İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

AA'da Toplu İş Sözleşmesi imzalandı

"Basının, milli iradeye ve milletin doğrudan kendisine, tek tek vatandaşlara karşı kurulan komplolara ve hukuksuzluklara karşı net bir tavır takınması, bu tür hukuksuzlukların içinde rol oynamaması önem taşıyor"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Aralık 2014 18:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
AA'da Toplu İş Sözleşmesi imzalandı

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Dünya ajanslarına bakın; Mısır'da darbe oldu, onlar Sisi'nin sesi oldular ama Anadolu Ajansı, Rabia Meydanı'nın sesi oldu. Dünya ajansları Suriye'de zalim Esed'in sesi oldu ama Anadolu Ajansı, mazlum Suriye halkının sesi oldu" dedi.

Akdoğan, AA Konferans Salonu'nda yapılan Anadolu Ajansı ve Medya-İş Sendikası arasındaki 2. Toplu İş Sözleşmesi imza töreninde, yeni sözleşmenin hayırlı olması temennisinde bulundu.

Görevine yeni başlayan Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı'yı tebrik eden ve başarı dileyen Akdoğan,"Bu bayrak değişimi bir tazelenmenin tezahürü. Medya sektörüne, ülkemize, milletimize bu değişimin bu tazelenmenin de hayırlar getirmesini diliyorum" diye konuştu.

"Anadolu Ajansı gerçekten son dönemde çok büyük bir ivme kazandı, önemli başarılara imza attı" diyen Akdoğan, bu başarılarda yönetici ve çalışanların fedakarca çalışmalarının rolü olduğunu vurguladı.

Anadolu Ajansının 2023 yılı vizyonunu değerli ve anlamlı olarak nitelendiren Akdoğan, "Yeni Türkiye'de, büyüyen Türkiye'de bütün kurumlarımızın bu hedefi, vizyonu paylaşması, aynı istikamete doğru yol yürüyebilmesi önem taşıyor. Bu çerçevede Ajansımızın katettiği mesafeyi de önemsiyoruz" ifadesini kullandı.

Medya-İş Sendikası ile Anadolu Ajansı arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinin 15 Ağustos'ta başlamasının ardından bugün imza aşamasına gelindiğini dile getiren Akdoğan, sözleşme görüşmelerinin taraflarına teşekkür etti. Akdoğan, sözleşmenin ücretlere ortalama yüzde 10 zam ve sosyal hakların iyileştirilmesi açısından önemli olduğunu bildirdi.

Başarıların arkasında fedakarlık, gayret ve emeğin olduğunu belirten Akdoğan, bu emeğin para ile ölçülemeyeceğini de söyledi.

- "Basın emekçilerinin bugün yüz yüze kaldığı birçok sorun var"

Başarıların arkasında fedakarlık, gayret ve emeğin olduğunu belirten Akdoğan, bu emeğin para ile ölçülemeyeceğini de söyledi. Gazeteciliği bir iş olmaktan ziyade bir yaşam tarzı olarak tanımlayan Akdoğan, şunları söyledi:

"Gece gündüz siz o işle uğraşırsınız, kafa yorarsınız. Bundan dolayı bunun maddi bir ölçütü, kıyası, takdiri yoktur aslında. Ama imkanlar nispetinde elbette burada bu sözleşmelerle bir noktaya geliniyor. Kardeşlerimiz aslında fedakarlık yaparak, fedakarlıkta bulunarak, katkıda bulunarak, ama bir taraftan da neticede manşetleri temin ederek, bu işleri yürütüyorlar. Gayet iyi biliyoruz ki medya çalışanları, basın emekçilerimiz gerçekten zor şartlar altında görevlerini sürdürüyorlar. Hala sendikalaşmak istediği için kapının önüne konan basın emekçilerimiz var. Yani bir sendikasızlaştırma sorunuyla aslında karşı karşıyayız. Hala asgari ücretle çalıştırılıp patronunun ucuz emek olarak gördükleri, kullandıkları binlerce gazeteci var. Biliyorsunuz, medya patronları kayıt dışı gazeteci çalıştırıyorlar ve bu kayıt dışı çalıştırılan insanlar da keyfi bir şekilde kapıya konulabiliyor. Yani basın emekçilerinin bugün yüz yüze kaldığı birçok sorun var; sendikasızlaştırma, çok düşük ücretlere çalıştırılma, kayıt dışı çalıştırılma, keyfi şekilde işlerine son verilme gibi birçok sorunla hemhal olduklarını biliyoruz."

- "Basın emekçileri, patronlarına karşı savunmasız ve çaresizler"

Göreve geldikten sonra bu sorunlara çözüm bulmak için çalıştıklarını ifade eden Akdoğan, "Patronlar tarafından yük olarak görülüyor, basın sigortası ile çalıştırılmayan çok fazla insan var basın sektöründe" ifadesini kullandı.

Bununla ilgili Ankara ve Erzurum'da çalıştayların yapıldığını hatırlatan Akdoğan, çalıştayların üçüncüsünün de bu ay bitmeden İstanbul'da gerçekleştirilmesinin planlandığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Meclis'te bütün partilere de çağrıda bulundum: 'Kim varsa söyleyecek sözü olan, daha önce verilmiş kanun teklifleri varsa gazetecilik mesleğinden gelen politikacılar, milletvekilleri, herkes katkıda bulunsun. Bu meselede gerçekten basın emekçilerinin meselelerini çözecek bir formül üretelim, bir noktaya varalım' şeklinde. Burada tabii patronları eleştirebiliriz, sendikasızlaştırma, keyfi çalıştırma, düşük ücretlere çalıştırma konularında ama bu bir sermaye düşmanlığına da dönüşmemeli. Sermaye düşmanlığınaçevirmeden bir çözüm bulmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Patronların ne kadar eleştirilebildiğinin önemine değinen Akdoğan, şöyle konuştu:

"Patronlar ne kadar eleştirilebiliyor. Medyayı eleştiriyor fakat yeterince öz eleştiri yapıyor mu? Yani kendi durumunu ne kadar değerlendiriyor, patronajı ne kadar eleştirebiliyor. Bu da önemli bir sorun olarak önümüzde duruyor. Basın emekçileri, patronlarına karşı güçsüz, savunmasız ve çaresizler. İfade özgürlüğü maalesef bu alanda çok fazla işlemiyor. Ne zaman bir gazeteci, basın mensubu işten atılsa top hemen hükümete atılıyor, fatura hükümete kesiliyor. Kimse patronları eleştirmeye cesaret edemiyor veya bu tartışılamıyor, konuşulamıyor. Bunların da konuşulması gerektiğini düşünüyorum. İktidara geldiğimizden beri basın özgürlüğünün geliştirilmesi, basın emekçilerinin şartlarının geliştirilmesi için birçok düzenleme yaptık. Gerçekten önemli adımlar attık. Ama daha yapılması gereken çok fazla iş olduğunu da söylemek durumundayım."

Anadolu Ajansı ile Medya-İş Sendikası arasındaki ilişkinin bütün medya sektörü için de örnek olduğunu vurgulayan Akdoğan, Anadolu Ajansının Cumhuriyetin kurulmasında önemli bir misyonu yerine getirdiğini belirtti.

- İsimsiz kahramanlar

Anadolu Ajansının milli mücadeleyi veren, o süreçte önemli roller oynayan kurumlardan olduğunu ifade eden Akdoğan, şöyle devam etti:

"O günden bu yana, köklü bir haber ajansı olarak her geçen gün çıtayı biraz daha yukarıya çekiyor. Türkiye büyüdükçe Anadolu Ajansı da büyüyor. Türkiye'nin hayalleri, ufku genişledikçe Anadolu Ajansının hayalleri ve ufku da gelişiyor. Türkiye'nin sesi gür çıktıkça Ajansımızın sesi de gür çıkıyor. Dünya ajanslarına bakın, Mısır'da darbe oldu, onlar Sisi'nin sesi oldular ama Anadolu Ajansı, Rabia Meydanı'nın sesi oldu. Dünya ajansları Suriye'de zalim Esed'in sesi oldu ama Anadolu Ajansı, mazlum Suriye halkının sesi oldu. Hatırlarsanız bu 55 bin karelik fotoğrafları ilk Anadolu Ajansı dünyaya duyurdu. Bunlar çok önemli misyonlar, görevler. Burada görev yapan arkadaşlarımız aslında isimsiz kahramanlar. Anadolu Ajansından geçen bir fotoğraf karesi veya haber, şimdi gazetelerde herkes imzasını atıyor altına, isimleri biliniyor. Televizyonda ekranlarda olan arkadaşlarımız biliniyor ama ajanslarda gerçekten büyük fedakarlıklarla görev yapan arkadaşlarımız aslında isimsiz kahramanlar. Anadolu Ajansı, son dönemde gerçekten bir uluslararası markaya dönüştü. Emeği geçen herkese tüm yöneticilerimize, yönetim kurulu üyelerimize, Ajansın bütün çalışanlarına bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Lütfen azminizi, şevkinizi, meslek aşkınızı asla yitirmeyin. İmkanlar ölçüsünde toplu iş sözleşmeleri yapılır, bunlar hiçbir zaman sizin fedakarlığınızın, emeğinizin karşılığı değildir. Ama Türkiye büyüdükçe, imkanlar geliştikçe inşallah daha büyük imkanlarla daha iyi sözleşmeler yapılacaktır. Burada önemli olan huzur, uyum içinde çalışmaktır. Bir yerde huzur, uyum, birlik beraberlik yoksa, motivasyon kaybı varsa orada başarı olmaz. Sizin başarınız kurumun ve Türkiye'nin başarısıdır. Elbette kurumun geleceği, itibarı, başarısı bizim temel önceliğimizdir. Biz de hepimiz arka planda kalabiliriz öncelik kurumun geleceğidir, ne olacağıdır ama bunun temel zemini de insan faktörüdür. Bu yüzden yeni Genel Müdürümüzün insan, çalışan odaklı bir anlayışla inşallah meseleye yaklaşacağını, böyle bir perspektifle hareket edeceğini, kurumu daha iyi noktalara taşıyacağına yürekten inanıyorum."

Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, "Size layık bir Genel Müdür olmaya çalışacağım" dedi.

Kazancı,AA ve Medya-İş Sendikası arasında yapılan 2. Toplu İş Sözleşmesinin, AA Konferans Salonu'nda düzenlenen imza törenindeki konuşmasına, ajans çalışanlarıyla ilk kez bir araya gelmesinin bu tören dolayısıyla olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.

100 yıla yakın geçmişi, 33 ülkede ofisi, 86 ülkede temsilcisi bulunan AA'nın Türkiye'de çok güçlü bir haber ajansı olduğunu kaydeden Kazancı, "Kurumun iki günlük Genel Müdürü olarak huzurlarınızdayım" dedi.

Kazancı, AA ile Medya-İş arasındaki 2. Toplu İş Sözleşmesi'nin 13 toplantının ardından imzalanma aşamasına geldiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Başarının iki sebebi olabilir, bunun izahının iki yolu olabilir: Birincisi mükemmel bir Genel Müdürünüz vardır, gelir gelmez iki günde halletmiş olabilir ya da Sendika tarafından, Ajans tarafından, Yönetim Kurulu üyelerimizden güç alan, selefim, eski Yönetim Kurulu Başkanımız, Genel Müdürümüz Kemal Öztürk'ten devam eden ve en son kıymetli Başbakan Yardımcımız Yalçın Akdoğan'a kadar uzanan ciddi bir emek ve gayret vardır. Bu ikisinden birini tercih etmek lazım. Ben işinizi kolaylaştırayım, ben mükemmel bir Genel Müdür değilim ama size layık bir Genel Müdür olmaya çalışacağım. Teşekkür ediyorum, hayırlı olsun."

-"Ajans'ın dünyaya açılan kapısından Hak-İş de dünyaya açıldı"

Hak-İş Genel Başkanı Arslan da işçi-işveren ilişkilerini bir uzlaşma ve diyalog üzerine inşa etmeye çalıştıklarını belirterek, "Bugüne sürdürdüğümüz ilkeli, kararlı yolculuğumuzda özellikle emek dünyası ve medya dünyasının en önemli amiral gemisi olan Anadolu Ajansında örgütlenmek, burada toplu sözleşmesi yapmak ve bir sendika ile var olmak gerçekten bizim için de ayrıcalık. Ajansın dünyaya açılan kapısından Hak-İş'in de dünyaya açıldığını memnuniyetle ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Medyada çalışmanın, gazetecinin mesai kavramının çok da olmadığını dile getiren Arslan, "Onların mesleğini severek yapması için işyerinde ve geleceğe yönelik endişelerinin, kaygılarının olmaması gerekiyor. Bunun için bu arkadaşlarımız, daha çok ücreti hak ediyorlar" diye konuştu.

Kurumlarını geleceğe taşımak için gece gündüz fedakarca görev yapan AA çalışanlarına teşekkür eden Arslan, "Görevlerini fazlasıyla yapmak için çaba sarfeden yurtdışındaki emekçi arkadaşlarımız ile birlikte gerçekten destanlar yazıyorlar" dedi.

Anadolu Ajansının kuruluşunun 100. yılındadünyanın 5 büyük ajansından biri olma hedefini sonuna kadar desteklediklerini bildiren Arslan, "Türkiye bunu hak ediyor, biz bunu hak ediyoruz" ifadesini kullandı.

Hak-İş olarak yeni Türkiye'nin inşasında kendilerini görevli kabul ettiklerini anlatan Arslan, "Hak-İş olarak 20. yüzyılda kalan sendika söylemleri yerine 21. yüzyılı da kucaklayan, anlayan, ifade eden, onu anlamlandıran yeni bir sendikal vizyonu inşa etmek zorundayız. Slogan atarak sadece Türkü söyleyerek, sadece ideolojik birtakım tatmin noktaları ile sınırlandırarak sendikacılığı geleceğe taşımanın ne yazık ki imkanı yok" değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'deki yaklaşık 13 milyon sendikalı işçinin, yaklaşık 1 milyonunun sendikalı olduğuna işaret eden Arslan, sendikal dünyanın içine düştüğü bu sorun için vizyonları ve projeleri olduğunu söyledi.

Asgari ücret komisyonununda sadece tek bir konfederasyondan temsilci olmasını eleştiren Arslan, "Ben temsil edeyim' demiyorum ama üye oranında buralarda temsil edilmeliyim, buralarda bulunmalıyım. Bu Türkiye'nin de hayrınadır, çalışanların da hayrınadır. Bu örgütün adına da olumlu bir gelişmedir" diye konuştu.

Medya-İş'in Basın Enformasyon Genel Müdürlüğünde, Basın İlan Kurumu'nda da temsilcisi bulunması gerektiğini ifade eden Arslan, "Bu sendikanın buralarda, bir kısım yasal mevzuatlar da bahane edilerek, yer alması engellenmeye çalışılıyor. Bu konuda sıkıntılarımızı da kendileriyle paylaşacağım, o konuda desteklerinizi de bekliyoruz" diye konuştu.

-"Basın özgürlüğünün yolu, sendikal mücadeleden geçer"

Medya-İş Genel Başkanı Gürsel Eser,AA'da örgütlü olan eski sendikanın üyelerini sadece toplu iş sözleşmelerinde hatırladığını ve diğer zamanlarda ise başka bir misyonun aracı gibi hareket ettiğini belirttti.

"İdeolojik tavırları, sendikacılıktan çok, siyasi bir partinin sözcüsü gibi davranmalarına neden olmuştur" diyen Eser, AA çalışanları olarak buna dur demek için yola çıktıklarını söyledi.

Medya-İş'in emekten yana sendikacılık anlayışına sahip olduğunu vurgulayan Eser, "Bugün imzaladığımız sözleşmemiz ise bunun en büyük kanıtıdır" diye konuştu.

Sözleşmenin her aşamasında yardım ve emeği olan AA yönetimine, Hak-İş toplu sözleşme uzmanı İsmail Özgüven'e, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı'ya teşekkür eden Eser, "Anadolu Ajansı çalışanlarının birikim hedefiyle kurmuş olduğu yardımlaşma sandığının durumu, hepimizin malumudur ama bugün bu sandığın tekrar yaşatılmasına, içinde bulunduğu durumdan kurtarılmasına destek veren, işveren destek payını artırarak işçinin yanında yer alan Yalçın Akdoğan Beyefendi'ye sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum" ifadelerini kullandı.

Medya-İş'in, AA'nın yanı sıra Devlet Malzeme Ofisi Basım İşletme Müdürlüğü, Başbakanlık Resmi Gazete çalışanlarını bünyesine katarak yetki aldığını ve toplu sözleşme görüşmelerini başlattığını aktaran Eser, şunları kaydetti:

"Bugün burada imzalayacağımız toplu iş sözleşmesi, umarım diğer basın kuruluşlarına ve medya patronlarına örnek olur. Ülkemizde son dönemde yaşanan maden kazalarında sendikal haklardan bahseden ve bunu manşetlere taşıyan medya patron ve yöneticileri, artık kendi çalışanlarının sendikal örgütlenmesinin önünden çekilirler, çalışanları sendikalı oldu diye işten çıkarmazlar."

Medya patronlarının basın özgürlüğü önünde en büyük engel olduğunu ifade eden Eser, "Türkiye'de son zamanlarda basın özgürlüğü lafı çok sevilmiştir. Basın özgürlüğünün hiçbir gereğini yerine getirmeyen bazı çevrelerin, basın özgürlüğünü sadece hükümeti eleştirirken kullanmaları düşündürücüdür. Hattabu basın özgürlüğü lafı o kadar sevilmiştir ki paralel yapıya hizmet edenler dahi gözaltına dahi alındığında basın özgürlüğü zırhını kullanmışlardır. Ben, buradan bir kez daha basın emekçilerine seslenmek istiyorum, basın özgürlüğünün yolu, sendikal mücadeleden geçer" diye konuştu.

Sendikal örgütlenmede Medya-İş'in kapılarının herkese ardına kadar açık olduğunu bildiren Eser, toplu sözleşmenin herkese hayırlı olmasını diledi.

-AA ile Medya-İş arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı

Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Akdoğan, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kazancı, Hak-İş Genel Başkanı Arslan ve Medya-İş Genel Başkanı Eser, toplu iş sözleşmesinin imzalanması için sahneye davet edildi.

Sözleşmeye AA Genel Müdürü Kazancı ve Medya-İş Genel Başkanı Eser imza attı.

Sözleşmenin hayırlı olmasını dileyen Başbakan Yardımcısı Akdoğan, günün anısına sunulan hediyeyi "Bugün Başbakanımız bir açıklama yaptı. Bundan sonra plaketleri kaldırıyoruz. Bu plaket değil ama bu uygulamanın da son örneği olması şartıyla alıyorum" diyerek kabul etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber