İstanbul'un son istilacıları kırmızı yanaklı su kaplumbağası!
İstanbul'a uzak ülkelerden çeşitli yollarla gelen hayvan veya bitkiler, daha iyi bir yaşam alanı bulunca zamanla istilacı bir türe dönüşebiliyor

Bazıları Uzakdoğu'dan bazıları Avrupa'dan çeşitli yollarla İstanbul'a gelmiş. Zararlısı zararsızı var. Ortak yönleri İstanbullu olmamaları. Kokar ağaç, yeşil papağan, yalancı akasya, kırmızı yanaklı su kaplumbağası, çiğdeci kuşu ve turunçgil teke böceği bunlardan birkaçı.
En tehlikeli tür olarak ortaya çıkanlar ise ağaçları tehdit eden turunçgil teke böceği ile yerli türleri baskı altına alan kırmızı yanaklı su kaplumbağası.

1500 AĞAÇ KESİLDİ
Habertürk'e konuşan WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, farklı coğrafyaların bitki ve hayvanlarının bilinçsizce taşınmasının ekosistemi tamamıyla değiştirebilecek güçte bir yıkıma yol açma riski olduğuna dikkat çekerken, etkin mücadele yürütülen tek tür olan turunçgil teke böceğinin tehlikesine dikkat çekti. Kalem'in verdiği bilgiye göre, Uzakdoğu'dan ithal edilen keresteler aracılığı ile ülkemize ulaşan böcek, 2016 başında Zeytinburnu ve Yedikule çevresinde 1311 ağacın kesilmesine neden oldu. Bu yıl Nisan ayında yine ortaya çıkan böcek nedeniyle Beykoz'da 187 ağaç daha kesildi.
İSTANBUL'DAN TRABZON YAYILDI
Turunçgil teke böceği, Nisan ayında Trabzon'da da görüldü. İtalya'dan ithal
edilen süs bitkileri ile önce İstanbul'a oradan da Trabzon'a gittiği tahmin
edilen böcek için Maçka ilçesinde fidanlık karantina altına alınırken, fındık
bahçelerine sıçramaması için mücadele veriliyor.
Tehlikeye dikkat çeken Sedat Kalem, şunları söyledi: "Ağacın içine bıraktığı
larvalar yüzünden böceğin çoğalmasını engellemenin tek yolu ağacı kesip yakmak.
İlaçla mücadele edilemiyor. Birçok ağaç türünde yaşamını devam ettirebilen böceğin
en sevdiği ağaç turunçgil. Böcek Akdeniz'e ulaşması halinde binlerce ağacı öldürür.

MAÇKA'DA ALARM
Trabzon'un Maçka ilçesinde fındık dallarında turunçgil teke böceğinin görülmesi
üreticiyi tedirgin ediyor. Draku adı da verilen, ağaçlarda kurumaya neden olduğu
belirtilen böcekle mücadele için bölgede ilaçlama çalışmalarına başlandı. TMMOB
Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlivan, "Bu böcekler
ağaçları kurutuyor, ağaçları delerek içerisinde 'T' şeklinde bir yuva oluşturuyor,
oraya yumurtalarını bırakıyor, ağaçların özsuyu o deliklerden çıkınca tabii
ki ağaçlar kuruyor ve verimden düşüyor. Şu anda bir karantina durumu söz konusu.
Dikkatli bir şekilde mücadelesi yapılıyor ancak biz bunun yeterli olduğunu biz
düşünmüyoruz. Bunu bir milli dava olarak, milli sorun olarak ele alıp, bir şekilde
sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte topyekün mücadele
etmemiz gerekiyor" diye konuştu.

KIRMIZI YANAKLI KAPLUMBAĞA
Tam olarak istilacı sayılmasa da başka türlere zararlı olan bir tür ise evcil hayvan olarak satılan Kuzey Amerika kökenli olan kırmızı yanaklı su kaplumbağası. Sedat Kalem, akvaryumdan alınıp bilinçsizce doğaya bırakılan bu türün, özellikle Belgrad Ormanları'ndaki sulak alanlarda, yerli tür olan çizgili kaplumbağanın yaşam alanlarını daralttığını söyledi.
PARAZİT RİSKİ
Kalem'e göre taşınan hayvanların oluşturduğu bir diğer risk de parazitler: "Bazı türler yabancı hastalık ve parazit taşıyabilir. Yabancı türleri doğru yönetmek çok önemli. Bilerek ya da bilmeyerek yabancı türlerin kontrolsüzce taşınması kesinlikle engellenmesi gerek."
BÜTÜN TÜRLER İSTİLACI DEĞİL
Bütün yabancı türlere istilacı denmesinin doğru olmayacağını belirten Kalem,
"İstanbul'un yerlisi olmayan akasya, okaliptüs ve bambu gibi bitkiler ile
Yeşil papağan ve İskender papağanı kente uyum sağlamış. Anadolu yakasında görülen
Çiğdeci kuşunun da İran'dan geldiği düşünülüyor" dedi.
EN TEHLİKELİ 100 TÜRDEN 14'Ü TÜRKİYE'DE
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından belirlenen dünyanın en kötü 100 istilacı yabancı türünden 14 tanesinin Türkiye'de olduğunu belirten Kalem, "Bunlar arasında iç sularımızda hızla yaygınlaşan gökkuşağı alabalığı, İsrail sazanı gibi türler de var. Prensip, yerli türlerin kendi coğrafyalarında yaşaması. Kendi bölgesinde zararsız olan bir tür, götürüldüğü yerde doğal düşmanlarının olmamasından dolayı istilacı bir tür haline dönüşebilir"