Maliye Bakanlığı'na kaçakçılığı hortlatma suçlaması

Haber Giriş : 21 Ekim 2004 02:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Maliye'nin sigaradaki vergi oranlarını sürekli artırma eğilimini eleştirdi. Artan verginin sigara kaçakçılığını körüklediğini söyleyen Tüzmen, "Üstümüzde korkunç baskı var. İçerde vergiyi artırıyorsun. Sonra gümrükçüye 'Hadi yakala' diyorsun. Kolay olmuyor" dedi.

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, sigaradan alınan yüksek oranlı Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV) Türkiye'de sigara kaçakçılığı teşvik eder hale geldiğini söyledi. Tüzmen, dışardaki sigarayla, Türkiye'de satılan arasında çok ciddi bir fiyat farkı oluştuğunu ve böyle durumlarda "ucuz olan malın bir yolunu bulup geleceğini" söyleyerek, "Üstümüzde korkunç bir baskı var. Bir yandan içerde vergiyi arttırıyorsun. Diğer yanda gümrükçüye 'Hadi bakalım yakala' diyorsunuz. Kolay olmuyor" dedi. Hürriyet'in konuğu olan Tüzmen, görev alanına giren dış ticaret, gümrükler ve AB İlerleme raporu gibi konularda şu değerlendirmeleri yaptı:

GEÇMİŞTE DE YAŞADIK

Türkiye bu tecrübeyi geçmişte yaşadı. O zaman çok yüksek vergiler nedeniyle, devamlı bir kaçakçılık vardı. Fiyatlar eşitlenince 15 yıl ciddi bir sıkıntı yaşanmadı. Ama son dönemde sigara kaçakçılığı tekrar sıkıntılı ve tehlikeli bir boyut kazandı. Dünyanın her yerinde, içki ve sigaraya büyük vergi var. İngiltere'de sigaraya çok yüksek vergi koysanız bile bunu kaldırabilir. 32 bin dolar milli gelirleri var. Vatandaşın alım gücü yüksek. Çevremizde milli geliri daha düşük ülkeler var. Oralarda kurulmuş firmaların bu işte önemli rol oynadığını görüyorsunuz.

ZAMMIN ERTELENMESİ

Sigaradan alınan ÖTV için düşünülen son zammın hemen yapılmamasında kaçakçılık faktörünün mutlaka etkisi olmuştur. Ama bu işlerde pek çok faktör bir arada düşünülür. İhtiyaç duyulduğunda yine vergisini koyacaktır. Başka çaresi yok. Ama bizim üstümüzde korkunç baskı var. Bir yandan içerde vergiyi arttırıyorsun. Diğer yanda gümrükçüye (hadi bakalım yakala) diyorsunuz.

MÜZAKERELERE HAZIRIZ

Tarımda et ithalatı, ilaçta patent ve kamu ihalelerinde yabancılara yönelik sınırlamalar kaldırılsın deniyor. Elde kalan bu üç konu var. Ama bunlar işin büyük parçası değil. Türkiye'nin en çok çalıştığı konular. Onlar da şaşırdı. Biz 1996'da Gümrük Birliği'ne girdikten sonra, çok kısa bir süre içinde ciddi mevzuat çalışması yaptık. Türkiye'nin Ab sürecinde gümrükler ve dış ticaretin engel olmaması için herkesin elinden geleni yaptığı bir dönem oldu. Bütün kamu özel kuruluşları arasında, mevzuatta AB'ye en fazla uyum sağlamış alanlar gümrükler ve dış ticaret. Hiçbir eksiğimiz kalmadı.Yalnız AB mevzuatı kolay bir mevzuat değil.Diğer kamu kuruluşlarının da aynı çalışmaları yapması lazım.

İhracat ilk kez 60 milyar doları aştı DEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen, dış ticaret ile ilgili bilgi verirken de, "16 Ekim itibariyle ihracatımız 12 ayda 60 milyar doları geçti. Bu ilk kez oluyor. Şimdiye kadar ise 49 milyar dolarla dokuz ayda geçen yıl toplamının üstüne çıktık. İlk iki çeyrekteki ihracat geliri artışı, bizi çok daha güzel bir Türkiye'ye taşıyacaktır. Şu anda esnafın küçük işletmelerin çektiği sıkıntıları biliyoruz" dedi.

'Poşu'nun altına bakıp kaçak insan avı yapıyoruz DEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen, insan kaçakçılığı konusunu şöyle irdeledi: "Türkiye, enerji, ulaştırma bilgi ve kültürlerin kesiştiği bir ülke. Böyle olunca insan kaçakçılığında ciddi bir transit merkezi haline geliyorsunuz. Bizim gördüğümüz, daha çok tarım işçisi kılığında geliyorlar. Hani Anadolu'da kamyonların traktörlerin arkasında, yanık tenli tarım işçileri görürsünüz. Şimdi artık onların poşularının altına daha dikkatli bakmak gerekiyor. Tarım işçisi olarak nakledilenlerin bir bölümü, bizim insanımız değil. Son dönemde çok yakaladık. Bu da şunu gösteriyor, Türkiye'nin milli gelirinin söylendiği gibi 200 değil, en az 500 milyar dolarlık bir potansiyeli barındırdığı."

Gümrük Birliği bize zorla rekabeti öğretti MALLARIN ve hizmetlerin serbest dolaşımının zaten dış ticaretin tamamı olduğunu belirten Kürşad Tüzmen, "Mal hareketi dediğinizde 17 bin kalem mal ve 200 küsur ülke düşüneceksiniz. Fikri mülkiyet, ihalelerin şeffaflaştırılması, teşvikler gibi kısımlar, zaten AB'nin Dünya Ticaret Örgütü'nden aldığı bölümlerdir. Tarım, AB'ye geçiş aşamasında başlı başına çok büyük konu haline gelecek. Tarım, DTÖ ile anlaşamadığımız başlıca konu" dedi. Tüzmen, şöyle devam etti: "Gümrük Birliği'nin bize kazandırıp kaybettirdikleri tartışmalı bir konu. 1996'da bugünkü bilgi birikimimiz olsaydı, AB ile GB yerine Serbest Ticaret Anlaşması yapmayı tercih edebilirdik. Çok daha rahat bir hareket tarzı sağlardı. Dış ticaret açığımız hep vardı. Sanayileşmiş ülkeyle yaptığınız ticarette, hep açık verilir. Çünkü sizin sattığınız en pahalı ürünün tonu 300 dolarken, oradan aldıklarınızın tonu, bazen 25 bazen 100 bin dolara ulaşır. Biz Türkiye olarak GB ile zorla da olsa rekabeti öğrendik. Bugün Türk otomotiv, elektronik sektörünün geldiği nokta GB sayesinde olmuştur."

Müstakbel kayınpederin kafası biraz karışık TÜRKİYE'nin AB üyeliği ile ilgili sürecini de değerlendiren Kürşad Tüzmen, şöyle konuştu: "Müzakereler için gerekli 31 başlığın hepsini açabilir miyiz, açarız. Biz şimdi sözü kestik. Nişan 17 Aralık'ta. Evlilik tarihini birlikte belirleyeceğiz. Ama müstakbel kayınpederin kafası biraz karışık. Biz genciz, çalışkanız, yakışıklıyız, kendimizi damat olarak görüyoruz. Ama sülalemiz biraz kalabalık. Parasal durumu da iyi değil. Kayınpeder biraz düşünüyor, geniş sülaleyi alırsam nasıl olur diye. Üstelik damat biraz da bıçkın."

Irak'ta yaptıklarım 'cesur müsteşar' işi -KÜRŞAD Tüzmen, Irak'a ölüm riski altında çalışmaya giden Türkler'in ne kadarının ticaret için, ne kadarının ise ABD adına Irak'ta faaliyet gösteren özelleştirilmiş askeri şirketlerin hizmet ihtiyaçlarını karşıladığı sorusuna şu karşılığı verdi: "Oraya giden araçlar, bütün ihtiyaç sahiplerine malgötürmeye çalışıyor. Biz orada herhangi bir ayrım yapamayız. Bir kısmı belki o dediğiniz şirketler için gidiyor olabilir. Ama temel olarak gıda ilaç gibi temel ihtiyaçlar var. Genelde daha çok Irak halkı için gidiliyor. Sadece belli bir kesim için değil." Tüzmen, Saddam rejimi döneminde mal ve hizmet alımları için Halkbank'ta TPIC adına açtırılmış hesapla ilgili haber için de şu değerlendirmeyi yaptı: "Gerekli açıklamalar gerekli mercilerce yapılmıştır. Benim o dönem için tek söyleyeceğim, belki fazla cesur bir Müsteşar'ın yaptığı çalışmalar olarak adlandırılabilir. Bu benim sualtı faaliyetlerime giren bir konudur."

hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber