Polisin sinirleri bozuk

Haber Giriş : 08 Aralık 2004 05:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İntihar oranlarının da yüksek olduğu polis teşkilatı hem moral olarak hem de fiilen zayıflıyor. Suçluları yakalamaktan veya suçu önlemekten daha çok olayları kayıt edip istatistik tutma görevi görüyor Türk Polisi artık.

Karakola işiniz düştüyse bilirsiniz. Son yıllarda "Tavşana kaç tazıya tut" mantığı, yani katile de öldürülene de, hırsıza da eşyası çalınana da eşit uzaklıkta olmak Türkiye'de Polis'in olaylara genel yaklaşımı haline geldi. Tüm vatandaşların yakındığı gibi düşük hayat standartı ve maaşlardan çeken Polisler, son AB'ye uyum yasalarını da bahane ederek artık asli işlerinden iyice uzaklaşmaya başladılar. İnsanların problemlerine yabancılaşıyorlar. Bunu anlamak için büyük olaylar yaşamanıza lüzüm yok.

İşte size iki basit örnek:
Sapanca Polis Karakolu: Çalıştığı iş yerinin bahçesinde, dışarıdan gelen kişiler tarafından yumruklu saldırıya uğradığı için şikayette bulunan kişinin ifadesi alınırken polisler yaklaşımı tam bir romanlıktı. Bahçeye girip saldıranlar daha önce karakola gidip saldırdıkları kişiyi şikayet ettikleri için Polislerin kafası karışmıştı bir kere. İlk 15-20 dakika olaya sokak ortasında çıkmış bir kavga muamelesi yapıp ifadeleri almaya başladılar. Ancak ifadeler alınırken saldırganların tehditleri devam ediyordu. Hem de Polislerin ve karakolun önünde. Memurlar tehditleri görmezden gelmeye çalışıyorlardı. Yahu önünüzde devam ediyor bir şey yapamaz mısınız diye sorulduğunda "Ne yapabiliriz ki çoluğumuz çocuğumuz var karışmaya değmez elimizde yetki yok" diyordu memurlar. Ve derin bir felsefe ile tek işlerinin yazdıkları kağıtları yazmak olduğunu anlatıyordu polis memurları. Neticede polisler kendi aldıkları ifadede bu olayın şahidi olarak gösterilmekle yetindiler. Yani mahkemeye çağırılırlarsa tehditlerin karakolun önünde de devam ettiğini söyleyecekler.

Kavacık Polis Karakolu: Kavacık'daki kaçak futbol sahasında çalınan davullar zurnalar ve düdüklerden rahatsız olan mahalle sakinleri savcılığa şikayette bulunurlar. Savcılık da bu olayların bir daha olmaması için hem karakola hem de spor sahasına yazı yazar ve emir verir. Ama Kavacık karakolunu arayıp gürültünün devamından şikayetçi olduğunuzda telefona cevap veren bayan polis memuru sizinle aynı görüşte değildir. Bayan memur kaçak olsa bile spor sahası olduğu için gürültü yapılmasını normal karşılamaktadır. Bayan memura yüksek sesle müzik dinleyen bir eve veya işyerine nasıl müdahale ediliyorsa aynı şekilde müdahale etmeleri gerektiği konu ile ilgili savcının emri olduğu hatırlatıldığında canı sıkılır "Tamam tamam ekip yollayacağız" der ama zaten yapılan maçlar esnasında polis bulundurulması gereken sahaya polisler uğramazlar. Çünkü aynı bezginlik, sisteme olan inançsızlık ve felsefe bu bayan memurda da mevcuttur.

Önce hükümetin daha sonra Polis teşkilatının acilen önlemler alması, memurlarını daha iyi eğitmesi, daha yüksek maaş vermesi donatması ve motive etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde psikolojik üstünlüğü ele geçiren suçlular ve suç git gide artacaktır. Nitekim kapkaç, hırsızlık ve dolandırıcılık hızla artmaktadır. AB'ye uyum yasaları ile birlikte Polis de AB'ye ve standartlarına uydurulmalıdır ve güçlendirilerek donatılmalıdır. Aksi takdirde Güney Amerika'da duyduğumuz fidye için adam kaçırmalar yakında Türkiye'de de başlayacaktır.

HaberX

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber