Sendikaların, MEB'in görüş yazılarına açtıkları davalar, kazanılabilir mi?

Şu anki uygulamada her görüş yazısına ayrı ayrı dava açılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Görüş yazısına açılan davada büyük bir ihtimalle de "var olan genel düzenlemeyi (mevzuatı) açıklayıcı nitelikte olduğu ve yeni bir kural getirmediği" gerekçesiyle red edilecektir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 07 Haziran 2021 00:01, Son Güncelleme : 27 Mayıs 2021 20:40
Sendikaların, MEB'in görüş yazılarına açtıkları davalar, kazanılabilir mi?

"Ek ders görüş yazıları neden tüm il milli eğitimlere yazılmıyor" başlıklı haberimizde İller arasında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığının geneli ilgilendiren görüş yazılarını dağıtımlı olarak tüm il milli eğitim müdürlüklerine göndermesi ve internet sitesinde yayınlanması gerektiğine dikkat çekmiştik.

Ek ders ücreti ödemeleri ile ilgili Erzurum Valiliğine gönderilen Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün 19.4.2010 günlü, 1209/20667 sayılı görüş yazısına Ankara 9. İdare Mahkemesinde açılan davayı takip ettiğimizde aşağıdaki sonuçlarla karşılaştık.

Ankara 9. İdare Mahkemesi, 17.2.2011 günlü, E:2010/721, K.-2011/252 sayılı kararıyla; genel düzenleyici işlem niteliğinde olan, tüm valiliklere gönderilen ve tüm öğretmenlerin ek ders ödemelerine ilişkin "Ek Ders Ücreti" konulu Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün 19.4.2010 günlü, 1209/20667 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesi uyarınca Danıştay'da görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dosyası, görev yönünden reddedilerek Danıştay'a gönderilmiştir.

Danıştay Onbirinci Dairesi ise 2015/1996 Esas No, 2015/4830 Karar No ve 13.07.2011 tarihli kararında aşağıdaki tespitlerde bulunarak dava konusunun Danıştay'ın görev alanına girmediği gerekçesiyle dava dosyasını tekrar Ankara 9. İdare Mahkemesi'ne iade etmiştir

DÜZENLEYİCİ İŞLEM NEDİR?

Danıştay Bu Kararında Düzenleyici İşleminim tanımını yapmıştır.

Şöyle ki;

"2575 sayılı Yasa'nın 24/1-c maddesi uyarınca bir idari davanın ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay'da görülebilmesinin ilk koşulu, idari davaya konu edilen idari işlemin düzenleyici nitelikte olmasıdır. İdare hukukunda, düzenleyici işlem, idarenin, aynı durumda olan idare edilenler için bağlayıcı, soyut hukuk kuralı koyan, yani normatif nitelikte olan tek yanlı tasarruflarına verilen addır."

"Başka bir ifadeyle düzenli hale koymak, düzen vermek olarak tanımlanabilecek olan düzenleme, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise, hukukta sürekli, soyut ve objektif, genel durumları belirleyen norm olarak tanımlanır. Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idare, Anayasa ve yasal düzenlemelerden aldığı yetki ile kural koyma, düzenleme yetkisine sahiptir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, genelge gibi düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, objektif, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir ifadeyle belirtilen nitelikte kurallar koymuş olması gerekir."

GÖRÜŞ YAZILARI DÜZENLEYİCİ İŞLEM DEĞİLDİR

Bu şekilde Düzenleyici İşlemin tanımını yapan Danıştay, "ek ders ücreti ödemeleri ile ilgili Erzurum Valiliğine gönderilen Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün 19.4.2010 günlü, 1209/20667 sayılı görüş yazısının son sınıf öğrencilerinin özürlü devamsız sayıldıkları dönemde ders görevlerini fiilen yerine getiremeyen öğretmenlerin, söz konusu döneme denk gelen günlerdeki ders görevlerini yapmış sayılıp sayılmayacakları hususunda istenilen görüş yazısı üzerine tesis edildiği ve Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın 16. maddesinde yer alan düzenlemeyi açıklayıcı nitelikte olduğu ve yeni bir kural getirmediği anlaşılmıştır." tespitinde bulunarak dava dosyasını tekrar Ankara 9. İdare Mahkemesi'ne iade etmiştir

Ankara 9. İdare Mahkemesi'de 2011/1801 Esas No, 2011/2085 Karar No ve 04.10.2011 tarihli kararında Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın "Ders görevinin yapılmış sayılacağı haller" başlıklı 16. maddesinde hem de Toplu Sözleşmenin yukarıda belirtilen 2. maddesinde; öğrencilerin idari izin veya tatil dışında çeşitli nedenlerle okula gelmemeleri nedeniyle okulda bulunmalarına rağmen ders görevlerini fiilen yerine getiremeyen öğretmenlerin, bu sürelere rastlayan ders görevlerini yapmış sayılacaklarına dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden davayı ret etmiştir.

"Ek ders görüş yazıları neden tüm il milli eğitimlere yazılmıyor?" sorumuzun cevabı ortaya çıkmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı; iller arasında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla geneli ilgilendiren görüş yazılarını dağıtımlı olarak tüm il milli eğitim müdürlüklerine göndermesi ve internet sitesinde yayınlanması gerekirken yukarıda yer verdiğimiz Danıştay kararı üzerine, her ile ayrı görüş yazısı yazma stratejisiyle, savunma hattı oluşturarak, yazdığı görüş yazılarını Düzenleyici İşlem olmaktan çıkartıp, açılacak olan genel bir davanın önüne geçmektedir.

"Sendikaların, MEB'in görüş yazılarına açtıkları davalar kazanılabilir mi?" sorumuzun cevabına gelecek olursak;

Şu anki uygulamada her görüş yazısına ayrı ayrı dava açılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Görüş yazısına açılan davada büyük bir ihtimalle de "var olan genel düzenlemeyi (mevzuatı) açıklayıcı nitelikte olduğu ve yeni bir kural getirmediği" gerekçesiyle red edilecektir.

Bir il'e yazılan görüş yazısına dava açılıp kazanılsa dahi diğer illerde kazanılan bu davanın uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Çünkü her işlem ayrı bir dava konusudur. Milli Eğitim Bakanlığının Hukukun arkasından dolanarak yaptığı bu işlemlere dur denilmesi gerekiyor.

Ahmet KANDEMİR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber