Dünya Nüfusu Yaşlanıyor: Doğurganlık Hedefleri Gerçekleşmiyor
UNFPA'nın son raporuna göre, küresel doğurganlık oranı 2,3'ün altına indi. Birçok kişi istediği kadar çocuk sahibi olamıyor ve dünya nüfusu hızla yaşlanıyor.

Dünya nüfusu artmaya devam ederken, küresel doğurganlık oranının 2,3'ün altına düşmesi "gerçek doğurganlık krizi" olarak tanımlanıyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından yayımlanan "2025 Dünya Nüfusunun Durumu Raporu"na göre, dünya genelinde birçok kadın ve erkek, istedikleri sayıda çocuk sahibi olma hedeflerine ulaşamıyor. UNFPA ve YouGov tarafından yapılan ankette, 14 ülkede 14 binden fazla kişiyle görüşüldü ve bireylerin yaşam boyu sahip olmak istedikleri ideal çocuk sayısını çoğu zaman değiştirmek zorunda kaldıkları ortaya çıktı.
Küresel Doğurganlık Krizi ve Nedenleri
- Ankete katılan üreme çağındaki yetişkinlerin yaklaşık %18'i, istedikleri sayıda çocuk sahibi olamayacaklarına inanıyor.
- Üreme çağında olanların %11'i istediklerinden daha az, %7'si ise daha fazla çocuk sahibi olduklarını belirtiyor.
- 50 yaş üstü bireylerin ise %31'i istediklerinden daha az, %12'si ise daha fazla çocuk sahibi olduklarını ifade ediyor.
Bu veriler, dünyanın 8,2 milyarı aşan nüfusunun önemli bir kısmının doğurganlık hedeflerine ulaşamadığını gösteriyor. Son 50 yılda ortalama yaşam süresi 59 yıldan 73 yıla yükseldi. Bu artış ve doğurganlık oranlarındaki düşüş, dünya nüfusunun giderek yaşlanmasına yol açıyor.
Küresel Yaşlanma ve Ekonomik Etkiler
- 2023 itibarıyla dünyada 65 yaş ve üzeri 809 milyon kişi bulunuyor.
- Bu sayının 2050'de 1,6 milyara, yüzyıl sonunda ise 2,4 milyara ulaşacağı öngörülüyor.
- 2020'de 50 yaş üstü kişiler küresel ekonomiye 45 trilyon dolar katkı sağladı.
Yaşlı nüfus oranı en fazla gelişmiş ülkelerde görülse de en hızlı yaşlanma eğilimi gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor. Bu ülkelerin sağlık, emeklilik ve sosyal destek sistemlerini yaşlanmaya hazırlıklı hale getirmesi gerektiği vurgulanıyor.
Bireylerin Üreme Ajandası ve Kararları
"Reproductive agency (üreme ajandası)", yalnızca istememe hakkını değil, aynı zamanda çocuk sahibi olmayı isteme ve bu kararı uygulayabilme kapasitesini de içeriyor. UNFPA, bu krizin temelinde bireylerin "üreme ajandası"nı hayata geçirebilecek uygun ortamların bulunmamasının yattığını belirtiyor. Ekonomik istikrar, eşitlikçi sosyal ortamlar ve kaliteli sağlık hizmetleriyle desteklenmeyen bu hak, bireylerin çocuk sahibi olma kararlarını sınırlandırıyor.
Bölgesel Nüfus Artışları ve Eğilimler
- Afrika, küresel nüfus artışında başı çekiyor.
- Batı ve Orta Afrika'da kadın başına ortalama 4,3 çocuk, Doğu ve Güney Afrika'da ise 4 çocuk düşüyor.
- Bu bölgelerde nüfusun yaklaşık %40'ı 14 yaşın altında.
- Avrupa'da nüfus düşüşü ve yaşlanma eğilimi sürüyor.
- Avrupa ülkelerinde doğurganlık oranı genellikle 1,3 ile 1,6 arasında değişiyor.
Kişilerin Doğurganlık Hedeflerini Etkileyen Faktörler
- Ekonomik güvencesizlik
- Sağlık hizmetlerine erişim eksikliği
- Uygun partner bulunamaması
- Cinsiyet temelli iş bölümü
Çocuk sahibi olan veya olmak isteyen kişilerin %39'u maddi sorunların, %21'i işsizlik ve iş güvencesizliğinin, %19'u ise emlak piyasasına bağlı sorunların kararlarını etkilediğini belirtiyor. Özellikle 40 yaş altı bireylerde ev içi işlerin eşit paylaşılmaması, doğurganlık hedeflerinin gerçekleşmemesine neden oluyor. Kadınlar, erkeklere kıyasla bu konuda yaklaşık iki kat daha fazla sorun yaşıyor.