Belediyelerin keyfi tutum ve hukuk oyunları özel firmaları bezdirdi

Kamu yararı diye parasını ödemiyor: Belediyelerin keyfi tutum ve hukuk oyunları özel firmaları bezdirdi

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 29 Haziran 2020 07:21, Son Güncelleme : 29 Haziran 2020 07:23
Belediyelerin keyfi tutum ve hukuk oyunları özel firmaları bezdirdi

Herkese açık ihale ile kamu adına iş ve hizmet gören firmalar, belediyelerin hukuk oyunları yüzünden zorda. Çöp toplama, çevre temizliği gibi kamu yararına işler yapan firmalara hak edişlerini ödemeyen belediyeler, alacakların icra yolu ile tahsiline de "kamu yararına hesap" ve "personel maaş hesabı" gibi aldatmacalarla engel oluyor.

Herkese açık ihale ile kamu adına iş ve hizmet gören firmalar, belediyelerin hukuk oyunları yüzünden zorda. Çöp toplama,çevre temizliği gibi kamu yararına işler yapan firmalara hak edişlerini ödemeyen belediyeler, alacakların icra yolu ile tahsiline de 'kamu yararına hesap' ve 'personel maaş hesabı' gibi aldatmacalarla engel oluyor. 'Duygusal' kararlarla sadece kendine yakın işadamlarına ödeme yapan belediyelere, icra daireleri de alet oluyor, bankalar ise ikilemde kalıyor. Kanun yanlış yorumlandığı için İller Bankası'ndan aktarılan kaynağa da haciz koyduramadığı için hak edişlerini aylarca alamayan firmalar, yasal düzenleme bekliyor.

BELEDİYELERDEN 'DUYGUSAL' KARARLAR

Kendine yakın firmalara 'duygusal' kararlarla gününden önce ödeme yapan ancak bazı firmaları aylarca mağdur eden belediyelerin başvurduğu ilk hukuk oyunu Belediye Kanunu'nun 15. Maddesi'ni istismar etmek oluyor. Bu maddede yer alan ".kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" ibaresini kalkan olarak kullanan belediyeler, bankalarda 'kamu yararına hesaplar açarak' bu gelirleri buraya aktarılıyor. Haciz işlemi uygulanmasın diye belediyelerin diğer gelirleri de bu hesaplara aktarılıyor.

İCRA DAİRELERİ HUKUK TANIMIYOR

İçtihatlara göre "resim, harç ve vergi gelirleri" dışındaki kaynaklar aktarıldığında hesap 'kamu yararına hesap' olmaktan çıkarak 'karma hesaba' dönüşüyor. Böylece hesap haciz işlemi uygulanabilir hale geliyor. Ancak bu aşamada da icra daireleri istismara alet oluyor. Bazı icra daireleri hesapların hukuki olarak 'kamu yararına hesap' olup olmadığını bakmadan haciz işlemlerini geri çeviriyor.

BANKALAR DA İKİLEMDE KALIYOR

Bankalar ise hesaplara haciz koyup koymama korusunda ikilemde kalıyor. Ayrıca hukukçular, bu maddenin yanlış yorumlandığını ifade ediyor. Hukukçulara göre vergi, harç ve resim gelirleri tahsil edilip belediye hesaplarına intibak ettikten sonra, haciz işlemi uygulanması için bir engel bulunmuyor. İlgili kanun maddesi harç ve vergi gelirinin belediye kasasına girmeden önce haczine engel olurken, bu gelirlerin belediye kasasına girmesinden sonra haczine engel olan bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen, bazı belediyeler bu düzenlemeyi kötü niyetli olarak istismar ediyor.

ÜÇ BAŞKAN DEĞİŞTİ BORÇ HALA ÖDENMEDİ

Bu maddenin yanlış yorumla uygulanmasından dolayı kendi kasasından milyonlarca lira harcayarak kamu hizmeti veren firmalar, alacaklarını aylarca tahsil edemiyor. Örneğin Esenyurt Belediyesi'nde 3 belediye başkanı değişmesine rağmen hala alacaklarını tahsil edemeyen firmalar var. Görevini kötüye kullanarak önceki dönemden kalan alacakları ödemeyen Esenyurt Belediyesi, gelirleri de kanunsuz olarak oluşturduğu kamu yararına hesapta tutarak firmaları mağdur ediyor.

5 BAŞKAN DA DEĞİŞSE BORCUNU ÖDEMEYEBİLİR

Mevzuatın bu şekilde yanlış yorumlanması adeta belediyelere sınırsız bir görevi kötüye kullanma yetkisi veriyor. Bazı belediyeler 5 başkan da değişse borcunu ödemeyebiliyor. Ayrıca borçlar zamanında ödenmediği için icra dairesi ve şirketlere ödenen gecikme faizleri katlanıyor. Belediyeler milyonlarca liralık faiz külfeti ile karşı karşıya kalıyor.

Personel maaşı istismarı

Parası olduğu halde borcunu ödemeye yanaşmayan belediyelerin diğer istismarı ise personel maaşları üzerinden yapılıyor. Hukuken bir engel olmasa da, icra daireleri personel maaşlarına haciz işlemi koyma işlemini tercih etmiyor. Belediyeler de bu durumu fırsata çevirerek gelirlerini personel maaş hesaplarına yatırıyor. Örneğin aylık 3 milyon lira maaş gideri olan bir belediyenin 'personel maaş hesabında' 30 milyon lira olsa da icra işlemi uygulanmıyor. Firmalar da 'işçi maaşlarına bile haciz koydular' gibi bir toplumsal linçe maruz kalmamak için icra konusunda fazla ısrarcı olamıyor.

Yanlış İller Bankası yorumu mağdur ediyor

İller Bankası'ndan belediyelere aktarılan paralar da kanunların yanlış yorumlanmasından dolayı haciz yoluyla tahsil edilemiyor. İller Bankası'ndan belediyelere aktarılan paranın 'vergi' hükmünde olduğu, bu nedenle de haciz işlemi uygulanamayacağı öne sürülüyor. Ancak bu madde de yanlış uygulanıyor. Hukukçulara göre belediye borçlarından dolayı İller Bankasına haciz gönderilemez. Ancak para İller Bankası'ndan belediyeye aktarıldıktan sonra bu paraya haciz işlemi uygulanmasında hukuki bir engel yok.

Yargıtay kararı hiçe sayılıyor

Belediye Kanunu'nun 15. Maddesi'nde belediyelerin bir takım gelirleri korunuyor. Maddede resim, harç ve vergi geliri ile fiilen kamu hizmetin de kullanılan gelirlerin haczedilemeyeceği belirtiliyor. Yargıtay ise bu maddeye "vergi, resim, harç veya bu hükümde olmayan tüm gelirlerin haczedilebileceğine" hükmederek sınır çiziyor. Ancak Yargıtay'ın kararına rağmen belediyeler tüm gelirlerini kamu yararına açılan hesaplara aktararak kamu hizmeti gören firmaların alacaklarını icra yolu ile takibinin önüne geçiyor. İcra daireleri de bu istismara alet oluyor. Daireler, Yargıtay'ın açık kararına rağmen bu hesapların kamu yararına açılıp açılmadığına bakmadan haciz taleplerini reddediyor. Bu tutum yüzünden firmalar yıllarca ödeme alamamam tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber