İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Sağlık Bakanlığı: Sağlıkta dijitalleşmede dünyanın zirvesindeyiz

Dünyanın en büyük Havacılık Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST 17 Eylül'de başladı. Sağlık Bakanlığı da uçak ve helikopter ambulansları, tam donanımlı ve tüm arazi şartlarına uygun kara araçları, geliştirdiği bilişim teknolojileri ve sağlık taramaları ile TEKNOFEST'te yerini aldı. Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, "Sağlıkta dijitalleşmede dünyanın zirvesindeyiz" dedi

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 19 Eylül 2019 15:00, Son Güncelleme : 19 Eylül 2019 15:00
Sağlık Bakanlığı: Sağlıkta dijitalleşmede dünyanın zirvesindeyiz

Kamuda, en çok dijitalleşen ve sağlık yazılımlarıyla dünyanın örnek aldığı çalışmalara imza atan kurumların başında gelen Sağlık Bakanlığı, MHRS, e-nabız, e-rapor, Teletıp, ESİM, MİZ ve SİNA uygulamaları ile 'doktordan randevu alma' ya da 'tahlil sonuçlarının görüntülenebilmesi' gibi temel ihtiyaçların çok ötesine geçti. O kadar ki artık bir hekimin antibiyotik reçete etme oranından, tüm ülkenin 'kalp atışı sayısına', hatta kuş gribi riski açısından kuşların göç yollarını izlemeye varana kadar pek çok veriye üstelik bir tablet ekranından anında ulaşmak mümkün. Bu sayede Sağlık Bakanı'nın bizzat kendisi veya herhangi bir hastanenin yöneticisi, Türkiye'nin sağlığını anında görüntüleyerek en verimli çalışma planını oluşturabiliyor.

"İLK BAŞLADIĞIMIZDA HERKESE ÜTOPİK GELİYORDU"

Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, bir zamanlar herkesin ütopik olarak gördüğü, ama bugün dünyadaki pek çok ülkenin Türkiye'den örnek alarak uygulamaya çalıştığı tamamen yerli dijital sistemler hakkında önemli bilgiler verdi. Dr. Birinci, "Biz bakanlıklar arasında Türkiye'de en çok dijitalleşen kurumların başında geliyoruz. Özellikle sağlık yazılımları, sağlık verisi ile yaptığımız çalışmalar var. Biz en güçlü projemiz e-nabız'ı ilk yaptığımızda, herkese fantastik geliyordu. Dünyada birçok ülkenin bunu yapmaya çalıştığı, ama başaramadığı söyleniyor, imkansız görülüyordu. Bugün bakanlarımızın bu konudaki çok iyi vizyonları ve destekleri sayesinde dünya bizden örnek alıyor bu sistemleri. İnanılmaz olan her şey, inanılır hale geldi. E-nabız sayesinde vatandaşlarımız kendi sağlık verilerine kolayca ulaşabiliyor ve yönetebiliyorlar. Finaldeki amacımız, bütün bu verilerden profesyonel yöneticilerimiz de yararlanabilsin ve kendi kurumlarını doğru planlama ile yönetebilsin. Bakanlık da sahanın planlamasını daha doğru yapsın ve daha ekonomik bir şekilde sağlığı yönetsin, geleceğe dair uyarıları ve buna yönelik önlemleri erkenden alsın" dedi.

TÜM UYGULAMALARIN TACI: SİNA

E-nabız'a entegre bir şekilde çalışan ve Nisan ayında hayata geçirilen 'Sağlıkta İstatistik ve Nedensel Analizler' uygulaması SİNA hakkında bilgiler veren Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Birinci, şunları vurguladı:

"Aslında SİNA, tüm dijital uygulamaların tacı konumunda. Hekimin, yöneticinin önüne çok büyük ülke verilerini anında getirebiliyor. Örneğin bir hekimin muayene başına yazdığı reçete, reçete başına yazdığı ilaç, ilaçların ne kadarı antibiyotik, ne kadarı değil, hatta ne oranda yerli, ne oranda ithal ilaç tercih ediyor; bunları bile anında ekranda görebiliyoruz. Hem hekimlerin kendisine ayna tutabilmesini sağlıyor, hem kurumların sezaryen oranlarından acil bekleme sürelerine kadar pek çok veriye ulaşabilmesine imkan veriyor. Yakında bir hastanın bir tedaviye hangi maliyetle ulaştığını da gösterebileceğiz. Böylece aslında sağlığı tek merkezden yönetmek yerine, hekimin de sağlık yönetiminde bir araç olmasını sağlıyoruz. Bakanımızın da bize verdiği yaklaşım hep, sahada bu datayı görsünler ve hekimler kendi pozisyonuna göre yaptıkları işleri arkadaşlarıyla karşılaştırsınlar şeklindeydi."

"3 AYDA HEKİMLERDE OLUMLU DEĞİŞİMLER SAĞLADI"

Yaklaşık 160 bin hekime bu datanın açıldığını ve son 3 ayda 22 binden fazla hekimin hesabını aktif olarak kullanmaya başladığını anlatan Dr. Birinci, şunları söyledi:

"SİNA sayesinde kendi verilerini merak eden hekimlerde davranış değişikliklerinin olduğunu gördük. Örneğin bu hekimlerde sezaryen oranlarının düştüğünü, reçete, ilaç yazma sayısının azaldığını, antibiyotikteki yerlilik oranlarının arttığını gözlemledik. Bir kadın doğumcu düşünelim. SİNA ekranından kendi sezaryen oranını anında görebiliyor. Ayrıca çalıştığı kurum içindeki kadın doğumcuların, o ilçe, il ya da tüm ülke genelindeki sezaryen verilerine de ulaşıyor. Kendi verilerine göre ideal oran diyelim yüzde 29, ama hekiminki yüzde 53. Sistem ona bir uyarı vermiş oluyor. Bu da hekimlerde olumlu yönde davranış ya da uygulama değişikliklerine yol açıyor. Ya da hastanın yaş gruplarına göre nüfus piramidindeki dağılımını görebiliyor. Böylece 'Ben çok fazla yaşlı hastaya bakıyorum, o yüzden çok ilaç yazdım' gibi bir yaklaşımın önüne geçiliyor. Akılcı ilaç kullanımını da destekleyen bir süreç yaratılıyor. Bu uygulamalar sayesinde bazı yerlerde maddi anlamda ciddi bir tasarruf olabileceğini varsayıyoruz."

TÜRKİYE'NİN ANLIK DİJİTAL SAĞLIK HARİTASI: MİZ

Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, Mekansal İş Zekası uygulaması 'MİZ'i ise şu cümlelerle anlattı:

"MİZ'i Türkiye'nin anlık dijital sağlık haritası olarak nitelendirebiliriz. Bu da yine SİNA ve e-nabız'a entegre. Hangi kurum olursa olsun, vatandaşın sahadan gelen sağlık verilerini, kişisel datadan ayırarak 'anonim' hale getiriyor ve coğrafi olarak Türkiye haritası üzerinde yerleştiriyor. Bugün Türkiye'de hangi bölgede kalp atışının ne düzeyde olduğuna varana kadar pek çok parametreyi anlık olarak görebiliyoruz. Ya da beden kitle indeksinin il, ilçe, yaş grubu veya cinsiyete göre dağılımını dahi görebiliyoruz. Sistem, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kirlilik sensörlerine entegre. Böylece hava kirliliğine bağlı hastalık değişimlerini inceleyebiliyoruz. Ya da mesela şu anda kaç kişinin acilde beklediğini, hangi hastanenin ortalama ne kadar süre beklettiğini, Bakan Bey ekrandan anında görebiliyor. Böylece Türkiye'nin en uç noktasında ne oluyorsa hem Sağlık Bakanı'nın hem yöneticilerin anında bilgisi oluyor. Artık yöneticilikte bilişim ön planda olacak."

HASTA GÖÇ HARİTASI DİJİTAL EKRANDA

Mekansal İş Zekası uygulaması sayesinde 'hasta göç haritası'na da ulaşma şansları olduğunu vurgulayan Dr. Birinci, sözlerini şöyle tamamladı:

"Hastaların nereden nereye, hangi sebeplerle gittiğini görebiliyoruz. Yani örneğin bir yönetici, kendi ilçesindeki bir hastaneden başka hastanelere hasta akışı olmasını istemiyorsa, bu veriler sayesinde oradaki eksikliği giderip, hasta trafiğindeki yığılmaların önüne geçebiliyor. Hangi noktalarda, hangi branşlarda ihtiyaç veya eksiklik var, bu veriye anında ulaşabiliyor. Bu da vatandaşa, 'hastaya yerinde sağlık hizmeti verme' şansımızı yaratıyor. Herkese eşit ve hakkaniyetli sağlık hizmeti vermek için iyi bir araç. İstanbul'da günlük 500-600 bin kişi ya hasta, ya refakatçi olarak trafiğe katılıyor. Bu da bizim randevu ve sağlık kurumu planlamalarını ne kadar iyi yapmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Aynı şey acil hastalar için de geçerli. Hastaya 5 dakikada ulaşmayı planlıyorsanız, hangi noktalara ambulans koymanız gerektiğini karar destek sistemleri uygulayarak anında ekranda gösteriyor bu uygulama. Nüfusa göre zamanlamayı yazılımsal olarak hesaplıyor. Tüm bunları birleştirdiğinizde, planlama ve sağlık maliyetlerini doğru yönetmeye yardımcı oluyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber