Prof. Dr. Yayla'ya söylemediği söz için 15 ay hapis cezası

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 29 Ocak 2008 07:40, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

İzmir'de yayınlanan Yeni Asır Gazetesi'nin bir haberiyle başlayan dava dün sonuçlandı. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla'ya, bir konferansta 'Atatürk'ün hatırasına hakaret ettiği' iddiasıyla 15 ay hapis cezası verildi.

Ceza 2 yıl ertelendi. Oysa, konferans kayıtları incelendiğinde Yayla'nın Atatürk için 'bu adam' demediği ortaya çıkmıştı. Yayla'yı 'hain' diye hedef gösteren Yeni Asır da dava açılmasına sebep olan haberini sürmanşetten 'çarpıtma' ve 'yoruma tabi' ifadeleriyle tekzip etmişti. Buna rağmen verilen cezaya aydınlar büyük tepki gösterdi. Kararı, öğretim üyeliği yaptığı İngiltere'den değerlendiren Yayla, "Bu benim şahsi meselem değil. İfade özgürlüğünden yana tavır koyan herkesin meselesidir. Konuya duyarlı herkesin ifade özgürlüğü için sesini yükseltmesi gerekiyor." dedi.

İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın beşinci duruşması dün gerçekleştirildi. İngiltere'de olduğu için Atilla Yayla'nın katılmadığı duruşmada mütalaasını okuyan savcı, Prof. Dr. Atilla Yayla'nın Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'un ilgili maddeleri ile TCK'nın 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep etti. Yayla'nın avukatı Murat Dinçer, müvekkilinin atılı suçu işlediğinin sübut bulmadığını, şüpheden sanığın yararlanacağını ve iddianamede belirtilen sözlerin söylendiğinin muğlâk olduğunu belirtti. Davaya konu olan haberi yapan Yeni Asır Gazetesi muhabiri Nuray Kaya'nın beyanı dışında delilin mevcut bulunmadığını ifade eden Dinçer, "Muhabir de beyanında, müvekkilimin ne söylediğini kelime kelime hatırlamadığını belirtmiştir. Diğer tanıkların hepsi Yayla'nın akademik ve bilimsel nitelikli bir konuşma yaptığını, hiçbir hakaret sözcüğü algılamadıklarını belirtmiştir. Kanunların bu şekilde dar yorumlanması, gerek BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne gerekse de Anayasa'nın 25. maddesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Bu metinlerin tamamı, hiç kimsenin düşünceleri sebebiyle bırakın cezalandırılmayı, suçlanamayacağını belirtmektedir. Bu iddianamenin düzenlenmesi bile başlı başına hukuki bir ihlaldir." diyerek, müvekkilinin beraatını talep etti. Yayla'nın avukatlarından Raşit Sarıkaya da müvekkilinin bilim adamı olduğunu ve Anayasa'nın 27. maddesinin akademik özgürlüğü teminat altına aldığını vurguladı. Savunmaların ardından Mahkeme Başkanı Niyazi Erdoğan, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmek suçundan Prof. Dr. Atilla Yayla'nın 1 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, suçun umuma açık mahalde işlenmesi sebebiyle cezanın yarı oranında artırılarak 1 yıl 6 aya yükseltilmesine karar verdi. Yayla'nın mahkemeye karşı saygılı tutumunu indirim sebebi kabul eden hâkim, cezayı 1 yıl 3 ay hapse indirdi. Sanığın sabıkasız olmasını ve tekrar suç işlemeyeceğini de göz önünde bulunduran mahkeme, cezayı erteledi. Prof. Dr. Atilla Yayla'nın avukatları, karara itiraz edeceklerini belirtti.

Atilla Yayla, ifade özgürlüğü meselesinin ülkenin sorunu olduğu üzerinde durdu. Yayla, kararı, "Bu benim şahsi meselem değil. İfade özgürlüğünden yana tavır koyan herkesin meselesidir. Konuya duyarlı herkesin ifade özgürlüğü için sesini yükseltmesi gerekiyor." sözleriyle değerlendirdi.

Yalan haberler tekzip edilmişti

Prof. Dr. Yayla'yı ceza almaya götüren süreç AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen 'AB ve Türkiye İlişkilerinin Toplumsal Etkileri' konulu panelle başladı. Atilla Yayla, panele konuşmacı olarak katıldı. Bölgesel yayın yapan Yeni Asır gazetesi, Yayla'nın panelde Atatürk'e 'bu adam' dediğini iddia etti. Ardından Atilla Yayla hakkında art arda manşetten 'Hain', 'İşte hain sözler', 'Haine büyük öfke' haberleri yayınlandı. Ancak yapılan araştırmada da haberde gündeme getirilen iddiaların doğru olmadığı ortaya çıktı. Haber mahkeme kararıyla sürmanşetten tekzip edildi.

Mahkûmiyet kararı hukukî değil

Atilla Yayla hakkında verilen mahkumiyet kararı kamuoyunda tepkiye sebep oldu. Yayla'nın bir bilim adamı olduğunun unutulmaması gerektiği aktarılırken, kararın hukuka aykırılık teşkil ettiği üzerinde duruldu. Konuyla ilgili görüşler şöyle:

TESEV Başkanı Can Paker: Kemalizm ile Atatürk'ü birbirinden ayırmak gerekir. Kemalizm, Atatürk'ün kendisinden ayrıldıktan sonra, bir Kemalizm eleştirisi nedeniyle kimseyi mahkûm edemezsiniz. AB bu nevi fikir nedeniyle mahkûmiyetlerine sıcak bakmıyor. Batı dünyasında her türlü eleştiri yapılabilir.

Gazeteci-yazar Mehmet Altan: Bu karar hukuka aykırıdır. Çünkü hukuku belirleyen temel uygulamalar evrenseldir ve her yerde aynıdır. Akademisyenlerin görevi düşünmektir, her şeyi sorgulamaktır. Bu karar diğer akademisyenlerimizin de umutlarını kırmaktadır.

Siyaset bilimci Murat Yılmaz: Bu durum yargının ve bürokrasinin, Türkiye'nin AB sürecindeki demokratikleşme reformlarına direndiğinin belirtisidir.

Yard. Doç. Dr. Bekir Berat Özipek:

Maalesef Türkiye'de ifade özgürlüğünün önünde engeller olduğunu görüyoruz. Sonuçta Kemalizm de bir ideolojidir ve Yayla, Kemalizm'i eleştirmiştir.

Gazeteci-yazar Ali Bulaç: Ceza, Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğünün yerleşmediğinin açık göstergesidir. Söz konusu panele ben de katılmıştım ve Atilla Yayla, orada yaptığı konuşmada eleştiri sınırlarını kesinlikle aşmamıştı.

Özdemir Özkan/Zaman


Nergis DEMİRKAYA - Ali EYCE

Prof. Yayla, Atatürk'ten "bu adam" diye söz ettiği gerekçesiyle 15 ay hapis cezası aldı. Ceza ertelendi ama Yayla'ya psikolojik denetim uygulanacak..

AK Parti İzmir İl Gençlik Teşkilatı'nca düzenlenen panelde, "Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder" ve "İleride artık bizlere 'neden her yerde aynı adamın (Atatürk) heykelleri, fotoğrafları var?' diye soracaklar" sözleri nedeniyle Atatürk'e hakaret etmekle suçlanan Yayla'ya verilen cezalar bitmedi. Bir yıl 3 ay hapse mahkum edilen Yayla'nın cezası 2 yıl ertelendi. Yayla, bu süre içinde benzer açıklamalar yaparsa cezasını katlamalı çekecek. Yeni infaz kanunu ile kurulan Denetim Serbestlik Şube Müdürlüğü'nün görevlendereceği bir memur, Yayla'la periyodik olarak görüşüp 'psikolojik destek' verecek. İngiltere'de bulunan Yayla, Denetimli Serbestlik Yasası kapsamında bir uzman tarafından iki yıl denetim altında tutulacak olmasına, "O zaman hükümetin buraya iki kişi göndermesi gerekiyor. Biri rapor tutacak, biri de beni rehabilite edecek" diye tepki gösterdi.

İYİ HAL İNDİRİMİ

Konuşmasında, Atatürk'ten "bu adam" diye bahsettiği gerekçesiyle Yayla hakkında Atatürk'e hakaret etmekten dava açılmış, Gazi Üniversitesi'nde verdiği derslerden de el çektirilerek soruşturma başlatılmıştı. Bu soruşturmada Yayla'nın derslerine devam etmesi kararı çıktı, ancak sözleri nedeniyle, kınama cezasına çarptırıldı. İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ise, "Fikirleri çürütülene kadar savunmaya devam edeceğim" diyen Yayla, önce, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmek suçundan bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, suçun kamuya açık yerde işlenmesi nedeniyle cezayı yarı oranında artırarak bir yıl 6 aya çıkardı. İyi hali nedeniyle cezada indirim yapıldı ve bir yıl 3 ay hapse indirildi.

"Bir adım ötesi beni bir yere kapatmak olur"

Bir yıllığına "İslam ve Özgürlük" dersi vermek üzere İngiltere'de Buckhingham Üniversitesi'ne giden Yayla, kararla ilgili tek cümlelik değerlendirmede bulunurken bir çağrı yaptı: "İfade özgürlüğünün önemli olduğuna inananlar varsa onlar konuşacaktır." Atilla Yayla, "Bu sürecin bir adım ötesi beni bir yere kapatmak olur" dedi.

'Özgürlüklere büyük bir darbe' tepkisi

ÖLÇÜTLER DEĞİŞİYOR

* Prof. Dr. Yüksel Ersoy (Ceza Hukukçusu ): Türkiye'nin demokrasi ve özgürlükler konularında sorunları var. Herkes işine geldiği gibi algılamak istiyor. Ölçütler herkese göre değişebiliyor. Sağlıklı sonuçlara varmak mümkün olmuyor.

UTANÇ VERİCİ KARAR

* Şanar Yurdatapan (Düşünce Suçuna Karşı Girişim Sözcüsü): Utanç verici bir karar. Maalesef Türkiye'yi daha da utandıracak sonuçlar doğuracaktır. İfade özgürlüğünün önündeki her türlü engeli kaldırıyoruz derken mahkemeler sanki bu engelleri inatla uygulayabilmek ve daha da ağırlaştırabilmek için hukuka da aykırı olmadık kararlar veriyorlar.

LİSE MEZUNU İZLER

* Osman Özçelik (DTP Siirt milletvekili): Bir bilim adamının böyle bir cezaya maruz kalması utanç verici. Bilim adamını ortaokul, lise mezunu polis izleyecek. Bilim insanı özgürce düşüncelerini ifade etme durumunda değilse o ülke karanlıktan çıkamaz. Bu kararlarla yargı da eleştiri konusu olur.

PSİKOSOSYAL YARDIM

* Prof. Dr. Süheyl Donay (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Ortada ilginç bir durum bulunuyor ancak suç işleyen de kanunun sonuçlarına katlanmak zorunda. Burada amaç suç işleyenleri topluma kazandırmaktır ve bu uygulama bir psikososyal yardımdır.

Konu Aihm'ye Taşınır

* Akın Birdal (DTP Diyarbakır milletvekili, eski İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı) : Düşünce ve özgürlüğe aykırı. Bilim adamı düşüncelerini özgürce ortaya koyabilmeli. Türkiye'de demokratikleşmenin önündeki en büyük engel. Konu AİHM'ye taşınacaktır. 301'in tamamen kaldırılması gerekir.

İçtihatlara Aykırı

* Prof. Dr. Yavuz Atar (Selçuk Üniversitesi): Mahkeme kararının içeriğini bilmeden bir şey söylemek zor. Ancak hakaret içermedikçe, açıkça şiddeti övmedikçe, ifade ne kadar şok edici olursa olsun ve toplumun inançlarına ne kadar ters düşerse düşsün AİHM içtihatlarına göre cezalandırılamaz.

Sabah

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber