Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şayip Özcan, YÖK Kanun Taslağı'na ilişkin kendi önerilerini içeren taslağı Milli Eğitim Bakanlığı, Başbakanlık ve Yükseköğretim Kurumu'na gönderdiklerini bildirdi.

Haber Giriş : 03 Ekim 2003 14:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şayip Özcan, YÖK Kanun Taslağı'na ilişkin kendi önerilerini içeren taslağı Milli Eğitim Bakanlığı, Başbakanlık ve Yükseköğretim Kurumu'na bugün gönderdiklerini bildirdi.

Özcan, taslak üzerinde devam eden tartışmaları hatırlatarak, Türk Eğitim-Sen olarak üniversiteler üzerindeki tartışmaların kurumsal taassup ve ideolojik kaygılardan uzak olarak tamamen bilimsel bir anlayış ile yapılmasının gerektiğine inandıklarını kaydetti. Özcan, ayrıca yeni kanun tasarısı taslağının genel anlamda üniversitelerdeki sorunları çözmeye yönelik bazı olumlu düzenlemeleri içermekle birlikte önemli eksiklikleri de beraberinde getirdiğine işaret etti. Özcan, taslağa yönelik önerilerin bulunduğu dosyada ayrıca üniversitelerin, üniversite çalışanlarının üye olduğu sivil toplum örgütü ve sendikaların, Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin ve diğer ilgili kurum ve kuruluşların katılımı ile oluşucak eleştirilerin ve önerilerin yapıcı bir yaklaşımla yapılması ayrıca bu yasama yılı başında öncelikle taslağın ele alınıp kanunlaşma sürecine girmesi gerektiğini vurguladı. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan taslağa ilişkin görüşlerini aktarırken şunları kaydetti:

''Türk Eğitim-Sen Ar-Ge'si ve üniversitelerimizin değerli öğretim üyelerinin ortaklaşa hazırladığı Yök Tasarısı'na ilişkin görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmaktayız. Bundan sonra yapılacak çalışmalarda alanın uzmanlarının görüşlerinin alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Kör döğüşüne dönen davranışların ülkeye fayda yerine zarar getireceğine inanmakta olan Türk Eğitim-Sen, tarafların aklı selim hareket ederek, ülke gerçeklerini göz önüne alıp ortak paydalarda buluşmasının zorunlu olduğunu düşünmektedir. Çünkü ben bilir, ben yaparım, her şey benden sorulur zihniyeti yanlış bir zihniyettir. Bir sivil toplum örgütü olan Türk Eğitim-Sen, katılımcılık ve yol göstericiliğe devam edecek, bunu düşünmeyenlere örnek olmaya çalışacaktır''.

Türk Eğitim Sen'in Milli Eğitim Bakanlığı'na, YÖK ve Başbakanlığa gönderdiği Yök Kanun Tasarısı ile ilgili genel görüşleri de şöyle sıralandı:


''GENEL PRENSİPLER

a) Yetkiler, şahıslardan çok kurullara bırakılmalıdır.

b) Yüksek öğretim sisteminde yönetim kadrosu çalışanların demokratik katılımı ile seçilmelidir. Yüksek Öğretim Kurulu'nun yetkileri sadece yüksek öğretim kurumları arasında koordinasyonu sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.

c) Rektör seçimleri her aşamada demokratik katılımlarla yapılacağından siyasal değerlendirmelerin ve endişelerin dışında bilimsel ve etik bir anlayışla gerçekleştirilmiş olacaktır.

d) Yükseköğretim kurumu kanun taslağı üzerinde yürütülen tartışmalar, üniversitelerin mali, idari, eğitim ve öğretim kalitesi ve bilimsel araştırmalarla ilgili sorunlarını gölgede bırakmamalıdır.

i) Akademik ve idari personelin özlük hakları teminat altına alınmalı ve kanunda açıkça yer almalıdır.

ii) Öğretim elemanlarının mali durumları iyileştirilmeli ve gerekli düzenlemeler yeni kanun taslağı ile paralel olarak ele alınmalıdır.

iii) Yüksek öğrenim üst kuruluşları ve yüksek öğrenim kurumlarında çalışan idari personelin de üniversite ödeneğinden yararlanabilmesi açısından gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

e) Akademik aşamalara bilimsel standartların getirilmesi ve kişisel inisiyatiflerden kurtarılması gerekmektedir.

f) Akademik yapılanmada norm kadrolar oluşturulmalıdır. Bazı üniversitelerde yığılmaların engellenebilmesi açısından bu gereklidir.

g) Yetkili sendikaların temsilcileri, Yüksek öğretim üst kuruluşlarında ve üniversitelerin yetkili kurullarında (senato, fakülte kurulu ve yüksekokul kurulu) yer almalıdır.


TASLAK ÜZERİNDEKİ ÖNERİLER

a) Doktora yeterlilik sınavı öncesi yabancı dil sınavı akademik kariyerin her basamağında geçerli olmalıdır.

b) İdari kadrolara hiçbir surette akademik personel atanmamalıdır.

c) Madde 3/h bendinde üniversite tanımında eksikler olup bu maddeye ''araştırma, yayım ve danışmanlık yapar'' ibaresi eklenmelidir.

d) Akademik Yükseltme ve Atama Kriterleri bir sonraki aşamadaki atamalar ve yükseltmeler için belirlenmeli, atanmak istediği kadroya aday isterse üç yıl (hazırlık yapmak açısından) önceki kriterlere tabi olabilmelidir.

e) Madde 4'de 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun birinci maddesi

de ilave edilmeli veya atıfta bulunulmalıdır.

f) Madde 7/a'da Yüksek Öğretim Kurulu, Üniversitelerarası Kurul'ca seçilen 7, Bakanlar Kurulu'nca seçilen 6, Genel Kurmay Başkanı'nca seçilen 1 ve Cumhurbaşkanı'nca seçilen 2,Yetkili Sendikadan 1, öğretim üyesi profesörden oluşur, şeklinde değişmelidir.

g) Madde 7/b/10 çıkartılmalıdır.

h) Madde 8/a'da üçüncü paragraf, ''özel statülü devlet üniversitelerinden ve vakıf üniversitelerinden birer profesör'' şeklinde değiştirilmelidir.

i) Bilim Etik Kurulu'nun görevleri arasına ''akademik mağduriyete uğradıklarını iddia edenlerin başvurularını inceler ve sonuçlarını gereği için Üniversitelerarası Kurul'a sunar'' ifadesi eklenmelidir (Madde 9).

j) Madde 14/a, ''Rektör, çalışmalarında yardımcı olmak üzere üniversitenin kadrolu profesörleri arasından en az üç ve en fazla beş rektör yardımcısı atar'' şeklinde değiştirilmelidir.

k) Madde 14/b/7, ''ders vermek, araştırma ve geliştirme yapmak'' şeklinde değiştirilmelidir.

l) Madde 15/a, ''üniversitelerde yetkili sendika/sendikalardan bir temsilciden oluşur'' şeklinde ekleme yapılmalıdır.

m) Madde 15/b/4, ''rektör aracılığıyla Yüksek Öğretim Kurumu'na sunmak'' şeklinde değiştirilmelidir.

n) Madde 18'e, ''Üniversite Sosyal Konseyi'ne yetkili kamu sendikalarını temsilen birer temsilcinin dahil edilmesi'' ifadesi eklenmelidir.

o) Madde 19/a, ''fakülte çalamlarla yapılacağından siyasaışanlarının tamamının oy kullanacağı bir seçimle en yüksek oyu alan profesör dekan olarak, rektör tarafından onaylanır'' şeklinde değiştirilmelidir.

p) ''Fakülte yönetim kurulu, dekan, profesörlerin kendi aralarından dört yıl için seçecekleri üç profesör, doçentlerin kendi aralarından seçecekleri iki doçent ve yardımcı doçentlerin kendi aralarından seçecekleri bir yetkili sendikanın seçeceği bir, Araştırma görevlilerinin kendi aralarından seçecekleri bir üyeden oluşur ve öğrenci temsilcisi oy hakkı olmadan kendilerini ilgilendiren toplantılara katılabilir'' şeklinde

düzenlenmelidir (Madde 21/a).

q) ''Öğretim üyesi bulunmayan bölümlerin başkanı fakültedeki öğretim üyeleri arasından fakülte yönetim kurulu tarafından seçilir (Madde 25).

r) ''Yardımcı doçentlik kadrosu bölüm akademik kurulunun talebi üzerine 60 gün içerisinde rektörlükçe ilan edilir (Madde 27).

s) ''Yardımcı doçentlik kadrosu daimidir ve herhangi bir süre sınırlaması

yoktur'' şeklinde düzenlenmelidir (Madde 27).

t) Madde 30'da yer alan ''gelişmekte olan üniversite'' kavramı soyuttur ve bu tür bir ayırım yapılmamalıdır.

u) Maliye Bakanlığının aşırı merkeziyetçi tutumu üniversite özerkliğini işlemez kılmaktadır. Üniversitelere mali özerklik kazandırılması sonucu, gelişmiş üniversitelerin kendi yağı ile kavrulması, devletin kaynaklarını Anadolu'daki gelişmekte olan üniversitelere aktarmalıdır.

ü) Türkiye bilimsel araştırmalara bütçeden ayırdığı para gelişmiş ülkelerin çok üstünde olmalıdır. Bugün Türkiye bilimsel araştırmalara bütçeden ayırdığı payı gelişmiş ülkelerin üzerine çıkarmak zorundandır. Gelinen noktada Türkiye, bilim ve teknoloji üreten bir ülke değil, bilimi ve teknolojiyi satın alan tüketici bir ülkedir. GSMH'nin en az yüzde 3'ü araştırma-geliştirme faaliyetlerine ayrılmalı, araştırma-geliştirme harcamalarında bürokratik engeller kaldırılmalı ve çağdaş bir bütçe sistemi

uygulanmalıdır.

v) Öğretim elemanlarının gelirlerinde iyileştirmeler yapılarak, Avrupa Birliği'nde çalışan bilim adamlarının kazançlarının ortalaması civarında bir ücret ödenmelidir. Üniversite öğretim üyeliği cazip hale getirilmelidir. Unvanlara göre eşit maaşın yanı sıra, performans kriterleri objektif olarak belirlenerek, yapacağımız öz denetimle, hem iç hem de dış ölçüm ve değerlendirmelere göre başarılı kişiler ödüllendirilmelidir.

y) Araştırmacılara araştırma imkanları sağlanmalı, üniversitelerin dünyadaki ileri üniversitelerle ilişki içinde olması ve bünyesindeki bilim adamlarının kendi alanlarında dünya standartlarını yakalaması ve ülkemizin sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişmesine temel teşkil edecek yenilikler üretmesi ve bu yenilikleri hayata geçirebilmesi ölçü olarak alınmalıdır.

z) Düzenlenecek ulusal ve uluslar arası kongre, sempozyum, seminer ve

konferanslarla yayınlarını duyurabilmelidirler. Yurt içi ve dışı araştırma, inceleme ve tanıtma gezilerine destek verilmelidir. TUBİTAK'ta bu amaçla kurulmuş olan birime bütçeden pay ayrılmalı, desteklemeler üniversiteler veya kişiler kayırılmadan yapılmalıdır.

w) Geçen yıllar içinde asistanlık kurumu kaldırılarak yerine araştırma görevliliği oturtulmuştur. Daha sonra alınan kararlarla 50. maddeye bağlı olaraktan araştırma görevliliği de kaldırılarak yerine aynı sıfatı taşıyan fakat gerçekte birer burslu lisans üstü eğitim yapan görevliler konulmuştur. Akademik geleneklerin oluşturulması ve sürdürülmesi için asistanlık kurumu yeniden ihdas edilmelidir''.

habervitrini


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber