Hayvancılık ve bitkisel üretimde, ufukta bir gelişme var mı?

Tarımda sistemleşmenin temel unsurları olan bitkisel üretim, hayvancılık, tarımsal örgütlenme, tarımsal eğitim ve tarımsal bürokrasi doğru analiz ediliyor mu? Bu alanların uygulamadaki karşılıkları doğru kavranmadan tarımda sürekli üreten olunabilir mi?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 02 Ocak 2020 11:49, Son Güncelleme : 02 Ocak 2020 12:07
Hayvancılık ve bitkisel üretimde, ufukta bir gelişme var mı?

Tarımda üretimi artırmanın yolu

2019 yılının sonu, 2020 yılının başı itibarı ile tarımda sürekli ve kalıcı manada üreten olmanın yolunu bulabilmiş değiliz.

Tarımda sürekli ve kendine yeter manada üreten olmak için öncelikle bitkisel üretimi, hayvancılığı, tarımsal örgütlenmeyi, tarımsal eğitimi ve tarımsal bürokrasiyi gündemimize almamız ve uygulamadaki karşılıklarını, diğer bağlantıları ile birlikte doğru belirlememiz gerekmektedir.

Temel çıkış noktamız bitkisel ve hayvansal üretimi sürekli ve kalıcı bir şekilde artırmak. Bunun için, bitkisel üretimde en önemli unsur tohum ve tohumluk, hayvancılıkta ise kaliteli, uyumlu ırk ve beslenmedir. Bunların yanında diğer bir unsur üretimden pazara tarımsal örgütlenmedir. Ayrıca önemli bir konu olarak da tarımsal eğitimi ele almak gerekmektedir. Bütün bunları kapsamı içine alan tarım bürokrasisinden de bahsetmek zorundayız.

Hayvancılıkta ufukta bir gelişme görünmemektedir

Nedenleri ve öneriler;

- Hayvancılıkta meralar ve doğal otlatma alanları ile ilgili sorunlar hala çözülememiştir. Ayrıca kaliteli yerli hayvan ırkı geliştirme çalışmaları yeterince yapılmamaktadır.

- Hayvansal beslenme için önemli olan yem bitkileri araştırmaları ile hayvancılık araştırmaları ve projeleri birlikte yürütülmemektedir.

- Meralar ve mera niteliği olan alanlar betona ve çevresel felaketlere hala kurban edilmektedir.

- Orman alanlarından otlatmada yeterince faydalanılamamaktadır.

- Hayvan bakım ve masraflarını azaltıcı çalışmalar yetersizdir.

- Hayvancılıkta bölgesel pilot uygulamalar sonuçları daha net olarak görülmeden neden işlevsiz hale getirilmiştir? Her yönetim değişikliği öncekini neden iptal eder?

- Meraları koruma ve değerlendirme kararlılıkla sürdürülmelidir.

- Yerli hayvan ırkı ıslahına daha fazla kaynak ayrılmalıdır.

- Yem bitkileri ve hayvancılık araştırmaları ortak projelerle yürütülmelidir.

Bitkisel üretimin temeli olan tohum ve tohumculukta şu an uygulanan yöntemlerle bundan daha ileri gitmek mümkün değildir

Nedenleri ve öneriler;

- Sertifikalı tohum üretiminde yetki verme usulü, kontrol ve takip sistemi çok yetersizdir. Ülkesel verim düşüklüğünün bir nedeni de budur.

- Hala her üç ayda bir tescil edilen 250-300 bitki çeşidinin %80'den fazlası yabancı çeşittir. Ülkemizde üretilen bitkisel ürünler de bu çeşitlerden elde edilmektedir.

- Tohumda tarımsal örgütlenme çiftçi ve üretici endeksli değil bürokrasi ve rant endekslidir.

- Tohumculukta Konya'ya sıkışıp kalınmıştır, yeni bölgesel alternatifler yeterince geliştirilmemektedir.

- Yerli çeşitlerin verim ve kalitesi yabancı çeşitlerle kıyaslandığında hala istenen seviyede değildir.

- Bu konuda ülkemiz bitki ıslahçılarının (buğday bitkisi hariç) önü mevzuatla tıkanmaktadır. Ayrımcı ve tıkayıcı maddeler değiştirilmelidir.

- Yabancı menşeli çeşitlerin ağırlıklı olduğu tohumlara (özellikle patates, şeker pancarı, çim bitkisi tohumu ve birçok sebze tohumlukları gibi) yerli alternatifler geliştirilip üretimde öne çıkarılmalıdır. Bu alanda planlamalar yetersizdir.

- Bazı kritik bitkilerde (yem bitkileri, endüstri bitkileri, çim bitkileri, tıbbi bitkiler) çalışan araştırmacılar en az buğday bitkisinde çalışanlar kadar desteklenmelidir.

- Popülist törenler ve sunumlar yerine daha gerçekçi ve sonuç odaklı tohumculuk projeleri yapılmalı ve desteklenmelidir. Kaynaklar doğru değerlendirilmemektedir.

- Tohumculuk müstakil bir Genel Müdürlük şeklinde yeniden organize edilmelidir.

- Tohumcu birliklerin, Bakanlıktan daha etkin bir şekilde, Bakanlık tohum politikalarına müdahil olmalarına ve yönlendirmelerine izin verilmemelidir. Taassup ve grupsal tutuculuktan vazgeçilmelidir.

- Aynı alanda çalışan devlet kurumları eşgüdümle çalışmalıdır.

Tarım bürokrasisinde isteksizlik ve taassup üretimi düşürmektedir

Bürokraside ziraat dışından gelenlerin ve konu dışı atamaların tarımı daha iyiye götürmediği artık görülmelidir. Konu dışı alandan gelen bürokrasi çoğunlukla popülist uygulamalara önem vermekte ve konuların asıl önemli olan kısmını görememektedir. Tavan'ın tabandan haberi yoktur. Konuları derinlemesine anlamayan, politika üretemeyen, çiftçi ve üreticiyle güçlü iletişim kuramayan tarım bürokrasisi, çiftçiler ve üreticilerce, mecburiyetin dışında, çok da tutulmayan birlik ve oda temsilcileri ile bu bağı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu bağ çiftçiye ve üreticiye uzanan bir bağ değildir.

Tarımın yol alamamasında en önemli etkenler arasında isteksizlik ve taassup gelmektedir. İsteksizliğin nedeni sadece bulunduğu konumu koruma refleksi değil aynı zamanda tarımsal manada yetişmemişliktir. Tarımdaki taassup iki türlü vuku bulmaktadır; birincisi yıllardır tarıma hakim olan anlayışın biriktirdiği ve kim gelirse gelsin Bermuda Şeytan Üçgeni gibi geleni içine çeken bir yapının hala bozulmamış olması, ikincisi ise göreve gelen üst yetkilinin, ne isterse onu yapacak özellikte olan, ehven insanları tercih etmesidir. Bu iki taassup, kendi konumunu koruma refleksinden kaynaklanan isteksizlikle birleşince tarımsal fikri yapı oluşmadığı gibi üretken bir tarım yerine içgüdüsel bir tarım anlayışı ve yaşayışı oluşmaktadır. Bu durumdaki tarım bürokrasisinin tarımı iyi bir geleceğe taşıması mümkün görülmemektedir. Bu konunun analizi iyi yapılmalı, doğru yön ve yönteme yönelmek için bu taassuplardan kurtulunmalı, mesleki bilgi, etik kurallar ve eğitim lafta kalmamalıdır.

Tarımsal eğitim; uygulama ve istihdamı tamamlayıcı nitelikte sistemleştirilmelidir

Akademik çalışma yapmak isteyenlerin önü açılmalı, teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Bürokratlar bu konudaki komplekslerini ve kaprislerini yenmelidir. Tarımsal araştırma ve projeler gerçek niteliğine uygun ortamlarda ve objektif değerlendirmelere tabi tutularak ele alınmalı, kimse ötekileştirilmemelidir. Tarımda idari kısımları geçtik bazı teknik kısımlarda da, birkaç aylık paravan kursların ardından ziraat mühendisinin yaptığı işi yapan iktisatçı, işletmeci hatta mimar bile görmek mümkün. Ancak bunların kişisel kazanımları bir yana tarımsal istatistiklere yansımasının pek iç açıcı olmadığı görmezlikten gelinmemelidir.

Bütün bu tespitler zaman zaman bazı projelerde, nadirde olsa bazı çalıştaylarda, politika belirleme çalışmalarında, bakanlık programlarında gündem edilmekte ancak saman alevi gibi parlayıp unutulmaktadır. Amaç; sürekli bir şekilde tarımın sistemleşmesinin en önemli unsurları olan bitkisel üretim, hayvancılık, tarımsal örgütlenme, tarımsal eğitim ve tarımsal bürokrasi alanlarında derinlemesine analizler yapılması, gündeme alınması ve uygulamadaki karşılıklarının diğer bağlantıları ile birlikte doğru tespit edilmesi olmalıdır. Daha dün Tarım Şurasında popülist bir şekilde alınan kararlar bugün tozlanacak raflarda unutulmaya bırakılmıştır. Neden? Çünkü sahadaki karşılığı gerçekçi bir şekilde ele alınmadığından. Sorumluluklarını güncel yetkilendirme ile sınırlı tutanlar yanıldıklarını hep görevden düşünce anlamaktadırlar. Elde kalan ise amaçsız yüzlerce bürokrat eskisi. Yazık!

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber