Elazığ depremini Devlete çakmak için fırsat olarak görenler!

Makine Mühendisi Cem Mehmet Eren, sosyal medya hesabından Elazığ depremiyle ilgili paylaşımda bulundu. Eren, "Her olayı devlete çakmak için fırsat belleyenlerin, henüz enkaz altında insanlar can derdindeyken başlattıkları "Devlet 99 depreminden sonra hiçbir şey yapmadı" algı çalışmasına cevaben derim ki" diyerek 17 maddelik bir açıklama yaptı.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 27 Ocak 2020 00:19, Son Güncelleme : 27 Ocak 2020 00:21
Elazığ depremini Devlete çakmak için fırsat olarak görenler!

Makine Mühendisi Cem Mehmet Eren, sosyal medya hesabından Elazığ depremiyle ilgili paylaşımda bulundu. Eren, "Her olayı devlete çakmak için fırsat belleyenlerin, henüz enkaz altında insanlar can derdindeyken başlattıkları "Devlet 99 depreminden sonra hiçbir şey yapmadı" algı çalışmasına cevaben derim ki" diyerek 17 maddelik bir açıklama yaptı.

İŞTE CEM MEHMET EREN'İN PAYLAŞIMLARI:

Kurtarma faaliyetinin sonuna gelindiğine göre deprem hakkında düşüncelerimi yazabilirim.
1 - Öncelikle depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar dilerim.
Depremin büyüklüğü farklı ölçüm metotları kullanan kurumlara göre farklı açıklandı.

2 - AFAD'a göre moment büyüklüğü Mw 6.8 olan deprem, Google Map'e göre Malatya - Elazığ sınırında, Doğanyol ilçesinin yaklaşık 6 km. doğusunda Karakaya Baraj gölü kıyısında ve 8 km.derinlikte gerçekleşti.

3 - Depremin merkezi yaklaşık olarak Sivrice'ye 24, Gezin Tatil Beldesine 41, Elazığ Merkez'e 40, Kömürhan Köprüsü'ne 27, Pütürge'ye 27, Malatya Merkez'e 70, Karakaya Baraj gövdesine 13, Keban Baraj gövdesine 85 km.uzaklıkta. Büyüklüğü Mw 6.8 olan deprem, derinliğe, merkezden uzaklığa, süresine ve zemin yapısına göre VIII ila IX arasında bir şiddette etki gösterdi.

4- Depremde 76 bina tamamen yıkıldı, 645 bina ise ağır hasarlı. Mw 6.8 büyüklüğünde ve IX şiddetindeki deprem Ercan'a göre 50 atom bombası kadar enerji açığa çıkardı.

5 - Böylesine büyük bir afetin ilk dakikalarından itibaren bölgeye intikal eden ve canla başla çalışarak 45 insanımızı enkaz altından sağ olarak kurtarmayı başaran başta AFAD, İBB ve ABB İtfaiyeleri olmak üzere tüm kurtarma ekiplerini kutlamak gerekiyor.

6 - Buna mukabil yine ilk saatten itibaren afetten siyasi rant devşirmeye çalışanlar, etnik ve dini bölücülük peşinde olanları da zavallılıklarıyla baş başa bırakıyorum.
Fay, yeryüzünün derinliklerinde kırılırken üzerinde yaşayanların dinine, diline göre davranmaz, kara toprak bağrına düşenden kimlik sormaz !..

7 - Her olayı devlete çakmak için fırsat belleyenlerin, henüz enkaz altında insanlar can derdindeyken başlattıkları "Devlet 99 depreminden sonra hiçbir şey yapmadı" algı çalışmasına cevaben derim ki,

8 - lütfen ülkemizde 1998'de çıkarılan ve 2007'de güncellenerek yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliği öncesi yaşanan depremlere bir göz atın. Mw 6.8 civarındaki depremlerde yıkılan ve ağır hasar gören bina sayısı 10 misli fazla idi.

9 - (Can kayıpları üzerinden bir kıyaslamaya asla girmek istemem, kavlimce 1 can da 1000 can da aynı kıymettedir)
Yönetmelik sonrası yapılan ve kaçak olmayan yapılarda sıkıntı yok. Sıkıntı eski binalarda. Bunların yenilenmesi için de devlet, kamu bankaları aracılığıyla

10 - bağımsız bölüm başına 10 yıl vadeli 125.000 TL kredi veriyor ve faizin yaklaşık yarısını kendisi karşılıyor. İnşaat esnasında kiraya çıkanların da karşılıksız olarak 18 ay kirasını ödüyor. 2020'de de tamamen faizsiz krediler devreye girecek.

11 - (Deprem vergimiz ne oldu diyenlere not !.. Deprem vergisi 2003' de kaldırıldı, Özel İletişim Vergisi kalıcı hale getirildi. Oranı % 25 olan ÖİV 2018'de % 7.5'a düşürüldü. 1999-2019 arasında toplanan vergi yekün 65 Milyar TL.

12 - Depremzedelere konut, deprem bölgelerinde hastane, okul vs. kamu binaları yapımı ve bina güçlendirmeleri için 110 Milyar, kentsel dönüşüme kredi-kira desteği olarak da 35 Milyar TL olmak üzere toplanan verginin 2 katı harcandı.)

13 - Kısaca, mesele bazılarının kara propagandasında anlattığı gibi değil, devlet riskli binaları yıkıp yeniden yapacak diye bir şey yok. Kredilerle, desteklerle mülk sahiplerinin bu dönüşümü gerçekleştirmesi gerekiyor.

14 - Ancak şahsi tecrübeme dayanarak söylüyorum, kentsel dönüşümün önündeki en büyük engel, her fırsattan ilave bir rant devşirmeye çalışan insanımızın tutumu. Maalesef mal canın değil, can malın yongası olarak görülüyor.

15 - Gelelim olayın başka bir boyutuna. Depremin şiddetine nispetle kırsal bölgelerde can kayıplarının çok az olmasının Türkiye'nin değişen sosyolojisiyle yakından alakası var. Köylerde yaşayan nüfusun oranı % 7.5'a düştü. Tarımla iştigal eden vatandaşlarımız kışın şehirlerde

16 - ya da ilçe merkezlerinde görece düzgün inşa edilmiş konutlarda yaşıyor. Çocuklarının daha iyi eğitim almasını sağlıyor. Bir çoğu tarımsal faaliyetini köyüne gidip gelerek sürdürüyor. Kış mevsiminde köyler iyice boşalıyor.

17 - Bir depremi hiçbir bina yıkılmadan atlatma konumuna geleceksek bu hepimizin katkısıyla olacak, birbirimize söverek değil. Önce kendimizi düzeltelim ve her işimizin nasıl düzeldiğini görelim.
Teşekkürler...

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber