Yeni YÖK Başkanından çözüm bekleyen bazı konular!

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında görev değişimi yapıldı. Yeni Başkan Prof. Dr. Erol ÖZVAR'dan ve kuracağı ekibinden çözüm bekleyen bazı sorunları dikkatine sunuyoruz!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 09 Ağustos 2021 10:15, Son Güncelleme : 10 Ağustos 2021 14:15
Yeni YÖK Başkanından çözüm bekleyen bazı konular!

İki dönemdir Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. M.A. Yekta Saraç'ın görev süresinin dolması sebebiyle yerine Marmara Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Erol Özvar'ın ataması yapıldı.

Önceki dönem YÖK Başkanı Yekta SARAÇ'a yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'ın üniversite rektörlüğünden gelmesini önemsiyoruz. Zira, üniversitelerin akademik ve idari yapısını, buralarda yaşanan sorunları bildiğinden hızlı çözümler üretebileceğini düşünüyoruz.

Özellikle akademik ve idari konularda yaşanan sorunlardan en önemli/öncelikli gördüklerimizi Yeni YÖK Başkanının dikkatine sunmak istiyoruz.

A.1 ADRESE TESLİM AKADEMİK İLANLAR

2018 yılında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi kadrolarının ilan şartlarının kontrol yetkisinin üniversitelere devredilmesiyle birlikte, adrese teslim akademik ilanlar giderek artmaktadır. Ulusal düzeyde ilan edilen kadrolara yalnızca bir kişinin başvurabilmesi, akademisyenlik hayali kuran insanların ümitlerini yıkmaktadır.

Benzer durum, öğretim üyesi kadro ilanlarında da yaşanmaktadır. Üniversiteler halihazırda kurum bünyesinde görev yapan ya da dışarıdan düşündükleri adayların akademik çalışma alanlarını yazarak başvuruyu sınırlandırmaktadır. Belirli bir adayı tarif eden özel şartlarla akademik rekabet engellenmektedir.

Yeni YÖK yönetimi, bu sorunu hızlı bir şekilde alarak çözüme kavuşturacak adımları atmalıdır.

A.2 KADRO GÜVENCESİ OLMAYAN 50/D ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ İSTİHDAMI

1 Ocak 2018 tarihinden itibaren üniversitelerde araştırma görevlisi kadrolarına atamalar 2547 sayılı Kanunun 50/d statüsünde yapılmaktadır. Bu statüde atanan araştırma görevlileri doktora sonrası "herhangi bir geçiş süresi dahi öngörülmeksizin" kadrolarıyla ilişikleri kesilmekte ve genç yaşta işsiz kalmaktadır.

Genç doktorantların öğretim üyesi kadro bulabilmeleri için doktora eğitimi süresince ürettikleri nitelikli akademik çalışmalar yerine, referansları etkili olmaktadır. Bu durum yükseköğretimin giderek büyüyen en önemli sorunlarından birisidir.

A.3 AKADEMİDE NORM KADRO UYGULAMASI

2018 yılından bu yana devlet üniversitelerinde norm kadro uygulaması devam etmektedir. Üniversitelerde fakülte ve bölümlere belirli norm kadro sayıları üzerinden standartlaştırma getiren bu uygulamanın beraberinde getirdiği sorunlar bulunmaktadır.

Özellikle norm kadro uygulamasıyla gelen 2/3 unvan kuralı, yeni kurulan üniversitelerde mağduriyetlere sebebiyet vermiştir. Norm kadro uygulamasının akademik gerçekler göz önüne alınarak yeniden kurgulanmasında fayda bulunmaktadır.

A.4 DOÇENTLİK KRİTERLERİ VE SÖZLÜ SINAV

Geçtiğimiz yıllarda doçentlik sözlü sınavı ve doçentlikte aranan yabancı dil şartında düzenlemeye gidilmiştir. Doçentlikte sözlü sınav zorunluluğu kaldırılmış, bu durum üniversitelerin yetkisine devredilmiştir. İsteyen üniversiteler senato kararlarıyla doçentlik kadrolarına atama için sözlü sınav şartı getirebilmektedir.

Bu durum, yükseköğretim kurumlarında ikili bir uygulamaya sebebiyet vermiş, az sayıda üniversite doçentlikte sözlü sınav uygulamasında ısrar etmeye devam etmektedir.

Bununla birlikte, yabancı dil şartı 65'ten 55'e düşürülmüştür. Yakın tarihte ise YÖK tarafından düşürülen dil şartının yeniden yükseltilmesine yönelik olarak akademisyenlere anket yapılmış, ancak sonucu kamuoyuna açıklanmamıştır.

Bu nedenle, doçentlik hazırlığı olan akademisyenler yabancı dil şartının yeniden yükseltilip yükseltilmeyeceği konusunda merak içerisindedir.

A.5 KARİYER-LİYAKAT SİSTEMİNİN ÜNİVERSİTELER TARAFINDAN KULLANIMINDA PASİF KALINMASI

Yükseköğretimde kişiye özel ilanların giderek artması sebebiyle YÖK tarafından YÖK Kariyer Liyakat platformu uygulamaya konmuştur. Söz konusu sistem üzerinden doktoralı mezunlarla üniversitelerin bir araya gelmesi amaçlanmıştır.

Ancak, söz konusu sistemin kullanımında üniversiteler pasif kalmış, zorunluluk da olmaması sebebiyle sistemden beklenilen verim alınmamıştır.

Başta 50/d statüsünde doktora eğitimini tamamlayarak kadro arayışında olan kişiler olmak üzere nitelikli ve üretken doktora mezunu adayların üniversitelere doğrudan atanabileceği bir sistemin kurgulanması çok daha faydalı olacaktır.

B.1 İDARİ PERSONELİN TAYİN SORUNU

Üniversitelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak görev yapan idari personelin tayin sorunu giderek büyümektedir. Bu konuda herhangi bir yasal düzenleme olmaması, yönetimlerde keyfi kararları arttırmıştır.

Başta eş, sağlık, engellilik gibi insani mazeretleri olan kişilerin kurumlar arası nakil haklarının olmaması büyük mağduriyetler yaratmıştır.

Yeni YÖK yönetiminin öncelemesi gereken sorunlarından birisi arasında yer aldığını düşünüyoruz.

B.2 İDARİ PERSONELİN ALIMI, EĞİTİMİ VE YETİŞTİRİLMESİ

Üniversitelerde görev yapan memurların alımı, eğitimi ve yetiştirilmesi tamamen YÖK'ün dışında kurumların yetkisinde yapılmaya çalışılmaktadır. Başta yeni kurulan üniversitelerde yetişmiş insan kaynağına ciddi ihtiyaç bulunduğundan, alınan idari personelin eğitimi ve yetiştirilmesinde üst kurum olarak YÖK'ün desteğine ve rehberliğine ihtiyaç bulunmaktadır.

Bununla birlikte, üniversitelerde çalışacak idari kadroların alımında merkezi teşkilatta yer alan diğer idarelerde olduğu gibi uzman yardımcılığı ve yetiştirilme sonrası uzmanlık müessesine geçişin düşünülmesi gereken önemli konulardan biri olduğunu da belirtmekte fayda vardır.

B.3 İDARİ PERSONELİN GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVLARININ DÜZENLİ OLARAK YAPILMASI

İdari personelin görevde yükselme sınavları üniversitelerce yapılabildiği gibi merkezi olarak YÖK tarafından da yaptırılabilmektedir. Görevde yükselme sınavlarının YÖK tarafından merkezi olarak koordinasyonu ve yaptırılması zaman ve kaynak israfını engellemektedir.

Bu çerçevede, görevde yükselme sınavlarının periyodik olarak yapılması için adımların atılması idari personelin motivasyonunu arttıracaktır.

B.5 HÜLLE ATAMALARIN ENGELLENMESİ

Yükseköğretim idari teşkilatında yer alan fakülte sekreteri, yüksekokul sekreteri, enstitü sekreteri gibi kadrolara sınavsız atanan kişilerin kısa süre içerisinde Şube Müdürü olarak geçişleri yapılarak kariyer ve liyakat ilkeleri üniversitelerde göz ardı edilmektedir.

Bu durum sınavla atanmayı bekleyen insanların hayallerini yıkmakta, kurumlarda çalışma barışını bozmaktadır. YÖK yönetiminin bu konuda yönetmelikte düzenlemeye giderek hülle diye tabir ettiğimiz atamalar engellenmelidir.

C.1 YENİ YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU

1982 yılında uygulamaya giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu aradan geçen kırk yıla yakın sürede çeşitli tarihlerde değiştirilmişse de[TD1] , günümüz yükseköğretiminin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır.

Artan üniversite ve öğrenci sayısına bağlı olarak yükseköğretime giriş, üniversitelerin ihtisaslaşması, araştırma üniversiteleri, kalite ve akreditasyon süreçleri, idari yönetim mekanizmaları gibi birçok husus yeni dönemde tüm paydaşların görüşleri alınmak suretiyle gözden geçirilmesi gereken hususlardır.

Yeni dönemin günümüz koşullarına uygun yeni bir Yükseköğretim Kanununa vesile olmasını temenni eder, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol ÖZVAR'a hayırlı hizmetler dileriz.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Eminiz bizim atladığımız birçok husus olmuştur. Ziyaretçiler bu haberin altına yaşanılan sorunlara dair paylaşımlarını yapabilirler.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber