Polis endişeli
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde, dün sabah gündemdeki olaylara ilişkin bir dizi açıklama vardı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, önce Sarıyer katliamını, ardından tartışma yaratan soygunları, son olarak da Okmeydanı'nda hemşire N.T.'ye yönelik tecavüz girişimiyle ilgili soruşturmayı anlattı. Cerrah'ın soruşturma kapsamında zanlı olarak tutuklanan kişinin masum çıkması üzerine polise yöneltilen eleştirilere verdiği cevap döndü dolaştı; 1 Nisan'da yürürlüğe girecek olan CMK'a geldi. Yani Ceza Muhakemeleri Kanunu...
Emniyet müdürü neyi kastetti?
Cerrah, "Bazı yayın organlarımız 'polisin gafı' diye vermiştir. Ama bunda
polisin herhangi bir gafı yoktur. Çünkü, mağdur olan kişi, tespitini kesin olarak
bildirmesi üzerine adliyeye gönderilmiştir. Sanık durumunda olan, tevkif olan
kişinin de yine suçsuz olduğu polis laboratuvarının vermiş olduğu rapor neticesinde
anlaşılmıştır. Raporun adliyeye gönderilmesiyle serbest bırakılmıştır. Biz üzerimize
düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz" dedikten sonra
ekledi: "Benim tek tavsiyem, Nisan ayında yürürlüğe girecek olan Ceza Muhakemeleri
Kanunu'nu bütün herkesin okuması. Polisin yetkilerinin ne olduğu, nereye kadar
olduğunu da bilmenizi isterim. Çünkü Nisan ayından sonra bizi daha çok suçlamaya
girmemeniz için CMK'yı çok iyi şekilde okumanızı tavsiye ederim."
Polisin yetkisi azalıyor mu?
İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah'ın işaret ettiği CMK, poliste ciddi endişeler
doğurmuş durumda. Çünkü 1 Nisan'da yürürlüğü girecek olan Ceza Muhakemeleri
Kanunu (CMK) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nu (CMUK) tamamen değiştirdi. "Kimse
aksi mahkeme kararıyla sabit olana kadar suçlu ilan edilemez" şeklindeki
genel hukuk ilkesine uygun düzenlemeler yapılması amacını taşıdığı belirtilen
CMK ile sanığın hakları genişletildi. Polisin özellikle yer gösterme, tutuklama,
arama ve el koyma gibi maddelere itirazı bulunuyor. CMK'da polisin yetkilerini
azaltan bazı hükümler şöyle:
Tutuklama zorlaşacak
* Polisin "Biz yakalıyoruz, mahkeme serbest bırakıyor" şikayetlerini
artıracak düzenlemeye göre bir sanığın tutuklanması için "kuvvetli suç
şüphesinin varlığını gösteren olgular ve bir tutuklama nedeninin bulunması"
gerekecek. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü
olmaması halinde, tutuklama kararı verilemeyecek. Ayrıca sadece para cezasını
gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda da
tutuklama kararı verilemeyecek.
Arama yetkisine tırpan
* Yasa, polisin arama ve elkoyma işlemlerini ancak hâkim kararı ile yapabilmesini
temel alıyor. Polis, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde ise Cumhuriyet savcısının
yazılı emri ile arama yapabilecek. Aramalar, artık yalnızca gün doğumundan gün
batınıma kadar yapılabilecek.
Parmak izi kalkıyor
* Cezası iki yıldan az suçlarda parmakizi alımı kalkıyor. İki yıldan fazla suçlarda
ise parmakizi mahkeme kararına bırakılıyor. Yakalanan zanlıların polis merkezine
götürülmeden önce savcılığa çıkarılması örgörülüyor.
Adli kolluk görevi
* Yeni yasa jandarmanın, polisin adını'adli kolluk'olarak değiştiriyor. Adli
kolluk görevini, yeni ismiyle yine polis ve jandarma yapacak. Yeni tasarı, gizli
tanık, gizli delil, gizli soruşturmacı gibi kurumlarla açık, yüze karşı, tartışılabilir
olmayan yolların da önünü açmış oldu.
Hukuki ifade alınacak
* Sorgu sırasında görüntü ve ses kaydı alınacak. Kendi iradesiyle vermiş dahi
olsa zanlının hukuki olmayan yolla alınmış ifadesi geçerli sayılmayacak. CMK'ya
göre, maddi durumu avukat tutmaya elvermeyenler, barodan ücretsiz yardım alabilecek.
Avukatlar, artık karakoldan içeri adım atılan andan, hakim önüne çıkılan ana
kadar zanlıların yanında. Yeni yasa, zanlıya bu hakkı veriyor.
Gözaltı tazminatı polisten
* Halen haksız gözaltına alınan ya da tutuklanan kişiler dava açtıkları takdirde
maddi-manevi zararlarını devletten isteyebiliyorlar. Ancak birçok kişi bilmediği
için dava açmıyor. CMK, mahkemelerin, beraat kararı ile birlikte haksız gözaltına
alınan ya da tutuklanan kişilere tazminat davası açma haklarının olduğunu hatırlatma
görevi veriyor. Yasaya göre ayrıca bir kişinin haksız gözaltına alınması nedeniyle
ödenecek tazminat, bu kişiyi gözaltına alırken görevini kötüye kullanan kamu
görevlilerinden, yani polisten tahsil edilebilecek.
Hukukçular ne diyor
"Karakola gel yüzünü görelim7 devri bitiyor
İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu: Polisin 'Karakola gel yüzünü görelim'
dediği devir bitiriyor. Kişilerin karakola çağırılması belli koşullara bağlanıyor.
CMK'a göre polis soruşturmayı savcının nezaretinde gerçekleştirecek. Polisin
gereken eksiklikleri tamamlaması adına önlem alma zorunluluğunu getiriyor. Bu
da polisin daha ciddi ve çalışması ve görev yapmasını sağlayacak. Sanıktan kanıta
değil, kanıttan sanığa ulaşma dönemi başlayacak. Hemşire N.T'nin olayında yaşananlar
tekrarlanmayacak. Avukatın bulunmadığı sırada alınan ifadeler, sanık mahkemede
bu sorgunun zorla yapıldığını söylerse geçerli olmayacak.
Yakalama ve gözaltı için hakim izni şart
Prof. Dr. Süheyl Donay: 1 Nisan 2005'te yürürlüğe girecek olan CMK'dan sonra
şüpheli ve sanıklar hakkındaki yakalama ve gözaltılar savcı ve hakim kararıyla
yerine getirilecek. Yeni yasayla polisin gözaltı yetkisi kaldırılıyor. Mevcut
yasada da polisin yakalama ve gözaltı için savcıdan izin alması gerekiyordu.
Ancak Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'na göre polis izin almadan bu işlemleri
gerçekleştirebiliyordu. Ancak yeni yasa polisin bu imkanını ortadan kaldırdı.
Polis yine savcı ya da hakim izni olmadan ne üst araması ne de ev araması yapabilecek.
Avukatı olmadan hiç kimsenin sorgusu yapılamayacak.