2008 Öncesi Memurların Ailelerine Hala Özel Haklar Tanınıyor
2008/Ekim ayı öncesinde memuriyet gibi kamu görevlerinde çalışanların emeklilik ve ölüm sonrası hakları, özel bir yasa olan Emekli Sandığı Kanunu ile belirleniyor.
Türkiye Gazetesi yazarı İsa Karakaş, köşe yazısında 2008 yılı Ekim ayı öncesinde kamu görevine başlayan memurların ölüm sonrası dul ve yetimlerine maaş bağlanmasıyla ilgili önemli detayları paylaştı.
2008/Ekim ayı öncesinde memuriyet gibi kamu görevlerinde çalışanların emeklilik ve ölüm sonrası hakları, özel bir yasa olan Emekli Sandığı Kanunu ile belirleniyor.
Bu kurallar, diğer sigortalılardan farklı işliyor
Özellikle memurun vefatında, dul ve yetimlerine maaş bağlanması, paylaşımı ve kesintilerinde özellik arz eden durumlar bulunmaktadır.
Bu yazımızda değerli okurlarımızın suallerine binaen belirtilen hakları adım adım izah edeceğiz.
MEMURA İLİŞKİN ŞARTLAR
Memur iştirakçisi (yani sigortalı kamu çalışanı) vefat ederse, ailesine maaş bağlanması için Emekli Sandığı Kanunu'ndaki hükümler devreye girer. Bu hükümler 2008 Ekim öncesi iştirakçi memurları kapsar. Bunun için memurların ölümünden önce belirli bir süre hizmetinin ve ödenmiş keseneklerinin (primlerinin) bulunması elzem.
Buna göre maaş bağlanacak kişiler ve haller şöyle:
Dul ve yetim aylıklarının hangi hallerde bağlanacağı Emekli Sandığı Kanunu'na düzenlemiş olup 2008 yılı Ekim ayı başından önce Kanun kapsamında iştirakçiliği bulunanlardan,
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve 2008 Ekim ayı başından sonra seçilen TBMM Başkan'ı iken veya ayrıldıktan sonra,
İştirakçi veya iştirakçiliği sona ermiş ve daha sonra başka bir sigortalılık statüsüne tabi olarak çalışmamış olanlar ile emekli veya adi malullük aylığı almakta olan ve toplam hizmet süreleri 10 yıl ve daha fazla olanlardan,
Vazife malullüğü aylığı alanlardan,
İştirakçilerden Kanunda yazılı vazifeden doğma sebeplerle veya aynı sebeplerden doğma kaza ve yaralanmaları üzerine tedavi sırasında veya ameliyat yüzünden,
Vazife malullüğünün geçmesi nedeniyle aylığı kesilmiş ve emeklilik hakkı tanınan bir vazifeye tayin edilmemiş ve fiili hizmet süreleri de 10 yılı doldurmuş bulunanlardan, ölenlerin, ölüm tarihinde anılan Kanuna göre aylığa müstahak dul ve yetimlerine maaş bağlanmaktadır.
HAK SAHİPLERİ KİM? YASAKLAR VE İSTİSNALAR.
Emekli Sandığı Kanuna göre hak sahipleri; dul ve yetimler, eş, çocuklar, anne-baba yer almaktadır. Ancak herkes maaş alamaz! Özel şartlar bulunmaktadır:
Vazife Malullüğü Tespit Kurulunca, kendisinden aylık bağlanacak iştirakçiyi veya emekli, adi malullük, vazife malullüğü aylığı alanı; kasten ve haksız yere öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenlere veya adi malul sayılacak duruma getirdiği,
Kendisine aylık bağlatacak iştirakçiye veya emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı alana veya ailesine karşı ağır bir cürüm işlendiğinden veya bunlara karşı kanunen mükellef olduğu vazifeleri ifada büyük bir kusur irtikap eylediğinden dolayı ölüme bağlı bir tasarrufla mirastan ıskat edildikleri, hususunda kesinleşmiş yargı kararı bulunanlara,
Evli kız ve erkek çocuklarla anaya,
Kendisinden aylık bağlanacak olanların ölüm tarihinde,
-Kanunun emeklilik haklarının düşmesi ve bağlanan aylıkların devamlı olarak kesilmesini gerektiren sebepleri düzenleyen Kanun maddesi kapsamında Türk vatandaşlığından çıkarılan, Türk vatandaşlığını bırakan veya yabancı memleket uyruğuna girenlere,
-Emeklilikle ilgili bir görevde çalışmakta olan veya görev yapmakta iken aylıksız izne ayrılan yetimlere, aylık bağlanmayacağı öngörülmüştür.
Ancak, Türk vatandaşlığından çıkan veya çıkarılanlardan, Sosyal Güvenlik Antlaşmasına taraf olduğumuz ülke vatandaşlığına geçenlere aylık bağlanacak, aylık almakta olanların ise aylıkları kesilmeyecektir.
Toplam hizmet süreleri 10 yıl veya daha fazla olan iştirakçiler ile mezkür Kanun kapsamında emekli, malullük veya vazife malullüğü aylığı alanların dul ve yetimlerine aylık bağlanırken aranan şartları eş, çocuk, ana-baba açısından ayrı ayrı ele alınmıştır.
DUL EŞE MAAŞ: EVLİLİK YETERLİ, EK ŞART YOK!
Emekli Sandığı Kanununda, ölenin dul kalan eşine aylık bağlanması için, ölüm tarihinde memur iştirakçi ile Türk Medeni Kanunu'na uygun olarak evlilik birliğinin bulunması gerekmektedir. Ayrıca malullük, muhtaçlık gibi özel hiçbir şart öngörülmemiştir.
Müracaat yeterli olup, söz konusu müracaatın dul eşin kendisi veya aylığa müstahak olanlardan birisi tarafından yapılması yeterli olacaktır.
Dul eşin, iştirakçi olması ya da Emekli Sandığı Kanunu'na veya SGK (5510 s.) Kanunu'nun 4/1-c kapsamında emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı alması, sadece aylık bağlama oranını etkileyecektir.
Bu durumda, dul eş hem kendi görev veya emekli aylığını hem de dul aylığını birlikte alabilecek ancak, bağlanan dul aylığı oranı %50'yi geçemeyecektir.
Ancak, dul aylığı bağlanacak eşin, Emekli Sandığı Kanunu kapsamında aylık almakta iken ölen anne ve/veya babasından dolayı yetim aylığına da müstahak olması halinde; her iki aylığı birlikte alamayacak, bu durumda tercih edeceği aylık bağlanacaktır.
Medeni Kanun'un yürürlük tarihinden önce veya sonrasında nüfusa tescil edilmiş birden fazla eşi bulunanların eşlerine aylık bağlamaktaydı. Medeni Kanun'la birlikte sadece bu kanuna göre geçerli resmi nikahlı dul eşe maaş bağlanmaktadır.
İsa Karakaş'ın da vurguladığı üzere, 2008 öncesi memuriyet başlangıcı olanların ailelerine maaş bağlanmasında bu hükümler halen geçerliliğini koruyor