Disiplin cezasının iptali, görevden alma işleminin de iptalini sağlar mı?

Mahkemece iptal edilen kınama cezasına konu olaylar atama işlemi için haklı sebep oluşturur mu?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Nisan 2018 14:30, Son Güncelleme : 18 Nisan 2018 14:15
Disiplin cezasının iptali, görevden alma işleminin de iptalini sağlar mı?

Danıştay, disiplin cezasının verilmesi gerekliliğini sağlayan yasal koşullar ve esas alınan ilkeler ile atama işleminde idarece kullanılan takdir yetkisinin yargısal denetimine esas alınan ilkelerin farklı olduğunu, disiplin yönünden yaptırım gerektirmeyen bir olayın, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden tesis edilen atama işleminin hukuka uygunluğuna engel teşkil etmeyeceğine karar verdi.

Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü görevini yapmakta iken hakkında yapılan soruşturma sonucu verilen kınama ve uyarma cezası sonucu Enstitü Müdürlüğünden alınarak Valilik emrine veteriner hekim olarak atama yapılması işleminin iptali için dava açılmıştır.

İdare Mahkemesi, davacının hakkında tesis edilen kınama ve uyarma disiplin cezalarına karşı dava açtığı, davacının üzerine atılı 657 sayılı Kanun'un 125/C-(a) maddesinde yer verilen fiil nedeniyle tesis edilen kınama cezasının iptal edildiğini, dava konusu işleme dayanak oluşturan diğer disiplin cezasının verilmesine neden olan fiillerin niteliği ve verilen cezanın "uyarma" cezası olması hususları da dikkate alındığında davacının ayrıca Enstitü Müdürlüğü görevinden alınması için hukuken kabul edilebilir bir gerekçe oluşturmayacağı gerekçesiyle atama işlemini iptal etmiştir.

Danıştay ise; davacının hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda uyarma ve kınama cezaları ile tecziyesinin kararlaştırıldığını ve söz konusu soruşturma raporu ile idari yönden de, uyarma ve kınama cezaları verilmesine dayanak oluşturan olumsuzlukların ve projelere ilişkin kayıt defterlerini tutmaması şeklindeki olumsuzlukların bir idarecide bulunmaması gereken özellikler olduğu gerekçesiyle davacının Enstitü Müdürlüğü görevinden alınmasının önerildiğini ifade etmiştir.

Danıştay kararında, davacı hakkında verilen kınama cezasının mahkeme kararı ile iptal edilmiş olmasını dikkate almakla birlikte; disiplin cezasının verilmesi gerekliliğini sağlayan yasal koşullar ve esas alınan ilkeler ile atama işleminde idarece kullanılan takdir yetkisinin yargısal denetimine esas alınan ilkelerin farklı olduğuna, disiplin yönünden yaptırım gerektirmeyen bir olayın, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hizmetin korunması veya kamu görevlisinin etkin ve güvenilir bir biçimde hizmeti devam ettirmesinin sağlanması amacına yönelik olarak tesis edilen atama işleminin hukuka uygunluğuna engel teşkil etmeyeceğine karar vermiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2017/729

Karar No : 2017/8135

Karar Tarihi: 20.12.2017

İsteğin Özeti : İdare Mahkemesi'nce verilen 03/11/2016 günlü, E:2016/1916, K:2016/3472 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakim : Aynur Üstünsoy Kaya

Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

Dava, davacının ...... Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü görevini yapmakta iken hakkında yapılan soruşturma sonucu verilen kınama ve uyarma cezası sonucu Enstitü Müdürlüğünden alınarak ......Valiliği emrine veteriner hekim olarak atanmasına ilişkin 21/11/2011 günlü, 30818 sayılı işlemin iptali ve yoksun kaldığı özlük haklarının tazmini istemiyle açılmıştır.

Danıştay İkinci Dairesi'nin 28/01/2016 günlü, E:2013/2955, K:2016/372 sayılı usulu bozma kararına uyulmak suretiyle yeniden verilen İdare Mahkemesi'nin 03/11/2016 günlü, E:2016/1916, K:2016/3472 sayılı kararıyla; davacının Enstitü Müdürü olarak görev yaptığı dönemdeki faaliyetlerine ilişkin soruşturma raporu ve bu rapor uyarınca tesis edilen kınama ve uyarma disiplin cezalarına karşı dava açtığı, bu davalardan kınama cezasına ilişkin olanının İdare Mahkemesi'nin 19/10/2012 günlü, E:2012/496, K:2012/1463 sayılı iptal kararı ile sonuçlandığı, uyarma cezasına karşı İdare Mahkemesi'nin 2012/434 sayılı esasına kayden açılan davanın ise ret kararı ile sonuçlandığı görülmüş olup; davacının üzerine atılı 657 sayılı Kanun'un 125/C-(a) maddesinde yer verilen fiil nedeniyle tesis edilen kınama cezasının iptal edilmiş olması, dava konusu işleme dayanak oluşturan diğer disiplin cezasının verilmesine neden olan fiillerin niteliği ve verilen cezanın "uyarma" cezası olması hususları da dikkate alındığında davacının ayrıca Enstitü Müdürlüğü görevinden alınması için hukuken kabul edilebilir bir gerekçe oluşturmayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, yoksun kaldığı maaş ve özlük haklarının tazmini isteminin ise kabulüne hükmedilmiştir.

Davalı idare; işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi" başlıklı 76. maddesinde de; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden, kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükme bağlanmıştır.

Yukarıda bahsedilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davalı idareye, personelini naklen atama konusunda takdir yetkisi tanındığı açık olup; bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin sebep ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, ....... Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü'nün denetimiyle görevlendirilen Bakanlık müfettişi tarafından yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 21/10/2011 günlü, 92-2011/4 sayılı disiplin soruşturma raporuyla, Enstitü Müdürü olan davacının; "Enstitü Müdürlüğünce yürütülen araştırma projelerini TAGEM, TÜBİTAK veya Kurum destekli şeklinde sınıflandırmak, araştırma prosedüründen geçirilmemiş, teklif projeden farklı ve/veya tamamlanmamış eksik çalışmalar bulunduğu; bu projelerin TAGEM desteklilerden ayrı şekilde Kurum desteği diye adlandırılmasının, araştırmanın proje değerlendirme toplantılarının bilimsel katkı sağlama ve bilim kurulunun kontrol etkinliğini ortadan kaldırmaya sebep olduğu, TAGEM destekli projelerde de veri kayıtları konusunda eksiklikler ve tutarsızlıklar bulunduğu.." hususlarında 657 sayılı Kanunun 125/A-(a) maddesi uyarınca uyarma cezası ile tecziyesinin önerildiği; "daha önce Bakanlık müfettişleri tarafından incelenerek 18/12/2007 tarih ve ...... sayılı İnceleme Raporunda dile getirilen ve Bakanlık Makamının 07/03/2008 tarihli oluruna bağlanan tarım işçisi kadrosunda istihdam edilen K.E.'in çalışma programının 4857 sayılı İş Kanunu ve 12. dönem Toplu İş Sözleşmesinin hükümlerine uygun duruma getirilmesi konusunda Enstitü Müdürlüğü'nün yazılı olarak dikkatinin çekilmesine rağmen,.., adı geçen işçinin cumartesi-pazar günleri 08.00-24.00 vardiyası ile hafta içi çarşamba günleri mesai saatleri içerisinde çalıştırılması" hususunda 657 sayılı Kanun'un 125/C-(a) maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası ile tecziyesi gerekmekte ise de bir derece hafif ceza olan kınama cezası ile tecziyesini önerildiği ve bu öneriler üzerine davacının uyarma ve kınama cezaları ile tecziyesinin kararlaştırıldığı; söz konusu soruşturma raporu ile idari yönden ise, uyarma ve kınama cezaları verilmesine dayanak oluşturan olumsuzlukların ve projelere ilişkin kayıt defterlerini tutmaması şeklindeki olumsuzlukların bir idarecide bulunmaması gereken özellikler olduğu gerekçesiyle davacının Enstitü Müdürlüğü görevinden alınmasının önerildiği ve bu öneri üzerine davacının 21/11/2011 günlü, ...... sayılı işlem ile ........ Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü görevinden alınarak ...... Valiliği emrine veteriner hekim olarak atandığı, bu atama işleminin iptali ve yoksun kalınan özlük haklarının tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu olayda davacı hakkında; "Enstitü tarafından yürütülen projelerin mevzuatta ayrım olmamakla birlikte Enstitü tarafından TAGEM destekli ve kurum destekli projeler olarak ayrıma tabi tutulduğu, incelemeye konu 8 adet projenin 4 tanesinin TAGEM destekli, 4 tanesinin kurum destekli olarak tasnif edildiği, TAGEM destekli projeler için Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü'nden (TAPGEM) gerekli izin ve onayların alındığı, kurum destekli projelerin ise yalnızca sayı olarak bildirildiği, bu projelerin yazılı şekilde onay ve olur alınmaksızın yürütüldüğü, Enstitü Araştırma Komitesi (EAK) toplantılarına ilişkin tutanakların ve toplantılarında alınan kararların kaydedildiği bir karar defterinin tutulmadığı, gerek TAGEM gerek kurum destekli projelerde kullanılan malzeme miktar ve çeşitlerinin kaydedildiği özel bir kayıt defterinin tutulmadığı, TAGEM destekli 4 projeye ilişkin olarak tespit edilen hususların bu projelere yönelik olarak gerekli kontrol ve denetim çalışmalarının yeterli ölçüde yapılmadığını gösterdiği, öte yandan, bazı veriler ilk bakışta kurum destekli 4 projenin masa başında hazırlanan belge ve verilere dayalı olarak başlatılan ve yürütülen hayali nitelikte çalışmalar oldukları izlenimi vermekte ise de, soruşturma sonucu elde edilen verilerle bu projelerin hayali nitelikte projeler olmadığının tespit edildiği, projelerin yürütülmesinde veri kayıtları konusunda birtakım küçük çaplı eksiklik ve hatalar bulunmakla birlikte esas itibarıyla projelerin bilim dünyasına ve ülkemizin tanınmasına, ülkenin ithalat nedeniyle dışa bağımlılığının giderilmesine katkı sağladığı, ancak, projelerin yürütülmesi sürecinde gerekli izinlerin alınmadığı ve veri kayıtlarının gereği gibi tutulmadığı fiilleri sabit olduğundan, davacının ve diğer sorumlu personelin 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin (A) fıkrasının (a) bendinde, yer alan "Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak." hükmü gereği "Uyarma" cezası ile tecziyelerinin teklif edildiği, bunun üzerine davacının uyarma cezası ile cezalandırıldığı" ve bu verilen uyarma cezasının karşı açılan davanın İdare Mahkemesi'nin E:2012/434 K:2012/3032 sayılı kararıyla reddedildiği ve söz konusu bu kararın, Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulu'nun 20/11/2013 günlü, E:2013/5971, K:2013/22874 sayılı kararı ile onandığı ve kesinleştiği görülmüştür.

Ayrıca davacı hakkında "Enstitüde Tarım işçisi kadrosunda istihdam edilen K.E.'in haftalık çalışma programının 4857 sayılı İş Kanunu ve 12. Dönem Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine uygun duruma getirilmesi konusunda Enstitü Müdürlüğünün 2007 yılında yazılı olarak uyarıldığı halde bu uyarıya açıkça aykırı hareket edilmesi suretiyle haftanın 3 günü (Cumartesi ve Pazar günleri 16'şar saat (çift vardiya) Enstitü Müdürlüğü Giriş Nizamiyesinde güvenlik personeli olarak ve Çarşamba günleri de 8 saat daire bilgisayarları ve internet ağının bakım ve onarımı amacıyla) görevlendirilmesi eylemlerine uyan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin C/a fıkrasına göre "Kasıtlı olarak, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak" fiilini işlemesinden ötürü "1/30 oranında Aylıktan Kesme " disiplin cezası ile tecziye edilmesi gerekmekte ise de, geçmiş hizmetleri sırasındaki aldığı Takdirname ve Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nce verilen şükran plaketi de dikkate alınarak, bir derece hafif ceza olan "Kınama" disiplin cezası ile tecziye edilmesinin uygun olacağı yönünde" teklif üzerine davacının kınama cezası ile cezalandırıldığı ve bu cezaya karşı açılan davada, İdare Mahkemesi'nin 19/10/2012 günlü, E:2012/496, K:2012/1463 sayılı kararıyla, "davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin C/a fıkrasında yer alan fiili işlediğinden bahsedebilmek için davacının fiilinde öncelikle kasıt unsurunun bulunması gerektiği, ancak dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen toplu sözleşme hükmü de dikkate alındığında, davacının, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek yönünde bir kastının bulunmasından ziyade yönetiminden sorumlu olduğu işyerinde yürütülen kamu hizmetinin mevcut personelle aksamadan yürütülmesinin amaç edinilmesi karşısında davacıya isnat edilen fiilin sübuta ermediği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği" gerekçesiyle söz konusu kınama cezası iptal edilmiş ve bu karar da Bölge İdare Mahkemesinin 1. Kurulu'nun 25/03/2013 günlü, E:2013/4186 K:2013/5679 kararı ile onanmış olduğu görülmekle birlikte; disiplin cezasının verilmesi gerekliliğini sağlayan yasal koşullar ve esas alınan ilkeler ile atama işleminde idarece kullanılan takdir yetkisinin yargısal denetimine esas alınan ilkelerin farklı olması nedeniyle, disiplin yönünden yaptırım gerektirmeyen bir olayın, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hizmetin korunması veya kamu görevlisinin etkin ve güvenilir bir biçimde hizmeti devam ettirmesinin sağlanması amacına yönelik olarak tesis edilen atama işleminin hukuka uygunluğuna engel teşkil etmeyeceği; zira uyuşmazlığa yol açan dava konusu işlemde idarece kullanılan takdir yetkisinin yargısal denetimine esas alınan ilkelerin, disiplin hukuku bakımından dikkate alınan suçun unsurlarıyla ilgili değerlendirme ölçütlerinden de farklı olduğu kuşkusuzdur.

Bu durumda; dava konusu atama işleminin dayanağını oluşturan soruşturma raporu ve ekli belgeler bir bütün olarak incelendiğinde, davacının, hakkında yapılan soruşturma sonucunda sübuta eren eylemleri nedeniyle, enstitü müdürlüğü görevinden alınmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık, anılan işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi'nce verilen 03/11/2016 günlü, E:2016/1916, K:2016/3472 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, tebliğ tarihini izleyen (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber