Mortgage'ta taksiti aksatana hızlı haciz

Haber Giriş : 26 Ekim 2005 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SPK Başkanı Doğan Cansızlar, "Konut kredisi sisteminin aksamadan işlemesi için İcra İflas Yasası'nda değişiklik yapılacak. Rehnin hızla paraya çevrilmesi ve haciz işlemi kolaylaştırılacak" dedi

İpoteğe dayalı konut kredisi yasa tasarısına (mortgage) bağlı olarak, tüketicilerin taksitlerini ödeyememeleri durumunda yıllar süren davalarla karşılaşmamak için İcra İflas Kanunu'nda değişiklik yapılacak. Tüketicilerin uzun vadeli banka kredisi ile aldıkları evin taksidini iki - üç ay aksatmaları durumunda bankalar hemen haciz işlemi başlatacak. Haciz işlemlerinin mahkemelerde sürünmemesi için harç tutarları da artırıldı. Böylece, konut sahibinin "Ödeyemedim, haczi durdurayım. Zaman kazanırım" deme şansı kalmıyor.

Maliye teşvik istemedi
Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan mortgage yasası hakkında ayrıntılı bilgi veren Sermaye Piyasası Kurumu Başkanı Doğan Cansızlar, sistemin yürümesi için tüketicinin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde konutun satışının kolaylaştırıldığını belirtirken, sistemde yer alacak 'ödeyememe sigortası'nın da devreye girerek ödeme olanağını birkaç ay içinde yeniden kazanacak müşteriye yardımcı olacağını söyledi.

Yasa tasarısında borsada işlem görecek menkul kıymetler için vergi teşviği istendiğini ancak Maliye'nin buna karşı çıktığını söyleyen Cansızlar, teşviğin yurtdışında benzer tahvil ihraç eden ülkelere karşı rekabet avantajı sağlaması amacıyla düşünüldüğünü belirtti.
Cansızlar, tüketicinin büyük umutlar ile beklediği tasarıya ilişkin sorularımızı yanıtladı:

Sistem tüketiciye neler getirecek?
Mevcut Tüketiciyi Koruma Kanunu'nda değişken faiz yok. Tasarı hem değişken hem de sabit faizi getiriyor.
Ancak banka müşteriye faiz empoze edemeyecek. Müşteri sabit veya değişken hangisini isterse o faizden kredi alacak. Değişken faiz sadece konut finansmanında uygulanacak. Diğer bireysel kredilerde yine sabit faiz uygulaması devam edecek. Bu konu AB direktiflerinde de sadece konut finansmanında var.
Tüketici erken ödeme yapıp kredisini kapatmak isterse yüzde 2'lik bir erken ödeme tazminatı ödeyecek, çünkü bankaların kredi verirken dışardan topladığı fonun maliyeti bu orana denk geliyor. Bankaların bunu aynı maliyet ile kapatma imkânları yok. Bir daha bankacılık krizi çıkmasın diye böyle düşünüldü.

Ödeyememe durumunda ne olacak?
Bunlar hep ikincil düzenlemelerle belli olacak. Diyelim ki iki taksidini ödeyemedi hemen tüketicinin elinden konutunu almak doğru değil. Bunun bir sigortası olacak. Sigorta sistemi çok önemli. Birincisi ödememe sigortası dediğimiz sigorta olacak. Kişi ödemede zorluğa düşerse birkaç ay sigorta devreye girecek. İkinci sigorta tapu kayıtlarının güvenirliği ile ilgili.
Ayrıca hayat sigortası ve deprem sigortalarının da yapılması gerekiyor. Böylece vatandaş ödeyemediği durumda sisteme daha yumuşak bir şekilde geçiş yapılacak.

Vatandaşın ödeyememesi durumunda evin el değiştirmesinin sistemin işlemesi açısından çok önemli olduğu belirtiliyor...
İcra İflas Kanunu'nda bu tür bir rehnin paraya çevrilmesi esası vardır. Rehnin paraya çevrilmesi yaklaşık iki seneyi buluyor. Likidite etmesi açısından evin zamanında satılması önemli. Çünkü bu sistem, birbirine bağlı. Eğer zamanında tahsil edemezsen diğerlerini finanse edemezsin. Bu nedenle İcra İflas Kanunu'nda değişiklik önerdik. Burada dedik ki "Rehnin paraya çevrilmesinin yanı sıra haciz de yapılabilir." Haciz iki ayda neticelenecek bir olay. Ama hacizden önce birkaç ay ödemenin yapılamadığı aşamada sigorta sistemi içinde vatandaşa bir imkan verilecek.

IMF: Mortgage'ta BDDK neden yok?

Türkiye'deki temaslarını tamamlayan Uluslararası Para Fonu (IMF), bankacılık sektörüne ilişkin konularda konut kredilerini yakın takibe aldı. Bankacılık sektörüne ilişkin görüşmelerde ipoteğe dayalı konut kredilerini soran IMF, Türkiye'de nasıl bir sistem oluşturulacağı konusu üzerinde duruyor. Bu alanda yapılan yasal altyapı çalışmalarını araştıran Uluslararası Para Fonu, ipoteğe dayalı uzun vadeli konut kredisi sisteminde sadece Sermaye Piyasası Kurumu'nun (SPK) etkin olmasını, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) ise çalışmaların dışında tutulmasını eleştirdi.

İlgili kurumlarla yaptığı temaslarda BDDK'nın neden işin içinde olmadığını soran IMF, sistemin bankacılık sektörünü ilgilendiren bir konu olduğunu belirterek, konut satışının menkul kıymetleştirmesini düzenleyen senetlerin ikinci el piyasada işlem görmesi nedeniyle konunun tek hakiminin SPK olamayacağı görüşünü belirtti.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber