Bir aylık pazar masrafı bir kutu gıda takviyesine verilir mi?

Gıda takviyesine ilgi neden bu kadar arttı? Gıda takviyesi peynir ekmek gibi bir şey mi? Bilinçli beslenme profili neden oluşmuyor? Tarımsal üretimde kalite ikinci planda mı?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 08 Şubat 2021 10:16, Son Güncelleme : 08 Şubat 2021 10:17
Bir aylık pazar masrafı bir kutu gıda takviyesine verilir mi?

Gıda takviyesine ilgi neden bu kadar arttı?

Yeterince beslenemediğini düşünen, son dönemlerde Pandemi ve birçok hastalıkla muhatap olan insanımız canhıraş bir şekilde gıda takviyesine yüklenmektedir. Sağlıkçıların ve konu uzmanlarının beslenme konusunda sözünü dinlemeyen ya da yeterli bulmayan ya da ulaşamayan insanımız, reklamlarla şişirilen gıda takviyesi sektörüne teslim olmuş durumdadır. Kaliteli gıdaya ulaşmada zorlanan veya pazardan aldığı gıdaların besleyiciliğinin yeterli olmadığını düşünen insanımız, sağlıklı beslenme konusunda konu uzmanlarının bu alanı boş bırakması ile, önüne geleni yeterince düşünmeden bünyesine katmaktadır.

Bir kutu gıda takviyesi 350- 400tl'yi geçebiliyor

Doğal beslenme uzmanlarının ulaşamadığı insanlara, gıda takviye üreticileri çok kolay ulaşabilmekte ve yönlendirebilmektedir. O kadar ki, internet ortamında, gıda takviye ürünü satan bir siteye üye oluyorsunuz ve bir nevi sağlığınızı onlara emanet ediyorsunuz. Ayrıca bu kazançlı bir işte. Hem alıyor kullanıyorsunuz hem de etrafınıza onları satarak para kazanıyorsunuz. Çevrenizdekileri üye yaptıkça kazanmaya devam ediyorsunuz. Saadet zinciri gibi. Öyle ki, bir kutu kapsül 350- 400tl ve onun yanında şunu ve şunu da almanız gerekiyor demiyorlar mı? Pes doğrusu! Pazarda 3 liralık havuç için pazarlık yapan vatandaş, hiç ikiletmeden bir aylık pazar masrafını bir kalemde ödemeyi kabul ediyor. Bu durumun beslenme eksikliğinden çok psikolojik ve sosyolojik tarafları olduğu muhakkak. Bu da ayrı bir tartışma konusu. Herhalde bu durumda aile hekimlerinin ilaç ve rapor yazmaktan başka görevlerinin de olduğu sonucunu çıkarmak zor olmasa gerek.

Bu konuda Sağlık ve Tarım yetkililerine büyük görev düşüyor

İnsan sağlığı için öncelik, iyi ve sağlıklı beslenerek hastalığa karşı dayanıklı olmak olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Ancak sahada bu kabul yeterince geçerlilik arz etmiyor. Peki bunun nedeni nedir?

Hem sağlık sistemi hem gıda üretimi "önce sağlık" yerine "önce doymak" üzerine kuruludur. Böyle olunca da insanlar, sağlıklı beslenme ve kaliteli gıda üretiminde ortaya çıkan boşluğu aşamıyorlar. Bu durumda da etraflarına kulak kabartıyorlar.

Aile sağlık kuruluşları sorumluluğu dahilindeki vatandaşların sadece hastalığından değil de sağlığından da sorumlu olduğunu bilerek yönlendirme yapsa ve hastayı sadece bir iki dakika dinleyip ilacı yazmakla yetinmese, numaratördeki skorla sorumluluğunu sınırlamasa, bu konuya katkısı olabilir mi? Belli oranda katkı sağlayacağı söylenebilir. Kaldı ki, aile sağlık merkezleri ve bazı klinikler Pandemi döneminde neredeyse boş duruyor.

Tarımsal üretimde, üretimin yeterliliği ve fazlalığı öne çıkarıldığı kadar, üretilen ürünün kalitesi ve besleyiciliği de öne çıkarılsa ve vatandaşa sadece istatistiki bilgilendirme yapmak yerine kaliteli ürün bilgilendirilmesi de yapılsa bu soruna olumlu katkı sağlanmış olur mu? Nispeten olur. Örneğin kaysının üretimi ile, dünyadaki birinci sırada oluşumuzla ilgili bilgi vermenin yanında faydalarının ve sağlık açısından öneminin vurgulanması ve bunun sürekli bir şekilde yapılması iyi olmaz mı? Zira internet ortamında ve kulaktan kulağa gıda takviyesi ürünü satanlar; vatandaş üzerinde bu kadar ikna edici olabiliyorlar ve fahiş fiyata satabiliyorlarsa, bu alanda ciddi bir boşluktan faydalanıyorlar demektir. Bu boşluğun sorumlusu da eğitim, bilinçlendirme ve yönlendirmede yetkin olan kuruluşlardır.

Sağlıklı beslenmenin önemi bilindiği halde, ne okullarda sağlıklı beslenme dersi var, ne de sağlık ve gıda kuruluşlarında kayda değer, uygulanabilir sağlıklı beslenme programı var. Vatandaşın bilinçsizce gıda takviyelerine büyük paralar ödeyerek yönelmesi, aktarların önünde üç tutam bilmem ne otu için kuyruk olması, günümüz şartlarında çok düşündürücü bir durum.

Böyle bir durumda, reklamında gıda takviyesi yazan ve enzim düzenleyiciden, hücre yenileyiciliğe, bünyede olması gereken demir, magnezyum, çinko vs. gibi takviyelerden yola çıkan takviye ürünler; kulaktan kulağa, felce, baş ağrısına, migrene, halsizliğe hatta kovide çareymiş gibi algılanmaya devam ediyor. Pazarda 3 liralık sebze için canhıraş pazarlık yapan vatandaş da bir kutu takviyeye 300-400 tl veriyor ve peynir ekmek gibi yemeye, içmeye, yutmaya devam ediyor.

İlle de bu takviyeler gerekli ise dolaşımı ve kullanımı uzman kılavuzluğunda, uzman ellerce gerçekleşmelidir. Fahiş fiyat uygulaması makul ölçülere çekilmeli ve takip edilmelidir.

M. Murat Gün

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber