Çelik, oğlunun mezuniyet törenine katıldı

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 16 Haziran 2006 17:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Özel Ahmet Ulusoy Fen ve Anadolu Lisesi'nde okuyan ve bu sene mezun olan oğlu Enis Çelik'in mezuniyet törenine katıldı. Yılların nasıl geçtiğini kendisinin de anlayamadığını itiraf eden Bakan Çelik, öğrencilere ve oğluna, gençlik yıllarının iyi geçirilmesi ve bunun öneminin farkında olunması nasihatinde bulundu.

Eşi Şahsenem ve kızı Büşra Çelik ile geceye katılan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, oğluna diplomasını diğer veliler gibi kendisi verdi. Mezun olan 84 öğrenci arasında yer alan oğlu Enis Çelik'in başrolde oynadığı "Devlet Van'a Gelmiş" isimli tiyatro oyununu seyreden Çelik ve ailesi, kahkahalara boğuldu. Oyunda, çocuğunu okula göndermesini isteyen okul görevlilerinin ikna etmeye uğraştığı babayı canlandıran Enis Çelik'in, oyunu seyretmekte olan babasına yönelik doğaçlamalarda bulunarak laf atması ve babasından kendisine araba almasını istemesi salonda bulunan tüm davetlileri güldürdü. Oyunda sergilediği performansla göz dolduran Enis Çelik, babasının elini öperek diplomasını aldı.

Çeşitli etkinliklerin düzenlendiği gecede, veliler adına konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu yıl ÖSS'ye girecek olan öğrencilere nasihatlerde bulundu. 3 çocuk babası olan Bakan Çelik, bir baba olarak ilk kez çocuklarından birisinin mezuniyet törenine katıldığını ve çok heyecanlı ve mutlu olduğunu kaydetti. Büyük oğlunun mezuniyet töreni düzenlenmediği için katılamadığını, şu anda yurt dışında okuduğunu anlatan Çelik, veliler adına çıktığı kürsüde yaptığı konuşma sırasında duygusal anlar yaşadı. "Sevgili gençler" diye sözlerine başlayan Çelik, her bitişin yeni bir başlangıcın ifadesi olduğunu söyleyerek, bundan sonraki yaşamlarında başarılar diledi.

ÖSS'YE GİRECEK ÖĞRENCİLERE NASİHAT

Çelik, oğluyla birlikte ÖSS'ye girecek öğrencilere şu mesajları verdi:

"Bugün lise tahsilinizin sonuna geldiniz, ama üniversitenin başlangıcı için büyük bir gayret içerisindesiniz. ÖSS sınavına Pazar günü gireceksiniz. Yıl boyu çalıştınız, çabaladınız. Ben temenni ederim ki gönlünüzün arzuladığı, beklentiniz olan bölümleri, fakülteleri kazanırsınız. Ama kazanmaya bilirsiniz de. ÖSS'yi hayatınızın gayesi, amacı, olmazsa olmazı haline getirirseniz, Allah korusun hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Ben bütün hayatım boyunca bir şeye talip olurken, mutlaka onu elde edecekmişim gibi gayret içerisinde olmuşumdur. Bunun için elimden gelen her şeyi yaptım, ama olumsuz bir sonuçla karşılaşabilmek ihtimalini, hesabımı kışa göre yaptım. 'Yaz çıkarsa bahtıma' dedim. Lütfen sizde bunu yapın. Kazanabilmek için elinizden ne geliyorsa bunu yapın. Ama bütün bunlara rağmen bir terslik olursa, olmazsa, canınız sağ olsun, bu hayatın sonu değildir. Sevgili gençler, her sondajdan petrol çıkmaz. Kazanmayanlarınız nadasa kalır, biliyorsunuz nadas iyi bir şeydir. Sonraki dönemde nasip olur ve istediğiniz yere girersiniz. Gençlik insanın hayatında çok önemli bir devredir ve evredir. Kemalettin Kamu'nun sevgilisine yazdığı yazıda olduğu gibi sizler hayatınızın şu anda baharındasınız. Unutmayın ki hayatınızda sadece bir bahar vardır. Yakışıklısınız, boylu postlusunuz, hareket ve enerji dolusunuz, bedeni güzelliklere, suret güzelliğine sakın ola ki aldanmayın. Nisan yağmuru gibi gelir geçer, siret güzelliği insanda kalıcı olan güzelliktir. Siret güzelliği ruh güzelliğidir, o bir ömür boyu devam eder. Bu dünyadan çekip gittikten sonra da kubbede bıraktığınız hoş seda gibi o devam eder gider. Hayatınızın baharını yaşadığınız bu dönemi çok iyi değerlendirin."

ÇELİK'İN DUYGUSAL ANLARI

Ömrün kısalığına değinen Çelik, gençlere yaşamlarını iyi değerlendirmeleri gerektiğini söyledi. Çelik, zamanın hızla geçtiğine kendi oğlundan ve kendisinden örnek vererek, "Benim oğlum 18 yaşını doldurmak için adeta iple çekiyor. Niye, 18 yaşına girince ehliyet alacak. 18, 20 derken bir süre sonra bunun geçmemesini istersiniz, ama nafiledir. Dolayısıyla her anı, günü, her yılı dolu dolu yaşamanız lazım ve ileride bu birikimlerinizi kullanmanız lazım. Benim oğlum buradan bu yıl mezun oluyor. Ben 1988'de Enis'in doğum öncesi ve doğuma yakın zamanlarını hatırlıyorum. Telaşla Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne gittiğimizi hatırlıyorum. Yoldaki telaşımı hatırlıyorum, ama şu anda Enis'in ayakkabı numarası 43, benimki 41. Bizim evde Enis'ten en çok çeken benim eşyalarımdır. Neyse ki boyu beni geçti, pantolonlarım kısa kalıyor, şimdi ceketlere ve gömleklere musallat oldu. Bunu şunun için söylüyorum, daha dün doğmuş gibi hissettiğim halde rüzgar gibi geçti dediğim 18 yıl oldu. Ve bugün sizin evlatlarınıza parlak ve aydınlıklar diliyorum. Şimdi benim oğlum burada rol kesiyor, dede rolünde oynuyor. Bunlar hayatımızın güzellikleridir."

Gecede, mezun olan öğrenciler, halay çekip oynayarak mezun olmanın sevincini yaşadı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber