İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Dolandırıcı, memur olabilir mi?

Aşağıdaki karar, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Birinci Hukuk Müşavirliğinin internet sitesinden alınmıştır.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 26 Haziran 2013 16:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Dolandırıcı, memur olabilir mi?

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde yaşanan olayda;

1- Tapuda görevli bir memur 10 gün göreve gelmediği için, 1978 yılında görevden çekilmiş sayılmıştır.

2- Bu kişi 2001 yılında yeniden tapuda "Hizmetli" olarak göreve başlamıştır. Kişi gizlilik dereceli bir birimde çalıştırılacakken hakkında güvenlik soruşturması yapılması gerekmiş, bu soruşturma sırasında daha önce hakkında Dolandırıcılık suçundan açılmış ve kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine kişinin görevine son verilmiştir.

3- Kişi dava açmış ve memnu hakların iadesi kararı aldığına dair belgeleri mahkemeye sunmuştur. Kocaeli İdare Mahkemesi kişi lehine, Danıştay idare lehine en son Kocaeli İdare Mahkemesinin ısrar kararı üzerine Danıştay İDDK idare lehine karar vermiştir. Bu son karar üzerine dosya yeniden Kocaeli İdare Mahkemesine gelmiştir. Mahkeme son kararında Danıştay İDDK karrına uymuş ve memnu hakların iadesi kararının alınmış olmasının, yüz kızartıcı suçlar bakımından, memuriyete giriş yönünden hak kısıtlılığının ortadan kaldırmadığını belirtmiştir.

4- Mahkeme kararında, 657'deki hükmün, Adli Sicil Kanunundaki hükme göre özel bir düzenleme olduğuna dikkat çekilerek, dolandırıcılık suçundan dolayı ceza almış bir kişinin, memnu hakların iadesi kararı almış olsa da, memur olamacağı belirtilmiştir.

İŞTE MAHKEME KARARI

DOSYA NO:011-03-605

T.C.

KOCAELİ

1.İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO:2012/493

KARAR NO:2012/589

DAVACI:

DAVALI: TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ/ANKARA

DAVANIN ÖZETİ : Kocaeli Valiliği ...Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünde memur olarak görev yapan davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A-5. maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 27.08.2002 tarih ve 28 sayılı işlemin; cezanın 18 yıl öncesine ait olduğu, Kırklareli Asliye Ceza Mahkemesinin kararına karşı iade-i muhakeme davası açıldığı, söz konusu cezanın Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi kararıyla adli sicil kayıtlarından çıkarıldığı, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu iddialarıyla iptali istenilmektedir.

SAVUMANIN ÖZETİ: Davacının dolandırıcılık suçundan Kırklareli Asliye Ceza Mahkemesinin kararıyla 3 ay hapis cezası aldığı ve söz konusu cezanın kesinleştiği, dava konusu işlemin 657 sayılı Kanunun 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereği tesis edildiği ve mevzuata uygun olduğundan bahisle davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Kocaeli 1. İdare Mahkemesi'nce, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkememizin 19.04.2007 tarih E: 2007/163; K: 2007/658 sayılı ısrar kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 17.11.2011 tarih ve E. 2007/2368; K: 2011/1214 sayılı kararıyla bozulduğu görülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49, maddesinin Danıştay İdari Dava Daireleri Kararına uyulması zorunlu olduğu hükmü uyarınca işin gereği görüşüldü:

Dava, Kocaeli Valiliği .. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünde hizmetli olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 ve 98/b maddeleri esas alınarak görevine son verilmesine ilişkin 27.08.2002 günlü, 28 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartları düzenleyen ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 48/A-5 maddesinde; taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya altı aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı, şeref ve haysiyet kırıcı suptan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak gerektiği hükme bağlanmış; aynı Yasanın 98/b maddesinde de, Devlet memurlarının, memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi halinde memurluğunun sona ereceği hükmü yer almıştır.

Davacının, ... Tapu Sicil Müdürlüğünde memur olarak görev yapmakta iken izinsiz ve mazeretsiz 10 gün süreyle işe gelmediği için 21.04.1978 tarihinde görevinden çekilmiş sayılmış, 28.12.2001 tarihinde (yaklaşık 23 yıl sonra) Elazığ .. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü emrine açıktan hizmetli olarak atandığı, daha sonra 2002 yılında Kocaeli .. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü emrine naklen ataması yapılmış, burada hizmetli olarak alışmakta iken gizlilik dereceli görevde çalıştırılacağı için hakkında yapılan güvenlik soruşturması sonucunda, davacının 1984 yılında işlemiş olduğu dolandırıcılık suçundan dolayı Kırklareli Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.1986 günlü, E: 1985/66, K:1986/190 sayılı kararıyla Türk Ceza Kanunu'nun 503/ilk maddesi uyarınca 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği saptanarak 657 sayılı Kanunun 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca 27.08.2002 günlü işlemle görevine son verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

Davacının görevine son verilmesinden sonra 18.02.2003 günlü başvurusu üzerine Ankara 14. Asliye Ceza mahkemesinin aynı günlü kararı ile söz konusu mahkûmiyetin 3682 sayılı Kanun'un 8/b maddesi uyarınca adli sicil kaydından silinmesine karar verildiği, anılan mahkûmiyet kararı ile ilgili olarak Malatya Ağır Ceza Mahkemesinin 03.12.2001 tarihli kararı ile davacının memnu haklarının iadesine yönelik kararın ise Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararından sonra dava dosyasına sunulduğu, davacının memnu haklarının iadesine ilişkin olarak dava dosyasına sunduğu söz konusu kararda görevine son verilmesine dayanak oluşturan mahkûmiyet kararının dışında, Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.1984 günlü, E: 1982/1292, K: 1984/829 sayılı kararı ile TCK 503/ İlk, 522/1 maddeleri gereğince dolandırıcılık suçundan dolayı 1 ay 15 gün hapis 750 lira ağır para cezasına çarptırıldığı, ayrı bir mahkûmiyet kararının daha bulunduğu ve bu mahkumiyet nedeniyle de memnu haklarının iadesine karar verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.

Memnu hakların iadesi kararı, 657 sayılı Kanun'un anılan 48/A-5 maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlar dışında kalan suçlar bakımından devlet memuru olabilme koşulları yönünden ehliyetsizliği geleceğe dönük olarak ortadan kaldırmakta, ancak anılan Yasa maddesinde devlet memuru olabilmek için yüz kızartıcı suçlardan mahkûm olmamak koşulu arandığından, memnu hakların iadesi kararı, yüz kızartıcı bir suçtan dolayı mahkûmiyet kararı almış kişiler yönünden devlet memuru olabilme koşullarını sağlama bakımından bir hak doğurmamaktadır.

Öte yandan, 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun, 4778 sayılı Kanunla değişik 8. maddesinin (b) bendi, basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma ve dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile beş yıldan fazla ağır hapis ve hapis cezasına mahkûmiyetlerde cezanın çekildiği veya ortadan kalktığı veya oluştuğu tarihten itibaren ilgilinin on yıl içinde evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya veya daha ağır bir cezaya mahkûm olunmadığı takdirde adli sicildeki kaydının silinmesini öngörmekte olup, Türk Ceza Kanunu karşısında özel bir kanun olan 657 sayılı Kanun'un 48/A-5, maddesi ile Türk Ceza Kanunu'nun aksine belli suçlar açısından, bu suçlar affa uğramış olsalar bile, süresiz hak yoksunluğu getirecek bir düzenleme yapıldığından, adli sicil kaydının silinmesi, yüz kızartıcı suçtan dolayı ortaya çıkan hak yoksunluğunu ortadan kaldıracak nitelikte bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan 147,37-TL yargılama gideri ile 43,50- TL karar düzeltme giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idare tarafından yapılan toplam 45,00- TL 1. ve 2. temyiz giderinin davacıdan alınarak_davalı idareye verilmesine, 659 KHK uyarınca hukuk müşaviri İle temsil edilen idarelere de vekâlet ücreti ödenmesi hususu düzenlendiğinden A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 600,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, Harçlar Kanunu 8. maddesi uyarınca eksik kalan 13,27- TL karar harcının postadan mahsubu sonrasında artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber