'DAİŞ'e karşı mücadelemizde bizi yalnız bıraktılar'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de terör örgütü DAİŞ ile mücadele ettiğini söyleyenlerin hiçbirinin örgüte Türkiye kadar zaiyat verdirmediğini belirterek, "Bu örgüte karşı mücadelemizde bizi yalnız bıraktılar" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Mayıs 2016 19:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'DAİŞ'e karşı mücadelemizde bizi yalnız bıraktılar'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de DAİŞ terör örgütüyle mücadele ettiğini söyleyenlerin hiçbiri, ne bizim kadar örgüte zaiyat verdirmişlerdir, ne de bizim kadar bedel ödemişlerdir. Bir yandan canlı bombalarla diğer yandan Kilis'e yönelik saldırılarla canımızı yakan bu örgüte karşı mücadelemizde bizi yalnız bıraktılar." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çekmeköy Belediyesince Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde gerçekleştirilen "Adalet ve Merhamet" Temalı Uluslararası Kısa Film Yarışması Ödül Töreni'ne katıldı.

Erdoğan, törenin yapıldığı merkeze işaret ederek, "Böyle muhteşem bir çatı altında, böyle bir muhteşem kültür sanat merkezinde ki İstanbul'un değil dünyanın önemli merkezlerinden bir tanesi. İnşallah ikincisini de bizim Ankara'daki külliyemiz de yapıyoruz, onu da önümüzdeki haftalarda, bir iki ay içerisinde inşallah açacağız. Tüm halkımızın, milletimizin emrine sunacağız." ifadelerini kullandı.

Birçok ilkleri içinde barındıran yarışmaya, 20 farklı ülkeden 500'ü aşkın başvuru yapılmasının dahi başlı başına projenin başarısını gösterdiğini dile getiren Erdoğan, amatör ve profesyonel sinemacıların "adalet ve merhamet" temalı böyle bir yarışma için harekete geçmiş olmalarının kendisini heyecanlandırdığını ve mutlu ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Açık konuşmak gerekirse sinema kendi medeniyet ve kültür dünyamıza uygun ürünler bakımından çok da verimli bir alan değildir. Elbette bir kısmı da burada olan kıymetli sinemacılarımız, büyük mücadeleler ve emeklerle ciddi ürünler ortaya çıkmasını sağlamışlardır ama sektörün büyüklüğü ve etki alanını dikkate aldığımızda, yapılanların yapılması gerekenlere göre çok az olduğunu görüyoruz. Sıkıntı burada. Son yıllarda bu doğrultuda birtakım ümit verici gelişmelere şahit oluyorsak da henüz arzu ettiğimiz seviyenin oldukça gerisindeyiz. Şimdi Kültür Bakanlığımız sinema dünyasıyla alakalı yine bir atağın, yeni bir hamlenin içerisinde. Temennim odur ki; inşallah bu geri kalmışlığımızı süratle başarır ve burada da dünya ile bir rekabetin içerisine girmiş oluruz."

- "Adaletsizlik ve merhametsizlik her tarafı sarmış durumda"

Kültür ve sanat alanında söz sahibi olmayan bir düşüncenin, bir mücadelenin kalıcı başarıyı yakalamasının oldukça güç olduğunu söyleyen Erdoğan, "Siyasi iktidar önemlidir, ekonomik iktidar önemlidir ama sosyal iktidarla taçlandırmadığınızda buralarda elde ettiğiniz başarıları sürdürülebilir kılamazsınız. Onun için kültür, onun için sanat çok çok önemli. Katıldığım bu tür programlarda ilgili arkadaşlarımızı eğitim, kültür, sanat konularındaki eksiklerimizi gidermemiz konusunda hep teşvik etmeye çalışıyorum." dedi.

Çekmeköy Belediyesinin bu projesiyle sinema alanında takdire şayan bir gayret ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, bu çabanın diğer belediyelere ve sivil toplum kuruluşlarına da örnek olması dileğinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatın her alanında adalete ve merhamete, ekmek kadar, su kadar, hava kadar ihtiyaç duyulan bir dönemden geçtiklerini vurguladı.

Dünyanın bir köşesinde masum insanlar katledilirken, dünyanın diğer tarafında milyarlarca kişinin yürekleri acıtan bir kayıtsızlık içinde kendi konforunu yükseltmenin peşinde koştuğuna dikkati çeken Erdoğan, "Zalim diktatörlerin, acımasız terör örgütlerinin tehdidinden kaçan biçare çocuklar ve kadınlar, karşılarında şefkatle açılmış kollar değil kapatılmış kapılar, duvarlarla örülmüş sınırlar buluyor." değerlendirmesini yaptı.

Afrika'da, Asya'da sayıları milyarı bulan insanların açlık tehdidi altında yaşarken, batıda obezliğin giderek bir sorun haline dönüştüğünün altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakın şunu söyleyeyim, bizim ülkemiz de şu anda obezlikte hatırı sayılır bir konuma gelmiş vaziyette. Bir obezlik tehdidi altındayız Türkiye olarak. Dünyamızın uzaydan çekilen görüntülerinde, geceleri belli bölgeler ışıl ışıl iken, diğer bazı bölgelerin derin bir karanlığa gömülü olduğu, net bir şekilde seçilebiliyor. Velhasıl, adaletsizlik ve merhametsizlik her tarafı sarmış durumda. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Hemen yanı başımızdaki Suriye'de 6 yıldır yaşananlar karşısında, insanlık çok kötü bir sınav vermiştir. Türkiye gönlünü ve sınırlarını mazlumlara ve mağdurlara açarken, üç maymunu oynayanlar, konu kendileri olunca ilk iş kapıları kapattılar. İşte bunlarda merhamet yok, işte bunlarda adalet yok. Bunlarda diktatörlük var, bunlarda zulüm var. Biz meseleyi kaynağında çözmeyi, Suriye'de güvenli bölge oluşturarak, insanları göç etmeye zorlayan sebepleri ortadan kaldırmayı teklif ettiğimiz halde meseleyi ısrarla başka yönlere çekmeyi sürdürdüler. Suriye'de DAİŞ terör örgütüyle mücadele ettiğini söyleyenlerin hiçbiri, ne bizim kadar örgüte zaiyat verdirmişlerdir, ne de bizim kadar bedel ödemişlerdir. Bir yandan canlı bombalarla diğer yandan Kilis'e yönelik saldırılarla canımızı yakan bu örgüte karşı mücadelemizde bizi yalnız bıraktılar."

- "Bu çarpıklığa karşı itirazımızı da dile getiriyoruz"

"Ankara ve İstanbul'da patlayan bombalara verilen tepkilerle, Paris'te ve Brüksel'de yapılan eylemlere verilen tepkiler arasındaki fark, adaletsizliğin somutlaşmış halinden başka bir şey değildir" diyen Erdoğan, Türkiye'nin 3 milyon göçmeni topraklarında barındırırken, 300 bin göçmene tahammül edememenin merhametsizlik olduğunu dile getirdi.

Uluslararası kuruluşların yapısı ve işleyişinin adaletsizliği derinleştiren, merhametsizliği ödüllendiren bir pratiğe sahip olduğunu aktaran Erdoğan, "Biz 'dünya 5'ten büyüktür' derken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yapısı nezdinde işte bu çarpıklığa karşı itirazımızı da dile getiriyoruz. Adalet var mı? Yok. 5 tane daimi üye, dünyanın kaderini belirliyor. Adaletsizlik, bir defa orada tamamıyla pekişmiş vaziyette. İşlerine geliyor mu? Gelmiyor. Ne diyoruz biz. Dünyada şu anda 195-196 ülke BM Genel Kurulunun üyesi mi? Üyesi. Gelin bunların tamamını 15-15 mi? Yaparız. 20-20 mi? Yaparız. BM Güvenlik Konseyinin üyesi olsunlar. Dönerli olarak her kıtadan, her dinden BM Güvenlik Konseyinde üyeler olsun. Kabul etmiyorlar." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazreti Ömer'in "El adlü esasül mülk" dediğini aktararak, "Mülkün esası, temeli adalettir. Bazıları bunu mal mülk anlamında anlıyor. Aslı o değil. Oradaki mülk ifadesi devlettir. Yani devletin esası adalettir, temeli adalettir. Eğer adalet yoksa o devletin ayakta durması mümkün değildir. Onun için adalet üzerine kurulu bir devlet... İşte hedef bu olmalı." dedi.

Zorlu Performans Sanatları Merkezinde yapılan Cekmekoy Belediyesi "Merhamet ve Adalet" konulu kısa film yarısması gala gecesi ve ödul toreninde konuşan Erdoğan, şu anda sadece Avrupa, Asya ve Amerika'nın parsellediği bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Din olarak sadece Hristiyanların oluşturduğu bir konsey var. 1,7 milyon Müslüman'ın olduğu bu dünyada orada hiçbir Müslüman ülke yok. 'Efendim olur mu geçici konsey üyelerinin içinde var ya.' Onların hiçbirinin orada taktir yetkisi yok ki. Onların belirleyiciliği yok ki. Kimi aldatıyorsunuz, kimi oynatıyorsunuz? Ama biz bunu seslendirmeye devam edeceğiz. Seslendirmeden bu iş olmaz. Söyleye söyleye, konuşa konuşa, anlata anlata er veya geç 5 ülkenin dışındaki 190 ülkenin de orada temsili sağlayacağız, sağlamamız lazım." diye konuştu.

Şu anda Suriye'de 5 daimi üyenin bir tanesi "hayır" diyorsa orada herhangi bir adım atılamayacağını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Böyle bir adalet olur mu? Siz böyle bir güvenlik konseyinden adaleti nasıl beklersiniz? Kendimizi niye aldatıyoruz? Hazreti Ömer (El adlü esasül mülk) diyor. Mülkün esası, temeli adalettir. Bazıları bunu mal-mülk anlamında anlıyor. Aslı o değil. Oradaki mülk ifadesi devlettir. Yani devletin esası adalettir, temeli adalettir. Eğer adalet yoksa o devletin ayakta durması mümkün değildir. Onun için adalet üzerine kurulu bir devlet... İşte hedef bu olmalı. Mazlumların ahı pahasına kendilerine güvenli ve refah içinde bir gelecek kurmaya çalışanların abad olması mümkün değildir. Bu çarpık düzen eninde sonunda çökecektir. İşte o gün, bugün kendi çıkarları için her türlü haksızlığa göz yumanlar, kendileri de adalete ve merhamete muhtaç hale geleceklerdir. Biz insanlık böyle bir felakete maruz kalmadan harekete geçilmesini, adım atılmasını istiyoruz. Çağrımız da çırpınışımız da bunun içindir."

- "Gayemiz bu tehlikeli gidişatı değiştirmek"

Erdoğan, bu kısa film yarışmasındaki eserlerde ifade edilmeye çalışıldığı gibi, insanlığın vicdanında adalet ve merhamet ışığının bir an önce yanmasını temenni ettiğini belirtti.

Dünyanın sadece binaların daha büyüğü, teknolojinin daha hızlısı, kazancın daha çoğu, eğlencenin daha koyusu peşinde koşulacak bir yer olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Sadece güçlünün, zenginin, silahı çok olanın sözünün geçtiği bir dünya hiç kimse için güvenli bir yer olamaz. Türkiye olarak kendimiz, dostlarımız ve tüm insanlık için daha iyi bir dünyanın inşasına katkıda bulunma, hatta öncülük etme sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda dünyada geri kalmış ülkelere yardım konusunda ilk üç sırada Amerika, Türkiye ve İngiltere'nin olduğunu aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Milli gelire oranla baktığımız zaman birinci sırada hangi ülke var biliyor musunuz? Türkiye. Çünkü Batı'da, dünyada milli geliri bizim çok çok üstümüzde olan ülkeler, bizim şu anda geri kalmış ülkelere verdiğimiz desteği vermiyor. Veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Veren el alan elden üstündür, biz buna inanarak yola çıktık. Şarkın sevgili kumandanı Selahaddin Eyyubi gibi evet, zaferle değil, seferle mükellef olduğumuz, inancıyla bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Biz ülkemizi diğer insanlara tahakküm için büyütmeye, güçlendirmeye, geliştirmeye çalışmıyoruz. Gayemiz insanoğlunun istikbalini tehdit edecek düzeye ulaşan bu tehlikeli gidişatı değiştirmek, mazlumların ve mağdurların umut kapısı haline gelebilmektir."

- "Biz 2023 hedeflerimizi birer birer hayata geçirmeye çalışıyoruz"

Dünyanın dört bir yanına yaptıkları ziyaretlerde gördükleri bir gerçeğin olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bizim medeniyetimizden, ecdadımızdan başka kim diğer coğrafyalara gitmiş, diğer hayat alanlarına el atmışsa geride sömürüden, zulümden, acıdan başka bir şey bırakmamıştır. Sadece biz yüzlerce yıl boyunca yönettiğimiz topraklarda hayırla yad edileceğimiz güzel hatıralar bırakmışız. Eserlerle, camilerimizle, kervan saraylarımızla, köprülerimizle, okullarımızla... Bunu başka yapan hiçbir ülke yok." diye konuştu.

Erdoğan, bugün Osmanlı Devletinin hakimiyeti ve himayesi altında olan topraklarda 64 ayrı devlet bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Hiçbirinde de sömürünün, zulmün, baskının izini göremezsiniz. Bunlara dair şikayet işitemezsiniz. Tam aksine orada merhameti görürsünüz, adaleti görürsünüz ve bu konuşulur. İslam'ın dünyaya yayılması kılıç zorundan ziyade tebliğ yoluyla olmuştur. İşte böyle bir müktesebatla insanlığın geleceğinde daha aktif bir rol oynamak istiyoruz. Onun için sinema, kültür, sanat çok büyük önem arz ediyor. Bu konuda en büyük görev evet, bu alanda faaliyet gösteren dostlarımıza, arkadaşlarımıza düşüyor. Yeni Türkiye'nin inşasını bunun yanında da gençlerimizle birlikte yapacağımıza inanıyoruz. Biz 2023 hedeflerimizi birer birer hayata geçirmeye çalışıyoruz ama unutmayalım ki 2053 ve 2071 vizyonlarımızın sahibi, bugünün gençleri ve onlardan sonra gelen nesillerdir. İşte bu nesil, Asım'ın nesli olacaktır. Ne diyor Mehmet Akif, 'Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek / İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek / Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar / O rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar / Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor / Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor."

Yarışmanın hayırlı olmasını diyen Erdoğan, konuşmasını "Adaletin ve merhametin hakim olduğu bir dünyada hep birlikte, çok daha sevgi dolu geleceği paylaşmak üzere hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum." ifadeleriyle tamamladı.

- Notlar

Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu da katıldı.

Törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile annesi Tenzile Erdoğan'ın fotoğraflarının yer aldığı bir video gösterildi.

Bu arada, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a üzerinde Hazreti Muhammed'in adının "Kufi" tarzda yazıldığı bir tablo hediye etti.

Etkinliğe katkıda bulunan iş adamlarına teşekkür plaketi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmada birinci Nafiseh Sadat, ikinci Serdal Altun ile üçüncü Selman Nacar'a da ödüllerini verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber