Sahte imza ve evrakla taşeron çalışanını attıran yurt yönetim memuru atılamadı

Danıştay 12. Dairesi, Yurt Müdürlüğünde yurt yönetim memuru olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu' nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) ve (g) alt bentleri uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemi hukuka aykırı buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 27 Nisan 2023 00:10, Son Güncelleme : 11 Nisan 2023 15:00
Sahte imza ve evrakla taşeron çalışanını attıran yurt yönetim memuru atılamadı

Olay:

Davacının disiplin soruşturmasına konu olan taşeron firma elemanı teknisyen ... hakkında tutulan 16/04/2015 tarihli tutanak akabinde uyarı yazısının tebliği ile görevli olmadığı halde bu işle görevli memur ...'nın yerine imza attığı ve tebliğini gerçekleştirdiği, yine aynı teknisyen hakkında 27/04/2015 tarihinde tutulan tutanağa gerçek olmayan bilgiler yazarak tutanakta adı geçen öğrencilerin yerine imza attığı, 26/03/2015 tarihinde gece nöbetçi olduğu sırada yurt özel güvenlik görevlisi ... hakkında tuttuğu tutanak içeriğinin ve tutanağa atılan imzaları başkalarının imzalarını taklit ederek doldurduğu yönünde isnat olunan eylemleri hakkında "Görevi Kötüye Kullanma Suçu" kapsamında yapılan ceza yargılaması neticesinde, ... Asliye Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla "5 Ay Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına", 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu' nun 231.maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, ilk derece mahkemesi davayı reddetmiştir. İstinaf bunu onaylamıştır.

Yüz kızartıcı fiiller nelerdir?

Konuya ilişkin olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02/07/1996 tarih ve E:1996/3-144, K:1996/171 sayılı kararında, "yüz kızartıcı suç"un, yasalarda tanımlanmadığı ve tek tek sayılmadığı, toplumun yapısına göre zaman zaman değişikliğe uğrayan bu suçların tek tek sayılmasının olanaksız olduğu, "...gibi yüz kızartıcı suçlar" denildiğinde maddede sayılmamış olan diğer yüz kızartıcı suçların neler olduğunun yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca saptanacağı belirtilmiştir.

Buna karşın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 5525 sayılı Kanun kapsamına ilişkin bir uyuşmazlıkta verdiği 12/11/2014 tarih ve E:2012/482, K:2014/3992 sayılı kararında, "Burada yer verilen 'gibi yüz kızartıcı suçlar' ibaresindeki 'gibi' sözcüğü, yüz kızartıcı suç olarak anılan Kanunda sayma yoluyla belirtilen 'Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçlarından biri'ni ifade etmek üzere kullanılmıştır. Aksi yorumla, 'gibi' sözcüğünün, 'sayılanlara benzer suçları' ifade ettiğinin kabul edilmesi, Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrası ile 657 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca memurların memurluklarının sona erdirilmesine ilişkin durumların bizzat kanunda düzenlenmesi gerektiğine ilişkin memur güvencesine aykırı olduğu gibi; idarelere, Kanunda gösterilen suçlar dışında benzer suçların yüz kızartıcı suç sayılması konusunda, ölçütleri belirsiz, geniş bir takdir yetkisi tanınması sonucunu da doğurabilecektir." ifadelerine yer vererek, 5525 sayılı Kanunda sayma yoluyla belirtilen eylemler arasında yer verilmeyen "intihal" fiilinin yüz kızartıcı suç olarak kabul edilemeyeceğine ve bu fiile dayanılarak verilmiş dava konusu disiplin cezasının, nitelik itibarıyla 5525 sayılı Kanunun kapsamına girdiğine karar vermiştir.

Ancak, İdari Dava Daireleri Kurulu 04/03/2013 tarih ve E:2009/652, K:2013/751 sayılı bir diğer kararında, "cinsel taciz ve sarkıntılık" fiili nedeniyle hakkında kamu görevinden çıkarma cezası verilen davacının fiilinin, 5525 sayılı Kanunda sayılan suçlardan olmamasına rağmen şeref ve haysiyet kırıcı suçlar kapsamında olduğu, dolayısıyla 5525 sayılı Kanun ile öngörülen disiplin affından faydalanacak disiplin cezaları kapsamında bulunmaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren İdare Mahkemesinin ısrar kararını onamıştır.

Danıştay: Davacının fiilleri "yüz kızartıcı" değil

Dava konusu uyuşmazlıkta, davalı idarece işlemin sebep unsuru olarak gösterilen fiillerin, "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" hükmü kapsamında görülerek dava konusu disiplin cezasının verildiği anlaşılmakta ise de, davacının taşeron firma elemanı teknisyen ... hakkında tutulan 16/04/2015 tarihli tutanak akabinde uyarı yazısının tebliği ile görevli olmadığı halde bu işle görevli memur ...'nın yerine imza attığı ve tebliğini gerçekleştirdiği, yine aynı teknisyen hakkında 27/04/2015 tarihinde tutulan tutanağa gerçek olmayan bilgiler yazarak tutanakta adı geçen öğrencilerin yerine imza attığı, 26/03/2015 tarihinde gece nöbetçi olduğu sırada yurt özel güvenlik görevlisi ... hakkında tuttuğu tutanak içeriğinin ve tutanağa atılan imzaları başkalarının imzalarını taklit ederek doldurduğu şeklindeki fiilleri, "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" kapsamına girmemektedir.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7809
Karar No : 2022/4131

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
VEKİLİ : Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı
VEKİLİ : Av. .

İSTEMİN KONUSU:

. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Kredi ve Yurtlar Kurumu . İl Müdürlüğü . Yurt Müdürlüğünde yurt yönetim memuru olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu' nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) ve (g) alt bentleri uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin . tarih ve . sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

.. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile kaldırılması üzerine ... İdare Mahkemesince verilen . tarih ve E:., K:. sayılı kararda; davacının disiplin soruşturmasına konu olan taşeron firma elemanı teknisyen ... hakkında tutulan 16/04/2015 tarihli tutanak akabinde uyarı yazısının tebliği ile görevli olmadığı halde bu işle görevli memur ...'nın yerine imza attığı ve tebliğini gerçekleştirdiği, yine aynı teknisyen hakkında 27/04/2015 tarihinde tutulan tutanağa gerçek olmayan bilgiler yazarak tutanakta adı geçen öğrencilerin yerine imza attığı, 26/03/2015 tarihinde gece nöbetçi olduğu sırada yurt özel güvenlik görevlisi ... hakkında tuttuğu tutanak içeriğinin ve tutanağa atılan imzaları başkalarının imzalarını taklit ederek doldurduğu yönünde isnat olunan eylemleri hakkında "Görevi Kötüye Kullanma Suçu" kapsamında yapılan ceza yargılaması neticesinde, ... Asliye Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla "5 Ay Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına", 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu' nun 231.maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, davacı hakkında "Görevi Kötüye Kullanma" suçu kapsamında yapılan ceza yargılaması neticesinde verilen ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin . tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması kapsamında alınan tanık ifadeleri, davacının savunma ve ifadeleri ve dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacının kişileri zarara uğratmak amacıyla başka kişiler yerine imza atmak suretiyle sahte belge düzenlediğinin subuta erdiği, dolayısıyla davacının memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğunun sabit olduğu, yine davacının yurt çalışanlarından olan ... ve .'ye fiili saldırıda bulunduğunun subuta erdiği, dolayısıyla amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunduğunun da sabit olduğu anlaşıldığından, 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) ve (f) alt bentleri uyarınca tesis edilen Devlet memurluğundan çıkarma işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varıldığı, öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinde, bu Kanun'un 125. maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında bu fiil hallerin işlenildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde, memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin soruşturmasına başlanılması, başlanılmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı, disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlenildiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmış olup, soruşturma konusu fiillerin 2015 yılı Mart başından . Valiliği'ne şikayetin yapıldığı 13/05/2015 tarihine kadar olan zaman dilimi içinde işlendiği, . Valiliğinin . tarih ve . sayılı yazısı ile Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'ne fiillerin bildirildiği, davalı kurumun . tarih ve . sayılı yazısı ile soruşturma onayı verdiği, dava konusu işleme dayanak fiillerin soruşturma konu ve onaylarında ve Yüksek Disiplin Kurulunca davacıya tanık dinletme ve savunmasını yapma için verilen sürelerde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, soruşturmaya . Valiliğinin . tarih ve . sayılı yazısı maarif müfettişlerince başlanıldığı, soruşturmanın devri raporu ile davalı kurumca soruşturmaya 10/07/2015 tarihinde başlandığı ve 27/12/2016 tarihi itibarıyla sonlandırıldığı, disiplin işleminin de 28/02/2017 tarihinde tesis edildiği dikkate alındığında mevzuatta öngörülen süreler içerisinde soruşturmaya başlandığı ve ceza verildiği, dolayısıyla davacının zamanaşımı itirazının da hukuken kabul edilebilir olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Soruşturma konusu filler hakkında ek soruşturma onayı alınmadığı, soruşturma kapsamının genişletildiği, zamanaşımına uğradığı, ...'ye fiili saldırısında savcılıkça takipsizlik kararı verildiği, diğer eylemlerinden ... Asliye Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği, fiilinin 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (f) alt bendi kapsamında olduğu, ... ve ...'nün maiyetinde, amiri ve iş sahibi olmadığından 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendi uyarınca ceza verilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Dava konusu işlemin mevzuat hükümlerine uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Dosyanın incelenmesinden; Yüksek Öğrenim Kredi Yurtlar Kurumu Elazığ İl Müdürlüğü Harput Kız Öğrenci Yurdunda yurt yönetim memuru olarak görev yapan davacının, görev yaptığı dönem içerisinde teknisyen yardımcısı ...'nin haksız yere işten çıkarılmasına neden olduğundan bahisle hakkında yapılan şikayet üzerine . Valiliği'nin . tarih ve . sayılı disiplin soruşturma emri ile maarif müfettişlerince soruşturma başlatıldığı, bu soruşturma sırasında ... ismi ile imzasız tarihsiz "ilgili makama" hitaben yazılı ve konusu davacının fiilleri olan yazının gönderilmesi üzerine, yazıda geçen fiillerin de soruşturma konusuna dahil edilerek konunun Genel Müdürlük denetim elemanlarınca soruşturulmasının talebi sonrasında Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün . tarih ve . sayılı yazısı ile tüm fiillere ilişkin olarak soruşturma onayı verildiği, davacı hakkında iddia edilen bahse konu eylemlerine yönelik olarak yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen . tarih ve . sayılı soruşturma raporunda ise; davacının, taşeron firma elemanı teknisyen ... hakkında tutulan 16/04/2015 tarihli tutanak akabinde uyarı yazısının tebliği ile görevli olmadığı halde bu işle görevli memur ...'nın yerine imza attığı ve tebliğini gerçekleştirdiği, yine aynı teknisyen hakkında 27/04/2015 tarihinde tutulan tutanağa gerçek olmayan bilgiler yazarak tutanakta adı geçen öğrencilerin yerine imza attığı, 26/03/2015 tarihinde gece nöbetçi olduğu sırada yurt özel güvenlik görevlisi ... hakkında tuttuğu tutanak içeriğinin ve tutanağa atılan imzaları başkalarının imzalarını taklit ederek doldurduğu iddialarının sübuta erdiği belirtilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, ayrıca davacı hakkında; tam günü belli olmamakla birlikte 2015 yılı mart ayı içinde yurt kantin-lokanta işletmesi çalışanı ...'ye hakaret ve küfür ettiği, fiili saldırıda bulunduğu, 31/03/2015 tarihinde yurt binası içinde yurt özel güvenlik görevlisi .'ye fiili saldırıda bulunduğu iddialarının da sübuta erdiği belirtilerek 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, teklifler doğrultusunda davacı hakkında . tarih ve . nolu Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) ve (g) alt bentleri uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendinde; "Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak", (g) alt bendinde ise; "Memurluk sıfat ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilleri, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Uyuşmazlık konusu olayda; davacının, tam günü belli olmamakla birlikte 2015 yılı mart ayı içinde yurt kantin-lokanta işletmesi çalışanı ...'ye hakaret ve küfür ettiği, fiili saldırıda bulunduğu, 31/03/2015 tarihinde yurt binası içinde yurt özel güvenlik görevlisi . ye fiili saldırıda bulunduğu fiilinin sabit olduğu gerekçesiyle 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; davacının fiillinin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendinde belirtilen; amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine karşı işlenilmediği ve bu nedenle de söz konusu madde kapsamına girmediği sonucuna varıldığından, davacının anılan eylemleri nedeniyle 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Bununla birlikte, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi ile ilgili olarak, 09/05/2014 tarih ve 28995 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16/01/2014 tarih ve E:2013/110, K:2014/8 sayılı kararında; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına hükmedilmiş olup, kararın gerekçesinde özetle; dava konusu kuralda belirsiz olduğu ileri sürülen "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerin" tümünün önceden öngörülmesinin ve tespitinin olanaksız olduğu ve söz konusu hareketlerin tek tek ortaya konulmasının mümkün olmadığı, normun daha kesin ve açık bir düzenlemeye olanak tanımaması nedeniyle kullanıldığı anlaşıldığından, anılan kavramların kullanılmasında belirlilik ilkesine aykırılık bulunmadığı, fıkrada genel bir belirleme yapılmadığı, disiplin cezasını gerektiren hareketlerin, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici olması gerektiği düzenlenerek çerçevesinin çizildiği, kaldı ki, itiraz konusu kural dayanak alınarak tesis edilen idari işlemlere karşı yargı yolu açık olup belirsiz olduğu ileri sürülen kavramlar ve bu kavramların belirttiği hareketler yargı kararları yoluyla da somutlaştırıldığından, itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olmadığı, ..., idarenin faaliyetleri çok çeşitli, karmaşık ve değişken olduğundan disiplin cezasını gerektirecek fiillerin tümünün kanunda tek tek belirlenmesinin güç olduğu, kuralın incelenmesinden de görüleceği üzere memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler denilmek suretiyle disiplin cezası gerektiren fiil ve hareketlerin çerçevesinin çizildiği anlaşıldığından, itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 38. ve 128. maddelerine de aykırı olmadığı vurgulanmıştır.

Konuya ilişkin olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02/07/1996 tarih ve E:1996/3-144, K:1996/171 sayılı kararında, "yüz kızartıcı suç"un, yasalarda tanımlanmadığı ve tek tek sayılmadığı, toplumun yapısına göre zaman zaman değişikliğe uğrayan bu suçların tek tek sayılmasının olanaksız olduğu, "...gibi yüz kızartıcı suçlar" denildiğinde maddede sayılmamış olan diğer yüz kızartıcı suçların neler olduğunun yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca saptanacağı belirtilmiştir.

Buna karşın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 5525 sayılı Kanun kapsamına ilişkin bir uyuşmazlıkta verdiği 12/11/2014 tarih ve E:2012/482, K:2014/3992 sayılı kararında, "Burada yer verilen 'gibi yüz kızartıcı suçlar' ibaresindeki 'gibi' sözcüğü, yüz kızartıcı suç olarak anılan Kanunda sayma yoluyla belirtilen 'Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçlarından biri'ni ifade etmek üzere kullanılmıştır. Aksi yorumla, 'gibi' sözcüğünün, 'sayılanlara benzer suçları' ifade ettiğinin kabul edilmesi, Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrası ile 657 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca memurların memurluklarının sona erdirilmesine ilişkin durumların bizzat kanunda düzenlenmesi gerektiğine ilişkin memur güvencesine aykırı olduğu gibi; idarelere, Kanunda gösterilen suçlar dışında benzer suçların yüz kızartıcı suç sayılması konusunda, ölçütleri belirsiz, geniş bir takdir yetkisi tanınması sonucunu da doğurabilecektir." ifadelerine yer vererek, 5525 sayılı Kanunda sayma yoluyla belirtilen eylemler arasında yer verilmeyen "intihal" fiilinin yüz kızartıcı suç olarak kabul edilemeyeceğine ve bu fiile dayanılarak verilmiş dava konusu disiplin cezasının, nitelik itibarıyla 5525 sayılı Kanunun kapsamına girdiğine karar vermiştir.

Ancak, İdari Dava Daireleri Kurulu 04/03/2013 tarih ve E:2009/652, K:2013/751 sayılı bir diğer kararında, "cinsel taciz ve sarkıntılık" fiili nedeniyle hakkında kamu görevinden çıkarma cezası verilen davacının fiilinin, 5525 sayılı Kanunda sayılan suçlardan olmamasına rağmen şeref ve haysiyet kırıcı suçlar kapsamında olduğu, dolayısıyla 5525 sayılı Kanun ile öngörülen disiplin affından faydalanacak disiplin cezaları kapsamında bulunmaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren İdare Mahkemesinin ısrar kararını onamıştır.

Görüldüğü üzere, bu konudaki tartışmalar ve görüşler çeşitlilik arz etmekle birlikte, yüz kızartıcı suçların neler olduğunun, yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca saptanması daha uygun olacaktır. Bu değerlendirme yapılırken de verilen disiplin cezasının sebebi, niteliği ve kapsamı göz önüne alınacaktır.

Dava konusu uyuşmazlıkta, davalı idarece işlemin sebep unsuru olarak gösterilen fiillerin, "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" hükmü kapsamında görülerek dava konusu disiplin cezasının verildiği anlaşılmakta ise de, davacının taşeron firma elemanı teknisyen ... hakkında tutulan 16/04/2015 tarihli tutanak akabinde uyarı yazısının tebliği ile görevli olmadığı halde bu işle görevli memur ...'nın yerine imza attığı ve tebliğini gerçekleştirdiği, yine aynı teknisyen hakkında 27/04/2015 tarihinde tutulan tutanağa gerçek olmayan bilgiler yazarak tutanakta adı geçen öğrencilerin yerine imza attığı, 26/03/2015 tarihinde gece nöbetçi olduğu sırada yurt özel güvenlik görevlisi ... hakkında tuttuğu tutanak içeriğinin ve tutanağa atılan imzaları başkalarının imzalarını taklit ederek doldurduğu şeklindeki fiilleri, "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" kapsamına girmediğinden, anılan eylemleri nedeniyle yukarıda yer verilen 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki Elazığ 1. İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Kullanılmayan . TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin kararı usul ve hukuka uygun olduğundan onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber