Devletin huzurevi politikası değişiyor

Devlet, huzurevi modelinin Türk gelenek ve göreneklerine uygun olmadığı görüşünde. Yeni modelde yaşlının kendi evinde hayatını sürdürmesi amaçlanıyor. En önemli araç yerel yönetimler olacak. Bakanlık, belediyeleri maddi olarak destekleyecek.

Haber Giriş : 23 Ocak 2015 10:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Devletin huzurevi politikası değişiyor

Geleneksel aile yapısı değişiyor. Bununla birlikte yaşlının toplumdaki yeri de değişiyor. Çekirdek ailenin daralması, karı-kocanın çalışması, bir yaşlının evde bakımında sorunlara yol açıyor. Yalnızlaşma bunun başında geliyor.

Geriatri uzmanlarına göre, günlük hayattan kopuk bir yaşlının depresyona girmesi kaçınılmaz. Fonksiyonların yavaşlaması, paylaşımların azalması, iletişimin kopması yaşlının kendi içine kapanmasına yol açıyor.

Sosyal hayatta yaşlı bireylerin karşısına çıkan bir diğer sorun, evde tek başına kalamama ya da hayatını sürdürememe. İlk başta kendi evinde kalmaya çalışan yaşlılar bir süre sonra güvenlik ya da sağlık sorunları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Tek başına hayatını sürdürmekte zorlanmaya başlıyor. Kış mevsimi, yaşlıları en çok zorlayan mevsim. Soba yakmak, yaşlılar için altından kalkması zor bir iş.

Her iki durumda da netice çok fazla değişmiyor: o arayışta kapısı çalınan ilk yer; huzurevi.


Alzheimer gelecekte Türkiye'nin en önemli sağlık sorunlarından biri olacak.

Toplumdaki algı

Huzurevleriyle ilgili toplumdaki algı hiç de olumlu değil.

Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Tuba Demirci'ye göre toplum, huzurevleri konusunda ikiyüzlü bir tutum sergiliyor.

"Huzurevindeki yaşlılar, ihmale uğramış zavallı kurbanlar gibi algılanıyor. Yaşlısını huzurevine bırakan ailelerse toplum için yüz karası. Ama bir de şu açıdan bakmak gerek. Biz, yaşlılara iyi bakamıyoruz yani iyi yaşlılık ücreti emeklilik ödeyemiyoruz. Maddi imkansızlıklarla boğuşan, gece gündüz çalışmak zorunda kalan evlatları da bu konuda tek başına bırakıyoruz. Yapacak başka çaresi yoksa ne yapsın? Yaşlıları huzurevine bıraktığınızda kötü aile damgasını yiyorsunuz. Bu ikiyüzlülükten başka bir şey değildir."

Bakanlığın huzurevi tanımı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 2013 yılında yayımladığı Yaşlılık Ulusal Eylem Planı'nda huzurevleri için şu tanımlama yapılıyor:

"Yaşlı açısından değerlendirildiğinde, geleneksel aile içinde saygın bir yeri, otoritesi olan yaşlının aile dışında bir bakım biçimi olan huzurevine yerleştirilmesi özellikle yaşlı açısından kolay kabullenilir bir durum değildir. Toplumdaki statüsünü yitirmek ve evinde alıştığı yaşamdan vazgeçmek yaşlı için zor bir olgudur. Yaşlı için evi bildiği, hakim olduğu, içinde kendini güvende ve özgür hissettiği, anılarıyla beraber olduğu bir ortamdır. Huzurevi ise çevre denetimini göreli olarak yitirdiği, ilk kez karşılaştığı farklı kültürlerden gelmiş insanlarla birlikte yaşamak zorunda olduğu yeni bir ortamdır."

Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Gazi Alataş, huzurevlerinin Avrupa'dan kopyalanan bir model olduğunu ve Türk kültürüne de uygun olmadığını söylüyor. Alataş'a göre, huzurevleri güçlü aile yapısına fren oluyor; yaşlıların toplumdan soyutlanmasına yol açıyor ve huzurevleri, ölümü konforlu beklemek için bir durak.

Aynı zamanda psikiyatrist olan Alataş, yaşlıların huzurevine isteyerek gitmediklerini ve burayı seçen yaşlıların ilk 6 ayında depresyona girdiklerini söylüyor. Alataş'a göre, huzurevlerindeki yaşlılar ayrıca terk edilmişlik, yalnızlık duygusuna kapılıyor.

Alataş, Türkiye nüfusunun hızla yaşlandığını, bakanlık olarak gelecekte yaşlanan nüfusun bakımıyla ilgili planlamalar yaptıklarını belirtiyor. Yeni bakışta, yaşlıları izole etmeyen ve Türk kültürüne ters düşmeyen modeller öncelikli.

Huzurevi modeli kalkıyor

Bakanlık, huzurevleri modelini sonlandırmayı amaçlıyor. Devlet bundan böyle yeni bir huzurevi açmayacak.

Evi ya da kimsesi olmayan yaşlıları, huzurevinde ağırlamaya da devam edecek.

Müsteşar Yardımcısı Gazi Alataş, konaklama sorununu Ankara'dan değil; yerelden çözmenin daha doğru olduğunu söylüyor.

Yeni modelde yaşlının kendini ait hissettiği ortamda yaşamına devam etmesi amaçlanacak. Bunun için belediyelerden yardım istenecek. Bakanlık, yerel yönetimlerin yaşlılarla ilgili uyguladığı politikaları mercek altına aldı. Üzerinde durulan pilot çalışmalar var ancak netlik kazanmış değil. Bakanlık en doğru modeli arıyor.

Net olan şu: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, yaşlılara belediyeler üzerinden ulaşacak. Yaşlıların ev hayatındaki gereksinimleri yerel yönetimler üzerinden gidermeye çalışacak. Belediyeler, maddi olarak devlet bütçesinden desteklenecek.


Huzurevlerinde 20 bin yaşlı kalıyor.

Evde bakım daha ucuz

Türkiye'de 297 huzurevi var. Bunun 109'u devletin ve bu huzurevlerinde 11 bin 156 yaşlı konaklıyor. Türkiye genelindeyse, yaklaşık 20 bin yaşlı huzurevinde kalıyor.

Huzurevi maliyetli bir model. Bir yaşlının devlete aylık maliyeti 3 bin lira. Evinde bakımın maliyeti daha düşük.

Engelli ve yaşlı bireylerin evde bakımlarından, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı sorumlu. Hizmet, gündüzlü ya da yatılı olmak üzere iki türlü veriliyor. Şu anda da 5517 yaşlıya evde bakım hizmeti sunuluyor.

Alataş: "Hedefimiz şu: Yerel yönetimlerle birlikte gerektiği kadar, örneğin haftada bir kez, yemeğinin yapılması. Yemeğini yaparsınız koyarsınız. Sağlıkla, ilgili destek verirsiniz. Örneğin, ihtiyacı olan yaşlıyı alıp doktora götürmek mümkün. Evinde kan almak da olabilir. İlaç alıp almadığını takip etmektir. Biz bu tip destekleri, yerinde vermek istiyoruz. Yaşlılarımızın evini temizleyip, yemeğini yaparsanız, sağlık kontrollerini de yaptırırsanız huzurevine gitmesine gerek kalmaz." diyor.

Devletin üzerinde durduğu ve yaygınlaştırmayı düşündüğü model, sosyal hizmet ve yaşlılık üzerine çalışmalar yapan uzmanların yıllardır üzerinde durduğu, öne sürdüğü bir model. Burada önemli olan, izolasyonun önüne geçmek ve toplumla kurulan bağın canlı kalmasını sağlamak.

Sosyolog Tuba Demirci de yaşlıların kendini ait ve mutlu hissettikleri yerde bakmanın çok önemli olduğuna ve bunun izolasyonun da önüne geçeceğine dikkat çekiyor.

Başak Çubukçu - Al Jazeera

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber