Mülkiye Başmüfettişi Arslan, iç ve dış denetimin her ikisinin Sayıştay tarafından yerine getirilmesinin fiilen ve hukuken mümkün olmadığını belirtti

Haber Giriş : 14 Aralık 2003 21:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Mülkiye Başmüfettişi Arslan, iç ve dış denetimin her ikisinin Sayıştay tarafından yerine getirilmesinin fiilen ve hukuken mümkün olmadığını belirtti

Arslan, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in önümüzdeki hafta Meclise sevk edileceğini bildirdiği ?Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı? üzerine ayrıntılı bir inceleme yaparak, görüş ve eleştirilerini ifade etti. Tasarıda mevcut yapıya göre en önemli değişikliğin denetim konusunda kendini gösterdiğini belirten Arslan, kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yapılarını düzenleyen maddelerde teftiş kurullarına yer verilmediğine dikkat çekti. Denetimin iç ve dış denetim olarak ayrıldığına, iç denetimin kamu kurumlarının kendi yöneticileri veya ilgili kurumun üst yöneticisinin görevlendireceği elemanlar tarafından, dış denetimlerin ise Sayıştay tarafından yapılmasının veya yaptırılmasının öngörüldüğüne dikkat çeken Arslan şunları kaydetti: ?Mevcut denetim sisteminin ihtiyaca cevap vermediği genel kabulü doğru olmakla birlikte, bunun çözümünün Teftiş Kurullarından vazgeçilmesi olmadığı değerlendirilmektedir. Çünkü denetim bir uzmanlık işidir ve bu konuda yetişmiş olmayı gerektirir. Konuyu sadece denetlemek olarak görmeyip, araştırmak, soruşturmak ve yargıya intikal ettirmek boyutuyla da ele almak gerekir. Teftiş kurullarının sadece denetim yapmadığı dikkate alınmalıdır. Disiplin soruşturmaları, Memurlar ve Diğer kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun gereğince yapılan ön incelemeler, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu kapsamında adli mercilere konunun tevdi edilmesine ilişkin işlemler de teftiş birimleri tarafından yürütülmektedir ve bu konular uzmanlık gerektiren, sadece üst yöneticilerin takdirine bırakılması mümkün olmayan hususlardır. Bu görevlerin Sayıştay tarafından yerine getirilmesi de fiilen ve hukuken mümkün değildir.?

Sayıştay'ın güçlendirilmesi ve görev alanının genişletilmesinin önemli ve gerekli olduğunu belirten Arslan, Sayıştay'ın TBMM adına kamu kurum ve kuruluşlarında mali denetim yapan ve yargısal niteliği olan bir organ olduğuna da dikkat çekerek, bu niteliği gereği idarenin dış denetim konusunda tüm ihtiyaçlarını giderecek bir organ olarak değerlendirilmesinin sıkıntı ve sakıncalar doğurabileceğini ifade etti. Arslan, ?Teftiş kurullarının bile yeterince etkin ve tarafsız olamadığının gerekçe olarak gösterildiği bir konuda, iç denetimin kendi yöneticileri veya kurumun üst yöneticisinin görevlendireceği elemanlar tarafından yapılmasının etkinlik ve tarafsızlığı nasıl sağlayacağı da tartışmaya açık bir konudur? dedi. Arslan, köy birliklerinin de mutlak anlamda mülki idare amirlerinin kontrolündeki ve başkanlığındaki birimler olduğuna dikkat çekerek, bu birimlerin denetiminin de zaten fiilen başkan olan mülki idare amirlerine verilmesinin sağlıklı bir yaklaşım olmadığınI vurguladı.

Arslan ?Tasarıda denetimle ilgili düzenlemelerin tartışmaya açık olduğu, ortadan kaldırılması düşünülen teftiş sisteminin boşluğunu dolduramayacağı, müfettişlerden pek de hoşnut olmayan kamu görevlilerinin memnuniyeti dışında beklenen yararı sağlamayacağı ve bu nedenlerle yeniden gözden geçirilmesinin yararlı olacağı değerlendirilmektedir? dedi.
Arslan, tasarıda hiyerarşik kademe ve unvanlara ilişkin düzenlemelerde arzu edilen sadeliğin ve tekdüzeliğin sağlanamadığının görüldüğünü belirterek, ?Başkanlık? ve ?Daire Başkanlığı? uygulamasının karışıklıklara neden olabileceğine dikkat çekti. Arslan, ?Başkanlık olarak teşkilatlanan ve idari ve mali özerkliğe sahip ilişkili kuruluşlar dışında kalan kamu kurum ve kuruluşlarının, yürüttükleri kamu hizmetinin boyutu dikkate alınarak ?Müsteşarlık veya Genel Müdürlük' olarak yapılanmaları sağlanmalıdır. Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığı Müsteşarlık olarak, Özürlüler İdaresi Başkanlığı Genel Müdürlük olarak yapılandırılmalıdır? görüşünü ifade etti.

Tasarının ?Hükümetin görevi sona erdiğinde, müsteşarlar ile başkanlık ve genel müdürlük şeklinde kurulan bağlı ve ilgili kuruluşlarda kendi genel kurullarının seçimiyle gelenler dışındaki başkan veya genel müdürlerin görevi kendiliğinden sona ermiş sayılır? maddesine işaret eden Arslan, düzenlemenin teşkilat yapısına bakılmaksızın bakanlık ve bağlı kuruluşlarındaki Müsteşarlar, Genel Müdürler ve Başkanların tamamı için uygulanmasının gerektiğini bildirdi. Arslan, düzenlemeye Valilerin de dahil edilmesi gerektiğini vurgulayarak, ?Yapılan reform çalışmalarıyla hükümetin bakanlıkları eliyle yürüttüğü pek çok hizmetin taşrada Valiler eliyle yürütülmesi planlandığına göre, bu hizmetleri koordine edecek Valilerin de hükümetle birlikte göreve gelmeleri ve ayrılmaları sağlanmalıdır? dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber