Erdoğan: Devletin vatandaşa nema borcu kalmadı, KEY'leri de yakında ödeyeceğiz

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 29 Haziran 2006 21:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin artık her rüzgarla savrulan eski Türkiye olmadığına işaret ederek, "Zaman zaman dalgalanmalar olabilir, ancak bunlar, ayağı yere sağlam basan bir ekonomik yapı için başa çıkılabilecek hareketlenmelerdir" dedi.

Başbakan Erdoğan, Haziran ayı Ulusa Sesleniş konuşmasında Türkiye'nin, aydınlık hedeflere doğru yaptığı yolculuğun bütün hızıyla devam ettiğini, geçen 3.5 yılın kazanımlarıyla kırılganlığı azalan, dayanıklılığı artan Türk ekonomisinin önemli sınavlardan alnının akıyla çıktığını ifade etti. Bu doğrultuda hükümet olarak istikrarı korumak, konjonktürel gelişmelere karşı tedbirleri zamanında almak, büyüyen bir ekonomik yapının getirdiği sıkıntıları aşmak için dikkat ve hassasiyetle çalıştıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, gelecekle ilgili hedeflerinden asla sapma göstermeyeceğini belirtti. Erdoğan, "Bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum çünkü Türkiye'nin son 3.5 yılda elde ettiği kazanımların ne kadar köklü, ne kadar sağlam bir değişim iradesinin eseri olduğunu iyi biliyorum" diye konuştu. Türkiye'nin artık, her rüzgarla savrulan o eski Türkiye olmadığına işaret eden Erdoğan, zaman zaman dalgalanmaların olabileceğini, ancak bunların, ayağı yere sağlam basan bir ekonomik yapı için başa çıkılabilecek hareketlenmeler olduğunu bildirdi. Türkiye'nin bugün, son 3.5 yılın dikkatli yönetim anlayışıyla bu sağlam yapıya kavuştuğunu anlatan Başbakan Erdoğan, "Şimdi hedefimiz bugünün kazanımlarını kalıcı hale getirmek, yarınlarda çıtayı daha yükseklere çıkarmaktır. Biliyorsunuz, Mayıs ayı itibariyle bütçemiz ilk defa fazla vermiştir. Bu son derece önemli bir gelişmedir. Türkiye'nin emin ellerde olduğunu, iyi yönetildiğini, kalkınma yolunda bir sapma olmadığını gösteren bir gelişmedir. Popülizme meyletmeden, sorunlarımızın üzerine ciddiyetle giderek, insanımıza, potansiyelimize güvenerek yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin artık, eskisi gibi gündelik meselelere takılıp uzak hedeflerini ihmal eden bir ülke olmadığını ve olmayacağını belirten Erdoğan, 9. Kalkınma Planı'yla Türkiye'nin yakın geleceğinin yol haritasını çizmiş olacaklarını söyledi. 2007-2013 yılları arasındaki 7 yıllık dönemi kapsayan bu Plan'ın, sürekli değişen bir dünyada Türkiye'nin izleyeceği temel kalkınma stratejisini ortaya koyduğuna dikkat çeken Erdoğan, bu Plan'la Türkiye'nin, gelecekle ilgili hedeflerini somut, akılcı ve sağlıklı bir takvime bağladığını, yeni kalkınma vizyonunu ortaya koyduğunu kaydetti. Erdoğan, bu vizyonun ana fikrinin, "istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, Avrupa Birliği'ne üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" olduğunu

kaydetti.

"EHİL BİR EKONOMİ YÖNETİMİ İŞBAŞINDA"

"Ekonomik olarak artık öyle bir noktaya geldik ki sadece bugünün kazanımlarını korumanın, yarınları planlamanın değil, devletin geçmişte ihmal edilen yükümlülüklerini yerine getirmenin de imkanlarını bulabiliyoruz" diye konuşan Erdoğan, kendilerinden önceki bir ayıbı ortadan kaldırdıklarını ve geçmişte çalışanlardan zorunlu tasarruf adı altında toplanan paraların geri ödemelerini gerçekleştirildiklerini hatırlattı. 1988'den 2000'e kadar 12 yıl boyunca işçilerden, memurlardan, işverenden, çalışanlardan kesintiler yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, sonra gelen yönetimlerin de bunun üzerine yattığını ifade etti. Erdoğan şunları söyledi: "Ama biz, devlet vatandaşına borçlu olamaz dedik. 20 Haziran itibariyle Zorunlu Tasarruf hesabında biriken hem anaparaların, hem de nemaların hak sahiplerine ödenmesi tamamlanmıştır.

Artık devletin vatandaşına nema borcu kalmamıştır. 29 Nisan 2003 tarihinden, 20 Haziran 2006 tarihine kadar, anapara ve nema olmak üzere hak sahibi vatandaşlarımıza toplam 13 milyar 181 milyon 464 bin 446 YTL ödeme yapılmıştır. Yani 13 katrilyon ödeme yapılmıştır. Bu sayede, yaklaşık 4.5 milyon kişi devletten alacağını tahsil etmiştir. İnşallah, yılbaşından itibaren Konut Edindirme Yardımı kesintilerini de, mümkün olan en kısa sürede hak sahiplerine ödeyeceğiz. Bugün ekonomimiz bütün bunların altından kalkacak güce, imkana sahiptir. Kaynağımızı buluyor, devletin vatandaşına olan yıllanmış borçlarını ödüyoruz. Buna karşılık bütçemizde de bir açığa sebebiyet vermiyoruz. Bunlar, ekonominin sağlıklı işlediğini, ehil bir ekonomi yönetiminin iş başında olduğunu açıkça göstermektedir".

Türkiye'nin çözüm bekleyen sorunlarından birinin de işsizlik olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, bu konuda bulunabilecek çarelerin kısa vadeli olmadığını kaydetti. Yıllarca krizlerle boğuşmuş bir ülkenin, 3.5 yıl gibi kısa bir sürede bütün sorunlarını halletmesinin elbette beklenemeyeceğine işaret eden Erdoğan, bunun biraz zaman alacağını söyledi.

Ekonomi büyüdükçe, geliştikçe, ilerledikçe, dünyayla entegre hale geldikçe Türk insanına da yeni iş alanları açılacağını belirten Erdoğan, bugün de işsizliğin azaltılması konusunda bazı gelişmeler yaşandığının bir gerçek olduğunu dile getirdi.

"ENFLASYON DÜŞERKEN, İŞSİZLİK DE AZALMIŞTIR"

Dünyada bugüne kadar enflasyonla etkili mücadele edilen, enflasyonu düşen her ülkede işsizliğin mutlaka arttığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, bu konuda tek istisnanın son 3.5 yılın Türkiye'si olduğunu bildirdi. Erdoğan, bu dönem içinde Türkiye'de hem enflasyonun istikrarlı biçimde düştüğünü, hem de yeni işsizlerin ortaya çıkmadığını, hatta iş gücüne yeni katılan yıllık ortalama 500 bin civarında insana iş imkanı oluşturulduğunu anlattı. 2002 yılından 2005 sonuna kadar tam 1 milyon 48 bin insanın ilk kez işgücü piyasasına girerek iş sahibi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, yine bu dönemde tarım sektöründe çalışan 965 bin kişinin sanayie, hizmetler sektörüne kaydığını, hem tarımsal nüfusun azaldığını, hem de buradan yeni işsiz ortaya çıkmadığını söyledi. Bir başka sevindirici gelişmenin de Teşvik Yasası uygulamalarında yaşandığını anlatan Erdoğan, milli gelirden daha az pay alan geri kalmış 49 ilde teşvik uygulamalarının meyvelerinin yavaş yavaş alınmaya başlandığını ifade etti. 2004 Mart ayından bugüne kadar bu illerde 33 bin 207 firmanın bu teşviklerden yararlandığını ve bu teşviklerden yararlanan müteşebbislerin yüz binlerce insana iş, aş, sosyal güvence imkanı sağladığını söyleyen Erdoğan, bunların, Türkiye'nin kalkınma stratejisinin doğru işlediğinin göstergeleri olduğunu vurguladı.

Yaz sıcağının fazlasıyla hissedilmeye başlandığı Haziran ayının, Hükümet açısından da yoğun ve hararetli çalışmalarla geçtiğini belirten Erdoğan, bu ay da Türkiye'nin dört bir yanında pek çok tesisin açılışını gerçekleştirdiklerini, yenilerinin de temellerini attıklarını söyledi. Türkiye'nin geleceğini imar ve inşa etmek üzere durmadan, dinlenmeden bütün kurumlarla, bütün imkanlarıyla çalıştıklarını bildiren Erdoğan, Haziran ayına Batı Karadeniz'de, Zonguldak'ta yapılan önemli açılışlarla girdiklerini hatırlattı. Hükümetin sağladığı ÖTV indirimiyle önemli bir ivme kazanan ve yüzde 50 oranında bir artış yakalayan deniz taşımacılığında hayırlı bir adım atarak, 2 Haziran'da Karadeniz Ereğli Tersanesi'ni hizmete açtıklarını kaydeden Erdoğan, yılda 25 bin ton çelik işleme kapasitesine sahip bu tersanenin, hem Ereğli için, hem de Türk denizciliği için çok önemli bir atılımın müjdecisi olduğunu belirtti. Batı Karadeniz Enerji Üssü Projesi'nin, kalkınmanın öncü projelerinden biri olarak anılacağını anlatan Erdoğan, madenciliğin başkenti Zonguldak'ta ayrıca bu sektörün geleceğini şekillendiren 7 tanesi özel sektöre, 39 tanesi kamuya ait toplam 46 tesisi hizmete açtıklarını, 15 yeni projenin de temelini attıklarını hatırlattı.

Haziran ayında daha pek çok bölgede insanlara çağdaş hizmet verecek, şehirlerin standartlarını yükseltecek, ihtiyaçlara cevap olacak önemli tesisleri hizmete açtıklarını kaydeden Erdoğan, 3 Haziran'da Antalya Kepez Devlet Hastanesi'nin, 4 Haziran'da Mardin Merkez Devlet Hastanesi'nin açılışlarını gerçekleştirdiklerini belirterek, göreve geldikleri günden beri hastanelerin, sağlık tesislerinin sayısını artırmak, böylece Türk insanına daha kaliteli, daha rahat şartlarda sağlık hizmeti ulaştırmak için büyük gayret gösterdiklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan şunları söyledi:

"120 OKULA 120 SPOR SALONU" PROJESİ

"Bu çerçevede 2003 yılında 19, 2004'te 15, 2005'te 25 tane olmak üzere 3 yıl içinde tam 59 yeni hastaneyi hizmete açtık. 6 bin 375 ilave yatak kazandırarak sağlık tesislerimizin kapasitesini önemli ölçüde artırdık. 2006 yılında da yeni hastaneler, ilave sağlık tesisleri, sağlık ocakları inşa etmeye, yapyımı tamamlananları hizmete açmaya devam ediyoruz. Çünkü bizim için insan siyasetin de, icraatın da temelidir. Her şeyi insanlarımızı mutlu etmek, rahat ettirmek içindir. Bu anlayışla, bu hassasiyetle yurdun dört bir köşesini şantiyeye çevirdik, hummalı çalışmalar yürütüyoruz. Hemen her gün tamamlanan tesisleri hizmete açıyoruz. Haziran ayı bu açıdan oldukça bereketli bir ay oldu. Pek çok tesisi, yatırımı hizmete açtık, pek çok temel attık, adeta bir imar maratonuna katıldık. 3 Haziran'da Isparta'da, belediyemizin öncülüğünde yürütülen çalışmaların meyvelerini toplamak üzere bir toplu açılış gerçekleştirdik. Bu açılışla sosyal alanda, konut alanında, çevre düzenlemesi, ulaşım, eğitim ve kültür alanlarında 10 ayrı tesisin Ispartalılar'ın hizmetine sunulmasına vesile olduk. 9 Haziran'da bu defa İstanbul'da Büyükşehir Belediyemiz'in iki önemli etkinliğine katıldık. İstanbul Büyükşehir Belediyemiz tarafından '120 Okula 120 Spor Salonu' projesi çerçevesinde yaptırılan spor salonlarımızı hizmete açtık. Bir kısmı açılışı yapıldı, bir kısmının da şu anda inşaatları devam ediyor. Öğrencilerimizin her türlü spor faaliyetlerini sürdürebileceği bu tam teşekküllü salonlardan, öğrenim saatleri dışında semt sakinlerimiz de yararlanabilecek. Yine İstanbul Büyükşehir Belediyemizin bu yıl ikincisini düzenlediği karne şenliğine katıldık. Okullarını iyi derecelerle bitiren 9 bin başarılı öğrencimizi Ali Sami Yen Stadı'nda 9 bin bisikletle ödüllendirdik. Benzer bir başka töreni de Ankara'da yaptık. Türk Telekom'un eğitimimize değerli bir katkısı olarak 5 bin 470 devlet lisemizden seçilen başarılı öğrencilerimize birer teknoloji paketi hediye ettik. Bilgisayar, modem ve üç ay ücretsiz ADSL internet erişimini kapsayan bu paketlerle Türkiye'nin eğitim alanında yaşadığı büyük değişimi de ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Bugün 24 bin okulumuz internet üzerinden dünyaya, yeni fikirlere, yeni bilgilere ulaşabilecek durumdadır. Bu bilgi pencerelerinden bilgi çağını yakalayacak aydınlık bir Türkiye doğacaktır. 21 Haziran'da yine İstanbul'da önemli bir açılış töreni vardı. Şehir içi ulaşıma önemli rahatlıklar getirecek 21 yol ve kavşağı hizmete açtık, 21 yol ve kavşağın da temelini attık. İstanbul'daki açılışlarımız bu kadarla da sınırlı kalmadı. Zira bu törenin yapıldığı Maltepe stadının o yeni hali gerçekten sadece Maltepelilere değil, inanıyorum ki, İstanbul'un gençliğine farklı bir özgüven sağlayacaktır. Onunda açılışını yaptık. 17 Haziran'da adaletin tesisine değerli katkılar sunacak yeni Adli Tıp binamızı hizmete soktuk. Yine 21 Haziran'da açılışını yaptığımız Kandilli Rasathanesi Müzesi de, toplumsal hafızamızda derin izler bırakan depremlere karşı insanımızı uyanık kılacak, deprem bilincini yaygınlaştıracak, bu konudaki bilimsel çalışmaları yansıtacak bir yekün ortaya koymaktadır. Bütün vatandaşlarımızın bu müzeye ilgi göstermesini umuyor, bu konuda insanımızın bilgisinin, bilincinin en üst seviyeye çıkmasını temenni ediyorum".

"YÜZDE 60'LARA VARAN KREDİ FAİZLERİNİ YÜZDE 13'LERE KADAR ÇEKTİK"

Haziran ayının, Türk ekonomisi açısından da önemli toplantıların gerçekleştiği bir ay olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, 6 Haziran'da Ankara'da yapılan TESKOMB Genel Kurulu'na katılarak esnaf ve sanatkarların problemlerini bizzat kendilerinden dinleme imkanı bulduğunu hatırlattı. Hükümet olarak esnaf ve sanatkarlara baştan beri büyük önem verdiklerine dikkat çeken Erdoğan, göreve geldiklerinde esnaf ve sanatkarın ağır kredi faiz yükünün altında ezildiğini hatırlattı. Erdoğan, yüzde 60'lara varan kredi faizlerini yüzde 13'lere kadar çektiklerini söyledi. Hükümet olarak, bu ülke için çalışıp çabalayan, üreten, ürettiği değerlerle ülke kalkınmasına katkı sağlayan bütün kesimlerin, bütün meslek gruplarının daima destekçisi ve yol arkadaşı olduklarını dile getiren Erdoğan, Bu gerçeği 16 Haziran'da İstanbul'da toplanan İstanbul Sanayi Odası 2. Meslek Komiteleri toplantısında da dile getirdiğini bildirdi. Bütün sektörlerin, bütün iş kollarının, bütün meslek gruplarının dünyayla rekabete açık, teknolojik gelişmeleri izleyen, kendini yenileyen ve sürekli hedef büyüten bir yapıya kavuşmaları gerektiğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin bugün, yılda sadece 1 milyar dolarlar seviyesinde uluslararası doğrudan yatırım alan o eski Türkiye olmadığını vurguladı. Türkiye'nin uluslararası yatırımda geçen yıl sonu itibariyle 10 milyar dolar seviyesini zorlayan bir ekonomi devi olma yolunda olduğunu anlatan Erdoğan, bütün kesimlerin planlarını buna göre yapmaları gerektiğini ifade etti. Erdoğan, "Küçük düşünen, dünyayla entegrasyon kuramayan, doğru ve yeterli üretimi yapamayan maalesef geride kalacaktır. Herkes bu hesabı yapmak zorundadır. Hepimiz bölgesel gerçekler ışığında ve fakat küresel ölçekte düşünerek geleceğin planlamasını bugünden yapmak mecburiyetindeyiz. Bütün gayretimiz Türkiye'nin yarınlarına daha az problem ama daha çok refah ve huzur taşıyabilmek içindir. Yarının en büyük ihtiyaçlarından birinin enerji olacağı bugünden bellidir. Bu alanda hükümet olarak geleceğe dönük yatırım arayışları içindeyiz. Çeşitli projeler üzerinde çalışmalarımız sürüyor" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK 17. EKONOMİSİ HALİNE GELDİ"

Son 3.5 yılda her alanda gerçekleştirdikleri sessiz devrimlerle Türkiye'nin bugün dünyanın en büyük 17. ekonomisi haline geldiğine dikkat çeken Erdoğan, Türkiye'nin artık sadece kendi bölgesinin değil, dünyanın da stratejik açıdan en önemli ülkelerinden biri olduğunu vurguladı. Göreve geldikleri günden bu yana, Türkiye'yi dünyada hak ettiği ağırlıklı konuma ve itibara kavuşturmak için uğraş verdiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:

"Yaptığımız dış ziyaretlerle bir yandan Türkiye'nin dünya meselelerine bakış açısını dile getiriyor, bir yandan dünya barışı ve insanlığın esenliği konusunda aktif roller üstleniyor, bir yandan da ticari ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Haziran ayında bölgemizin iki önemli ülkesi Hırvatistan ve Makedonya'ya resmi ziyaretlerde bulunduk. Hem bölgesel meseleler, hem de işbirliğimizin geliştirilmesi bakımından oldukça yararlı geçen bu ziyaretler, her iki ülkeyle ilişkilerimize canlılık kazandırmıştır. Yaptığımız dış gezilerde sürekli olarak, Medeniyetler İttifakı ve dünya barışı için Türkiye'nin ne kadar önemli bir rol üstlendiğini müşahede etme imkanı buluyoruz. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği süreci, bu imkanın küresel bir fırsata dönüşmesi açısından büyük önem arz ediyor. Bildiğiniz gibi, 12 Haziran'da Lüksemburg'da yapılan zirvenin ardından Avrupa Birliği ile müzakerelere fiilen başlamış bulunuyoruz. Bu sürecin zorlu geçeceğini zaten biliyorduk. Önümüzde uzun bir yol var. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin, ülkemizin yüksek menfaatlerini rehber edinerek bu yolda yürümeye devam edeceğiz. İnşallah Türkiye, insanına daha yüksek hayat standartları sağlama, muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefine doğru heyecanla, kararlılıkla ilerlemeye, büyümeye, kalkınmaya devam edecek, cazibesini hiçbir zaman kaybetmeyecektir".

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber