Sosyal Bilimler Liseleri: Elitizm gereklidir!

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 30 Mart 2008 22:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hilmi Yavuz'un yazısı

Geçtiğimiz perşembe ve cuma günleri, Ankara'da, 'Sosyal Bilimler Liseleri Çalıştayı' düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilk defa 2003 yılında kurulan Sosyal Bilimler Liseleri'nin bu son beş yıl içinde gösterdikleri performansın ele alındığı bir çalıştaydı bu.

Türkiye'de bugün öğretim veren Sosyal Bilimler Liseleri'nin sayısı 13. Bu okullarda bugün 1786 öğrenci öğrenim görüyor. Öğretmen sayısı ise 148. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Çalıştay'da yaptığı konuşmada, Sosyal Bilimler Liselerinin sayısını arttırmaktan yana olmadıklarını; önümüzdeki yıllarda bu sayının 17, ya da azami 20'ye çıkarılacağını söyledi. Bakan, Sosyal Bilimler Liselerinin daha önce sayısı çoğaltılan öteki okulların akıbetine uğramasını istemediklerini, gerekçe olarak gösterdi.

Bence bu, son derece isabetli bir karardır. Mesele, bu liselerin nicel olarak çoğalması değil, elbette niteliksel düzeyinin yüksel tutulmasıdır. Esasen, Sosyal Bilimler Liseleri'nin, deyiş yerindeyse kuruluş felsefesi de bunu gerektirir. Bakanlık Sosyal Bilimler Liseleri'nin temel amacını, 'edebiyat ve sosyal bilimler alanında ihtiyaç duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık etmek' olarak tanımlıyor. İlke, 'üstün nitelikli bilim adamları' yetiştirmekse eğer, Sosyal Bilimler Liseleri, hiç şüphesiz, elitist kurumlar olarak yapılanmak zorundadırlar. Burada bir ayraç açarak belirteyim: Maalesef bizim toplumumuzda, bilimin, elitist bir pratik olduğu gerçeği yeterince kavranmış görünmüyor. Bilimde eşitlikçilik ya da demokrasi söz konusu olamaz;-bilim herkesin harcı değildir çünkü...

İşte tastamam bu nedenle, Sosyal Bilimler Liseleri'nde 'üstün nitelikli bilim adamları' yetiştirmek, ancak 'üstün nitelikli' öğretmenler yetiştirmekle mümkündür. Dolayısıyla, sadece öğrenci açısından değil, ama aynı zamanda Sosyal Bilimler (ya da Fen Bilimleri, fark etmez!) Liseleri öğretmenleri açısından da, elitist bir tavrın hakim olması beklenir. Her zaman söylemişimdir; -sırası geldiği için tekrar edeyim: Lise öğretmenliği, bana göre elbet, üniversite hocalığından çok daha önemlidir. Fransa'da, lise öğretmeni yetiştiren Ecole Normale Superieur, Fransa'nın en itibarlı eğitim kurumudur. Nedeni basit: Fransa'nın son yüzyılda, entelektüel statüsünü uluslar arası ölçekte yüceltenlerin neredeyse tümü, Ecole Normale Superieur çıkışlıdır, yani lise öğretmeni olmak üzere eğitilmişlerdir: Jean-Paul Sartre, Ecole Normale Superieur mezunudur;-Simone Beauvoir, Louis Althusser, Michel Foucault, Jacques Derrida, Georges Canguilhem de öyle! Bergson'u, Durkheim'i ve daha başkalarını saymıyorum!

Dolayısıyla, üstün nitelikli öğretmenler yetiştirmek üzere, ve salt bu amaçla bir öğretmen okulu kurulması gerekir. Cumhuriyetin ilk yıllarının 'Yüksek Muallim Mektebi', bu amaçla kurulmuştu. Nitelikli lise mezunlarını, bu okullara yönlendirmek için burslar ve benzeri teşvikler öngörmek şarttır. Türkiye'de bilimsel düşünce üretiminin, olmazsa olmaz ilk aşaması, budur!

Çalıştay'da yaptığım konuşmada hümanist eğitim üzerinde de durdum. Üniversitenin salt meslek eğitimi verdiğini, ama öğrencinin ahlaki ve estetik değerlerinin oluşması ve bir dünya görüşü edinmesi için mutlaka gerekli olan hümanist eğitimin, Lise düzeyinde verilmesini mümkün kılacak müfredata ilişkin düzenlemelerin yapılmasının şart olduğunu söyledim. Felsefe derslerinin bu amaçla yeniden ele alınmasını önerdim. Bilim ahlakı olmayan bir bilim adamının, bilim adamı sayılamayacağı kanısında olduğumu bildirmeyi de ihmal etmedim...

Sosyal Bilimler Liselerinin geleceğimizi inşa etmekte önemli işlevleri olduğunu düşünüyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber