Avukat, lojman tahsis davasını yanlış açtığı için davayı kaybetti

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Nisan 2011 00:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

T.C. DANIŞTAY Beşinci Daire

Esas No : 2007/1395 Karar No : 2009/4614

Özeti : İdarenin lojmanlarının görev ve sıra tahsisli olarak ayrılmış bulunması nedeniyle, avukat olarak görev yapan davacının görev tahsisli lojmanlardan birinin kendisine tahsisi isteğiyle başvurması halinde bu isteğinin değerlendirmeye alınması ve istem sayısına göre görev tahsisli lojmanlardaki sıraya dahil edilmesi mümkün olmakla birlikte, sıra tahsisli lojman tahsisinden yararlanarak konuta taşındıktan sonra, tahsis biçiminin değiştirilmesi isteğinin hakli ve hukuki dayanağının bulunmadığı hakkında.

Temyiz isteminde Bulunan (Davalı) : Devlet Hava Meydanları işletmesi Genel Müdürlüğü

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : ...

İsteğin Özeti : Davalı idarede avukat olarak görev yapan davacıya sıra

tahsisli olarak 5 yıl süreyle tahsis edilen lojmanın, unvanı gereği görev tahsisli şekle çevrilmesi isteminin reddine ilişkin 18.8.2005 günlü, 9856 sayılı işlemin iptali yolunda İstanbul 3. îdare Mahkemesi'nce verilen 25.7.2006 günlü, E:2005/2410, K:2006/1692 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Temyiz isteğinin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Vecdi Karanfil

Düşüncesi : îdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği

düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Aylin Bayram

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların

temyizen incelenerek bozuiabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

Uyuşmazlık, davalı idarede avukat olan davacının, kendisine tahsis edilen sıra tahsisli lojmanın tahsisin görev tahsisli şekle çevrilmesi isteminin reddinden kaynaklanmıştır.

Davalı idarece, mevcut lojman sayılarının talebe göre yetersiz kalması nedeniyle, bazı unvanların görev tahsisliden sıra tahsisliye dönüştürülmesine Kurum Yönetim Kurulu'nca 10.5.2002 tarihînde 65 karar numarasıyla karar verildiği, bu arada avukat unvan grubunun da sıra tahsisli konut kontenjanı grubuna alındığı, davacının isteğinin bu nedenle yerine getirilmediği belirtilmiştir.

Mahkemece, Kamu Konutları Yönetmeliği'nin Eki (2) sayılı cetvelin "görev tahsisli konutlar" bölümündeki hükümle, kurum ve kuruluşların yetkili makamlarına personelin görevinin önemi, idareye yararlılığı, yetki ve sorumluluğu ile kilit görevde olması gibi özellikler gözönünde bulundurularak, bu cetvelde sayılan görev unvanlarına eşdeğerde ve en altta belirtilen görev unvanlarından aşağı inmemek üzere görev tahsisli konut tahsis edilerek ek görev unvanlarının tespiti yetkisi verilmiş olduğu, ancak bu yetkinin 2 sayılı listede yer alan unvanların liste dışı bırakılmasına imkan vermeyeceği vurgulanarak, davacının avukat unvanı nedeniyle görev tahsisli konutta oturma hakkının bulunduğu, talebinin reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

Kamu Konutları Yönetmeliği'nin görev tahsisli konut tahsisi yapılacak unvanları belirleyen (2) sayılı cetvelin II. grup 7 nolu bendinde, Bakanlıklar bağlı ve ilgili kuruluşların merkez ve taşra teşkilatındaki unvanlar ayrı ayrı sayılmış ve bu bendde "avukat" unvanı, görev tahsisli konut tahsis edilecekler arasında yer almış olup, anılan cetvelde bulunan ve Mahkeme kararında da değinilen hüküm gereği, görev tahsisli lojman tahsis edilecek unvanlara yenileri eklenebilirse de, kurumlarca bu listede bulunan unvanların listeden çıkarılamayacağı tabiidir.

Bu durumda davacının "avukat" unvanı nedeniyle görev tahsisli lojman tahsis edilecek kişiler arasında yer alacağında tartışma bulunmamaktadır.

Ancak uyuşmazlık, görev tahsisli lojman tahsis edilmesi isteğinden değil, sıra tahsisli lojman tahsisinden sonra bu tahsisin görev tahsisliye çevrilmesi isteğinden kaynaklanmıştır.

İdarece davacının sahip olduğu avukat unvanının, görev tahsisli lojman tahsis edilecek unvanlar arasından çıkarılması Kamu Konutları Yönetmeliği'ne uygun değildir. Fakat, davacı kendisine sıra tahsisli konut tahsisine karşı çıkmayıp lojmana girdikten sonra tahsis şeklinin değiştirilmesini talep etmiş olup, idarenin lojmanlarının görev ve sıra tahsisli olarak ayrılmış bulunması nedeniyle, davacının görev tahsisli lojmanlardan birinin kendisine tahsisi isteğiyle başvurması halinde bu isteğinin değerlendirmeye alınması ve talep sayısına göre görev tahsisli lojmanlardaki sıraya dahil edilmesi mümkün olmakla birlikte, sıra tahsisli lojman olarak ayrılmış olan konutun görev tahsisli hale çevrilmesi ve kendisine yapılan tahsis biçiminin de değiştirilmesi isteğinin haklı ve hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, davacının unvanı gereği kendisine görev tahsisli konut tahsisini istemesi ve bu isteğinin değerlendirilmesini beklemesi gerekirken, sıra tahsisli konut tahsisini uygun görüp lojmana girdikten sonra tahsis şeklinin değiştirilmesini istemiş olması yönüyle Yönetmeliğe ve Yönetmeliğin belirlediği uygulamaya uygun düşmeyen isteğinin reddinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Belirtilen durum karşısında, dava konusu işlemin iptaline dair kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, İstanbul 3. İdare Mahkemesince verilen 25.7.2006 günlü, E:2005/2410, K:2006/1692 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 22.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber