Sicil Raporunun Değerlendirme Bölümündeki Olumsuz Notlar... Neler Yapılabilir?

Aşağıdaki konuya ilişkin daha ayrıntılı fikir alış verişi için Forum bölümünün sınıfınıza ilişkin kategorilerini kullanabilirsiniz.

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun sicillerin verilmesi gerektiğine ilişkin kararı: 1.Sayfa, 2. Sayfa

Memurlar.net'in Hak Arama başlıklı bölümü için tıklayın.

'Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği' için tıklayın.

'Sicil Doldururken Nelere Dikkat Edilmelidir?' nelere dikkat edilmelidir başlıklı yazı için tıklayın.

SİCİL RAPORLARININ DEĞERLENDİRME BÖLÜMÜNDE YER ALAN OLUMSUZLUĞA KARŞI NASIL BİR YOL İZLENMELİDİR.

Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'nun 05/07/2004 tarih ve 2004/12 sayılı kararı ile birlikte sicil raporlarının ilgili memurlar açısından gizliliği ortadan kalkmıştır. Mezkur Kararda; ".. Çağdaş kamu yönetimi anlayışının hakim olduğu ülkelerdeki uygulamalara bakıldığında, kamu görevlileri için düzenlenen sicil raporu benzeri dosyaların üçüncü kişilere karşı gizli tutulduğu, dosyanın ilgilisine karşı ise açık olduğunun görüldüğü; 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun da bu yönde atılmış bir adım olduğu, nitekim 4982 sayılı Kanunun konuyla ilgili olarak, 15 inci maddesindeki "Yargı denetimi dışında kalan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar, bu Kanun kapsamına dahildir....", 18 inci maddesindeki "Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir.", 25 inci maddesindeki "Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır." şeklindeki hükümlerinin de, kurum ve kuruluşların kendi personeli hakkında sahip oldukları bilgi ve belgelerin üçüncü kişilere karşı gizli tutulması, ancak bu bilgi ve belgeler ilgili kişinin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise o kişiye açık olması, bir başka deyişle bilgi edinme hakkı kapsamında ilgili personelin kendisiyle ilgili bilgi ve belgelere erişim hakkının bulunduğu şeklinde anlaşılması gerektiği, 657 sayılı Kanunun 111 inci maddesi gereğince "Devlet memurlarının ehliyetlerinin tesbitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye çıkarma veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde özlük ve sicil dosyalarının başlıca dayanak olduğu" göz önünde tutulursa, sicil dosyalarının Devlet memurlarının "çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte" bulunduğunun açık olduğu," ifadesine yer verilmiştir.

Sicil raporlarının ilgili memurlar açısından gizliliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte bir çok olumsuzlukta beraberinde gelmiştir. Sicil amirlerinin raporların gizli kalacağı savıyla somut bilgi ve belgeye dayanmayan değerlendirmeleri üzerindeki sır perdesi ortadan kalkınca bir çok kurumda amirler zor anlar yaşamaktadır.

Sicil raporlarının özellikle değerlendirme bölümü memurlar açısından çok büyük bir öneme haizdir. Çünkü, amirler o bölüme memurun üst göreve yayık olup olmadığı, sır tutma kabiliyeti, güvenilir olup olmadığı gibi memurun sonraki yıllardaki durumunu yakından ilgilendiren önemli hususlar içermektedir. Ayrıca, sicil raporlarının not bölümünde yer alan tarafsızlığı, insan haklarına saygısı gibi hususların olumsuz doldurulması memurun gelecek yaşamında çok ciddi sıkıntılar oluşturmaktadır. Hal böyle olunca, sicil raporlarının gizliliğine sırtını dayayan bir çok amirin iftira niteliğinde değerlendirmelere yer verdiği bizlere gelen sorulardan anlaşılmaktadır. Bu durumda olan memurlar ne yapmalıdır.

Memurlar Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde yine bir dilekçe ile sicil raporlarının değerlendirme ve not bölümündeki olumsuzluğun hangi somut belgeye dayandığını kurumlarından talep etmelidirler. Amirler sicil raporundaki olumsuzluğu somut bilgi ve belgeye dayandıramazsa iki durum ortaya çıkacaktır. Bunlar;

1- Olayın hukuki boyutu: İlgili memur adli yargıda manevi tazminat davası açabilir. Çünkü, memurun haksız yere manevi ve kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Memurun tarafsızlığı ile ilgili bölümün olumsuz doldurulması memura gelecekte çok ciddi sıkıntı verecektir. Şayet memur sicil raporunu görmemiş olsaydı hakkındaki bu olumsuzluğu hiçbir zaman öğrenemeyecekti. Manevi tazminatın tutarının ne kadar olması gerektiği hususu memurun durumuna göre değişmektedir. Üst kademelere yükselme istidadı olan görevlerde bulunanların manevi tazminat tutarlarının yüksek olması daha uygun olacaktır.

2- Disiplin boyutu: 657 sayılı Kanunun 125'inci maddesinde yer alan disiplin cezalarından durumlarına uyanlar verilebilir. Bu çerçevede 125/D-f-ı bentlerinde yer alan cezalar verilebilir. Ancak, disiplin cezaları zamanaşımı sürelerinde verilebilmektedir. Tabi burada şu soru sorulacaktır. Bir aylık zamanaşımı süresi burada işler mi? Biz bir aylık zamanaşımından ziyade 2 yıllık zamanaşımı süresinin işletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, disiplin fiillerinin işlendiğinin öğrenilmesinin somut bilgi ve belgelerin sunulamamasından sonra başlaması gerekmektedir.
Sonuç olarak mağduriyete uğrayan memurlar haklarını aradıkça amirler yeniden haksızlık yapmada daha dikkatli davranacaklardır. Bundan sonra hiçbir amir savunamayacağı ve belgelendiremeyeceği bir olumsuzluğu başkalarına isnat edemeyecektir.