İzmirli doktor felçli hastayı yürüttü

Önce bel fıtığı ardından omurilik kanseri tanısı konulan, bir süre sonra bacaklarında başlayan hissizliğin ardından felç olan ve 'Bir daha yürüyemeyeceksin, ameliyat edemeyiz' denilen İzmirli Sabahattin Eyci, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastahanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Hasan Kamil Sucu'nun altı saat süren ameliyatının ardından yeniden yürümeye başladı. Tam beş ay felçli kalıp, tekerlekli sandalyeye mahkum olan ve doktor doktor şifasını arayan Sabahattin Eyci, operasyon sonrasında üç ay içinde tamamen yürümeye başladı.

TEKERLEKLİ SANDALYAYE MAHKUM OLMUŞTUM

İyileştikten sonra en sevdiği şeyin saatlerce yürümek olduğunu belirten Eyci, doktoru Prof.Dr. Hasan Kamil Sucu'ya minnet borçlu olduğunu söyledi.

Hiç moralini ve umudunu yitirmediğini anlatan Eyci, şöyle konuştu: "Hocamıza inandım. Bir ay sonra yeni doğmuş gibi ayaklarıma güç gelmeye başladı, tam olarak 3,5 ay sonra tamamen yürümeye başladım. Şu an yaşamım çok aktif. Deli bir hayatım var, yürüyebildiğim kadar yürüyorum. Çimento torbasını bile alıp kaldırabiliyorum artık."

ÜÇ GÜN SONRA PARMAKLARIMI HAREKET ETTİRDİM

Hastaneye tamamen felçli halde ve battaniyeye sarılı getirildiği günü hiç unutamadığını anlatan Eyci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastaneye geldiğimde hiç yürüyemiyordum. Allaha şükür hocamızla tanıştık, bana güzel bir teşhis koydu, büyük bir operasyon geçirmem gerektiğini belirtti. Gecikmiş bir vaka olduğunu belirtti. Çok riskli bir ameliyat bizi bekliyor dedi. Diğer doktorlar bana hiç ümid vermedi, yürüyemeyeceğimi ve kanser olduğumu söyledi. Buraya gelince Kamil bey bana güzel bir moral verdi. Zaten tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştum. Ama hocam bana ümid verince, riski de anlattı tabi, belki 2-3 yıl güç gelmeyebilir, hiç de iyi olmayabilirsin dedi. Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Karar verdim. 3 gün sonra ayak parmaklarıma can geldi, oynamaya başladı. Üç ay sonra yürüyordum."

Dünyada felç olan hastaların ameliyatla yürümesiyle ilgili operasyon sayısının çok ender olduğunu belirten Prof.Dr. Hasan Kamil Sucu, iyi huylu omurga tümörü olan hastanın beş ay gibi uzun bir süre felç olması nedeniyle yapılacak bir operasyonun başarı şansının düşük olduğunu söyledi.

Beyin ve sinir cerrahi uzmanı Prof.Dr. Hasan Kamil Sucu, operasyonun başarısını tümörün iyi huylu olmasının sağladığını kaydederek sözlerine şöyle devam etti: "Benim bildiğim kadarıyla beş ay felç kalıp tamamen düzelen bir pratik yok. Varsa çok ender. Dünyada da çok enderdir bu kadar uzun süredir. Yok diyemem belki vardır. Ama enderdir oldukça enderdir. Burada felcin yavaş yavaş gelişmiş olması, tümörün iyi huylu olması, az da olsa ayaklarını hissettiğini söylemesi ama belki de en önemlisi şansı iyileşmesinde faktör oldu kanısındayım. Dünyada bu kadar süre felç olarak kaldıktan sonra düzelen hasta var mıdır bilmiyorum ama varsa eminim çok fazla değildir. Nitekim biz de bilimsel bir dergide hastamızı ve yapılan ameliyatı yayınladık. Hastamız artık felçden kurtulmuş olarak yaşamaktadır."

Prof.Dr. Sucu, beş ay gibi uzun süre felçli kalan hastaların iyileşebilme oranının çok düşük olduğunu, operasyon sırasında hastanın göğüs boşluğundan dördüncü omura ulaşıp omuru tümör dokusu ile birlikte çıkardıklarını ve oluşan boşluğa hastanın kaburgasını koyduklarını söyledi.

HASTAMIZ AYAK PARMAKLARINI BİLE HAREKET ETTİREMİYORDU

Sucu, operasyonun zorluğu ve süreci şöyle dile getirdi: "Hastamız hastanemize 5 aydır devam eden bacaklarında felç şikayeti ile başvurdu. Kendisinden öğrendiğimiz kadarı ile 1 yıl önce sağ bacağında duyu ve güç kaybı başlamış. Aylar içinde şikayetleri ilerleyerek her iki bacağında felç durumu oluşmuş. Yani hiç hareket ettiremez olmuş. 5 aydır bu şekilde devam ediyormuş. Kendisini muayene ettiğimizde bacaklarını hiç hareket ettiremiyordu. Ancak çok az da olsa ayaklarını hissettiğini söylemesi bize umut verdi. MR filimleri dördüncü sırt omurunda bir lezyon, muhtemelen de iyi huylu bir tümör olduğunu gösterdi. Bu lezyon omuriliği sıkıştırmakta idi. Omuriliğin bu sıkışmadan dolayı ezilmiş olduğunu ve etkilenmiş olduğunu da yine MR filminde görülüyordu. Bunun üzerine hastamıza bu kadar uzun süreli felçlerden sonra düzelme ihtimalinin genelde pek olmadığı söylendiği, ancak ayaklarını az da olsa hissettiğini söylediği için ameliyat olması halinde çok az da olsa belki bir şans elde edebileceğini söyledik. Sol taraftan göğüs boşluğunu açarak 4. omura ulaştık. Omuru tümör dokusu ile birlikte çıkardık. Oluşan boşluğa kaburgasını koyduk. Alınan parçanın patolojik tahlili iyi huylu bir damar tümörü olan hemanjiom olarak geldi. Hastamız birkaç gün sonra oynayan sağ ayak parmağını sevinçle gösterdi. Sonra gün be gün kuvveti arttı. Ameliyattan bir ay sonra yürüyerek taburcu oldu."

OMURGA TÜMÖRÜNE DİKKAT

Omurga tümörlerine dikkat edilmesi gerektiğini, normal MR filmlerinde bu tümörlerin saptanma oranının yüzde 10 olduğuna dikkatleri çeken Prof. Dr. Sucu, şu bilgileri verdi: "Omurga tümörleri hemanjiyom dediğim tümör cinsi çok sık görülür. Omurga, omurun kendisinde. Normalde rutin MR filmlerinde yüzde on görülür. Her onundan birinde küçük bir hemanjiyom yani iyi huylu damar tümörü. Fakat bu çok büyük oranda zararsız, bası yapmayan, kısıtlı olur. Çok çok ender olarak bazı hemanjiyomlar yani iyi huylu tümörler saldırgan olabilir. O zaman büyüyebilir ve omuriliğin kendisini kaplayabilir. Bacaklar ve kollarda kuvvetsizlikle başlayan felç durumları yaşatabilirler. Normalde hemanjiyoma çok sık rastlanır. Bazen ağrı olur, omuriliğe bastığı için bacağa giden siniri beyne ileten organ olduğu için hissizlik, kuvvet kaybı, ilerleyen vakalarda büyük ve küçük abdestini kaçırmak şeklinde belirti verebilir."