Yazı İşleri Müdürü Olmak, maiyetindeki personele kendi işini yaptırmak mıdır? (2)

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 19 Eylül 2011 00:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Daha önce; Yazı İşleri Müdürü Olmak, Maiyetindeki personele kendi işini yaptırmak mıdır? başlıklı yazımızda, Zabıt Kâtiplerinin; Yazı İşleri Müdürü, Hakim veya Savcı ast ? üst ilişkisi içerisinde görevlerini idame ettirdiklerini, Hukuk ve Ticaret Mahkemelerinin Yazı İşleri Yönetmeliği'nin Yazı İşleri Müdürleri ve Zabıt Kâtiplerine yüklediği görevlerin neler olduğu, Yazı İşleri Müdürleri'nin, kendi asli görevlerini maiyetinde çalışan personele yaptırdığını, bu şekilde yapılan uygulamaların ne gibi yanlışlıklara neden olduğu, Yönetmelikte Yazı İşleri Müdürlerinin görevleri olan hususların, Yazı İşleri Müdürleri tarafından maiyetinde çalışan personele tevdi edilmesinin yanlışlıklarının neler oluğu, Yönetmeliğin Zabıt Kâtiplerine yüklediği görevlerin neler olduğuna değinmiştik.

Adliyelerin iş yükünün ne kadar fazla olduğu gerek yazılı basında, gerekse görsel iletişim organları tarafından sık sık gündeme gelmektedir,gerek görsel basında gerekse yazılı basında çıkan haberler, adliyelerin ne kadar yoğun şartlarda ve ne kadar zor şartlarda çalıştığını fazlasıyla izah etmektedir.

Yazı İşleri Müdürlerinin maiyetinde; Zabıt Katibi, Mübaşir gibi ünvanlara sahip personel bulunmaktadır, Yazı İşleri Müdürleri'nin amiri konumunda bulunan kişiler ise çalışılan hakim veya savcıdır, çalışılan Hakim veya Savcı birinci amir konumundadır; yani Yazı İşleri Müdürü ve maiyetinde çalışan Zabıt Katibi veya Mübaşir birlikte çalışılan hakim veya savcıya karşı sorumludurlar ve çalışılan hakim veya savcının emirleri doğrultusunda görevlerini ifa etmektedirler.

Hakim ve Savcı dışındaki adliye personeli, gerek çalışma şartlarının ağırlığından dolayı, gerekse amir konumunda bulunan kişilerin çalışma barışını olumsuz etkileyen davranışlarından dolayı yoğun olan iş yükünün altında daha da ezilmektedirler,hal böyle olunca da, adliyelerdeki görev dağılımında sorunlar olmaktadır.

ADLİYELERDEKİ GÖREV DAĞILIMINDA YAŞANILAN SORUNLAR NELERDİR?

Adliye çalışanları yani Zabıt Katibi, Mübaşir ve Yazı İşleri Müdürleri kısacası kalem işlerini yürütmekle görevli kişiler yapmış oldukları görevlerini ilgili kanun ve mevzuat hükümlerine göre yerine getirmektedirler.Yazı İşleri Müdürlerinin görevlerinin ne olduğu, Zabıt Katiplerinin görevlerinin ne olduğu, Mübaşirin görevlerinin ne olduğu yönetmelikte açıklanmıştır.

Yönetmelikte Yazı İşleri Müdürlerinin görevlerinin neler olduğu izah edildiği halde nedendir bilinmez, asli işlerini sadece ve sadece maiyetinde çalışan personele yaptırmak olduğunu zanneden Yazı İşleri Müdürleri olmaktadır. Yazı İşleri Müdürlerinin görevleri Hukuk Ve Ticaret Mahkemelerinin Yazı İşleri Yönetmeliği'nde izah edildiği halde halen bu yönetmeliği umursamayan Yazı İşleri Müdürleri vardır.

Daha önce; Yazı İşleri Olmak, Maiyetindeki personele kendi işini yaptırmak mıdır ? başlıklı yazımızda Yazı İşleri Müdürlerinin ve Zabıt Katiplerinin görevlerinin neler olduğuna değinmiş isek de konu önemine binaen Yazı İşeri Müdürleri ile Zabıt Katiplerinin görevlerinin neler olduğunun tekrar belirtilmesini gerektirdiği için bu hususu tekrar belirtmekte fayda vardır. Şöyle ki;

Yönetmeliğin Yazı İşleri Müdürü'ne yüklediği görevler şunlardır:

1-Bir bütün olarak kalem işlerini başkan veya hâkimin tensibi ile idare etmek, kalem personeline iş bölümü yaparak işlerin düzenli ve zamanında yürütülmesini sağlamak ( Yönetmelik 1 ve 2. madde )

2-Vezne teşkilatı bulunmayan yerlerde bir işlemin yapılması için gereken harç ve masrafı almak, ( Zabıt Kâtipleri ve Mübaşirler harç ve masraf alamayacağından görevleri nedeniyle yerlerinde olmadıkları zaman iş sahiplerinin beklememesi için gereken önlemleri almak ve bu önlemleri mahkeme başkan ve hâkiminin onayına sunmak ( Yönetmelik 16 ve 17. madde ) ( Not: Vezne teşkilatı bulunan yerlerde bu iş münhasıran veznedarlara aittir )

3-Adli yardıma nail olmaya ilişkin taleplerde, ibraz edilen belgelere göre HUMK'nın 465. maddesindeki şartların bulunduğuna hâkim tarafından kanaat getirilmez ve bu hususta gereken mercilerden soruşturmaya başlanırsa, davacıya adli yardıma nail sayılmasına daha karar verilmemiş olduğunu ve bu sebeple dava dilekçesinin harçsız kabul edilemeyeceğini anlatmak (Yönetmelik 19. madde )

3-Dava dilekçesi geldiğinde yetkili ve görevli hâkim bulunmaması halinde, dilekçe üzerine başvuru tarihini yazarak doğrudan kaleme vermek ( Yönetmelik 18. madde )

4-Resmi Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararlarının birer örneğinin İçtihadı Birleştirme Karar Kartonuna sıra numarası ile konulmasını sağlamak (Yönetmelik 11. madde )

4-Mahkemeye gelen yazışma evrakının mahkeme başkanı veya hâkim tarafından havalesini müteakip tevdii üzerine iş bölümüne göre gereği için görevli kâtibe vermek (Yönetmelik 26. madde ) ve takibini yapmak.

5-Taraflardan birisinin hâkimin reddi isteğini hâkime bildirmek ve dilekçenin bir örneğini karşı tarafa tebliğ etmek ve iki tarafın talep ve cevabını reddi istenilen hâkime bildirmek, hâkimin red sebeplerini kabul etmediği durumda cevabı ve dosyayı ilgili hâkime incelenmek üzere sunmak, ( Yönetmelik 27. madde, HUMK 34. madde )

6-HUMK'nın 157. maddesinde yazılı kimseler ( taraflar ve vekilleri ) dışında bir kimsenin dosyayı incelemek istemesi halinde mahkeme başkanı veya hâkimi haberdar edip izin almak (Yönetmelik 39. madde )

7-Vezne teşkilatı bulunmayan yerlerde mahkemeye verilen senet veya diğer kıymetli evrakı bu işe tahsis edilen sağlam ve emniyetli yerlerde muhafaza etmek, bu kağıtların taraflardan birince incelenmesi istendiğinde nezaret etmek ( Yönetmelik 40. madde )

8-Dosyaya sunulan belge aslının ilgilisince istenmesi halinde bir örneğini alarak dosyaya koymak ve imza karşılığında belge aslını belge sahibine vermek, iadesi istenen belge tarafların imzalarını taşımakta ise Mahkeme Başkanı veya Hâkime sorarak bunların emrine göre iş yapmak ( Yönetmelik 19. madde )

9-Mahkemelerden istenen belge örneklerini onaylayarak isteyen tarafa vermek ( Yönetmelik 43. madde, HUMK 155. madde )

10-HUMK gereğince hükmolunacak para cezalarının ve harçlarının tahsili için Vergi Dairesine Harç Tahsil Müzekkeresi yazmak ( Yönetmelik 46. madde )

11-Kararın verilmesinden itibaren ilgiliye verilen 2 aylık yasal sürenin bitiminden itibaren 15 gün içerisinde Harç Tahsil Müzekkeresini yazmak ( Harçlar Kanunu 130. madde )

12-Mahkemece verilen kararların taraflara tebliğini sağlamak ( Yönetmelik 52. madde, HUMK 392. madde )

13-Mahkeme kararı temyiz edildiğinde yasal harç ve masraf temyiz edence ödenmemişse durumu Mahkeme Başkanı veya Hâkime bildirmek ve ödenmesi için Başkan veya Hâkimce belirlenen süreyi ilgiliye yazı ile bildirmek ( Yönetmelik 53. madde, HUMK 434. madde )

14-Taşınır ve taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin kararı veren hâkim tarafından görevlendirildiği takdirde satış müdürü olarak görev yapmak ( HUMK 570. madde )

15-Maiyetindeki personelin disiplin amiri olarak görev yapmak ( Adalet Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği )

16-Maiyetindeki personelin sicil amiri olarak görev yapmak ( Adalet Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliği )

17-Mahkemece verilen karar aslını mahkemenin evrak mahzeninde saklamak ( HUMK 391. madde )

18-İhtiyati haciz dışındaki tedbirlerin uygulanması hususu Hâkim tarafından tevdi olunduğunda gereğini yapmak ( HUMK 106. madde )

19-Bilirkişi raporunun mahkeme kalemine verildiği tarihi rapora işaret etmek ve duruşmadan önce örneklerinin iki tarafa tebliğini sağlamak ( HUMK 282. madde )

20-Yargıtay'ca verilen kararları 15 gün içerisinde taraflara tebliğ etmek ( HUMK 442/A ve 438. maddeler )

21-Üzerlerine mühür vazedilmiş olan kilitlerin anahtarlarını mührün fekkine kadar muhafaza etmek ve anahtarı aldığını tutanağa işaret etmek ( HUMK 549. madde )

22- Kanun ve yönetmelikle yüklenmiş diğer görevler.

Yönetmeliğin Zabıt Kâtibine yüklediği görevler ise şunlardır:

1-Yazı İşleri Müdürünün tayin ve tevdi ettiği işleri görmek ( Yönetmelik 1 ve 2. madde )

2-Mahkeme defterlerinin temiz ve düzgün olarak tutulup yazılması, mahkemeye ait tüm yazışmaları vaktinde yapmak ve dava dosyalarını düzenli ve sıralı bir şekilde bulundurup saklamak ( Yönetmelik 4. madde )

3-Duruşmalara katılarak hâkimin nezareti ve emri altında tahkikat ve muhakematın cereyanını tutanağa kaydetmek, tutanakları temiz ve okunaklı olarak yazmak ve hazır bulunan hâkimle birlikte imzalamak ( Yönetmelik 30. madde, HUMK 151, 152 ve 157. madde )

4-Ara kararı gereğince yapılacak yazışma ve işlemler için tarafların ödemesi gereken miktarı, iş sahibine ve vezneye ya da yazı işleri müdürüne bildirmek, ara karar gereğinin yerine getirildiğini tutanak altına işaret ve imza etmek ( Yönetmelik 32. madde )

5-Daha önce avans olarak yatırılmış paradan ara kararı gereğini yerine getirmek üzere vezneden ya da yazı işleri müdüründen gerekli kısmını almak ve bu işi karar verilmesinden iki gün içinde yapmak ( Yönetmelik 35. madde )

6-HUMK'nın 157. maddesinde yazılı kimselerin ( her iki taraf ve vekilleri ) dosyayı incelemesine nezaret etmek ( Yönetmelik 39. madde ).

7-Mahkemece verilen ve acele işlerden sayılan nafaka takdiri, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve mirasçılık belgesi verilmesi gibi davalara ilişkin kararları diğerlerinden önce ve çabuk yazmak ( Yönetmelik 49. madde ).

8-Mahkemece görevlendirildiği durumda, ihtiyati haciz dışındaki tedbirlerin tatbikini yapmak ( HUMK 106. madde ).

9-Mahkeme dışında hâkim veya naip huzuruyla yapılacak tüm işlemlerde hazır bulunmak (HUMK 154. madde ).

10-Mahkemeden önce ve gerekmesi halinde muhakemenin bitmesinden sonra dava dosyasını inceleyebilecek mahkeme üyelerine vermek ve vakti zamanında noksansız almak (HUMK 158. madde ).

11-Cevabı zamanında gelmeyen müzekkerelerin tekidini yapmak.

12- Kanun ve yönetmelikle yüklenmiş diğer görevler.

Hukuk ve Ticaret Mahkemelerinin Yazı İşleri Yönetmeliğinin, Yazı İşleri Müdürlerinin görevlerini izah eden kısmından da anlaşılacağı üzere Yazı İşleri Müdürlerinin görevlerinin neler olduğu, Zabıt Kâtiplerinin görevlerinin neler olduğu Hukuk Ve Ticaret Mahkemelerinin Yazı İşleri Yönetmeliği'nde izah edilmiştir, yönetmelik Yazı İşleri Müdürleri'ne asli görevlerini maiyetlerinde çalışan personele yaptırmalıdır şeklinde bir hüküm ihtiva etmemektedir, hal böyle olunca da amir konumunda bulunan Yazı İşleri Müdürleri, maiyetinde çalışan personele her istediğini yapacağını zannetmektedirler.Özellikle Yazı İşleri Müdürlerinin sicil notu kaldırılmadan önce ellerinde sulta olarak sicil notu tehdidi vardı, sicil notunun kaldırılması Yazı İşleri Müdürlerinin, maiyetlerinde çalışan personeli sicil notu ile tehdit etmeyi de ortadan kaldırmıştır.

657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN 110.MADDESİ, 13/02/2011 TARİHİNDE, 6111 SAYILI KANUNU'NUN 117.MADDESİ İLE DEĞİŞTİRİLMEDEN ÖNCE Kİ ADLİYE PERSONELİNİN DURUMU:

Maalesef, bazı insanlar bazı makamlara ulaştıklarında, ulaşmış oldukları o makama nereden geldiklerini unutmaktadırlar.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 110.Maddesi, 13/02/2011 tarihinde, 6111 Sayılı Kanunu'nun 117.maddesi ile değiştirilmeden önce adliye personeli için amir konumunda bulunan kişiler sicil notu vermekteydiler

Sicil doldurma işi 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 110. Maddesinde düzenlenmiştir;ancak 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 110.Maddesi, 13.02.2011 tarihinde 6111 Sayılı Kanunu'nun 117.maddesi ile ortadan kaldırılmıştır;yani artık Yazı İşleri Müdürleri ve çalışılan hakim veya savcı maiyetlerinde çalışan personel hakkında sicil notu dolduramamaktadır.

Başka kurumlarda sicil doldurma işlemlerinin nasıl olduğu bir yana, özellikle adliyelerde sicil notu doldurmaya yetkili olan amir konumunda bulunan Yazı İşleri Müdürleri, Hakim veya Savcılar tarafından verilen olumsuz sicil notlarının İdare Mahkemeleri tarafından bir çok kez iptal edildiği aşikardır.Yani İdare Mahkemeleri objektif kriterlere göre doldurulmayan sicil notlarını iptal etmişlerdir,objektif kriterlere göre verilmeyip de idare mahkemeleri tarafından iptal edilen sicil notlarının, sicil notu doldurma işleminin kaldırılmasının çok isabetli olduğunu göstermektedir, özellikle Yazı İşleri Müdürleri, kendi asli görevleri olduğu halde bu görevlerini maiyetlerinde çalışan personelin yapacağını zannetmeleri,maiyetlerinde çalışan personelin ise, görevi olmayan işi yapmadığı takdirde, Yazı İşleri Müdürünün doldurduğu sicil notu objektif kriterleri taşımama olasılığına sahipti ve buna da adalet denilmekteydi.Sicil doldurma işlemi kaldırılması bir çok adaletsizlikleri de ortadan kaldırmıştır.

Burada şu hususu ayıt etmekte fayda var ki o da şudur: görevlerini yönetmeliğin kendilerine verdiği yetkiye göre düzgün şekilde yapan, sicil notlarını objektif kriterlere göre dolduran Yazı işleri Müdürlerini tehzih ediyoruz, burada sicil notlarını objektif kriterlere göre vermeyen ve bunun neticesinde idare mahkemelerine dava açan personelin kazandığı davalar asıl irdelemek istediğimiz konuyu teşkil etmektedir.

Ayrıca şu soruyu sormak gerekiyor: Personelin sicil notunu, iş ile alakalı kıstaslara göre vermeyen amirlerin vicdanları rahat mı ? Personeline iş ile alakalı kıstasları göz önünde bulundurmayıp farklı hususları sicil notuna yansıtan amirleri kendi vicdanları ile baş başa bırakıyoruz.

Her ne kadar adaletin dağıtıldığı yegane ortamlar adliyeler ise de; personel dağılımındaki adaletsizlik,çalışma koşullarındaki adaletsizlik, amir konumunda bulunan kişiler tarafından, maiyetinde çalışan personele yapılan adaletsizliklerin olması personelin çalışma barışını olumsuz etkilemektedir. Yine; Yazı İşleri Müdürlerinin yönetmelikte yer alan görevlerini, maiyetinde çalışan personele yaptırması da personelin çalışma barışını olumsuz etkileyen başka bir konuyu oluşturmaktadır.

ASLİ GÖREVİNİ MAİYETİNDE ÇALIŞAN PERSONELE YAPTIRMAKTA İMTİNA ETMEYEN MÜDÜRLER, İŞ TUTANAK TUTMAYA GELİNCE İMTİNA ETMEMEKTEDİRLER:

Yazı İşleri Müdürlerinin içlerinde o kadar babacan olanlar vardır ki; maiyetinde çalışan personelin eksiğini ve hatalarını çok güzel örter, bunun tam tersi konumunda olan müdürlerde vardır ki; maiyetinde çalışan personelin açığını ve yaptığı hayatı araştırır akabinde personelin eksiğini gördüğünde, personelin yaptığı hatayı tutanak tutarak düzeltme cihetine giderler.

Her insan bulunduğu makamın ağırlığını ve sorumluluğunu taşıyamaz, yukarıda da belirttiğimiz gibi, görülen eksiği ve hatayı babacan bir tavır ile düzeltme cihetine giden müdürler olduğu gibi, görülen eksik ve hatayı tutanak ile resmileştirme zihniyeti içerisinde olan müdürler de olmaktadır, tabi ki zorunlu hallerde tutanak tutulmalıdır veya laftan anlamayan personelin hal ve hareketlerinin memuriyet ile bağdaşmayan tavırlarından ötürü tutanak tutmak gereklidir;ancak her konudan ötürü tutanağın tutulması iş barışını olumsuz yönde etkileyeceği şüphe götürmez bir gerçektir, belirtmek istediğimiz konu müdürlerin kesinlikle tutanak tutmaması değildir; belirtmek istediğimiz her konudan dolayı tutanak tutulmamasıdır, personelin hatasını babacan tavır ile düzeltme yoluna gitmek var iken, tutanak tutmak o personeli baştan kaybetmek demektir.

Yazı İşleri Müdürleri, amirlik sultasını kendi hırslarına yönelik değil de, çalışma hayatının gerekliliklerine yönelik kullanmalıdırlar.

Sonuç itibari ile, adliyelerde, adalet hizmetlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması temel ilkedir;ancak adalet hizmetlerinin hızlı bir şekilde sonuçlanması kalem işlerinin etkin bir şekilde yapılması ile kaimdir. Bu bağlamda, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Yazı İşleri Müdürleri kendi asli görevlerini yönetmeliğe uygun şekilde yerine getirmelidirler, zira Yazı İşleri Müdürünün görevi, maiyetinde çalışan personele kendi asli görevini yaptırmak değildir.

Yazı İşleri Müdürleri'nin maiyetinde çalışan personele kendi asli görevlerini yaptırması adliye çalışanları olarak görevlerini ifa eden Zabıt Kâtibi, Mübaşir gibi ünvanlarda çalışan adliye personelinin içinde bulunduğu bir başka sorunu teşkil etmektedir.Adalet Bakanlığı, bu sorunu çözüme kavuşturmalıdır.

Konunun ilgililer tarafından dikkate alınıp gerekli düzenlemelerin yapılması dileğiyle.

Memurlar.Net

Forum Bölümü Adalet Personeli Editörü

? ÇOTANAK ?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber