'Mahkeme kararlarını uygulamamak' çözüm değil

'Mahkeme kararlarını 2 yıl uygulamama' yönündeki düzenleme, kapsamı itibariyle çok geniştir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 30 Haziran 2014 14:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Mahkeme kararlarını uygulamamak' çözüm değil

17 Aralık operasyonu sonrasında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda değişiklik yapıldı.

Ancak yapılan değişikliğe rağmen, özellikle emniyet müdürleri özelinde yapılan görevden almalar yargıdan yine döndü. Hükümet bu süreci yargıdaki Paralel Devlet ile açıklamaktadır. Yargının hukuki değil siyasi nitelikli kararlar aldığını düşünen hükümet şimdi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun aynı maddesinde yeni bir değişiklik yapmaktadır. Ancak Plan ve Bütçe Alt komisyonunda yapılan düzenleme oldukça geniş tutulmuştur. Düzenleme şu şekildedir:

MADDE 82 - 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekaleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereği iki yıl içinde; ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle yerine getirilir."

"Kamu görevlileri hakkında yapılan bu tür idari tasarruflar; telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmaz."

"Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekaleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılamaz; ancak disiplin hükümleri saklıdır."

BU DÜZENLEME NE DİYOR?

Bu düzenleme gereğince, memur hakkında uygulanan görevden alma, göreve son verme, naklen atama, görev ve unvan değişikliğine ilişkin mahkemelerin vereceği iptal kararları, 2 yıl boyunca uygulanamayacaktır. Hali hazırdaki düzenleme 30 gündür. 30 gün içinde kararı uygulamayan yönetici hakkında 'görevi kötüye kullanmaktan' ceza soruşturması yapılmaktadır.

DÜZENLEMENİN KAPSAMI ÇOK GENİŞ

Alt komisyonda eklenen bu düzenlemenin kapsamı çok geniştir. Sadece Emniyet Müdürlüğü ve yargıdaki bir yapılanma için tüm kamu personeli kapsama alınmakta ve yer değiştirmesi dahi bürokratların insafına bırakılmaktadır. Bu derece geniş bir düzenleme, zaten yetkilerini hoyratça kullanmaya alışkın 'bürokratik sınıfın' çok daha ölçüsüz hareket etmesine neden olur. Zira, kişisel egolarıyla hareket eden yüzlerce üst yönetici bulunmaktadır.

NE YAPILMALI?

Öncelikle, düzenlemenin bu halinden vazgeçilmelidir. Çünkü en başta, düzenlemede, masum olan ile suçlu olanı ayıracak bir kıstas bulunmamaktadır. Yöneticileri adil bir şekilde seçilmeyen bir sistemden adalet beklenebileceğini düşünmüyoruz.

Aslında geldiğimiz nokta kamu personel yönetimi sistemimimizin iflasını açık bir şekilde göstermektedir. Ancak hala köklü çözümler yerine günübirlik çözümler üretmeye devam etmekteyiz. Ancak şuan üretilmekte olan günübirlik çözüm, olabilecek en kötü çözümdür.

Oysaki, daha küçük teknik düzenlemeler ile sorunu aşmak mümkündür. Örneğin, Emniyet Genel Müdürlüğü veya sorun olduğu düşünülen kurumların teşkilat kanunlarında yapılacak küçük düzenlemeler ile hem görevdeki kişiler hem de teşkilatların görev yapısında değişikliğe gidilebilir. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı son 3 yılda, teşkilat kanunlarında yaptığı düzenlemeler ile bu yöntemi iki kez kullandı.

Yeterki sorun çözülmek istensin. Burada sorun çözmekten ziyade, bürokrasiyi daha da 'Dev'leştiren bir mekanizma kurulmaktadır. Düzenlemeyi komisyona hangi bürokratlar getirdi bilmiyoruz ama kişilik anlamında "güce tapan" bir yapısının olduğu ortaya çıkıyor.

Devleti sınırlamak, vatandaşların Devlet karşısındaki konumunu güçlendirmek amacıyla yola çıkan bir siyasi irade, Devletin gücünün daha da sınırsız olacağı bir yapının taşlarını döşemektedir.

"Güç" anaforuyla yola çıkanların önce yöntemin ne kadar adil ve insani olup olmadığını düşünmeleri gerekirdi.

Her gün daha kötüye gidiyoruz. Adil bir kamu yönetimi sisteminin kurulacağına dair inancımız her gün daha da azalıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber