Üç bakandan 'şehir suyu' toplantısı

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 24 Temmuz 2008 17:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ortak basın toplantısı yaptı.

İçişleri, Sağlık ile Çevre ve Orman Bakanları ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, şehir suyu şebekeleri konusunda yapılan çalışmaları anlattı.

Ankara ve İzmir'de günmede gelen içme sularındaki sorunlara ilişkin İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu'nda açıklama yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ?şehir şebeke sularıö konusunda çeşitli konuları değerlendirdiler.

İlk konuşmayı yapan İçişleri Bakanı Atalay, içme sularının kalitesine ilişkin gündeme gelen her konunun inceleneceğini belirtti. Günümüzde suyun kirliliğinin dünyada çok önemli bir konu olduğunun altını çizen Atalay, şöyle devam etti:

?Uluslararası konularda konu ciddi şekilde değerlendiriliyor. Dünya Su Forumu gelecek yıl Türkiye'de toplanacak. Suyun kalitesi de çok önemli değerlendirme konusu. Geçen Bakanlar Kurulu'nda konu değerlendirilmiştir. Bakanlıklarımız ve kurumlarımız arasındaki devam eden işbirliğinin daha da artırılması, yetkililerin bir defa daha uyarılmasına da ihtiyaç duyulmuştur.

AKP olarak suya ne kadar önem verdiğimiz biliniyor. Kaliteli içme suyunun şebeke suyunun bulunması yönünde, çok ciddi kaynak ayırdık. Bizim politikamızın iki ayağı var. Birincisi yeterli içme suyu olmayan yerlerin içme suyunun karşılanması, ikincisi ihtiyaç duyulan yerlerde yeterli arıtma tesisinin yapılması. Geçen yıllarda köylerde şebekeli içme suyu olacak, köylerimiz bundan mahrum olmayacak dedik ve KÖYDES'e 4,7 milyar YTL para ayırdık. Susuz ve suyu yetersiz 2433 köye içme suyu götürülmüştür. Bu çok ciddi bir rakamdır. Yani köylerde her evin musluklarından sular akmaktadır. Şehirlerimizin su kesintisine uğramaması için çeşitli tedbirler alınmıştır.?

Suyun kalitesinin direk insan sağlığını etkilediğini vurgulayan Bakan Atalay, ?Hiç şakaya gelir tarafı yok. Kalitedeki bozulma insan sağlığını etkiliyor. Suyla ilgili temel sorumluluklar, suyun getirilmesi ve sağlıklı bir şekilde sunulması belediyenin görevi. Bunun denetimi Sağlık Bakanlığı'ndadır. Esas kaynakla ilgili konular ise Çevre ve Orman Bakanlığımızın ve DSİ'nin konusudur" diye konuştu.

"BELEDİYELER GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMALI"

Belediyeler Kanunu'nda, sorumlulukların çok açık biçimde yer aldığına dikkat çeken Atalay şunları söyledi:

"Su hizmetleri tesisinin yapılması belediyenin görevidir. İçme suyunun kalitesinin sağlanması belediyelerin görevidir ve belediyelerin en temel görevlerinden birisi hizmet ettikleri vatandaşa, sağlıklı kaliteli kesintisiz suyu sunmaktır. Yerel yönetimlerimiz, kanunların kendilerine verdikleri görevi yerine getirme konusunda daha dikkatli davranmak zorundadırlar. Biz bunu belediye başkanlarımıza, yerel yönetimlerimize bir kez daha hatırlatıyoruz. Yerel yönetimler gerekli tedbirleri almalıdırlar. Burada gelir bahane olamaz, kaldı ki biz AKP olarak belediyelerimizin gelirlerini sürekli artırdık. Belediyelerin gelir aktarımında hiçbir siyasi parti ayrımı yapmadık ve her yıl biraz daha artırdık. 2 hafta önce yeni bir kanun çıkardık ve belediyelerimizin gelirlerini yüzde 44 artırdık. Her ne sebeple olsun, yaz döneminde belediyelerimizin gelirlerini kesmiyoruz. Yaz dönemi gelirleri daha da artıyor."

"BELEDİYELER ÜZERİNDEKİ TEFTİŞİ VE YAPTIRIMI ARTIRACAĞIZ"

Belediyeler üzerinde hem teftişi hem de yaptırımı artıracaklarını kaydeden Atalay, ?Biz bu denetimlerimizi artıracağız. Vesayet yetkimizi daha etkili şekilde kullanacağız. Tabi ayrıca mülki idare amirlerimiz önemli sorumluluğu vardır. Başta yasalar kendilerine yetkiler vermektedir. Vali ve kaymakamlarımızın içme suyunun aksamadan sunulması konusunda, denetim sağlama görevleri bulunmaktadır ve biz bu görevlerini de onlara hatırlatıyoruzö diye konuştu. Bakanlık olarak konuya ilişkin vali ve kaymakamları uyaran genelgeler gönderdiklerini söyleyen Atalay şöyle konuştu:

"Yarın yine yeni bir genelgeyi de yerel yöneticilerimize göndermiş olacağız. Kimsenin içme suyu konusunu hafife alma hakkı yoktur. Biz hükümet için üzerimize düşeni yapacağız. Biz de yerel yönetimlerden görevlerini titizlikle yapmalarını bekliyoruz. Hükümet olarak yaptırımlar konusunda hiç taviz vermeyeceğiz. Teftiş ve yaptırım mekanizmamızı çok ciddi şekilde uygulayacağız. Görevlerini yerine getirmeyen herkes hakkında gereken yapılacaktır."

VALİLER, BELEDİYE BAŞKANLARI VE KAYMAKAMLARA UYARI

Valiler, belediye başkanları ve kaymakamlardan çok duyarlı olmalarını, yıpranmış ve eskimiş su şebekelerine öncelik vermelerini, içme suyuna ilişkin tahlilleri sürekli yaptırmalarını ve şeffaf yönetim anlayışıyla kamuoyuyla paylaşmalarını isteyen Atalay, ?İki ilçemizde klorlamada bir aksama oldu. 600 vatandaşımız hastaneye gitti. Yani küçücük bir ihmal ne kadar büyük bir sağlık sorununa yol açıyor görüyoruz. Eğer bir aksama varsa anında vatandaşla paylaşılması gerekiyor. Şeffaflık çok önemli çünkü insan hayatını etkiliyor" dedi.

EROĞLU: "İÇME SUYU SIKINTISI YOK"

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ise, belediyelerin vatandaşa yeterli miktarda ve kaliteli su vermeleri önemine değinerek, ?81 il merkezimizle alakalı bir çalışma yaptık. Bütün su kaynaklarını gelecekteki nüfuslarını tahmin ederek bütün şehirlerin su ihtiyaçlarını incelemek suretiyle eylem planı hazırladık. Ancak bazı gazetelerde, Türkiye susuz kalacak diye yorumlandı. Bu tamamen yanlıştırö dedi. İçme suyu açısından Türkiye'de sıkıntı bulunmadığını öne süren Eroğlu, şunları söyledi:

"Türkiye'de şu an 40 milyar metreküp suya ihtiyaç vardır. Elimizde ise fazladan 100 milyar metreküp su var. Sadece hükümetimiz zamanında ilave 10 milyon nüfusa su getirdik. KÖYDES ve BELDES ile önemli miktarda beldeye su getirilmiştir. Geçmiş yıllara göre büyük bir adım atılmıştır. Su tesislerinin işletmesi tamamen belediyelere aittir. Belediyenin festival düzenlemesine kıyasla, sağlıklı su vermek öncelikli görevidir. 1994 sonunda itibaren sürekli sağlıklı su vermeye başlanınca hastalıklar tamamen ortadan kalkmıştır. Sağlıklı su çok önemlidir. Sağlıklı su verilmediği zaman faturası çok ağırdır. Pınarlara, barajlara hiçbir şekilde hayvan girmemesi gerekir. Etrafının mutlaka korunması, yakın çevresindeki zirai mücadele ilaçlarının kullanılmasına müsaade edilmemesi ve bunların kontrol edilmesi gerekir. Özellikle bunların denetlenip denetlenmediğini kontrol edecek ve ihmal gösterenlere gerekli cezalar verilecektir. Maalesef arıtma tesislerinde yeteri kadar eleman olmadığı için, arıtma tesislerinin çok sağlıklı şekilde işletilmediğini görüyoruz. Dezenfeksiyonun çok daha önemli olduğunu vurgulamam lazım. Arıtma tesisi iyi çalışmıyorsa, sağlıklı bir su beklenemez."

Bazı belediyelerdeki arıtma tesislerin kloratörlerin bozuk olduğunu tespit ettiklerini ifade eden Eroğlu, ?Şebekelerde çok büyük problemler var. Türkiye'de pek çok belediyelerdeki içme suyu şebekesinin sağlıklı olmadığını biliyoruz. Bazen şebekelerde arıza oluyor yada kırık oluyor. Bunu yenilediği zaman vanaları kapatıyor, dışarıdaki basınçla kirli suyun oralara girmesi, su kesintisi olayında daha zararlı" diye konuştu.

AKDAĞ: "SAĞLIKLA İLGİLİ BELEDİYELERE YARDIM VE DESTEĞE HAZIRIZ"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye'nin sağlık alanında 1.lige çıktığını belirterek, ?Son dönemde yaşanan vakalara bakıldığında büyük bir düşüş yaşanmıştır. 2001 yılında binlerce görülen kızamık vakası sayısı aldığımız koruyucu tedbirlerle geçtiğimiz yıl 3 kişiyle sınırlı kalmıştır. Bu yılda yine sayı 3'tür. O da Iraklı bir öğrenciden bulaşmıştırö dedi. Gerekli denetimlerin yapıldığını, belediyeler ile ortak çalışmaların yürütüldüğünü söyleyen Akdağ, "Personelin su konusunda bilgi ve kültürlerini arttırmak için ortak eğitim çalışmaları yürütüyoruz" dedi.

Son dönemde belediyelerin su konusunda ihmallerinin olduğunu ifade eden Akdağ, ?Sağlıkla ilgili belediyelere yardım ve desteğe hazırızö diyerek, pek çok bulaşıcı hastalığın ellerin temiz yıkanmamasından kaynaklı olarak yayıldığını da vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber