4 gündür koltuğuma bile oturamadım

Geçtiğimiz günlerde silahlı saldırıya uğrayan Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker'in şiir kitabı yayınlanmak üzereydi. Saldırıdan bir gün önce arayıp son düzeltmeleri yapmasını isteyen yayıncısı Ayhan Küçük'e 'İnanın 4 gündür koltuğuma oturmadım. Bana bir gece müsaade edin, eve dönünce üzerinde çalışayım' demişti.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 12 Ekim 2014 09:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
4 gündür koltuğuma bile oturamadım

EMETİ SARUHAN

Geçtiğimiz Perşembe günü silahlı saldırıya uğrayan Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker, bildiğimiz emniyet müdürü profilinden farklı, duygusal ve babacan bir bürokrat portresi çiziyor. Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen, bu nedenle, 15- 16 yaşlarına kadar işçi olarak çalışan Ürker, askerlik sonrası polis olmayı seçmiş. 30 yaşında, evli ve dört çocuk babasıyken polis akademisini bitirerek, yaşıtlarına göre geç sayılabilecek bir yaşta mesleğe başlayan Ürker, buna rağmen İl Emniyet Müdürlüğü'ne kadar yükselmiş. En büyük hobisi şiir yazmak olan Ürker'in şiirleri çok yakında kitaplaşacaktı.

BİLİNMEYEN YÖNÜ

İlke Yayınları tarafından taslağı hazırlanan ve Ürker'in son düzeltmelerini yapmak üzereyken silahlı saldırıya uğradığı kitabın, 'Her Telden Şiir' adıyla yayınlanması planlanıyor. Atalay Ürker'le Bingöl'e yaptığı bir ziyaret esnasında tanışan ve kısa sürede tanışıklıkları dostluğa dönüşen İlke Yayınları Yayın Yönetmeni ve Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi başkanı Ayhan Küçük, Atalay Ürker'in bilmediğimiz yüzünü anlattı.

BABACAN BİR EMNİYET MÜDÜRÜ

Atalay Ürker'in uzun süre kaos ortamı sayılabilecek bir bölgede çeşitli görevlerde bulunduğunu anlatan Ayhan Küçük, 'Atalay Bey, Ankara merkezli bir emniyet müdürü. Reflekslerine, yaklaşımlarına, gelen misafirlerine, kurduğu ilişkilere baktığınızda, daha önce bölgede görev yapan güvenlik güçlerinin yaklaşımının çok dışında, babacan bir yaklaşımı olduğunu anlamak mümkün' dedi.

KONUŞURKEN ŞİİRLER OKURDU

Atalay Ürker'in konuşmaları esnasında sık sık mısralar okuduğunu anlatan Küçük, 'Konuşurken konuşmasını şiirlerle süslüyordu. Sorunca şairim ben, acizane karalıyorum dedi. Kitap fikri böylece doğdu. Yayıncı olduğumuz için şiirlerini kitaba çevirelim diye düşündük' şeklinde konuştu.

ÖNCE GÖREV DEDİ

Atalay Ürker'in şiirlerini tasnif edip, kitap taslağını oluşturduklarını anlatan Ayhan Küçük, 'Taslağı da kendisine gönderip son düzenlemeleri yapmasını istemiştik. Daha sonra kitap basılacaktı' Silahlı saldırıya uğramadan bir gün önce kendisini arayıp kitabı sordum. 'İnanın 4 gündür koltuğuma oturmadım. Bana bir gece müsaade edin, eve dönünce üzerinde çalışayım' dedi. O akşam ise saldırıya uğradı. Akşam dokuz buçuk o bölgede en riskli saatler. Vatandaşın uğradığı zararı sabaha bırakmıyor. Dört gündür doğru düzgün evine gitmemiş olduğu halde, gidip evinde 'evladım kadar değer veriyorum' dediği kitabı üzerine çalışmak yerine, vatandaşın zararına bakayım diyor' sözleriyle Ürker'in halka ve işine verdiği önemi anlattı.

Sağlığında olumsuz bir durum yok

Saldırı sonucu yaralanan ve Ankara Numune Eğtim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan Atalay Ürker'in sağlık durumu ile ilgili hastane yöneticiliğinden yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, hastanın tedavisinin halen yoğun bakımda ve solunum cihazına bağlı devam ettiği belirtilerek, 'Bu gün yapılan ve hastanın takibinde görev alan branş uzmanlarının katıldığı toplu değerlendirmede olumsuz bir seyir tespit edilmemiştir. Hastanın iyileşme süreci devam etmektedir' ifadesine yer verildi.

Iraklı bir mülteciden hayat dersi çıkardı

Ayhan Küçük, bir sohbetleri esnasında Atalay Ürker'in kendisine bir anısını anlatarak, insanları hor görmemeyi Iraklı bir mülteciden öğrendiğini ifade ettiğini söylüyor. Küçük; 'Atalay Bey 90'lı yıllarda Muş'ta görev yaparken Irak'tan gelen Kürt mültecilere sınır ötesine geçmek için belli zaman diliminde izin verdiklerini anlattı. Bir kişi kendisinden 15 gün izin almış, fakat bu süre içinde geri dönmemiş. Bir gün bu kişiyi çarşıda dolaşırken gören Atalay Bey el kol hareketiyle yanına çağırmış. Ancak adam da kendisine el kol hareketleriyle cevap vermiş. Şubeye dönünce adamı davet edip neden bu şekilde davrandığını sormak istemiş. Adam yerine oğlu gelmiş. Atalay Bey tam sinirleneceken, 'Babam sizden özür diliyor. Bir kusur işledi, süresi dolunca dönmedi. Fakat babam bir aşiret reisi. Siz onu aşiretinin yanında el kol hareketiyle davet edince, o da ister istemez kendi itibarı zedelenmesin diye bir refleksle size bu şekilde karşılık verdi' demiş. Bu olaydan sonra Atalay Ürker gerek mesai arkadaşları, gerekse herhangi bir vatandaş olsun, asla toplum önünde azarlamamayı şiar edinmiş. Bunu da herkesin yanında anlatmaktan çekinmiyor' diyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber