösteren örgüt mensuplarından olduklarının anlaşılması üzerine haklarında soruşturma başlatıldığı belirtilen iddianamede, sanıkların terör örgütü PKK ile bağları olduğuna ilişkin çeşitli değerlendirmeler yer alıyor.
İddianamede, sanıklardan Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel'in evinde yapılan aramada ele geçirilen dokümanda el yazısıyla yazılmış, "Şüphe yoktur. 6-8 Ekim olaylarının toplumsal açıdan yarattığı derin yaraları sarmanın yolu bu olaylar ile ilgili hakikatin açığa çıkarılması-10 Ekim." ifadesinin bulunduğu metnin yer aldığı aktarılıyor.
Söz konusu yazının HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun çağrısıyla terör örgütü PKK/PYD/YPG yandaşlarının gerçekleştirdiği 6-7-8 Ekim 2014'te Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan sokak olaylarına ilişkin yazıldığının anlaşıldığı anlatılan iddianamede, Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi sanık Elif Gül'ün, eşi Fethi Ahmet Gül ve kızı Dilan Gül ile terör örgütünün kırsal alanında 1-2 Kasım 2014'te çekilen fotoğraflarının bulunduğu belirtiliyor.
İddianamede, emniyet tarafından yapılan araştırmalarda Elif Gül'ün eşiyle 29 Ekim 2014'te Şırnak Habur Sınır Kapısı'ndan çıkış yaptıkları, aynı yıl 2 Kasım'da ise giriş yaptıkları bilgisi verilerek, sanık Gül'ün, örgütün sözde özel kuvvetler sorumlularından olan akrabası İshak Özçaktu'yla da 2012'de çekilen fotoğrafının ele geçirildiği kaydediliyor.
Sanıkların evlerindeki aramada çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildiği, HTS incelemeleri sonucu terör örgütüyle irtibatlı çok sayıda kişiyle iletişim kurduklarının tespit edildiği aktarılan iddianamede, bazı sanıkların "kent uzlaşısı" olarak bilinen, terör örgütü mensuplarının metropol belediyelerine sızdırılması talimatı doğrultusunda İstanbul'daki çeşitli ilçe belediyelerine yerleştirildikleri, çoğunun ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) meclis üyesi olmalarının sağlandığı ifade ediliyor.
İddianamede, sanıkların terör örgütünün mali yapısının desteklenmesi ve alan saha gücünün arttırılmasını ortak şekilde hedefledikleri kaydedilerek, üyesi oldukları HDK'nın, terör örgütünün yasal görünümlü bir cephe yapılanması ve TBMM'ye alternatif bir meclis, hiyerarşik olarak terör örgütü PKK/KCK'nın sözde Türkiye yürütmesi olan KCK/TDÖ parça örgütlenmesi altında siyasi alan yapılanmasının çatı yapısı olduğu anlatılıyor.
Benzeri oluşum Demokratik Toplum Kongresinin (DTK), Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararıyla terör örgütünün unsuru ve terör örgütü olarak kabul edildiği belirtilen iddianamede, KCK yürütme konseyi üyelerinin talimat ve telkinlerinde "demokratik özerklik" amaçlarına ulaşmak için hayata geçirilen "kent uzlaşısı" stratejisi kapsamında HDK ve unsurlarına rol verildiğine işaret ediliyor.
İddianamede sanıkların, terör örgütüyle organik bağ kurduğu ve üzerlerine atılı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunu örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik içerecek şekilde gerçekleştirdikleri anlatılarak, "Terör örgütünün metropol illerde etkinliğini arttırma amacına haiz 'kent uzlaşısı' faaliyetinin hayata geçmesi adına iştirakleri tespit edilecek diğer tüm kişilerin deşifre edilmesi için soruşturmalarımız derinleştirilerek devam edecektir." ifadesine yer veriliyor.
Bu nedenlerle sanıklar Livan Gür, Cemalettin Yüksel, Turabi Şen, Hasan Özdemir, Bülent Kayğun, Elif Gül, Güzin Alpaslan, İkbal Polat, Sinan Gökçe, Nesimi Aday'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7'şer yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.