Eğitim İş, müdür atamalarının tümünün iptali için dava açtı
Eğitim İş, yaptığı açıklamada eski Bakan Hüseyin Çelik tarafından yapılan ve yeni Bakan Nimet Çubukçu tarafından iptal edilmeyen 76. madde atamalarının tümünün iptal edilmesi istemiyle dava açtığını duyurdu. Söz konusu davanın olumlu sonuçlanması halinde Bakan onayına dayanılarak yapılan 76. madde atamalarının tümü iptal edilmiş olacaktır.
<B>
16.07.2009
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI'NA
(İşlemin Niteliği Ve Sonuçları Sebebiyle Davalı İdarenin Savunması Alınıncaya Kadar İvedilikle)
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR
Davalının Cevap Süresinin Kısaltılması Taleplidir
Memur Eliyle Veya Alo Post, Aps İle Tebliğ Taleplidir
DAVACI : Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (EĞİTİM-İŞ)
VEKİLİ : Av. Tansu BATUR & Av. Jale KURAL
Av.Bahadır Turan DURMAZ & Av. Ebru OĞUZ
Meşrutiyet Cad. 3/14 -16 Kızılay /Ankara Tel:4186226
DAVALI : Milli Eğitim Bakanlığı / ANKARA
DAVA KONUSU : Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği uygulanmaksızın, Milli Eğitim Bakanlığınca doğrudan 657 sayılı Kanunu'nun 76. Maddesine dayanılarak yapılan yönetici atamaların iptali istemimizin zımnen reddine dair işlemin öncelikle idarenin savunması alınmaksızın yürütmesinin durdurulması ve akabinde iptali talebinden ibarettir.
ZIMNİ RED TARİHİ : 04.07.2009
OLAYLAR :
1 ? Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlık görevini bırakmasına 20 gün kala boş olan müdür ve müdür yardımcılığı kadrolarını 657 sayılı kanunun 76. Maddesine göre asaleten atamalar yaparak doldurmuştur (Ek ? örnek atama kararnameleri ve listesi). Yönetici atamalarının 657 sayılı kanuna dayanılarak yapılması mümkün değildir. Zira;
3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 56. maddesi şu şekildedir;
?Yönetim görevlerine atanma ve bu görevlerde yükselmede kariyer ve liyakat esas alınır.
Yönetim görevlerine atanacaklarda aranacak nitelik ve diğer şartlar Bakanlıkça yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.?
Yukarıda yer alan madde metni ile yönetici olarak atanacak kimselerde kariyer ve liyakatin esas alınacağı ve bu görevlere atanacaklarda aranacak olan nitelik ve diğer şartların yönetmelik ile düzenleneceği belirtilmiştir. Madde metni gereğince 28.04.2008 tarih ve 26856 sayılı Resmi Gazete'de Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği yayımlanmıştır.
Dolayısıyla bahsi geçen düzenlemeler gereği eğitim kurumları yönetici atamalarının, Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliğine uygun olarak yapılması kanuni zorunluluktur.
2 ? Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine karşın, dava konusu atama işlemi MEB Eğitim Kurumları Yönetici Atama Yönetmeliği hükümleri dikkate alınmaksızın KANUNA KARŞI HİLE YOLUYLA, Milli Eğitim Bakanlığınca 657 sayılı kanunun 76. maddesi uygulanarak yapılmıştır. Zira, özel ve istisnai bir atama yolu olan 657 sayılı kanunun 76. madde uygulaması, AYNI ANDA VE SİSTEMATİK OLARAK YÜZLERCE KADRONUN doldurulması için yapılmıştır. Yüzlerce kadro için söz konusu özel ve istisnai atama yolu şartlarının aynı anda oluşması ve idarenin bu gereksinime aynı anda vakıf olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Somut olayda 657 sayılı yasanın 76. maddesinin uygulanma koşulları kesinlikle yoktur. Ortaya konulan tasarruf görevi kötüye kullanma suçunu tüm boyutları ile gözler önüne sermektedir.
3 ? Sonuç olarak dava konusu kadronun, 3797 sayılı kanun hükümleri uyarınca çıkarılan yönetmelik hükümleri ışığında başvurulara açılmaksızın hukuka aykırı biçimde doldurulması nedeniyle işbu davanın açılması zorunlu olmuştur.
HUKUKA AYKIRILIK VE İPTAL NEDENLERİ
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim kurumlarında boş olan yönetici kadroları, bir süredir sistematik olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesine dayanılarak doldurulmaya başlamıştır. Dava konusu atama işlemi de söz konusu sistematik atamanın bir parçasıdır.
Bilindiği üzere memurların atama işlemlerinin çeşitleri usul ve esasları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda düzenlenmiştir. Kanunda sayılan; ?idari görevlere atanma ve bir sınıftan başka bir sınıfa geçme? usulü, aynı kanunun 3. maddesinde belirtilen kariyer ve liyakat ilkelerinin gereği iken; ?yer değiştirme suretiyle atanma, karşılıklı olarak yer değiştirme, bir kurumdan diğerine nakil, vekaleten atama ve ikinci görev? gibi diğer atama usulleri ise kaynağını Anayasa'dan alan aile bütünlüğü, sağlık özrü ve kamu yararı ve hizmet gerekleri sebeplerine dayanmaktadır. Aynı kanunun 76. maddesi ile ise, bu sınıfa girmeyen istisnai bir atama usulü getirilmiştir. MEMURLARIN KURUMLARINCA GÖREVLERİNİN VE YERLERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ başlıklı madde hükmü aynen ;
MADDE 76 - (Değişik: 1897 - 15.5.1975) Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler. Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler.
Aşağı dereceye atananların 68 inci maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür.
Kazanılmış hak dercelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartiyle) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.
şeklindedir. Madde ile getirilen istisnai usul, memurların naklen atanmaları konusunda idarelere takdir yetkisi tanımış olsa da, Danıştay'ın yerleşik içtihatları uyarınca bu yetki amacından saptırılmak suretiyle kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanılamaz. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesi ile getirilen düzenleme de esasen idarelerin değişen ve gelişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşullara ayak uydurması amaçlanmıştır. Bu amaç ise kaynağını elbette kamu yararına hareket etme temelinden almaktadır. Diğer bir değişle bahsi geçen düzenlemelerle; bir kamu kurumunun mevzuatla belirlenmiş olan görev alanı içinde yer alan "geçici" nitelikteki bir hizmeti ya da değişen ve gelişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sonucu olarak ortaya çıkan, henüz örgütsel altyapısı oluşturulmamış ve bir kadro ile ilgilendirilmemiş olan "yeni bir kamu hizmetinin" yürütülmesi amaç edinilmiştir. Davalı idare, hükmü istismar ederek ve en geniş ölçüde kötüye kullanarak; ?kayırma düzeninin? bir parçası haline getirmiştir.
??.657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76. maddesinin 1. fıkrasında da, kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Anılan madde ile memurların naklen atanmaları konusunda idarelere takdir yetkisi tanınmış olmakla beraber, bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının idari yargı merciince saptanması halinde idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. ?.? (DANIŞTAY 5. DAİRE E. 2005/452 K. 2007/7033 T. 18.12.2007)
Hukuka bağlı bir devlet yönetiminin kurulması kamu görevlilerinin yansızlığı ile mümkündür. Bu yansızlık ise ancak kamu personelinin güven ve istikrar içinde olması, kişisel ve politik nüfuz etkilerinin baskısı altında bulunmaması ile sağlanabilir. Kariyer ve liyakat ilkeleri ihlal edilerek, duyuru yapılmaksızın takdiri bir surette yapılan atamalar diğer memurlar açısından, memur statüsünün ilkeleri ile bağdaşmaz.[1] Devlet memurunun tarafsız olması yolundaki düzenlemenin anlamsızlaşmaması açısından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndaki özellikle atamaya ilişkin düzenlemeler, devlet memurunun tarafsızlığını koruması gerektiği ile kariyer ve liyakat ilkeleri gözetilerek yorumlanmalıdır.
Yönetici Atamalarında 657 Sayılı Kanunun 76. Maddesi Uygulanması Kariyer ve Liyakat İlkeleri ile Birlikte 3797 Sayılı Kanunun 56. Maddesine de Aykırılık Oluşturur.
Devlet Memurları Kanunu'nun 76. Maddesi uygulanırken idarece kullanılan takdir hakkının hangi yönlerden denetleneceği yerleşik Danıştay içtihatlarında belirtilmiştir. Danıştay'a göre uygulama yapılırken;
a) Kariyer ve liyakat ilkelerinin uygulanması (hizmetin ehil personele gördürülmesi),
b) Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmede bütün kamu görevlilerine eşit imkanların verilmesi,
c) Kamu yararı,
d) Hizmet gerekleri
hususları gözetilmelidir. Bu hususlar gözetilmeden yapılan görevlendirme işlemleri açısından idarenin takdir yetkisi, mahkemelerce denetlenerek söz konusu işlemler iptal edilecektir.
Yönetici atamalarında kariyer ve liyakat ilkelerinin gözetilmemesi sebebiyle Eğitim-İş sendikasının açmış olduğu, Danıştay 2. Dairesi 30.04.2007 tarih 2007/1114 E. sayılı dosyası üzerinden görülen davada verilen kararda yer alan;
?657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde, "Kariyer" ve "Liyakat" ilkeleri bu Kanun'un temel ilkeleri olarak belirlenmiş; "Kariyer İlkesi", Devlet memurlarına yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlamak; "Liyakat İlkesi" ise, Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmak olarak tanımlanmıştır.
Bununla birlikte, 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Yöneticilerin sorumlulukları ve nitelikleri" başlıklı 56. maddesinde de; " Yönetim görevlerine atanma ve bu görevlerde yükselmede kariyer ve liyakat esas alınır. Yönetim görevlerine atanacaklarda aranacak nitelik ve diğer şartlar Bakanlıkça yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir." hükmüne yer verilmek suretiyle söz konusu ilkelerin önemi, Milli Eğitim Bakanlığı personeli açısından bir kez daha vurgulanmıştır
Görüldüğü üzere, Kanun, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin liyakat ilkesine dayandırılmasını öngörmektedir. Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesinin de, hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesinden geçmekte olmasıdır.
Diğer taraftan, kamu hizmetinin yürütülmesinde asli unsuru oluşturan ve statü hukukuna tabi olan kamu görevlileri ile ilgili olarak Devlet ( dar anlamda idarenin ) tarafından tesis edilen tek taraflı irade açıklamaları, çeşitli görünüm biçimleri içerisinde somutlaşmaktadır. Bu irade açıklamalarından bir tanesi de; atama tasarrufudur. Atama tasarrufunun da çeşitli görünüm biçimlerinde somutlaştığı, kamu görevine girişin bir kadroyla ilişkilendirme ile başladığı, görev sırasındaki geçişlerin ( yatay veya dikey ) hep bir kadrodan diğerine geçiş biçiminde olduğu görülmektedir, idarenin takdir yetkisi içerisinde re'sen kullanabileceği bir yetki durumunda olan atama tasarrufu, aynı zamanda kamu görevlisinin mevzuatın öngördüğü koşulların varlığı halinde talep edebileceği bir hak olarak da ifade edilebilir.
657 sayılı Kanun'un "Bir Sınıftan Başka Bir Sınıfa Geçme" başlıklı 71. maddesinde; "Memurların eşit dereceler arasında veya derece yükselmesi suretiyle sınıf değiştirmeleri caizdir. Bu şekilde sınıf değiştireceklerin geçecekleri sınıf ve görev için bu Kanunda veya kuruluş kanunlarında belirtilen niteliklere sahip olmaları şarttır. Bu durumda sınıfları değişenlerin eski sınıflarının derecesinde elde ettikleri kademelerde geçirdikleri süreler yeni sınıflardaki derecelerinde dikkate alınır. Kurumlar, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilirler " hükmüne yer verilmiştir. Bu kuralla, memurların sınıflarının da değiştirilmesi suretiyle naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanınmıştır.
Yine, anılan Kanun'un "Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi" başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasında; "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." kuralı yer almıştır. Bu kuralla da, memurların sınıflarının değiştirilmeksizin naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanınmıştır.
Belirtilen hükümlerdeki bu yetkinin kullanımı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olmalıdır. Kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanım ise, yönetsel işlem niteliğindeki atama tasarrufu açısından sebep ve amaç yönlerinden hukuka aykırılık durumunu oluşturur.
şeklindeki gerekçe incelendiğinde, yönetici atamalarının 76. madde yoluyla yapılmasının hukuken olanaksız olduğu rahatlıkla tespit edilecektir.
3797 sayılı yasanın 56. maddesinin açık hükmü gereği yönetim görevlerine atanma ve bu görevlerde yükselmede kariyer ve liyakat esas alınır. Bu ilkelerin esas alınıp alınmadığı ise ancak ve ancak boş kadroların ilan edilmesi sonrasında toplanan taleplerden objektif kriterler gözetilerek ?en iyinin? seçildiğinin tespit edilmesi ile mümkündür. Başka bir ifade ile duyuru yapılmadan, talep toplanmadan, objektif kriterlere göre ?en iyi? tespit edilmeden yönetici atamalarının yapılması mümkün değildir.
Sistematik Olarak Yapılan Atama İşlemleri Kapsamında Yapılan Dava Konusu İşlem, Yargı Kararlarının İnfazından Kaçınma Niteliğindedir
Yukarıda yönetici atamalarına dair açılan davalardan sadece birine yer verilmiştir. 2004 yılından bu yana verilen yargı kararları incelendiğinde; yönetici atamalarında ?objektif kriterler? gözetilerek görevin ?ehil olan kimselere? verilmesi gerektiği vurgusunun yapıldığı görülecektir. Yönetici atamalarında Milli Eğitim Bakanlığı'nın izlediği yolun gösterilebilmesi açısından yönetici atama yönetmeliklerine karşı açılan davalara ve neticelerine kısaca değinmek yerinde olacaktır.
a)-11.01.2004 tarih ve 25343 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ?MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği?
· Bu yönetmeliğin 4(i), 7(d), 9 (c-d), 10(h), 11 ve (Duyuru yapılmaksızın müdür başyardımcısı atamasına dair) 21. maddeleri yönetmeliğin, ?Yönetici Değerlendirme Formu' başlıklı 2. ve ?Mülakat Formu' başlıklı 4. Eki, Danıştay 2. Dairesi tarafından 2004/830 E. ve 2007/1043 K. sayılı dosyasında iptal edilmiştir.
b)?11.01.2004 Tarih ve 25343 Sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Yönetici Atama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (04.03.2006 tarih ve 26098 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır)
Bu yönetmelik, 2004 tarihli yönetmelikte çok kapsamlı değişiklikler yapmıştır.
· Değişiklik yapan yönetmelik hakkında Danıştay 2. Dairesi tarafından 14.08.2006 gün ve 2006/493 E sayılı dosyasında 1'inci maddesinin (p) fıkrası, 5'nci maddenin (b), (c) fıkraları, 6'ncı maddenin Merkez Değerlendirme ve Sözlü Sınav Komisyonu başlığı altındaki (a), (b) ve (c) fıkraları ile İl Değerlendirme ve Sözlü Sınav Komisyonu başlığı altındaki b fıkrasının 1. ve 2. bölümlerinin ve (ç) fıkrasının, 7, 11/1, 18'inci maddenin (a), (b) fıkralarındaki sözlü sınavına ilişkin düzenlemelerle 22'nci maddenin 2'nci fıkrasındaki "... sözlü sınav ve..." ibaresinin ve 3'üncü maddenin (b) fıkrası, 20, Ek madde 1'in (ç) fıkrasının, Yönetmelik ekinde yer alan Ek-4 Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Yer Değiştirme Formunun takdir puanına ilişkin kısmının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
· Yukarıda arz edilen Danıştay 2. Dairesi kararında yer almayan hükümlerle ilgili başka bir davada ise yine Danıştay 2. Dairesi tarafından 07.11.2006 gün ve 2006/878 sayılı dosyasında değişiklik yapan yönetmeliğin; 4(p), 9/1(b-c), 10(a-b-c), b/1-2, 11, 15/1, 22/4, 26/2 ve ek 1. madde(ç) ile yönetmeliğin 2. ve 4. Ekleri yürütmesi durdurulmuştur.
c)?13.04.2007 tarih ve 26492 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ?Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği? (Bu yönetmelik ile 11.01.2004 tarihli yönetmelik kaldırılmıştır.)
· Bu yönetmelik hakkında Danıştay 2. Dairesi tarafından 30.04.2007 tarih ve 03.07.2007 tarih 2007/1114 E. sayılı dosyasında, 5/(ç), 8/(a)/1-2-3, 10., 11., 12., 13., 14/a., 15. Maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
· Yukarıda ifade edilen Danıştay 2. Dairesi kararında yer almayan hükümlerle ilgili yine Danıştay 2. Dairesi 21.08.2007 tarih ve 2007/2163 E. sayılı dosyada 7. maddesinin 1. bendinin dava konusu (ç) bendinin yürütmesi durdurulmuştur.
d)-24.04.2008 tarih ve 26856 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe sokunla Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği? (Bu yönetmelik, 13.04.2007 tarihli yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.)
· Bu yönetmelik hakkında Danıştay 2. Dairesi'nde görülmekte olan davada 2008/3799 Esas sayılı dosya üzerinde 21.07.2008 tarihinde ?sınav yerine getirilen ve tek değerlendirme kriteri olan? EK-2 Yönetici Değerlendirme Formunun tamamının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
e)-15.10.2008 tarih ve 27025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ?Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik? (24.04.2008 tarihli yönetmeliğin Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu değiştirilmiştir.)
· Danıştay 2. Dairesince 2008/7402 E. sayılı dosya üzerinden 28.01.2009 tarihinde ek-2 değerlendirme formunun ?Yöneticilik Hizmetleri? bölümünün 1., .3, ve 5. satırlarında yer alan ?0,86-0,96 ve 1,08? ibarelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
· Bu değişikliğe karşı açılan diğer davalar halen görülmekte olup yürütmenin durdurulması istemleri hakkında henüz karar verilmemiştir.
Görüldüğü üzere, davalı Milli Eğitim Bakanlığı 2004 yılından bugüne kadar yönetici atamalarında yoğun biçimde kadrolaşma dayatması yapmaktadır. Hukuka aykırı düzenlemelere karşı açılan hemen her dava davacıların lehinde sonuçlanmakta, yargı kararlarını takiben ise okullarda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalınmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı haksız ve hukuka aykırı uygulamalarıyla okulların çalışma barışı ve huzurunu ağır biçimde tahrip etmiştir.
Gelinen noktada Milli Eğitim Bakanlığı, yönetici atamalarında yargı kararlarının uygulanması taleplerine ısrarla direnmektedir. Yargı kararlarının infazından kaçınmak üzere ya yönetici atama yönetmeliği tamamen değiştirilmekte, ya da somut olayda olduğu gibi yönetici atama yönetmeliği yerine 657 sayılı kanunun 76. Maddesi uygulanarak atama yönetmeliği bertaraf edilmeye çalışılmaktadır.
Sonuç olarak 657 sayılı kanunun 76. maddesine dayanılarak yapılan atamaların tamamının iptal edilmesi, boş kadroların ilan edilerek toplanan talepler sonrasında ?ehil? olan kimselerin atamasının yapılması; kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi için zorunluluk arz etmektedir.
SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda detaylı olarak açıklanan sebepler ve mahkemenizce re'sen gözetilecek hususlar bir arada değerlendirilerek;
1 - Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği uygulanmaksızın, Milli Eğitim Bakanlığınca doğrudan 657 sayılı Kanunu'nun 76. Maddesine dayanılarak yapılan yönetici atamaların iptali istemimizin zımnen reddine dair işlemin öncelikle idarenin savunması alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına ve akabinde iptaline,
2 - Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.15.07.2009
Davacı EĞİTİM İŞ Sendikası
Vekilleri
Av. Tansu BATUR Av. Jale KURAL Av. Bahadır Turan DURMAZ Av. Ebru OĞUZ
EKLER
1 ? Onaylı vekaletname sureti
2 ? 657 sayılı Kanunun 76. Maddesine dayanılarak yapılan atamalardan örnek kararnameler ve liste
3 ? İşbu davaya esas teşkil eden Milli Eğitim Bakanlığı'na yapmış olduğumuz başvuru dilekçesi ve ekleri
[1] Cavit Can, Kamu Personelinde Nakil (Yer ve Görev Değişikliği) Danıştay Dergisi. Atatürk'ün doğumunun 100. Yılı özel sayısı sayfa 88,105-113.