Üniversitede yaşananlar, CHP'li vekili ağlattı

Haber Giriş : 04 Aralık 2005 09:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay ve ekibinin öğretim üyelerine yönelik icraatları AK Parti ve CHP'li milletvekillerini ağlattı.

OMÜ'de yaşanan usulsüzlük ve kadrolaşma iddialarını araştırmak üzere kurulan Meclis komisyonunda dramatik sahneler yaşandı. Hasta çocuğuna sevk alamayan tıp doçenti, dolmuştan indirilen profesör, okuldan atıldığını ailesine söyleyemeyen araştırma görevlisi ve tuvaleti kullanması yasaklanan doçent, vekilleri gözyaşına boğdu. Yaşadıkları olayları anlatan öğretim üyeleri de dakikalarca gözyaşı döktü. Kendisi de 12 Eylül'den sonra üniversiteden atılan CHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Yakup Kepenek, duydukları karşısında şok yaşadığını vurguladı. Zaman'ın sorularını cevaplayan Kepenek, "Çekilen çileyi anlıyorum. Bu facia ve yıkımdır." dedi.

OMÜ'de yaşanan usulsüzlük ve kadrolaşma iddialarını araştırmak üzere kurulan araştırma komisyonunda dramatik sahneler yaşanıyor. İşlerinden atılan, akademik ilerlemesi durdurulan ve istifaya zorlanan hocaların anlattıkları milletvekillerini şaşırttı. Meclis'teki komisyona bilgi veren, 19 Mayıs Üniversitesi'nden ilişiği kesilen, sürülen ve halen görev yapan öğretim üyelerinin anlattığı birbirinden hazin anılar bulunuyor. Doç. Dr. Bünyamin Şahin, üniversitenin Tıp Fakültesi'nde görev yaptığı 2002 yılında yaşadığı bir anısını anlattı milletvekillerine. Hastalanan çocuğu ve kendisi için sevk almak isteyen Bünyamin Şahin'e memurlar sevk vermez. İki gün üst üste dilekçe yazan Şahin, ısrarına rağmen sevk alamaz. Çocuğun rahatsızlığı artınca çalıştığı Tıp Fakültesi'nin Acil Servisi'ne giderek muayene ettirir. Eczaneden faturasını kestirerek de ilaç alır. Bu olaydan sonra faturayı ödemesi aksi durumda maaşına haciz geleceğine ilişkin yazı gelir. ?Benimle uğraştılar, çocuğumun kabahati ne?? diye soran Şahin, kızı doğduğunda da üç günlük yasal izni alamadığını aktarıyor. Şahin'in anlattığı diğer olaylar şöyle: ?Bir buçuk yıldır Ana Bilim Dalı Başkanlığı'na dilekçe veremiyorum. Odama giriş çıkışımda tutanak tutuluyor, üzerime kilitleniyor. Kilidi açtırmak için telefon açıyorum, 15 dakika sonra gelip açıyorlar.? Üniversitede Türk-İslam Sanatları Tarihi dersi veren Doç. Dr. Yılmaz Can'ın anlattıkları da kara mizah. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Osman Zümrüt'ün bir bayram sonrası bütün öğretim elemanlarına birer kg'lık şekerleme paketi yaptırarak dağıtmak istediğini belirten Can, gelişmeleri şöyle anlatıyor: ?Dekan, öğretim üyeleri şeker paketlerini alırken fotoğraf çektirmek istedi. Yanındakilere de, ?Çektiklerim daha sonra işime yarayacak.' demiş. Ben bunu duyunca tepki gösterdim. Şeker paketi almaya gitmedim. Ertesi gün hakkımda disiplin soruşturması açıldı.? Türkiye'de fındık zararlıları üzerine çalışan dört kişiden biri olan Dr. İzzet Akça da Rektör Bernay tarafından üniversiteden uzaklaştırılanlardan. Akça, ?Ben köylü çocuğuyum. Bugüne kadar atılmamı anam dahil kimseye söyleyemedim. Geçenlerde içlerinden birisi ?Hocam, bir ihtiyacın olursa haber ver.' dedi. Çocuğumun bakıcısına da söyleyemedim. Sabah mesaiye gider gibi evden çıkıyorum...? 19 Mayıs Üniversitesi'nde biyokimya dersleri veren Prof. Dr. Cemil Çelik, Ordu'nun dağ köylerinden gelen bir öğrencisinin yaşadığı dramı anlattı. Okulunu birincilikle bitiren ve bütün dersleri A olan bu öğrenci siyasi görüş olarak da sosyal demokrattır. Prof. Dr. Cemil Çelik, öğrencisine ABD'nin Temple Üniversitesi'nden burs bulur. Bursla ABD'ye gitmeye hazırlanan öğrenciye bir türlü izin verilmez. Gerekçesini Çelik, komisyona şöyle anlattı: ?Gerekçe Temple ?tapınak' demek. Dolayısıyla bu okul dinci, minci bir üniversitedir diye göndermediler.? Ziraat Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Kudret Kevseroğlu ve Fen-Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Uzun'un hikayeleri de diğerlerinden farklı değil.

CHP'li Kepenek: Bu bir facia

Mağdurların anlattıkları, komisyon üyesi milletvekillerini duygulandırdı. Gözleri nemlenen CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek, kendisinin de kırsal kökenli olduğunu söyleyerek, ?Maddi ve manevi yıkımınızı çok iyi anlıyorum.? dedi. Kepenek'in sözleri Meclis tutanaklarına şöyle yansıdı: ?1402'lik oldum ve hiçbir sey sormadan etmeden beni kapının önüne koydular. Kitabım ders kitabı olarak okutuluyordu, çok iyi anlıyorum bu insanların çilesini. Çocuğunuza, etrafınıza hiçbir şey anlatamıyorsunuz. Şimdi, bu bir facia. Şuna üzülüyorum. Yani, bu ülke insanına araştırma yapacak yerde, bu işlerle uğraşmasına, bilim insanlarının, sahiden üzülüyorum, gerçekten üzülüyorum, bize yazık oluyor. Topluma yazık oluyor.? AK Parti Çorum Milletvekili Murat Yıldırım da, Samsun'da sadece akademik haksızlık yapılmadığını, insan onurunu zedeleyen uygulamalara da imza atıldığını kaydetti.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber