Hakimlik ve Savcılık Teminatı Sadece ve Sadece Hakim ve Savcılara Yöneliktir

Anayasamızın 139'uncu maddesinde, hakim ve savcıların kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekli edilemeyeceği belirtilmekte, bu yaşın ise 140'ncı maddede 65 olarak tespit edildiği görülmektedir. Kamu personeli için emeklilik yaş sınırının belirlendiği tek sınıf bu çerçevede hakim ve savcılardır. Ancak, emeklilik yaşının 61'e indirilmesine ilişkin Kanunla ilgili olarak, Anayasa Mahkemesinin 8.5.2003 tarihinde vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı ile tüm memurlara hakim ve savcı teminatı tanınmış hale gelmiştir. Oysaki, Anayasa ile sadece hakim ve savcıların emeklilik yaş sınırının belirlenmesi, açıkça diğer memurların emeklilik yaş sınırlarının Kanun ile düzenleneceğini göstermektedir. Bu hususun, Yüksek Mahkemenin bir kısım üyelerince de paylaşıldığı kararın oyçokluğuyla alınmasından anlaşılmaktadır. Bu bağlamda memurlar.net olarak karara ilişkin açıklamalarımız için tıklayın.

Haber Giriş : 09 Mayıs 2003 11:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Hakimlik ve Savcılık Teminatı Sadece ve Sadece Hakim ve Savcılara Yöneliktir

Anayasamızın 139'uncu maddesinde, hakim ve savcıların kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekli edilemeyeceği belirtilmekte, bu yaşın ise 140'ncı maddede 65 olarak tespit edildiği görülmektedir. Kamu personeli için emeklilik yaş sınırının belirlendiği tek sınıf bu çerçevede hakim ve savcılardır. Ancak, emeklilik yaşının 61'e indirilmesine ilişkin Kanunla ilgili olarak, Anayasa Mahkemesinin 8.5.2003 tarihinde vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı ile tüm memurlara hakim ve savcı teminatı tanınmış hale gelmiştir. Oysaki, Anayasa ile sadece hakim ve savcıların emeklilik yaş sınırının belirlenmesi, açıkça diğer memurların emeklilik yaş sınırlarının Kanun ile düzenleneceğini göstermektedir. Bu hususun, Yüksek Mahkemenin bir kısım üyelerince de paylaşıldığı kararın oyçokluğuyla alınmasından anlaşılmaktadır. Bu bağlamda memurlar.net olarak karara ilişkin açıklamalarımız için tıklayın.

Kanunun çıkış sürecinde, girmiş olduğumuz Bağdat'taki savaş dönemi nedeniyle bir çok Dışişleri bürokratının emekli olacağı, bu nedenle de dışişlerinin istisna kapsamına alınması gerektiği Hürriyet Gazetesi başta olmak üzere bir çok gazetede dile getirilmiştir. Medya vasıtasıyla yapılan yoğun baskılar sonucunda 6400 ve üzeri ek göstergeli kadrolarda çalışanlar için Bakanlar Kuruluna insiyatif tanınan bir madde Kanun tasarısına eklenmiştir. İşte eklenen bu maddenin, Anayasaya açıkça aykırı olduğu pek çok kimse tarafından dile getirilmiştir. Dolaysıyla Anayasa Mahkemesinin bu fıkra hakkında yürütmenin durdurulması kararı vermesinin açıklayıcı bir yönü bulunmaktadır. Zaten bu fıkraya ilişkin yürütmenin durdurulması kararı oybirliği ile verilmiştir.

Ancak, yazımızın giriş bölümünde belirttiğimiz açıklayıcı bilgilerden de anlaşılacağı üzere Anayasada emeklilik yaşı belirtilen kamu görevlileri hakim ve savcılardır. Bu hakim ve savcı teminatının bir gereğidir. Ancak, Anayasa Mahkemesinin, bu teminatı tüm memurları kapsayacak şekilde yorumlamasının gerekçeleri tarafımızca merak konusudur.

Diğer taraftan, medyada Hürriyet Gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Yalçın Bayer başta olmak üzere Yüksek Mahkemenin karar günü öncesinde Yüksek Mahkemenin vereceği kararı etkilemeye yönelik makaleler yazılmıştır.Yine Hürriyetten Oya Armutçu bir kısım büyükelçinin karar günü öncesinde Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyeleri ile görüştüğünü, Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç da (Fehmi Koru), bu konuya ilişkin olarak Türkiye'de bir çok gizli toplantı yapıldığını ve bu toplantıların bir kısmının da yurt dışında gerçekleştirildiğini belirtmişlerdir. Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç bu konuyu "Saatli Bomba" başlığı olarak adlandırmış ve Türkiye'de 23 Nisan süreci sonrasında meydana gelen bir çok olayın koltuklarını kaybetmek istemeyen bürokratlarca tezgahlandığını satır aralarında vurgulamıştır.

Biz daha önce de belirttiğimiz gibi, ülke kadrolarında görev alan hiçkimse vazgeçilmez bir öneme sahip olmadığını belirtmiştik. "Dışişleri Bakanlığı gibi büyük bir teşkilat dahi eğer emekli olacak 80 kadar büyükelçinin alternatifini hazırlayamıyorsa, herkes kabul etmelidir ki, burada bir problem vardır. Ve yine Dışişleri Bakanlığı gibi büyük bir teşkilat bu tür durumlarda arkadan gelen genç ve dinamik ekibi kullanmayacaksa, moral motivasyon nasıl ayakta tutulacaktır." demiştik.

Bize göre, yıllarca belli makamlarda bulunup da kendilerini vazgeçilmez sanan bir kaç bürokrat dışında, 61 yaş uygulaması genel olarak olumlu karşılanmıştır. Kaldı ki her kurumda çalışanların motivasyonunu bozan ve oturdukları koltukta ihtiyarlığın verdiği fiziksel yorgunluktan dolayı uyuklayan insanların emekliye sevkedilmesi hiç şüphesiz kurumlara dinamizm getirmiş bir nebzede olsa gizli işsizlik ortadan kalkmıştır. Amacımız asla yaşlı insanları tahkir etmek yada geçmişte yapmış oldukları güzel hizmetleri görmezden gelmek değildir. Umarız ki, Yüksek Mahkeme, bize göre Anayasaya aykırılığı bulunmayan bu konudaki hukuki kararını, iptal davasının sonunda verecektir. Kararın oyçokluğuyla alınmış olması bu konudaki umutlarımızı arttırmaktadır.

Şunu da belirtmek gerekir ki son birkaç yıldır Anayasa Mahkemesi Kararları o kadar tartışmalı hale gelmiştir ki kararların siyasiliği ile hukukiliği arasındaki o ince çizgi en seçkin hukukçuların dahi ayırt etmekte zorlandığı bir hal almıştır. Hukuku bu kadar zorlamanın en çok hukuka zarar vereceği ise kuşkusuz aklı selim herkesin ittifak ettiği bir husustur. Kurumlar yetkilerini zorlarlarsa kendilerinin varlık sebebi tartışılır hale gelir ve ciddi bir meşruiyet sorunu ile karşı karşıya gelirler. Siyasilerin hareket alanlarını daraltmak amacıyla hukuku siyasallaştırma gayretleri bize göre hukuka yapılacak en büyük kötülüktür.

Yeri doldurulamaz hiçbir kamu görevlisinin olmadığını bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Hatırlanacağı üzere bu ülkede eski Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman DEMİREL'in yerinin doldurulamayacağı gerekçesiyle Anayasa değiştirilmeye çalışılmıştı. Sonuçta görüldü ki yeri doldurulamayacağına inanılan insanlar olmayınca da tekerlek dönüyor ve daha iyi şeyler yapılabiliyor. Yine hatırlanacağı üzere ÖSYM nin başında yıllarca Başkan olarak çalışan Sayın Feti TOKER vardı. Yerinin doldurulamayacağı gerekçesiyle 65 yaşından sonra sözleşmeli olarak hukuka aykırı bir şekilde yıllarca çalıştırıldı. Sonra bu hukuksuzluğa son verilerek sözleşmesi yenilenmedi. Sayın Feti TOKER gidince ÖSYM'nin çalışmalarında bir aksama olmadı. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Sonuç olarak bu kararın ülkemize ne fayda getireceğini hep birlikte göreceğiz. Ümidimiz ve temennimiz odur ki bu kararla hukuk zarar görmez.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber