İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Meclis ile Turizm Bakanlığının 2021 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda

AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan:- "Bu Meclis darbelerle yüzleşen, darbeleri sorgulayan, darbelerle hesaplaşan; iradesine, işleyişine, ruhuna yönelik her türlü saldırıya göğüs geren, millet iradesini namusu bilerek koruyup kollayan bir Meclis'tir"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Aralık 2020 14:39, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58
Meclis ile Turizm Bakanlığının 2021 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda

AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, "Bu Meclis darbelerle yüzleşen, darbeleri sorgulayan, darbelerle hesaplaşan; iradesine, işleyişine, ruhuna yönelik her türlü saldırıya göğüs geren, millet iradesini namusu bilerek koruyup kollayan bir Meclis'tir." dedi.

AK Parti milletvekilleri, Meclis Genel Kurulunda görüşülen TBMM, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, RTÜK, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ile Kapadokya Alan Başkanlığının 2021 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.

AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, bu yıl TBMM'nin kuruluşunun 100. yıl dönümünü olduğunu anımsatarak, "Bizim Meclisimiz herhangi bir meclis değildir. Burası İstiklal Harbi'ni bizzat yönetmiş gazi Meclis'tir. İstiklaline ve istikbaline sahip çıkan bir milletin evidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Meclis'tir." ifadesini kullandı.

Yüz yıllık süreçte zaman zaman Meclis'in iradesinin ortadan kaldırıldığını, milli iradenin kesintiye uğratıldığını, hakimiyeti milliye ve siyasi iktidarların baskı altına alınmak istendiğini belirten Turan, bugün millet iradesini, demokrasiyi en güçlü şekilde savunan bir yapıya kavuşturulduğunu dile getirdi.

Turan, Meclis'in darbelerle yüzleşen, darbeleri sorgulayan, darbelerle hesaplaşan, iradesine, işleyişine, ruhuna yönelik her türlü saldırıya göğüs geren, millet iradesini namusu bilerek koruyup kollayan bir Meclis olduğunu söyledi.

Gücünü milletten alan, millet kadar güçlü olan Meclis'in, yürütme ve yargı erkleriyle birlikte yüz yıl önce olduğu gibi bugün de tam istiklal ve aydınlık istikballerinin teminatı olduğunu vurgulayan Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TBMM nasıl İstiklal Harbi'nin en zor şartlarında bir karargah ve komuta merkezi olmuşsa 15 Temmuz hain darbe girişiminde, başta Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, dönemin Meclis Başkanı ve siyasi partilerimizin temsilcileriyle, milletvekillerimizle ve milletimizle birlikte hainlere karşı direnişimizin de merkezi olmuştur. O karanlık gecede, ışıkları hiç sönmemiş, milletimizin sesi ve soluğu olmuş, tüm Türkiye'yi aydınlatmıştır. 15 Temmuz gecesi bu Meclis'in ortaya koyduğu cesur ve kararlı duruş dünya demokrasi tarihine geçmiştir. Siyaset kurumuna, milli iradeye yapılan her demokrasi dışı müdahalenin, ülkemize ve milletimize dünya ülkeleriyle rekabette ne kadar kıymetli zamanları kaybettirdiğini, ne kadar ağır bedeller ödettiğini hepimiz biliyoruz. Bu gerçeğe rağmen hala birtakım çevrelerin başka yerlerden demokrasi ve iktidar talepleri, milli iradeyi ve Meclisimizi devre dışı bırakmak isteyen köleleşmiş ruhların varlığına işaret etmektedir.

Siyaseti ve siyasetçileri hedef göstermek ancak siyaset dışı güçlere kapı aralamak isteyen darbeci, cuntacı yönetimlere özlem duyan çevrelerin işidir. Siyaseti devre dışı bırakacak, siyaseti toplum nezdinde itibarsızlaştırıp belirli çevrelere alan açma niyetleri beyhude bir çabadan ibarettir. TBMM'nin itibarı ülkemizin itibarıdır. Çünkü TBMM demek millet demektir. TBMM'nin ihtiramına halel geldikten sonra geriye demokrasimiz ve sistemimiz adına bir şey kalmaz."

Turan, TBMM'nin, Türkiye'nin vitrini bir kurum olması nedeniyle bünyesindeki sosyal tesislerin sorunsuz, tartışmaya yer vermeyecek şekilde şeffaf ve kaliteli hizmet vermesinin önemine işaret etti.

- "Kamu Denetçiliği Kurumu 8 yıldan beri başarılı şekilde faaliyetini sürdürüyor"

AK Parti Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı, Kamu Denetçiliği Kurumunun, halkın yanında, onun adına idarenin her işlemini sorgulayabilen, her türlü bilgi ve belgeye ulaşarak, idarenin iyi yönetim ilkelerine uygun işlemesini sağlamaya yardımcı bir kurum niteliğinde olduğunu ifade etti.

Dünyada 140'ın üzerinde ülkede ulusal, bölgesel veya yerel düzeyde kamu denetçiliği kurumu veya ombudsmanlık bulunduğunu belirten Subaşı, Türkiye'de Kamu Denetçiliği Kurumunun 8 yıldan beri başarılı bir şekilde faaliyetini sürdürdüğünü anlattı.

Subaşı, 1 Aralık tarihi itibarıyla, 8 yıl içinde 168 bin 793 başvuru alındığını, başvuruların büyük oranda altı aylık yasal süreler içerisinde sonuçlandırıldığını vurgulayarak "Bu kararlar ile devletimiz ve vatandaşlarımız arasında sıcak, samimi bir iletişim köprüsü kurulmuş, çok sayıda vatandaşımızın mağduriyeti giderilmiştir." dedi.

-"Bu paylaşımın amacı, eski vesayetçi yapıya bir özlemdir"

Anayasa Mahkemesi bütçesi üzerinde söz alan AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan, "Anayasa mahkemeleri dünyanın birçok ülkesinde değişik isimler altında demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerler temelinde görev yaparken geçmiş yıllarda, maalesef, ülkemizde milli iradeye müdahale niteliğinde kararlar vermiştir. 367 kararı, 411 oyla kabul edilen başörtüsü düzenlemesinin iptal kararı, hafızalardan silinmemiştir. Verilen bu kabil kararlar Türkiye'nin derin, sosyal ve ekonomik krizlere girmesine sebep olmuştur. Anayasa Mahkemesini tartışmaların odağı haline getirmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Arslan, yaptıkları anayasa değişiklikleriyle, Anayasa Mahkemesinin asli görevine döndüğünü, günlük siyasi tartışmaların dışına çıktığını dile getirdi.

Anayasa'da 2010'da yapılan değişiklikle hukuk sistemine, "bireysel başvuru" usulü getirildiğini anımsatan Arslan, bu yolla Anayasa Mahkemesinin, sadece normların Anayasa'ya uygunluğunu denetleyen bir kurum olmaktan çıktığını, vatandaşların karşılaştığı hukuk ihlallerini, yasal yolların tüketilmesinin ardından doğrundan ele alarak topluma dokunan bir yargı organı haline geldiğini belirtti. Arslan, "Burada önemle vurgulanması ve dikkat edilmesi gereken husus şudur: Anayasa Mahkemesine verilen yetki, yüksek mahkemeler dahil mahkeme kararlarına yönelik bir denetim mekanizması değildir. Anayasa Mahkemesinin kendisini süper temyiz mahkemesinin yerine koyarak yerindelik denetimi yapması, Anayasa ve yasalarla çizilen sınırların dışına çıkması kabul edilemez." diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin, geçtiğimiz günlerde bir üyesinin sosyal medya paylaşımıyla yine gündeme geldiğine dikkati çeken Arslan, "darbe severleri heyecanlandıran, sevindiren bu paylaşımın amacının, eski vesayetçi yapıya bir özlem ve kasıtlı bir göndermeden başka bir şey olmadığını" ifade etti. Arslan, Türkiye'nin demokrasiyi korumakla görevli kurumlarının görevinin başında olduğunun unutulmamasını istedi.

-"Sayıştay, denetimleri uluslararası denetim standartlarına uygun şekilde yapıyor"

AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, Sayıştayın temellerinin, Divan-ı Muhasebat ile atıldığını, Cumhuriyetin kurulmasıyla devlet yapısında 1924, 1961 ve 1982 anayasalarına dahil edildiğini anlattı.

Yel, Sayıştayın, Anayasa ve yasalarla kendisine verilen görev, yetki ve sorumluluklarını, sürekli gelişim anlayışı içerisinde, dünyadaki gelişmeleri de izleyerek, en etkin şekilde yürüttüğünü vurguladı.

Sayıştayın, Meclis adına yaptığı denetimleri dürüst, ön yargıdan uzak, tarafsız bir biçimde, uluslararası denetim standartlarına uygun şekilde planlayıp yürüttüğünün altını çizen Yel, kamu yönetiminin saydamlığına ve hesap verebilirliğine katkı sağlamayı hedeflediğini söyledi.

Yel, Sayıştayın, her zaman Türkiye'nin en gözde ve en çok tercih edilen kamu kurumlarından biri olduğunu, bu geleneğin son yıllarda da devam ettiğini belirterek "Sayıştayın yetkin ve nitelikli insan kaynağı, görev ve sorumluluklarının en doğru ve etkin biçimde yerine getirilmesinde kilit öneme sahiptir." dedi.

-"Dünyanın 7 kıtasından, her ülkeden ülkemize turist gelmiş"

Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse, bakanlığın, Türkiye'nin evrensel kültür, sanat ve turizm değerlerinin korunmasını sağlayarak yaşatmak, tanıtmak, toplumsal bilincin oluşmasında bilgi erişimini kolaylaştırmak ve ülkenin tüm dünya turizminden alacağı payı artırmak için var gücüyle çalıştığını ifade etti.

Türkiye'nin son yıllarda turizm sektöründe sergilediği büyümenin devam ettiğinin altını çizen Köse, 2002'de Türkiye'yi 13,3 milyon turist ziyaret ederken, bu sayının 2018'de 46 milyon, 2019'da 52 milyona çıktığını aktardı. Köse, Türkiye'nin, gelen turist sayısı açısından dünyada 6'ncı, turizm geliri açısından da 13'üncü sıraya yükseldiğini söyledi.

Köse, "Dünyanın 7 kıtasından, her ülkeden ülkemize turist gelmiş. Turizm altyapınız iyi olmasa, son derece modern tesisleriniz, güler yüzlü hizmetiniz olmasa, ülkenizde huzur, güven, emniyet olmasa Türkiye birilerinin iddia ettiği gibi herkesle kavgalı olsa bu kadar insan dünyanın her köşesinden kalkıp ülkenize gelir mi? Semtinize bile uğramaz kimse." diye konuştu.

- "RTÜK, haksız ithamlarla hedefe konuluyor"

AK Parti İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca, halen lisanslama çalışmaları devam eden internet üzerinden isteğe bağlı yayıncılık platformları dışında mevcutta, Türkiye'de 1.722 radyo ve televizyon yayını bulunduğunu, uydu ve kablo platform işletmelerinin abone sayılarının ise yaklaşık 7,1 milyon olduğunu bildirdi.

Sektörün bugün itibarıyla RTÜK'e beyan ettikleri brüt ticari iletişim gelirlerinin 3 milyar 355 milyon olduğuna dikkati çeken Kaynarca, "Üst Kurulun yayın lisans ücretleri, frekans kullanımı gibi birçok geliri var ama biz yasal düzenlemelerle bu oranlarda indirim yaptığımız için önceki dönemlerde artan gelir fazlasını genel bütçeye aktaran RTÜK, bu dönemden itibaren artık hazine yardımı alıyor." dedi.

Kaynarca, RTÜK'ün, bu dönemde uluslararası yayıncıları Türkiye'ye getirecek çalışmalara da imza attığını belirterek, "Aralarında Netflix, Amazon gibi büyük yayın kuruluşlarının da olduğu dünyada önde gelen uluslararası seç-izle platformları tek tek ülkemize gelerek yayın lisanslarını aldılar. Aslında önceden de varlardı ama tek kuruş vergi ödemiyorlardı, hukuki sorumlulukları yoktu ve muhatap da yoktu. Ama bugün başarılı bir çalışmayla hepsi Türkiye'ye temsilcilerini atadılar, şirketlerini kurdular. Bir kısmı lisanslarını aldı, bir kısmının da süreci devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

RTÜK'ün düzenleyeceği Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'na değinen Kaynarca, RTÜK'ün, paydaşlarıyla birlikte üniversiteden kuruluşlara, tüm dünyaya İslam karşıtlığının medyadaki yansımalarını açık bir dille anlatacağını söyledi.

Yasal yetkilerini kullanan RTÜK'ün, haksız ithamlarla hedefe konulduğunu vurgulayan Kaynarca, "Üst kurul, milli ve manevi değerlerimizi gözeterek yayıncılık alanını düzenliyor ve denetliyor. Özellikle de çocuklarımız, gençlerimizin zararlı yayın içeriklerinden korunması için azami gayret gösteriyor. Bu kurumun yıpratılmasının istenmesi, hedefe konulmak istenmesi asla kabul edilemez. Asıl konuşulması gerekense kahraman ordumuza hakaret eden, ağza alınmayacak sözleri sarf edenlerdir. Asıl, yayında kahraman ordumuza 'satılmış' diyen, karşısında susanlar bugün konuşuyor ya... Aslında asıl mesele RTÜK'ün verdiği ceza değildir, ordumuza yapılan hakarettir." ifadelerini kullandı.

AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün, salgın şartlarının getirdiği zorluklara rağmen yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Kovid-19 salgınıyla mücadele sürecinde sahne sanatlarına yönelik destek ve projelerin devam ettiğini anlatan Kan, "İstanbul'da yeniden inşası devam etmekte olan Atatürk Kültür Merkezimiz birçok farklı özelliğiyle ülkemiz için sanat ve kültür açısından medarıiftihar vesilesi olacaktır." diye konuştu.

AK Parti Elazığ Milletvekili Sermin Balık, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, el yazma eserlerin, milletin yüzlerce yılda biriktirdiği bilgi, birikim ve değerleri oluşturduğunu, geçmişe yönelik hafızanın en önemli kayıtlarından birini oluşturduğunu söyledi.

Türkiye'de ilk defa Kitap Şifahanesi açıldığına işaret eden Balık, burada, Türkiye'de bulunan ve dünyanın pek çok yerinden eserlerin onarımı ve restorasyonunun gerçekleştiğini anımsattı.

Balık, 2013-2020 yılları arasında 1.406 adet yazma, 530 adet nadir matbu eserin bakım ve onarımının tamamlandığı, 2021 yılında da 220 eserin daha restorasyonunun yapılmasının planlandığı bilgisini verdi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, tarihe iz bırakan ender ve büyük milletlerden biri olan Türk milletinin, bugün de Vakıflar Genel Müdürlüğü aracılığıyla insanlığa hizmet yarışında rolünün büyük olduğunu ifade etti.

Ataş, "Kuralsız savaşların getirdiği acı tablolara rağmen bugün Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün tarihimizden bize sirayet eden eserlerin hem yurt içinde hem de yurt dışında muhafazası ve ihyası için yoğun bir çaba içerisinde olduğunu müşahede etmekteyiz. 2002 yılı itibarıyla 9 bin 483 olan tarihi eser sayımız bugün 19 bin 500'e ulaşmıştır. Bu rakam bile Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün son yıllar itibarıyla nasıl bir gayret içerisinde olduğunu göstermeye yeterlidir." değerlendirmesinde bulundu.

Vakıflar Genel Müdürlüğünden muhtaç aylığı alanların sayısının 2020 yılı itibarıyla 4 bin 564 kişiye ulaştığını bildiren Ataş, 20 bin 359 ailenin kuru gıda ve sıcak yemek hizmetinden yararlandığını söyledi. Ataş, "Vakıflar Genel Müdürlüğümüz sunduğu hizmetler esnasında hiç kimseyi ötekileştirmeden, farklılıkları gözetmeksizin, görüş ve düşünce ayrılıkları olmaksızın birlikte yaşama, paylaşma kültürüyle hareket etmektedir." diye konuştu.

AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, TİKA'nın, SSCB'nin dağılmasıyla Kafkaslar ve Balkanlardaki soydaşlarla, Türk dünyası ile diyalog kurmak, kültürel ve eğitim bazlı gelişmeleri sağlamak için kurulduğunu anımsattı.

TİKA'nın, yaklaşık 170 ülkede faaliyet gösteren yardımsever Türk kuruluşu olduğunu dile getiren Erdoğan, ilk kurulduğunda Dışişleri Bakanlığına, 1999'da Başkanlığa bağlı olan TİKA'nın, şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde faaliyet yürüttüğünü söyledi.

Erdoğan, "Emperyal ülkelerin aksine Türkiye 170 ülkeye, o bölgenin coğrafyasının insanlarının ihtiyaçları noktasında yardımlar, destekler götürüp, oranın insanlarına sahip çıktı." ifadesini kullandı.

- Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

AK Parti İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya, Türk milletine, Türk kültürüne ve Türk diline hizmet eden kurumların başında gelen Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının, kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı hizmetler, faaliyet ve organizasyonlarla köklü medeniyetlerinin mirasını yaşatmayı kendisine hedef edindiğine dikkati çekti.

Yaklaşık 60 yıl önce başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmeye başlayan vatandaşların, bugün dünya çapında 7 milyon kişilik bir diaspora topluluğu oluşturduğuna işaret eden Sırakaya, şöyle devam etti:

"Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, yurt dışında yaşayan insanlarımızın yaşadıkları ülkelerdeki hak ihlallerini gündemde tutarken vatandaşlarımızın yaşadıkları ülkelerde tüm sosyal ve siyasi alanlarda aktif olmalarını desteklemektedir. Genç kuşakların kültürel kimliklerinin korunmasında önemli görevler ifa eden başkanlık, aynı zamanda insanımızın Türkiye ile olan aidiyet bilincini diri tutmak için güzel faaliyetlere imza atmaktadır."

Başkanlığın ana dil hakimiyeti, ana vatana eğitim ve kültür gezileri, sivil toplumda profesyonelleşme, raporlama, takip ve vatandaş buluşmaları gibi destek ve proje bazlı programlarda kendini gösterdiğini dile getiren Sırakaya, vatandaş diasporası hususunda on yılda Türkiye'ye önemli katkılar sunulduğunu söyledi.

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Halil Özşavlı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun dört kurumdan oluştuğunu, bunların, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu olduğunu anımsattı.

Özşavlı, Türk dili, tarihi ve kültürüne ilişkin destek ve katılımların artırılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini, bu çerçevede birçok kurumla protokol imzalandığını kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber