Dikkat! Kolesterol

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 08 Nisan 2007 11:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kalp hastalıklarının başlıca nedenleri arasında kolesterol, yüksek tansiyon, diyabet, damar sertliği yer alıyor. Bu konuda pek çok çalışması olan ve uluslararası arenada geliştirilen son çalışmaları yerinde izleyen Ateroskleroz Derneği Başkanı Prof Dr. Yağız Üresin star Sağlık'ın sorularını yanıtladı.

Kolesterol neden önemli?

Çünkü günümüzde en belirgin olarak ömrü uzatan tedavi kolesterol tedavisidir. Dünyada kabaca ölümlerin yarısı miyokard enfarktüsüne yol açan koroner arter (kalbi besleyen damar) hastalığına bağlı. Onun ardından inme gibi yine damar sertliğine bağlı hastalıklar geliyor. Bunun yanı sıra damar sertliğinden kaynaklanan hastalıklar risk faktörü dediğimiz kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı gibi durumların düzeltilmesiyle büyük ölçüde engellenebiliyor. Ayrıca kolesterolün düşürülmesi çok yüksek bir verimle koroner arter hastalığına bağlı durumlarda azalmaya yol açıyor. Bu düzeyde bir verim belki ancak enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotiklerden alınabilir. Bu fayda onbinlerce hastanın katıldığı birçok ileri yöntemlerle düzenlenmiş klinik çalışmada kanıtlandığı gibi, on yılı aşkın süredir milyonlarca hastanın kullandığı statin dediğimiz ilaçlarla kazanılan deneyim tarafından destekleniyor. Kolesterolün bu kadar önemli olmasının nedeni bu ve benzerlerini kanda taşıyan başta kötü kolesterol diye bildiğimiz LDL'nin damar duvarıyla etkileşiminin damar sertliğinin temelini oluşturması.

Kolesterol için ne zaman normal diyebiliriz?

Hastaları değerlendirirken temelde total kolesterol, LDL, trigliserid ve HDL'yi değerlendiririz. Bunların ilk üçünün yüksek olması kötü, sonuncusunun yüksek olması iyidir. Ama biz bugün için en çok önemsenen LDL yani kötü kolesterolün üzerinde duralım. LDL karaciğerde yapılır, kanda dolaşır, damara zarar verir. Dolayısıyla söylendiği gibi bağırsakta emilmesinin engellenmesi söz konusu olamaz. İlaçlarla ya karaciğerde LDL yapımı azaltılabilir ya da bağırsaktan yağların emilimi azaltılıp, böylece LDL düşürülebilir. Normali dediğimizde batı toplumlarında ortalama 140 mg/ dl, bizde ise 120 mg/dl'den söz edilebilir. Ama bu değerlere sahipseniz ?Kolesterolüm normal' deyip, rahat edemezsiniz. Diyabet, hipertansiyon gibi diğer risk faktörleri ve hastada daha önceden enfarktüs, inme gibi durumların varlığı bu değerin 70 mg/dl'ye kadar çekilmesini gerektirebilir. Şu halde diyabeti olan ve enfarktüs geçirmiş birisinde normal LDL 70'in altındadır. Aslında bu çok sevindirici bir gelişmedir. Çünkü böyle bir hastada bunu başardığımızda, onun ömrünü uzatabileceğimizi gösterir.

Kolesterolü bu kadar düşürmek zararlı olmaz mı?

Kesinlikle hayır. Bunun gerekleştiği klinik çalışmalarda dikkat çekici bir istenmeyen etki ortaya çıkmamıştır. Gelişmek için en fazla kolesterole ihtiyaç duyan bebeklerde LDL 40 civarındadır. Yine ilkel topluluklarda ve evrimsel olarak bize yakın hayvanlarda LDL 60 civarındadır. Modern yaşam tarzının kolesterolü bozduğu ?doğal normal' LDL'mizin 60 civarında olması gerektiği söylenebilir.

Herkes kolesterolünü bu kadar düşük seviyeye çekmek zorunda mı?

Hayır, zira bu seviyelere çoğu kişide diyet, egzersiz gibi yöntemlerle ulaşmak mümkün değil. Bazen yüzde 50'nin üzerinde bir LDL düşüşü gerekebilir. Bu da yalnızca statin dediğimiz ilaçlar ve bunlara başka ilaç eklenmesiyle sağlanabilir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar bu ilaçlarla yapılan tedavinin belirgin bir risk taşımadığını göstermiş olsa da kalp krizi ve benzeriyle karşılaşma olasılığı düşük birisinin böyle bir tedavi alması hem risk hem de maliyet açısından uygun değildir. Riski düşük birisinin LDL'sinin 130 altında olması yeterlidir.

Damar sertliği ve onu oluşturan nedenler hakkındaki son gelişmeler için www.ateroskleroz.org adresine başvurabilirsiniz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber